EkonomiYeşil dönüşümde üçlü altın kural

Yeşil dönüşümde üçlü altın kural

Paylaş
Yeşil dönüşümde üçlü altın kural

Yeşil dönüşümü gerçekleştirirken üçlü dengenin sağlanması gerektiğine dikkat çeken Sabancı Holding Enerji Grubu Başkanı ve Enerjisa Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Kıvanç Zaimler, “Güneş ve rüzgâr çok iyi ama tam güvenilir değil. Her zaman söylüyorum üç şeyi yapacaksınız: 1-Arz güvenliğini sağlayacaksınız, 2-Maliyeti kesenize uygun olacak, 3-Temiz olacak” dedi.

2024 Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı, yaygın olarak kullanılan adıyla ‘COP29’, Azerbaycan’ın Bakü şehrinde 11-24 Kasım 2024 tarihleri arasında yapıldı. Zirvede, iklim değişikliği konusunda geçmişe dönük sorumluluk taşıyan gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkelerin iklim değişikliği ile mücadelesi için oluşturulan dönüşüm fonunu yıllık 300 milyar dolara çıkarma kararı almıştı. Bunun da garantisi yok. Ancak iklim krizinin finansmanı için 1.3 trilyon dolara ihtiyaç olduğu belirtiliyor.

Haberin Devamı

HAKLI VE ADİL BİR TALEP

Ortaya çıkan bu durum yeşil dönüşümün finansmanı konusunda soru işaretleri oluşturuyor. COP29’a katılan Sabancı Holding Enerji Grubu Başkanı ve Enerjisa Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Kıvanç Zaimler, bu konuya dikkat çekerek, “Geçmişte iklim krizine yol açmayan gelişmekte olan ülkeler, bugün bu krizin etkilerini en yoğun şekilde hissediyorlar. Gelişmekte olan ülkeler, krizle başa çıkmak için yeterli kaynaklarının olmadığını belirterek, bu taleplerinin haklı ve adil olduğunu vurguluyorlar” dedi.

108 MİLYAR DOLARLIK

Dönüşümde temel konunun dönüp dolaşıp finansmana geldiğini ifade eden Zaimler, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar tarafından açıklanan enerjide 2035 yol haritasına işaret etti. Yeni yol haritasına göre; Türkiye’nin rüzgar ve güneş enerjisi (RES-GES) kurulu gücü önümüzdeki 11 yılda 4 kat artırılarak 120 bin megavata (MW) çıkarılacak. Bunun için yaklaşık 80 milyar dolar yatırım yapılması öngörülüyor. Yeni iletim şebekesi ve altyapı yatırımıyla toplam yatırım tutarı 108 milyar doları bulacak.

Haberin Devamı

DOĞRUDAN YATIRIM ÇEKMELİYİZ

2035 Eylem planını gerçekçi ve bir o kadar zor olduğunu ifade eden Kıvanç Zaimler, şöyle konuştu: “Fakat ev ödevlerimizi iyi yapmamız durumunda imkansız olarak görmüyorum. 2035 yılına kadar yapılması gereken yenilenebilir enerji yatırımı bugünün dört katı olarak planlanıyor. Bu maliyetin devlet ve özel sektör tarafından karşılanabilmesi için ise uluslararası doğrudan yatırımcıyı ülkemize çekmemiz gerekiyor bunun için de yatırımlar esnasında gerekli izinlerin vb alınması konusunda sektörün önünün açılması gerekiyor.”

UCUZ AMA ARZ GÜVENLİĞİ YOK

Yenilenebilir enerji yatırımlarında üçlü denge kuralına dikkat çeken Zaimler, şu noktaların altını çizdi: “Güneş ve rüzgâr çok iyi ama tam güvenilir değil. Her zaman söylüyorum üç şeyi yapacaksınız. Birincisi arz güvenliğini sağlayacaksınız, ikincisi maliyeti kesenize uygun olacak, üçüncüsü de temiz olacak. Birinciyi sağlamak için en iyisi kömür, doğal gaz, petrol. O da kirli. Maliyet açısından güneş çok ucuz ama daha öncesinde çok ucuz değildi. Ancak her şeyi güneşle yapamazsınız. O zaman arz güvenliği sağlayamazsınız. Temiz olsun derseniz yine rüzgâr ve güneşe ihtiyacımız var. Ucuz ama bu sefer arz güvenliği yine yok. Bu üçünü öyle bir noktada tutacaksınız ki verim alabilesiniz. O yüzden Dünya Enerji Konseyi’inde ‘İmkansız Üçleme’ anlamına gelen bir endeks var, tam da bunu ölçüyor. Türkiye bu endekste 46. sırada. Biz Türkiye olarak burada nasıl ilerleriz diye çalışıyoruz.”

