Hayali polis olmaktı, seri katil oldu! Kendi cezasını da kendi verdi
ABD tarihinin en kanlı seri katillerinden biri olan '40. Otoyol Katili' uzun uğraşlar ve polis ekiplerinin gizli operasyonlarla kurduğu tuzaklar sonucu yakalandı. Kendisine verilen cezaya itiraz eden katil, kendi cezasını da kendi verdi.
Derleyen: Ömer Faruk Ekinci / Posta.com.tr | 1957 yılında ABD'nin Delaware eyaletinde dünyaya gelen Steven Brian Pennell, gençlik yıllarında güzel huylu, utangaç ve çekingen bir çocuktu. Komşularına her daim yardıma koşardı. Çocukluk yıllarında polislere hayran olan Pennell, komşusu olan bir polis memurunu meraklı sorularıyla adeta sorguya çekiyordu.
'KİBAR VE NAZİK DEV'
Lise çağına geldiğinde ise yaklaşık 1.80 boya ulaşan Pennell, etrafındakiler tarafından 'kibar dev' olarak anılıyordu. 1976 yılında liseden mezun olan Pennell, iki dönem boyunca kriminoloji çalıştı. Tüm hayatı boyunca en büyük hayali polis olmaktı. Bunun için başvurularda bulundu ancak fiziksel yeterliliği bulunmadığı için kabul edilmedi.
1987 yılında elektrisyen olarak çalışmaya başlayan Pennell, evlenmiş ve ikisi erkek üç çocuk sahibi olmuştu. Genel olarak ideal bir aile babası olarak görünen Pennell, sık sık çocuklarıyla spor yapar, komşuların çocuklarına bisiklet sürmeyi öğretirdi. Elektrik işleri dışında 195 boyu ve 136 kilosuyla görünüş olarak korkutucu biri olan Pennell, ek iş olarak kapı güvenliği de yapıyordu.
EKONOMİK SIKINTILARLA BOĞUŞURKEN...
Pennell'in elektrisyenlikten kazandığı para hiç iyi değildi. Masraflarını karşılamaya yetmiyordu. Bunun stresi de evliliğe yansımaya başlamıştı. Pennell, bir kez eşinin kolunu kırdı ancak bu olay hiçbir zaman polise intikal etmedi.
1987 yılının Kasım ayında arabayla yolda giden bir çift, yol kenarında cansız bir manken gördüklerini sandılar. Ancak bu dövülmüş, parçalarına ayrılmış Shirley A. Ellis'in cansız bedeniydi. Bir hayat kadını olan Ellis'in bedeni üzerinde parça parça kıyafetler duruyordu ve saçlarında bant izleri vardı.
Ellis'in cesedine yapılan otopsi sonucunda kadının ellerinden ve ayaklarından bağlandığı ve öldürülmeden önce işkence gördüğü ortaya çıktı. Nefessiz bırakıldığı ve birçok çekiç darbesi aldığı ortaya çıkan otopside herhangi bir cinsel saldırı izi bulunamadı.
AİLE HAYATI KÖTÜYE GİDİYORDU
1988 yılının Haziran ayında Pennell, insomnia (uykusuzluk) problemi yaşamaya başladı. Uykusuz kaldığı için sürekli sinirli olan Pennell, eşiyle de sık sık kavga ediyordu. Bu yüzden çok sevdiği mavi arabasıyla uzun yolculuklara çıkıyordu. Gece geç saatlere kadar süren yolculuğun ardından eve dönen Pennell, kanepede uyuyup sabah erken saatlerde tekrar yola koyuluyordu.
28 Haziran tarihinde Catherine DiMauro, Pennell'in en sevdiği yollardan biri olan 40. Otoyol'da birden ortadan kayboldu. Genç kadının cansız bedeni bir sonraki gün inşaat alanında bulundu. DiMauro'nun cansız bedeni de Ellis'inki gibi benzer işkence görmüştü. Yine Ellis gibi bir hayat kadını olan DiMauro'nın cesedinde de cinsel saldırı izleri bulunmadı. İki ceset arasındaki tek fark ise DiMauro'nun baştan aşağı mavi halı iplikleriyle dolu olmasıydı.
