Aktaş: “Sorun Soframızda”
Vücudumuzdaki insülin mekanizmasının belli miktarda şekere karşı tasarlanmış bir sistem olduğunu vurgulayan Dr. Ümit Aktaş, “İnsanlık tarihinde hiç bu kadar çok şeker tüketilmedi, organizmamız bu şeker saldırısına alışık değil. Şeker dediğimizde sadece çay şekeri ve tatlılardan bahsettiğimiz sanılmasın. Tüm tahılları; ekmekleri, makarnaları, hamur işlerini vücudumuz glisemik indeksi yüksek olduğu için şeker olarak algılar!
Genetik formasyonumuzun tanımadığı bu beslenme modeli nedeniyle vücudumuz devamlı şekere maruz kalarak insülin direnci ve ardından gelen Tip 2 diyabete zemin hazırlıyor. Beslenme ve yaşam tarzı yanlışlarıyla ortaya çıkan bir hastalığı bu yanlışları düzelterek tedavi etmek mümkündür.” şeklinde konuştu.
Aktaş, Tip 2 diyabet hastalarının yüzde 95’inin sadece beslenmelerini düzelterek, düzenli egzersiz yaparak iyileşeceklerini belirtiyor ve ekliyor: “Diyabet tedavisinde yapılan bir diğer yanlış da hastaya önerilen diyettir! Kan şekerini düşürmek için acil ilaca başlatılan hasta ardından bir diyetisyene yönlendirilir.
Hastaya bol tahıllı bir diyet verilir. Bir Tip 2 diyabet hastası her öğün bir dilim kepekli ya da tam buğday ekmek yiyerek iyileşmez, aksine diyabeti derinleşir. Bilim dünyası bir süredir Tip 2 Diyabet hastalarına önerilen beslenme modelini de sorguluyor ve buğday ürünlerinin ve tahılların tamamen kesildiği diyetlerin diyabetin seyrini geri çevirdiğini gösteren çalışmaların sayısı gün geçtikçe artıyor.”