Haberin Devamı

TİCARET SAVAŞININ KAYBEDENİ AVRUPA

COP 29’da çok fazla ülke temsilcisi ile ikili görüşme yaptığını söyleyen Zaimler, “Herkes ‘Çin’ diyor. Oyunu kuran, yenilenebilir enerjideki bütün dönüşümü yapan, buna rağmen hala dünyadaki en fazla kömürü de tüketen, hem en büyük karbon ayak izini yaratan hem de en büyük çözümü getiren de Çin. Esasında görünmeyen lider. Muazzam bir güç. Ben şunu okuyorum Çin, ABD ve Avrupa üçgenindeki ticaret savaşlarında şu an kaybedeni gibi gözüken Avrupa” diye konuştu.

Haberin Devamı

TÜRKİYE İÇİN ÖNEMLİ BIR FIRSAT VAR

Almanya’nın operasyonel mükemmellik politikasının geçmişte kaldığına işaret eden Kıvanç Zaimler, şöyle devam etti: “Geçenlerde Alman şirketlerinin CEO’larının bulunduğu bir iş forumuna gitmiştim, hasbelkader bu toplantıya Türkiye’den bir ben vardım, bir de Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek gelmişti. Almanya çeviklik de geri kalıyor. Bu noktada iki sebepten dolayı Türkiye’yi çok şanslı görüyorum. COP29 toplantılarından aldığım en büyük bilgi şu; Türkiye için muazzam bir fırsat var. Avrupa’nın kapı komşusuyuz.”

TRUMP GELDİ, NE OLACAK?

Kendisine yönetim kurulunda ilk sorulan sorunun bu olduğunu belirten Zaimler, şöyle devam etti: “Ben konvansiyonel enerji yatırımlarında yani güneş, rüzgar bunların üretim hatları konusunda bir değişiklik olacağını çok fazla düşünmüyorum. Ama daha ileri iklim teknolojileri dedikleri depolama, hidrojen ve füzyona kadar giden, teşvikler ve destekler, ABD tarafında azalabilir. Bu da özel sektör, akademi ve kamu ABD’de iyi çalışan bir üçgen. Bu üçgenin bir bacağını biraz zayıflatabilir. ABD’de yeni bir enerji yatırımı yapmak cazip. Az risk az getiri ama garanti. Ama zor. Ben iddia ediyorum biz çok zor bir işi yaptık. ABD’de yenilenebilir yatırım yapmak kolay değil. ABD’de kredi alırken çok sağlam bir iş planınızın olması lazım. Biden’dan sonra Trump ile teşvikler azalır, ama normal oyun planı devam eder. Çünkü ABD’de de ihtiyaç var. Bizim yatırımlar Teksas’ta. Teksas‘ın elektriğe ihtiyacı var.”

Haberin Devamı

‘TEİAŞ HALKA ARZ EDİLSİN’ ÖNERİSİ

Enerji Bakanı Bayraktar’ın “TEİAŞ, EÜAŞ, ve Botaş’ı özelleştirebiliriz” görüşüne vurgu yapan Zaimler, “TEİAŞ bir ulusal şebeke işletmecisi gibi, iletim şirketi gibi insan kaynağı profesyonelleşmiş halde devlette kalsın. Hiç kimse almasın. Halka arz edilsin, özerk olsun. Görev zararı olmayacak şekilde düzenlensin. Doğru yönetilmeye başlandığı zaman verimliliği de göreceğiz. TEİAŞ özeleştirisin demiyorum, halka arz edilsin” diye konuştu.