Özkan Uğur'un vefatından sonra eşi ilk kez konuştu: MFÖ'yü bir arada tutan bağ Özkan'dı
2023'ün Temmuz ayında hayatını kaybeden MFÖ gurubundan Özkan Uğur, vefatıyla 7'den 70'e bütün herkesi yasa boğmuştu. Geçtiğimiz günlerde MFÖ grubu ilk kez Özkan Uğur olmadan sahne almış ve duygusal anlar yaşanmıştı. Şimdi ise Özkan Uğur'un eşi Aysun Aslan Uğur ilk kez Posta'dan Alev Gürsoy Cimin'e konuştu.

Kızmadınız mı yani?
Kızmadım tabii... Benim tek söylediğim şuydu; biraz durun! Çok erken konuşulmaya ve oluşmaya başladı bunlar. En azından bir 6 ay yasımızı tutalım, hiçbir şey konuşmayalım lütfen. Bırakın ünlü olmasını, bir insan kaybediyorsunuz, bir evin 40 yıllık babası gidiyor, bu ciddi bir çöküş... Dünya stres sıralamasında insanı en çok yoran iki şey vardır; ilk sırada bir yakınının ölümü, ikinci sırada ise ev taşımak ve biz bu iki şeyi ardı ardına yaşadık. Daha yeni yeni toparlıyoruz işte.

HAMİLE KALDIĞIM İÇİN EVLENDİK
Nasıl tanışmıştınız?
Tanışma ve evlilik kolay da boşanmamak zor. Mesela benim de çok sıkıldığım dönemler oldu onunla evli olmaktan. Hatta ayrılmaya kalktığımız dönemler bile oldu. Evliliğimizin temelinde büyük bir aşk da mantık da vardı. Tanıştığımızda Özkan evliydi, ben de evlenmiştim ama çok kısa sürdü, boşandım sonra. O sırada Özkan da meğer ayrılmış. Çevremiz nedeniyle çok sık bir araya geliyorduk ve o görüşmelerde birbirimize yan bakmaya başladık. 1982’de beraber olmaya başladık. 1989’da evlendik. Ben hamile kaldığım için evlendik aslında. Fakat ilk çocuğumuz dünyaya gelmedi. Karnımda 7 aylıkken kaybettik. “Yaradan’ın vardır bir bildiği” dedik. 40 yaşında da Alişan’a hamile kaldım. O da ilginç aslında, korkmuştum ve bir daha çocuk istemiyordum. Fakat bir Hindistan seyahati yaptım. Orada içimi bir şey kurcaladı ve “Çocuğumuz olmalı” dedim. Özkan ile paylaştım bunu, o da “Tamam” dedi. İlginçtir ki hemen hamile kaldım. Fakat o kadar zor bir hamilelikti ki hep yattım. İyi ki Alişan olmuş, Özkan’dan bana kalan en büyük miras. Zaten o olmasaydı biz adam olmazdık, evliliğimiz de belki sürmezdi çünkü çok hovardaydık. Bizi oğlumuz ıslah etti. Tam anlamıyla aile olduk.

Son vedalaşmanız nasıl oldu?
Zaten son aylarımız hep hastanelerde geçti. Son konuşmamızı soruyorsanız, “Ben artık ne yapacağımı bilmiyorum” dedi. Ben de “Uyu Özkancığım” dedim. Bir tek bu oldu. Alişan’a da “Hayatta en önemli şey sağlık oğlum, dikkat et” demiş...

ÖZKAN’IN EN BÜYÜK TUTKUSU MFÖ’YDÜ
En büyük tutkusu neydi?
MFÖ tabii ki. İçlerinde MFÖ’ye en aşık Özkan’dı. Açıkça söylemek gerekirse Özkan olmasa MFÖ dağılırdı. Hem de çok önceden... Özkan o ikilinin ortasında hep bir bağ oldu ve idare ederdi. Ortamı yatıştırırdı. Onun MFÖ aşkı bambaşkaydı. Tek başına bir albüm yapmadı. “MFÖ varken olmaz” derdi.

Özkan’sız MFÖ olmaz mı?
İşleri çok zor, Allah yardım etsin. Bakın “Mazhar Fuat” olarak çıktılar ve tuhaf eleştiriler aldılar. Neden eleştiriliyorlar bunu da anlamıyorum. “Mazhar Fuat Özkan” diye çıksalardı, bu sefer “Özkan öldü, neden onun ismiyle çıkıyorsunuz?” diyeceklerdi. Onların da hayatları şu an çok zora girdi.

Son Mazhar-Fuat konserine gittiniz mi?
Hayır gitmedim.
HAYATIMIZ AŞK VE KAVGAYLA GEÇTİ
Özkan Bey’le 40 yılı aynı çatı altında geçirmek zor muydu?
Güçlü ve sıcak bir çatıydı bizimki. Bizim bile yıkamayacağımız kadar güçlüydü hem de. Hiçbir evlilik kolay değildir. Kavgasız evlilik olur mu? Eleştirisiz evlilik olur mu? Bizim hayatımız aşk ve kavgayla geçti. Şiddete varmayan kavga da bir dinamik çünkü. Ama kavgamızı da tartışmamızı da evde gayet medenice halledebildiğimiz için Özkan dışarıya mutsuz çıkmadı. Bunu evde içimizde çözemesek belki Özkan bu kadar tatlı bir adam olmayacak ve belki sinirli yapısı dışarı yansıyacaktı. Biz zaten çok ünlü gibi yaşamadık. Farkındaysanız evli olduğumuzu bile yeni öğrendi insanlar. Ben ünlü bir adamla evli olsam da yüzümün çok fazla tanınmasını istemedim, sahne gerisi bir insanım. Yüzünüz tanındığı zaman özgürlüğünüz kısıtlanıyor.
Evde daha çok kimin sözü geçerdi?
Vallahi daha çok benim. O da zaten her şeyi bana sorardı. Bir şeyi bilmeyince de bana kızardı. “Sen hiç benim sözümü dinlemiyorsun“ diye (Gülüyor). Giyeceği kıyafetten, yapacağı röportaja kadar her şeyi danışırdı. Ama yükü çoktu. Tek bir işi yoktu ki; MFÖ zaten bir efsaneydi. Sonra şarkıları, seslendirmeleri, filmleri, dizileri, reklamları... Adam sanat üzerine dört kol çengiydi resmen. Onun gibisi yok, keşke olsa. Çılgın, deli ve çok güzel bir adamdı o.