MEB harekete geçti! Bakan Özer duyurdu! Binlerce anaokulu açılacak…

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, dün gazetelerin eğitim editörleriyle bir araya geldi. Ana gündem maddesini Kovid 19 salgını ve okulların açılmasının oluşturduğu toplantıda Bakan Özer, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), olarak temel önceliklerini bir kez daha sıraladı. Okul öncesi eğitime erişimin artırılması, okullar arasındaki imkân farklılıklarının azaltılması, öğretmenlerin mesleki gelişimi ve mesleki eğitimin güçlendirilmesi olarak sıraladığı önceliklerle ilgili bilgi veren Özer, okulların açık tutulması konusunda kararlılıklarının altını çizdi.

Milliyet’ten Aysel Bozan Yılmaz’ın haberine göre; Okullarda temizlik elemanı ihtiyacının yeterli olmadığı yönünde gelen şikâyetlerle ilgili bir soru üzerine Bakan Özer, MEB’in 18 milyon öğrenci, 1.2 milyon öğretmen, 57 bin 108 okul ve 857 bin sınıfın olduğu devasa bir sistem olduğuna dikkat çekerek, bir okulda yaşanan problemin genelleştirildiğini, okullarda salgınla ilgili önlemleri takip ettiklerini söyledi.

‘SÜRECİ İYİ YÖNETTİK’

Okullara yeterli kaynağın aktarıldığını ve temizlik elemanı eksikliği olmadığını kaydeden Özer, “71 bin kadrolu temizlik elemanımız bulunuyor, 42 bin TYP’den, 3 bin de PICTES’ten olmak üzere 115 bin temizlik elamanımız var. 10 bin daha ilave olacak. İkinci döneme yetişecek” diye konuştu.

Okullarda vaka sayılarının takibi konusunda Sağlık Bakanlığı’yla yürüttükleri sürecin çok başarılı gittiğini belirten Özer, bu süreçteki en büyük avantajlarının öğretmenlerin aşılanması olduğunu vurgulayarak “İki doz aşı olanların oranı yüzde 87, yüzde 5 hastalığı geçirmiş, bağışıklık kazanmış öğretmen var. Toplam yüzde 92; müthiş bir oran” dedi.

6 Ağustos’ta okulların açık olacağını söyledikten sonra aşılamada ciddi bir ivme yakalandığını belirten Özer, “Yine kapanacak deniyordu. Okullar ilk açılması son kapanması gereken yerlerdir dedik sonra okulların açık olması milli güvenlik meselesidir dedik. Süreci iyi şekilde yönettik” dedi ve ekledi: “Dünyada çok farklı mutasyonlar çıkar, alarm düzeyi yükselir o zaman kapanır. Onun haricinde okullar açık kalacak.”

Eğitimde tüm sınıf seviyelerinde öğrenme kayıpları olduğunu dile getiren Özer, bunun giderilmesi için ücretsiz olarak dağıtılan yardımcı kaynaklar ile Destekleme ve Yetiştirme Kursları’nı (DYK) devreye soktuklarını açıkladı.

2002’den itibaren eğitime ciddi yatımlar yapıldığına dikkat çeken Özer, “Okul öncesi, ortaöğretim, yükseköğretim okullaşma oranı OECD ortalamalarından çok düşüktü. Ortaöğretim yüzde 44’ler seviyesindeydi. Şu an yüzde 88’i aştı. Yükseköğretimde yüzde 14’tü şu an yüzde 44. Son 20 yıl evrenselleşme döneminin yaşandığı dönem oldu” dedi.

PISA ve TIMSS’te her yıl başarının arttığını kaydeden Özer, eğitimde kitleselleşmeyle ilgili toplum yararına çok önemli bir adım atıldığını, özellikle dezavantajlı kesimin okullarda yer bulabildiğini, bunun fırsat eşitliği anlamında çok önemli olduğunu söyledi.

