Çocuklarımız istediğimiz gibi değil; dokunduğumuz gibi olur. Onların bilgi, beceri, yetenek, duygu ve hayal dünyalarının gelişiminin onlara yaklaşma ve dokunma şeklimizle doğrudan ilintili olduğunu hatırlamakta yarar vardır. Aynı zamanda çocuklarımızın duygularına kulak açmamız gerektiğini söyleyen Uzman Psikolog Cevher Sönmez ebeveynlere önemli çağrılarda bulundu.
Her çocuğun duygulardan oluşan, anlaşılmayı ve çözülmeyi bekleyen bir “Pin kodu” vardır… Duyguların Pin kodunu doğru girmediğimiz zamanlarda çocuklarımızın davranışları uyarı verir. “Bana bu şekilde davranma!”, “Bana bu şekilde yaklaşma!” dercesine… “Yapma!, Etme!, Bu seni aşar! Daha çocuksun, anlamazsın!” gibi ifadelerin çocuğu köreltmekten ve onun kendi başına karar alabilen, çözüm üretebilen bir yapıda olması önünde sadece birer engel olur.
Orkestra şefi ebeveyn olmak
Orkestra şefi ebeveyn olmak, çocuğumuzu sadece kendi bildiklerimiz üzerinden eyleme geçirir. Çocuk, kendini kanıtlayıp anne ve babasının takdirini kazanmak için bir şeyler üretmek istiyor; ancak biz komutlarımız ile kendisini sınırlıyoruz. O bir girişimde bulunmak, başarı elde etmek istiyor; biz ise “Yaparsa zorlanır!” gözüyle bakıyoruz, ona güvenmiyoruz… Soruyorum şimdi: Kaygı ve korkularımıza esir kıldığımız, güvenmediğimiz çocuklarımızdan hayata dair ne bekleyebiliriz? Zannediyoruz ki onlar, ancak bizim komutlarımızla kendilerini idare edebilecekler.
Oysaki burada büyük bir yanılgının içine hapsoluyoruz. Onlara ne yapacaklarını söylemekten daha önemli bir şey var. Neyi nasıl yapacağı konusunda rehber olmak… Çünkü ne yapacağı bize ait bir komuttur, nasıl yapacağı ise yavrumuza ait bir kazanımdır. Psikoloji bilimi der ki yavrularımızın sürekli olumsuz eleştiri, tutum, tavır ve davranışlarımıza maruz kalması, onların benliğini, kişiliğini, alışkanlığını, huy ve savunma mekanizmalarını doğrudan etkileyeceğinden bu durum onların sosyal kimlik, akademik başarı, özgüven gibi konularda başarısız olmalarına da neden olabilir. Kıymetli ebeveynler, yavrularımızın her birinin birbirinden farklı bir ruh hali, mizaç ve karakter yapısına sahip olacağını biliyoruz. Onlara yapılacak en büyük iyilik, kendi duygularımızdan hareket etmeyi bırakıp onların duygularına kucak açmaktır.