'Kumpir' skandalının perde arkasındaki tehlikeydi! Uzmanından 6 saat uyarısı: İshal, karın ağrısı ve ateşle kendini gösteriyor

İzmir'de yediği kumpirden vefaat eden Servet Polat'ın ardından gözler o tehlikeye çevrildi: Salmonella! Gıda ve su yoluyla bulaşan bu virüs, bilgi sahibi olmayıp önlem alınmadığı takdirde ciddi sonuçlara yol açabiliyor. Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Fatma Nurhayat Saydam, Salmonella hakkında bilinmesi gerekenleri açıklıyor.

Hilal Gülden Boğazkesen - Posta.com.tr / Salmonella, dünya genelinde yaygın olarak görülen besin zehirlenmesi ve ishal vakalarının başlıca nedenlerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Bu bakteri, insan sağlığı için ciddi riskler oluşturabiliyor ve özellikle bağışıklık sistemi zayıf bireylerde ağır enfeksiyonlara yol açabiliyor. İşte tüm ayrıntılar...

YEDİĞİ 'KUMPİR' ÖLÜMÜNE NEDEN OLMUŞTU!
28 Aralık 2024 tarihinde Servet Polat, Bahar Zeyrek ve Gökhan Zeyrek; İzmir'de kumpir yemek için dışarıya çıkmışlardı. Birlikte vakit geçirip kumpir yedikten sonra aynı gün kusma ve ishal şikayetleri başladı. Devlet hastanesini gidip muayene olduktan sonra evlerine dönen ailenin annesi Servet Polat, 2 gün sonra evinde ölü bulundu. Yapılan araştırmalar ise kumpirle gelen ölümün arkasında Salmonella riskinin olduğunu ortaya çıkardı.

GIDA YA DA SU YOLUYLA BULAŞIYOR!
Prof. Dr. Fatma Nurhayat Saydam, "Salmonella, tüm dünyada çok yaygın bulunan ve bu nedenle oldukça sık olarak besin zehirlenmesi ve ishale yol açan bir bakteri türü olarak biliniyor. Tifo hastalığına neden olan Salmonella türleri, ağır seyreden ve farklı belirtiler gösteren bir tabloya yol açtığı için bu kapsam dışında tutuluyor. Tifo, çok ağır ve günlerce süren yüksek ateş, genellikle kabızlık ve sistemik bulgularla seyreden, komplikasyon olarak bağırsakta delinme ve ölüme yol açan çok farklı bir tabloya yol açıyor. Burada bahsedilen tifo yapmayan Salmonella, alt türleri arasında yer alıyor ve tür sayıları binleri geçtiği için doğada çok yaygın bulunuyor. Salmonelloz, Salmonella türlerinin neden olduğu hastalık, Avrupa Birliği ülkelerinde en sık bildirilen hayvan kaynaklı enfeksiyonu olarak biliniyor" ifadelerine yer verdi.

Uzman isim, bu virüsün nasıl bulaştığını şu sözlerle açıkladı:
"Bu bakteri, salgınlara yol açabiliyor. Hem çevrede hem de besin zincirinde yaygın olarak bulunuyor. Birçok hayvanın bağırsaklarında taşınabiliyor. Salmonella bakterisi, aslında esas olarak hayvanlarda hastalık oluşturuyor. Hayvanlardaki enfeksiyonlar insanlara bulaşmada en önemli kaynak olarak biliniyor. Bulaştırdığı hayvanlar arasında vahşi sürüngenler ve kuşlar, memeliler, evde beslenen kedi, köpek, kaplumbağa, fare gibi kemirgenler ve eti yenen hayvanlar yer alıyor. En çok besin kaynağı olarak yetiştirilen hayvanlar arasında yaygın görülüyor. Bulaşma yolu, bu bakterinin bulaştığı gıdalar ve su ile oluyor. Az pişmiş tavuk ve az pişmiş yumurta da bulaşmada önemli kaynak olarak biliniyor ve kısa sürede hazırlanıp yeterince pişmemiş gıdalar bulaşmayı kolaylaştırıyor."

İLK 6 SAAT OLDUKÇA KRİTİK!
Prof. Dr. Saydam, belirtilerin bakterinin vücuda alınmasından sonra genellikle 6 ila 48 saat içinde ortaya çıktığının altını çiziyor. Enfeksiyon, çoğu zaman birkaç gün içinde kendiliğinden düzeliyor ancak bazı vakalar daha uzun sürebiliyor.