LGS DEĞİŞMEYECEK

Okullar arası imkân farklılıklarını mimimize etmenin kritik bir konu olduğuna değinen Özer, tüm okullarda kütüphane, laboratuvar gibi olanakları eşit şekilde sağlamaya çalışacaklarını belirtti.

Üçüncü öncelikleri olan öğretmenlerin mesleki gelişimleriyle ilgili ciddi bir hazırlık yaptıklarını ve aralıkta açıklayacaklarını ifade eden Özer, kişisel gelişim, liderlik, psikososyal eğitimlerin sunulacağını ayrıca yeni öğretmenlere göreve başlamadan 3 ay önce eğitim verileceğini söyledi.

“LGS ile ilgili bir değişiklik olacak mı” yönündeki soruya “Olmayacak” cevabını veren Özer, “Bakanlık olarak derdimiz sürekli süreci iyileştirmek, kaliteyi artırmak” dedi. Mesleki eğitime verdikleri önemin altını çizen Özer, bu konuda kritik noktanın sektör temsilcilerini, iş gücü dünyasını eğitim sürecine dahil etmek olduğunu söyledi. Türkiye’de mesleki eğitimin Mesleki ve Teknik Anadolu Liseleri (M.T.A.L) ve Mesleki Eğitim Merkezi (MEM) olmak üzere iki kanaldan yönetildiğini kaydeden Özer, MEM’lerde mezunların iş bulma oranının yüzde 88’lere ulaştığını, bunun sebebinin öğrencilerin haftanın 4 gününü işyerinde geçirmeleri ve tecrübe kazanmaları olduğunu kaydetti. 251 OSB’de 87 MEM olduğunu, iki ayda tamamına MEM kuracaklarını dile getiren Özer, MTAL’lerdeki öğrenci sayısının 1.3 milyon; MEM’lerde ise 157 bin olduğunu; bunu tersine çevireceklerini, MEM’deki öğrenci sayısını 1 milyonda MTAL’lerdekilerin sayısını da 200-300 bin bandında tutacaklarını; onları da Ar-Ge merkezi gibi dizayn edeceklerini açıkladı.

3 BİN YENİ ANAOKULU AÇILACAK

Kronik problemin okullar arası başarı farklılığının olduğunu kaydeden Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, bunun giderek azaldığını ama ortadan kalkmadığını; Kovid 19 sürecinin fırsat eşitsizliğini derinleştirdiğini dile getirdi.

Yıllardır MEB’in okullar arası başarı farkını azaltmaya çalıştığına ama liseler üzerine yoğunlaştığına değinen Bakan Özer, sorunun nedeninin okul öncesi eğitim olduğunu vurguladı ve ekledi: “Okul öncesi eğitimi 3-4 yaşından itibaren alan çocuğun okula hazır bulunuşluğuyla almayan çocuk arasında ciddi fark var. Bunu eğitimin içinde minimize edemezsem bu fark giderek büyüyor. O zaman tüm vatandaşların çocuklarının okul öncesi eğitime erişim arzının kapasitesinin artırılması lazım. Gelinen nokta çok iyi. 5 yaş grubunda okullaşma oranı yüzde 78, 4 yaşta yüzde 35, 3 yaşta yüzde 14. 2022’de hedef 3 yaşta yüzde 50’ye, 4 yaşta yüzde 70’e, 5 yaşta yüzde 100’e çıkarmak.”

Türkiye’de 2 bin 834 anaokulu bulunduğunu, ilave 3 bin anaokulu yapacaklarını kaydeden Özer, “40 bin de ana sınıfı yapacağız. Böylece 5 yaş grubundaki okullaşma oranını yüzde 88’e, 2022’nin sonuna kadar da yüzde 100’e çıkaracağız. Burada en ağırlık vereceğimiz yer İstanbul ve sosyo-ekonomik anlamda dezavantajlı bölgeler. İstanbul’daki hedefimiz 1000 yeni anaokulu. Şu anda İstanbul’da 157 anaokulu var” dedi.