Z kuşağı turizmde oyun ve eğlence arıyor

Hülya Çaylak-POSTA- Pandemide 2 yıl boyunca ağır bir darbe alan dünya turizm sektörü, toparlanmaya devam ediyor. Uluslararası denetim, vergi ve danışmanlık şirketi KPMG Türkiye’nin ‘Turizm sektörüne bakış 2022’ başlıklı raporuna göre; 2021’de gerçekleşen uluslararası seyahat sayısı 400 milyondan 415 milyona yükseldi. Yaşanan artışa rağmen uluslararası seyahat sayısı, pandemi öncesi dönem olan 2019’un yüzde 72 altında kaldı. Pandemi öncesindeki seviyelere 2024 yılı veya sonrasında ulaşılacağı öngörüsünde bulunuluyor. 2020’de 4.8 trilyon dolar büyüklüğe sahip olan sektör 2021’i 5.8 trilyon dolar büyüklükle kapattı. Rakamlar artsa da hâlâ pandemi öncesi dönemin altında.

HARCAMA EĞİLİMİ YÜKSEK

Pandemi sonrası sektörde köklü değişiklikler de yaşanıyor. Son yıllarda her alanda araştırmalara konu olan X, Y, Z ve Alfa kuşakları turizm sektörünün de gündeminde yer tutuyor. Konuyla ilgili detaylı bilgi paylaşan turizm profesyoneli Ayça Bilgin, “1965 ile 1979 yılları arasında doğan bireyleri kapsayan X kuşağı sektör açısından değerlendirildiğinde harcama gelirleri sonraki kuşaklara göre genellikle yüksek ve seyahat eğilimlerinin halen en fazla olduğu görülüyor. Ekonomik açıdan daha geniş olanaklara sahip olan bu kuşağın temsilcileri, diğer kuşaklara göre daha çok tatile çıkma ihtiyacı ve tatili tüm yıl bekledikleri bir sosyalleşme fırsatı olarak görüyorlar. Karar verirken ağırlıklı olarak geçmiş deneyimlere ve tanıdık önerilerine göre seçimler yapan bir kitle olarak görülseler de trendlere göz atmadan karar vermiyorlar” dedi.

10 ÇALIŞANDAN 3’Ü KADIN

Kamu ve özel sektörde pek çok kuruluşun kadın çalışan sayısını ve yönetici kademelerindeki kadın oranını artırmaya yönelik çalışmalarda bulunduğu günümüzde, turizmdeki mevcut durumu değerlendiren Bilgin, şunları söyledi:

“Türkiye’de turizm sektöründe kadın çalışanların oranı, tüm sektörlerin ortalamasının yaklaşık 4 puan üzerinde ancak toplama baktığımızda Türkiye’de turizm sektöründe her 10 çalışandan halen yalnızca 3’ü kadın. Avrupa genelinde baktığımızda ise turizm sektöründe çalışan kadınların oranı yüzde 60’a yaklaşmış durumda. Sektör olarak kapatmamız gereken büyük bir açık bulunuyor. Sektör genelinde halen daha az sayıda kadın çalışanımız olmasına rağmen, hem Türkiye’de hem de küresel ölçekte turizm sektöründe kadınlar için istihdam fırsatı her yıl büyüme ivmesi göstermeye devam ediyor.”

AKILLI CİHAZLAR ETKİLİ

1980 ve 1995 yılları arasında doğanları içine alan Y kuşağının ise internet kavramının yeni ortaya çıktığı bir dönemde dünyaya geldiği için akıllı cihazları aktif bir şekilde kullandığını belirten Bilgin, “Bu kuşağın bir önceki nesle kıyasla bireysel ve özgür kararlar almaya ve bu yönde istek ve beklentilerini kolaylıkla ortaya koymaya, değişime daha açık bir profil olduğu görülüyor. Hem geleneksel değerlere sahip çıkan hem yeni dünya trendlerine oldukça iyi bir denge ile uyum sağlayan bu kuşak, talepleri oldukça fazla ve değişken olan, verdiği paranın karşılığını alma konusunda titiz, teknolojiye merak duyan, ancak alışılmış hizmet değerlerini de tecrübe etmek isteyen, sıradan olanı sevmeyen, yenilikçi bir tüketici profili sunuyor ve buna göre hizmet sunumu istiyor” diye konuştu.

SINIRSIZ İNTERNET

Z ve Alfa kuşağının turizme bakışını da değerlendiren Ayça Bilgin, şöyle devam etti:

“1996-2010 arasında dünyaya gelen bireyleri kapsayan Z kuşağı çalışma hayatının en genç nesli olarak gelir durumu az olması nedeniyle seyahate daha az bütçe ayırıyor. Bağımsız hareket edebilecekleri, oyun&eğlence, spor ve sağlıklı yaşam olanakları olan turizm çeşitlerine ilgi duyuyorlar. Karar vermelerinde ise dijital platformlardaki yorumlar ve trendler etkili. Mobil check-in imkanı ile sınırsız Wi-Fi sunan ve menüsünde vegan ürünlerin bulunduğu işletmeler öncelikli tercihi. Henüz tek başına seyahat etmeye başlamamış olan 2011 ve 2025 arasında doğan/doğacak bireyleri kapsayan Alfa kuşağının ise seyahat tercihlerini şekillendiren baskın unsur teknoloji. Dijitalleşmiş ve çevreye duyarlı işletmelere yönelecekleri de şimdiden öngörülebiliyor.”

2023 YÜZLERİ GÜLDÜRECEK

6 Şubat’ta yaşanan depremlerin turizme olan yansımasını değerlendiren Ayça Bilgin, şunları söyledi:

“Her ne kadar yaşadığımız acı deprem felaketi ardından dalgalanmalar yaşamış olsak da kurumsaldan tatil amaçlı seyahate kadar farklı segmentlerden halen Türkiye’ye ciddi rezervasyon akışı ve talep görmekteyiz. Depremden etkilenen 11 şehre geçen yıl 500 bine yakın yabancı turist geldi. Bunların arasında en fazla turist ağırlayan şehirler Adana, Hatay ve Gaziantep oldu. Hasarın ise 250 milyon dolar olduğu tahmin ediliyor. Özellikle yılın 2’nci yarısında depreme bağlı negatif etkinin ve algının daha da azalacağını, 2023’ün sektörde yüzleri güldüren bir yıl olacağını ön görüyorum.”