Uzman isim, "Salmonella enfeksiyonları; ishal, karın ağrısı ve ateş ile kendini gösteriyor. Bulantı ve kusma daha az görülüyor. İshal, bazı vakalarda hafif seyrediyor ancak bazı hastalarda ağır ve sulu dışkılama, hatta dizanteriye benzer şekilde kanlı ve mukuslu dışkılama ile ortaya çıkabiliyor. Üşüme ve titreme eşlik edebiliyor, bazı vakalarda apandisit belirtilerine benzer şekilde karın ağrısı görülebiliyor" dedi.

RİSK ALTINDA OLAN PEK ÇOK GRUP VAR!
Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı, "Salmonella enfeksiyonlarında çoğu hastada antibiyotik tedavisine gerek duyulmuyor ve kullanılmaması gerekiyor. Ancak bazı risk gruplarında enfeksiyon ağır seyrediyor ve kana karışarak ciddi komplikasyonlara yol açabiliyor. Bu risk grupları arasında; yeni doğan bebekler, 50 yaş üzerindeki kişiler, orak hücreli anemi denen kansızlık hastalığı olanlar, bağışıklık sistemi bozulmuş olan hastalar, günde 9-10 kez dışkılayan ve ateşi yüksek olup hastaneye yatırılanlar, diyaliz hastaları, protez eklemi olanlar ve bakterinin kana karıştığı gösterilen kişiler bulunuyor ve antibiyotik tedavisi verilmesi gerekiyor. Kana karışan enfeksiyon, menenjit, eklem ve kemik enfeksiyonları gibi ciddi durumlara yol açabiliyor" açıklamasında bulundu.

Prof. Dr. Saydam, kana karışan bakterilerin apse, menenjit, damar iltihabı, eklem ve kemik iltihabına yol açabileceğini söylüyor ve ısrarla ateşi yüksek seyreden ve ishali 4-5 günde kesilmeyen hastalarda kanda bakterinin araştırılması gerektiğini vurguluyor.

BU BESİNLERE DİKKAT!
Uzman isim, Salmonella bakterisinin, birçok gıdada bulunabildiğini ve özellikle hayvansal ürünlerle bulaşma riskinin arttığını belirtiyor. Bakteri ile kirlenmiş olan kümes hayvanları ve özellikle yumurtaları, et, balık, günlük süt ve süt ürünleri, meyve suyu, yerfıstığı ezmesi, çikolata, kahvaltılık gevrek veya donmuş işlenmiş gıdalar enfeksiyonun en yaygın kaynakları arasında yer alıyor.

Türkiye’de özellikle tavuk eti tüketimi sonrası görülen besin zehirlenmeleri Salmonella ile ilişkilendiriliyor. Bu nedenle gıdaların hijyenik koşullarda hazırlanması ve yeterince pişirilmesi büyük önem taşıyor.

ENFEKSİYONDAN KORUNMAK İÇİN HİJYENE ÖNEM VERİLMELİ!
Prof. Dr. Saydam, Salmonella enfeksiyonlarından korunmak için hijyen kurallarına dikkat edilmesi gerektiğine vurgu yapıyor. Gıda ile bulaşın önlenmesinde gıdaların iyi pişirilmesi, rafadan-az pişmiş yumurtanın tercih edilmemesi, gıda ile uğraşan kişilerin Salmonella taşıyıcısı olmaması çok önem taşıyor. Pastörize edilmemiş süt içilmemesi, bu sütlerden yapılmış ürünler tüketilmemesi önem taşıyor. (60 günden uzun süre bekletilen sert peynirler hariç). Hazır gıda tüketirken, paket üzerindeki önerilere uyulması fayda sağlıyor.

Yılanlar da dahil tüm hayvanları yiyecek veya içecek hazırlanan yüzeylerden uzak tutulması bulaşın önlenmesinde önemli unsurlar arasında yer alıyor.

Kişiden kişiye bulaşmanın önlenmesinde ise en önemli faktör el yıkama olarak biliniyor. Yemek hazırlamadan önce, hazırlarken, hazırladıktan sonra ve yemek yemeden önce ellerin yıkanması gerekiyor. Prof. Dr. Saydam, özellikle hijyene mutlaka önem verilmesi gerektiğini vurgularken, ishal veya kusması olan kişilerin diğer kişiler için yemek hazırlamaması gerektiğinin altını çiziyor.