'Ölüm meleği' dizi oldu: Katil hemşire Christina Aistrup Hansen'in ürkütücü hikayesi
2012 ve 2015 arasında Nykobing Falster Hastanesi'nde çalışan hemşire Christina Aistrup Hansen'in vardiyasında gizemli bir şekilde hasta ölümleri meydana geliyordu. Herkesin 'başarılı' ve 'hayat kurtaran' hemşire olarak gördüğü Christina, içindeki hasta ruha karşı koyamamıştı.
Derleyen: Mine Bozkurt | Christina Aistrup Hansen'in ürkütücü hikâyesi dijital bir platformda diziye çevrildi. Danimarka'nın 'ölüm meleği'nin hayatını anlatan dizinin senaryosu ise Kristian Corfixen tarafından yazılan The Nurse: The True Story Behind One Of Scandinavia's Most Notorious Criminal Trials (Hemşire: İskandinavya'nın En Ünlü Ceza Davalarından Birinin Ardındaki Gerçek Hikaye) adlı kitaba dayanıyor. Dizi, 2012 ve 2015 arasında meydana gelen gerçek olayları anlatıyor. İşte 'ölüm meleği'nin gerçek hikâyesi...
Danimarka'nın güneyindeki Nykobing Falster kentindeki Nykobing Falster Hastanesi'nde 'başarılı' bir hemşire olarak görülen Christina Aistrup Hansen, 1984'te doğdu. Hastanede çalışanlar, Christina hakkında çok az şey bilse de iş yerinde son derece popüler ve saygı gören biriydi. Bir gün acil serviste işe başlayan Pernille Kurzmann Larsen adlı hemşire, Christina'nın maskesini düşüren esas kişi oldu.
Christina, 'doktorlar kadar bilgili' bir hemşire olarak tanımlanıyordu. Onun vardiyasında aniden kalp krizi ya da nöbet geçiren hastalara hızlı bir şekilde müdahale ediyor ve onları hayata döndürüyordu. Elbette her hasta hayatta kalacak kadar şanslı değildi. Christina için acilde artışa geçen yüksek ölüm oranları ise sadece işin bir parçasıydı. Ancak bu hastalar ilginç bir şekilde hayatında hiç kalp sorunu yaşamayan ama ani akut kalp durmasından ölen kişilerdi. Bu durum da acil serviste bir şeylerin ters olduğuna dair şüphe kapılarını aralıyordu.
İŞ ARKADAŞI ŞÜPHELENDİ
Hastanedeki olaylarla rahatsız edici şüpheler duymaya başlayan yeni hemşire Pernille Kurzmann Larsen, korkularını erkek arkadaşı Dr. Niels Lunden ile paylaşmaya karar verdi. Çift ardından polise başvurdu ve Christina dehşeti tüm çıplaklığıyla ortaya çıktı.
The Nurse
Christina, kahraman gibi görülmeyi ve ona bu şekilde davranılmasını seviyordu. Elbette kahraman olabilmek için kriz çözmesi gerekiyordu. Acil serviste ise her zaman kahramanlık olarak adlandırılabilecek bir kriz yaşanmayabiliyordu. Christina'nın 'saygı görmeye ve övülmeye' olan bağımlılığı, onu akıl dışı yollara itecekti.
Yakalandığında ise "histriyonik kişilik bozukluğu" teşhisinden muzdarip olduğu ortaya çıkacaktı. Narsisistik kişilik bozukluğunun bir parçası olan bu bozukluk, insanların ilgilerini üzerine çekmek için sıra dışı ve aşırı eylemler yapmasına neden oluyordu.
HASTALARA NE YAPTI?
Christina, çalıştığı hastanedeki hastaların durumunun daha da kötüleşmesi için onlara ölümcül dozlarda morfin ve başka ilaçlar veriyordu. Zehri alan hastalar krize giriyor ve hastaların aslında ne sorunu olduğunu bilen tek kişi olan Christina olaya el atarak hastayı kurtarıyordu. Ancak her zaman hastaları kurtaramıyordu. Christina'nın şeytanlığı, dört hastanın hayatına mal olmuştu. Christina, 7 yaşındaki kızına da güçlü bir uyku ilacı vermişti.
The Nurse
Çalışma arkadaşı Larsen'in çabalarıyla başlatılan soruşturmada Christina Aistrup Hansen kısa bir süre sonra tutuklandı. 2016'da 28 gün süren duruşmanın ardından Christina Aistrup Hansen; Arne Herskov, Viggo Holm Petersen ve Anna Lise Poulsen cinayetlerinden ve Maggi adlı başka bir hastayı öldürmeye teşebbüsten suçlu bulundu. Ancak Danimarka Yüksek Mahkemesi, mahkeme Christina'nın enjekte ettiği ilaçların hastaların tek ölüm nedeni olduğuna ikna olmadığı için cezasını on iki yıla indirdi.
Christina şimdi Danimarka'daki hapishanede cezasını çekiyor ve 50 yaşında geldiğinde hapisten çıkması bekleniyor. Kurzmann ise Christina'yı adalete teslim etmesine yardım eden erkek arkadaşı Dr. Niels Lunden ile evlendikten sonra adını değiştirdi. Kurzmann hala çocuklarıyla birlikte Nykøbing Falster'da yaşıyor ve 2014'ten beri hastanede çalışıyor.