Eğitim - KariyerBaba mateminden 'Kırmızı Çocuklar'a

Baba mateminden 'Kırmızı Çocuklar'a

Paylaş
Baba mateminden 'Kırmızı Çocuklar'a

Moda tasarımcısı Simay Bülbül Sarıpınar, 9 yıl önce babasını kaybettiğinde büyük bir yas yaşıyor. Yasını da bir şeye dönüştürmek istiyor. Anaokulu yöneticiliği yapmış olan babasından öğrendiği ve çocuklarla paylaşabileceği çok şeyi vardı. ‘Nereye gidebilirim, ne yapabilirim?’ derken kendisini Darülaceze’de buluyor. Koruyucu ailesi olduğu oğlu ile de orada tanışıyor. Her çocuğun güvende, sevgi dolu bir ev ortamında büyümesi gerektiğini anlatmak ve birçok kişiye ulaşmak için de 2018’de Kırmızı Çocuklar Derneği’ni kuruyor.

Kırmızı Çocuklar Derneği, Simay Bülbül Sarıpınar’ın babası Ali Bülbül’ün anısını yaşatmak için yaptığı çok kıymetli bir girişim. Babasının ‘çocukları mutlu etmek, sevgi vermek, el vermek, içlerindeki rengi dışarıya çıkarmak’ misyonunu, Kırmızı Çocuklar Derneği’nde yaşatıyor. Herkesi koruyucu aile olmaya teşvik etmek için yola çıkan dernek, bugün yüzlerce çocuğa maddi, manevi, sağlık ve eğitim başta olmak üzere birçok alanda destek oluyor. Dernek, deprem bölgesinde sürekliliği olan projelerde de aktif olarak çalışıyor. Kırmızı Çocuklar Derneği Kurucusu ve Başkanı Simay Bülbül Sarıpınar’a hem dernek hem de koruyucu ailelik ile ilgili merak ettiklerimi sordum.

Haberin Devamı

Baba mateminden Kırmızı Çocuklara

NEDEN KIRMIZI ÇOCUKLAR?

En çok merak ettiğim derneğe neden ‘Kırmızı Çocuklar’ adını verdiği oldu. Sarıpınar, şu yanıtı verdi: “Biz derneği kurarken en önemli misyonumuz ajitasyonla değil, motivasyonla ilerlemekti. Her çocuk doğarken içinde binbir renkle doğar ama maalesef sonradan yaşananlar çocukların içindeki o renkleri soldurur. Bu yüzden bir renk olalım dedik ve kırmızıyı seçtik. ‘Kırmızı’ toplum nezdinde desteklenmesi gereken bölgeyi ifade eder. Bizler de desteğe ihtiyaç duyan her çocuk için toplumun dikkatini çekmek istedik.” Derneğin en büyük mottosu da ‘çocuklarımıza renklerini geri verelim’ oldu.

AFET BÖLGESİNDE ‘SÜREKLİLİK’

Kırmızı Çocuklar Derneği, tek seferlik ya da kısa süreli projelerle değil, sürekliliği olan çalışmalarla afet bölgesinde olmak istedi. Bu nedenle de Kahramanmaraş Dulkadiroğlu’na bağlı Karaziyaret Mahallesi’nde Kırmızı Çatı Çocuk ve Genç Destek Merkezi kuruldu. Sarıpınar’ın şu sözleri, afet bölgesinde bu merkezi neden kurduklarını çok güzel özetliyor: “Travma yaşamış çocukları iyileştirmenin en güzel yolu oyun. Bir kere yapılan etkinlikler veya dağıtılan oyuncaklar çocuğun iyileşmesinde ve gelişmesinde katkı sağlamıyor, bilakis onu daha kötü etkiliyor. Travmalı çocuk projelerinde gönüllülük ‘süreklilik’ gerektirir. Bu nedenle, 6 Şubat afetine dair bölgede yapacağımız tüm çalışmalarda ‘süreklilik’ ve ‘takip’ hedefimizdi. Başlangıç noktası olarak ise oyun ve oyuncağın iyileştirme gücü üzerinden harekete ettik.”

Haberin Devamı

Baba mateminden Kırmızı Çocuklara

Kahramanmaraş’taki Kırmızı Çatı Çocuk ve Genç Destek Merkezi.

ÇOCUKLARIN OYUN MERKEZİ

Kırmızı Çatı Çocuk ve Genç Destek Merkezi, 34 firmanın desteğiyle 1 Haziran’da faaliyetlerine başladı. Merkez, 300 metrekare kapalı alanı olan prefabrik bir yerleşim alanı. 125 metrekare ortak oyun alanı ve kütüphane, teknoloji, pedagog, misafirhane, mutfak olmak üzere sekiz ayrı odası bulunan bir alan olarak dizayn edildi. 700 metrekare açık alanda ise oyun parkı ve bostan bahçesi olacak şekilde yapıldı. Kırmızı Çatı’da 1 spor hocası ve 2 eğitmen istihdam ediliyor. Merkezde haftanın 5 günü 4-15 yaş arası çocuklarla oyunlar oynanarak gelişimleri takip ediliyor.

Haberin Devamı

UZMANINDAN ETKİNLİKLER

Kırmızı Çatı’da yapılan tüm etkinlikler aylık olarak bir müfredat çerçevesinde, Bahçeşehir Üniversitesi Eğitim Bölümü Öğretim Üyesi Hale Güneş tarafından hazırlanıyor. Hale Güneş, aynı zamanda anne babaların çocuklarıyla olan iletişimlerine katkı sağlamak için her ay seminerler de düzenliyor.

KORUYUCU AİLELİK SİSTEMİ

Bir biyolojik oğlu olan Sarıpınar, aynı zamanda 3 çocuğun da koruyucu annesi. Sarıpınar, koruyucu ailelik hakkında da şunları söyledi: “Çocuklar devlet korumasına iki şekilde alınıyor. Bazı çocuklar var ki hiç biyolojik ailesi olmuyor ya da aile çocuktan feragat etmiş. Bu çocuklar sayıca azlar, evlat edinilebiliyorlar. Bir de anne ve babası olan ama ebeveynlik yetisini yitirmiş ailelerin çocukları var. Bu çocuklar evlat edinilemiyor. Bu yüzden de koruyucu ailelik diye bir sistem çıkıyor. Bu çocukların ev sıcaklığını yaşaması için devlet, koruyucu ailelere maddi destek oluyor. Koruyucu aile olduğunda, çocuğa devletle beraber bakıyorsun.”

Haberin Devamı