Ata Demirer bu yöntemle 30 kilo vermiş! Meğer tığ gibi zayıflamak bu kadar kolaymış: Mide ameliyatı olmadan fazla kilolarından kurtulmuş

Ata Demirer, yaşam tarzında yaptığı değişikliklerle dikkat çekti. Sağlıklı beslenme ve düzenli aktiviteye önem vererek daha fit bir görünüme kavuştu. Bazı alışkanlıklarını gözden geçirerek olumlu sonuçlar elde etti ve bunu paylaştı. Ata Demirer'in iki temel kurala dikkat ettiğini açıklamasının ardından hayranları bunların neler olduğunu merak ediyor. İşte tüm detaylar...

Ünlü komedyen Ata Demirer, son dönemde yaşam tarzında yaptığı köklü değişikliklerle ilgi odağı oldu. Sağlıklı beslenmeye yönelip düzenli egzersiz programlarıyla daha fit bir görünüme kavuştu. Demirer'in iki temel prensibe odaklandığını belirtmesi, hayranlarının bu sırları merak etmesine yol açtı. Peki, Ata Demirer zayıflamak için nelere dikkat etti?

ATA DEMİRER'DEN KİLO AÇIKLAMASI!
Ata Demirer, nasıl zayıfladığını katıldığı bir televizyon programında açıkladı. Ünlü isim, "Ben, şimdi 30 kilo vermiş durumdayım. Sağda solda okuyorum birtakım asparagas haberleri. Yok bağırsaklarını yıkattı, yok mide ameliyatı oldu diye. Hayır, öyle bir şey olmadı. Benim glisemik indeksim yüksekti, insülin direncim vardı. İnsülin direncini ortadan kaldırmak için düzgün beslendim, spor yaptım" ifadelerinde bulundu.

GLİSEMİK İNDEKS NEDİR?
Glisemik indeks (GI), karbonhidrat içeren gıdaların kan şekerini ne kadar hızlı ve ne ölçüde yükselttiğini gösteren bir ölçüttür. 0'dan 100'e kadar bir skalada değerlendirilir. Yüksek GI değeri, kan şekerini hızlı yükselten gıdaları ifade ederken düşük GI değeri kan şekerini daha yavaş yükselten gıdaları belirtir.

GLİSEMİK İNDEKSİ DÜŞÜRMEK İÇİN HANGİ BESİNLER TERCİH EDİLMELİ?
Glisemik indeksi düşürmek ve kan şekerini dengede tutmak için düşük glisemik indeksli besinleri tercih etmek önemlidir. Tam tahıllı ürünler, beyaz un yerine kepekli veya tam buğday ekmeği, bulgur ve esmer pirinç gibi kompleks karbonhidratlar; sindirim sisteminde daha yavaş emilir ve kan şekerini ani yükseltmez. Bu besinler, aynı zamanda lif açısından zengindir. Bu da tokluk hissini artırarak aşırı yeme isteğini azaltır.

Baklagiller, düşük glisemik indeksleri sayesinde sağlıklı bir seçenek oluşturur. Nohut, mercimek ve fasulye gibi baklagiller; hem protein hem de lif içerir, bu da kan şekerinin daha yavaş yükselmesine yardımcı olur. Sebzeler arasında brokoli, ıspanak, kabak ve yeşil yapraklı sebzeler gibi nişastasız sebzeler de düşük glisemik indeksli olup beslenmede yer verilmesi gereken gıdalardır. Bu sebzeler, vitamin ve mineral bakımından da zengindir. Bu da genel sağlık durumunu iyileştirir.

Meyve seçiminde ise elma, armut, çilek ve kiraz gibi düşük glisemik indeksli meyveler tercih edilmelidir. Yüksek proteinli besinler de glisemik indeksi düşürmeye yardımcı olur. Bu nedenle balık, tavuk ve yağsız etler beslenmeye eklenebilir. Sağlıklı yağlar içeren avokado, fındık ve zeytinyağı da kan şekerini dengelemeye katkıda bulunur. Yemeklere eklenen bu tür yağlar, karbonhidratların emilimini yavaşlatarak glisemik indeksin düşürülmesine yardımcı olur.

İNSÜLİN DİRENCİ NEDİR?
İnsülin direnci, vücudun hücrelerinin insüline olan duyarlılığının azalması durumudur. Bu durumda pankreas yeterli insülin üretse bile hücreler glukozu etkili bir şekilde kullanamaz ve kan şekeri seviyeleri yükselir. Sonuç olarak tip 2 diyabet riski artar. İnsülin direnci genellikle obezite ve hareketsiz yaşam tarzıyla ilişkilendirilir.

İNSÜLİN DİRENCİNİ DÜŞÜRMEK İÇİN HANGİ BESİNLER TERCİH EDİLMELİ?
İnsülin direncini düşürmek ve kan şekeri seviyelerini dengelemek için beslenme düzeninde bazı önemli değişiklikler yapmak faydalı olabilir. Yüksek lif içeriğine sahip tam tahıllar tercih edilmelidir. Kepekli ekmek, esmer pirinç, yulaf ezmesi ve bulgur gibi tam tahıllı ürünler, karbonhidratların sindirimini yavaşlatarak kan şekerinin daha dengeli yükselmesini sağlar. Bu besinler aynı zamanda tokluk hissini artırarak aşırı yeme isteğini azaltır ve kilo kontrolüne yardımcı olur.

Diyetinize bol miktarda sebze ve meyve eklemek önemlidir. Özellikle yeşil yapraklı sebzeler, brokoli, ıspanak ve biber gibi düşük glisemik indeksli sebzeler, vitamin ve mineral açısından zengindir ve insülin duyarlılığını artırabilir. Meyveler arasında ise elma, armut, çilek ve yaban mersini gibi lifli ve antioksidan içeriği yüksek olanlar tercih edilmelidir. Bu besinler, vücudun insüline daha iyi yanıt vermesine katkıda bulunur ve oksidatif stresi azaltarak metabolik sağlığı destekler.

Sağlıklı yağlar ve protein kaynakları, insülin direncini azaltmada etkilidir. Omega-3 yağ asitleri açısından zengin balıklar (örneğin somon, sardalya), avokado, zeytinyağı ve fındık gibi besinler, iltihaplanmayı azaltarak insülin duyarlılığını iyileştirir. Ayrıca, yağsız etler, tavuk, hindi ve baklagiller gibi protein kaynakları da kan şekerini dengede tutmaya yardımcı olur. İşlenmiş gıdalar, rafine şekerler ve doymuş yağlar ise mümkün olduğunca azaltılmalıdır, çünkü bunlar insülin direncini kötüleştirebilir ve kan şekeri kontrolünü zorlaştırabilir.