Giriş
Ailelerinden kurtulmak için kaçmışlardı... Sapığın elinde dehşeti yaşadılar!
ABD'de ailelerinin evlerinde cinsel şiddet dahil pek çok saldırı gören genç kızlar, çareyi arkadaşlarının babası ile yaşadığı eve yerleşmekte buldu. Ancak üst üste gelen kayıp haberleri ülke çapında büyük ilgi çekti ve yaşanan dehşet gün yüzüne çıktı.
Derleye: Ömer Faruk Ekinci / Posta.com.tr | ABD'nin Kaliforniya eyaletinde dünyaya gelen Ward Weaver III, ailesiyle birlikte şiddet görerek büyüdü. 4 yaşındayken babası onu ve annesini terk etti. Annesi başka biriyle evlendi ve bu kişi sürekli alkol alan biriydi. Üvey babasından sürekli dayak yiyordu.
ŞİDDET DOLU GENÇLİK YILLARI
Üvey babasından şiddet gören Weaver ise bunun acısını kendinden küçük kardeşlerinden çıkarıyordu. Üvey erkek kardeşi ve en küçük kız kardeşini durmadan dövüyordu.
1981 yılının Nisan ayında 18 yaşındaki Weaver, bir akrabası tarafından tecavüzle suçlandı. Tam bu sırada orduya katılan Weaver, polis soruşturmasından bu şekilde kurtuldu.
1984 yılına gelindiğinde askerliği bırakan Weaver, Filipinli kız arkadaşıyla evlendi. Weaver'ın bu ilişkiden 4 çocuğu oldu ancak çocukluğunda yaşadığı şiddeti, Weaver bu kez de kendi ailesine yaşatıyordu.
BABASININ CİNAYETİ İÇİN TAŞINDI
Weaver, yeni ailesiyle birlikte babasının cinayet davası sebebiyle onlara yakın bir yere taşındı. Bir tır şoförü olan baba Weaver Jr., yolda arabası bozulan bir çifti görünce durmuş, 18 yaşındaki erkeği bir sopayla döverek öldürmüştü. 23 yaşındaki kız arkadaşını ise kaçıran Weaver Jr.'ın yol boyunca genç kıza tecavüz ettiği iddia ediliyordu.
Daha kan dondurucu bir detay ise Weaver Jr.'ın 10 yaşındaki oğluna genç kızı gömmek için toprağı kazdırmasıydı. Genç kızı boğarak öldüren Weaver Jr.'ın bu cinayeti ve cesetten kurtulma şekli oğlu Weaver'a da adeta ilham olmuştu.
KIZININ ARKADAŞLARI İÇİN KAÇIŞ...
1997 yılına gelindiğinde Weaver'ın, ikinci evliliği de boşanma ile sona ermişti. Oregon eyaletinde kendisine bir ev tutan Weaver, burada 12 yaşındaki kızı Mallori ile birlikte yaşıyordu. Mallori, okulda tanıştığı 12 yaşındaki Ashley Pond ve 13 yaşındaki Miranda Gaddis ile bolca vakit geçiriyordu. Kızlar sık sık birbirlerinin evlerine yatıya gidiyorlardı.
2001 yılında ise bu mutlu tablo bozulmaya başlamıştı. 16 yaşındaki Pond, Weaver'ın kendisine evinde tecavüz etmeye çalıştığını söyledi. Bu olay polise gitse dahi herhangi bir işlem yapılmadı. O yaz Pond, kendi evindeki kaotik ortamdan kurtulmak için Weaverlar'ın evinde kalmaya başlamıştı. Weaver'ın kızının arkadaşları Pond ve Gaddis, kendi evlerinde cinsel istismara uğruyordu ve kaçış olarak Weaver'ın evini görmüşlerdi.
9 Ocak 2002 tarihinde Pond, otobüs durağına giderken birden ortadan kayboldu. Genç kızın ortadan kaybolması medyanın da ilgisini çekmişti. Bunun üzerine FBI da olaya dahil oldu. Aradan geçen haftalara rağmen Pond bir türlü bulunamıyordu. Yapılan araştırmalarda mahallede oturan Weaver'ın şiddet dolu geçmişi ortaya çıktı. 23 Ocak'ta ise medya ekipleri aralarında Gaddis'in de bulunduğu kızlarla bir röportaj yaptı.
ÖZEL RÖPORTAJDA ŞOKE EDEN DETAY
8 Mart'ta Miranda Gaddis de arkadaşı gibi ortadan kayboldu. Gaddis'in kaybolması ülke çapında ses getirdi hatta özel programlara bile konu oldu.
Medyanın yoğun ilgisi ve olayı dikkatlice incelemesi ile birlikte Weaver'ın şüphelilik durumu git gide artıyordu. Polis, Weaver'ın evini aradı ancak herhangi bir şey bulamadı. İlerleyen aylarda kendi isteği ile bir televizyon programına evinin kapılarını açtı ve kızların yatıya geldiklerinde kaldığı yerler olmak üzere ekibe ev turu yaptırdı. Bu turdaki kan donduran detay ise yakın zamanda ortaya çıkacaktı. Genç kızların cansız bedenleri, röportaj yapılan yüzeyin tam altındaydı.
Ağustos ayına gelindiğinde Weaver'ın üzerindeki şüphe artık en yüksek noktadaydı. 13 Ağustos'ta genç bir kıza tecavüz etme suçundan tutuklanan Weaver'ın kardeşi Francis Weaver, polise ağabeyinin kayıp kızları öldürdüğünü itiraf ettiğini söyledi.
Weaver'ın hapse girmesinin ardından Pond'un üvey annesinin baskılarıyla Weaver'ın oturduğu evin arka bahçesi kazılmaya başlandı. Kokular yoğunlaşmaya başlamıştı. Weaver, tıpkı babası gibi öldürdüğü genç kızları evinin altına kazdığı çukurlara gömmüştü.
YILLAR SONRA GELEN KAN DONDURAN İTİRAF
Weaver, 2004 yılında ölüm cezasından kurtuldu ancak şartlı tahliye olmaksızın iki müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
Weaver, 2009 yılında kendisini ziyaret eden Gaddis'in küçük kız kardeşine kan dondurucu itiraflarda bulundu. Pond ve Gaddis'i çıplak elleriyle öldürdüğünü söyleyen Weaver, bir sonraki hedefinin o olduğunu ancak o zamanlar fazla küçük olduğu için bunu ertelediğini itiraf etti.
