GEBELİK DEPRESYONUNA ZEMİN HAZIRLAYAN RİSK FAKTÖRLERİ
Eş desteğinin olmaması, sosyal destek azlığı, sürekli olumsuz yönde düşünme eğilimi, geçmişinde büyük bir travma yaşama, istenmeyen gebelik, erken yaşta gebe kalma, önceden depresyon öyküsünün olması, gebeliğine yönelik olumsuz duygular, ölüm, ayrılık, boşanma gibi durumlar, çok çocuğun olması, zor-erken-travmatik doğum yapma, bebek kaybı, bebeğin yoğun bakım ihtiyacının olması veya gelişim kusurunun olması, sosyoekonomik koşulların yetersiz olması gibi nedenler gebelik depresyonunu etkileyen risk faktörleridir.
“SIKLIKLA ATLANAN VE TEDAVİSİZ KALAN BİR HASTALIKTIR”
Doğum sonrası depresyonun yaklaşık yüzde 50’sinin genetik faktörlerle ilişkisinin olduğu ileri sürülmektedir. Doğum sonrası depresyon oranları oldukça yüksek olmakla birlikte doğum sonrası depresyon sıklıkla atlanan ve tedavisiz kalan bir hastalıktır. Gebelik dönemi ve doğum sonrası dönemde iyi bir ruhsal muayene ve güvenilir tarama yöntemleri kullanılarak doğum sonrası depresyon saptanabilir.
“BİPOLAR BOZUKLUĞUN İLK ATAĞI DA OLABİLİR”
Tedavide çeşitli antidepresan ilaç tedavileri, psikoterapiler, elektronvulsiv terapi gibi yöntemler kullanılabilmektedir. Şiddetli yaşanan depresyonlarda, özellikle intihar riski söz konusu ise, anneyi hastaneye yatırmak gerekebilmektedir. Doğum sonrasında ortaya çıkan ağır bir depresyon, kadının ileriki yaşamını da etkileyecek bipolar bozukluğun ilk atağı da olabilir. Bu nedenle doğum sonrası depresyon