22 Ağustos'ta ise yine bir hayat kadını olan Margaret Lynn Finner, 13. Otoyol'da ortadan kaybolmuştu. Genç kızın üvey babası kızının kayıp olduğunu polislere bildirdi. Bir sonraki gün telefonu çalan meraklı üvey baba, kızının en son mavi bir arabaya bindiği bilgisini aldı.
SERİ KATİL ALARMI! TUZAKLAR, GİZLİ GÖREVLER...
Birer birer ortadan kaybolarak öldürülen hayat kadınlarının tek bir kişi tarafından yapıldığını düşünen polis ekipleri bir seri katil profili çıkarmaya başladı. Kurbanlarına cinsel saldırıda bulunmayan bu seri katil, onlara işkence etmeyi ve acı çektirmeyi seviyordu. Bunun üzerine seri katili yakalamak üzerine planlar yapılmaya başlandı.
Polis ekipleri, seri katili üzerine çekecek gizli bir kadın polis elemanını hayat kadını gibi 13. ve 40. Otoyollara yerleştirdi. Kanıt niteliğinde ses için iletişim halinde olan kadın memurlara, kendileri için duran hiçbir araca girmemeleri talimatı verildi.
10 Eylül'de bir polis memuru olan Kathleen Meyer, son kez saat 21.30 sularında 40. Otoyolda yürüyüş yaparken görüldü. Düzenlenen gizli operasyondan haberi olmayan Meyer, mavi bir araca girerken görüldü. Şüpheli gördüğü için aracın plakasını not eden Meyer'in cansız bedeni ise hiçbir zaman bulunamadı.
GİZLİ GÖREV SONUÇ GETİRDİ
Bu olayın üzerinden geçen 4 gecenin ardından gizli görevdeki Renee Lano, 40. Otoyol üzerinde kendisi etrafında 7 kere dönen bir mavi araç gördüğünü fark etti. Sonunda Lano'nun önünde duran aracın içindeki Pennell'den başkası değildi. Pennell, Lano'nun içeri girmesini istese de polis memuru bunu reddetti ve iç ışıkları yakmasını istedi. Bu esnada aracın içindeki mavi halı kaplamaları gören Lano, aradıkları seri katilin bu olduğuna emin oldu.
Pennell'e belli etmeden eğilip bu kaplamadan bir parça alan Lano, sürücüyle araca binmediği için tartışıp oradan ayrıldı. Aracın plakasını alan ekipler yaptıkları araştırmada Pennell'in ismiyle karşılaştı. Lano'nun aldığı deliller üzerinde yapılan araştırmalarda bunların cesetler üzerinden çıkanlarla aynı oldukları ortaya çıktı.
Pennell'in eve gidip yattığı düşünülse de o kendisine daha geç saatlerde 40. Otoyolda bir kurban daha bulmuştu. Tanıklar, Michelle Gordon'ın en son mavi araca bindiğini gördüklerini söyledi. İki gün sonra ise Gordon'ın dövülmüş, kesilmiş ve parçalara ayrılmış cesedi bulundu.
HAPİS CEZASINA İTİRAZ EDİP İDAM İSTEDİ
Seri katilin Pennell olduğu su götürmez bir gerçekti. Yeterli kanıtları toplayan polis ekipleri, Pennell'in ilk cinayetini işlediği 29 Kasım 1988'den tam bir yıl sonra katili tutukladı.
1991 yılında devam eden duruşmalar esnasında iki kez müebbet cezası alması üzerine Pennell, kendisinin idam edilmesini istedi. Öldürdüğü Meyer'in cesedinin yerini hiçbir zaman söylemeyen Delaware eyaletinin ilk ve tek seri katili olan '40. Otoyol Katili' Pennell, 14 Mart 1992 tarihinde idam edildi.