"BU BESİNLER SU TÜKETİMİNİN YERİNE KONULAMAZ"
Sıvı tüketiminin önemine değinen Öztürk, "Yaklaşık yarım litre kadar fazla su içmelerini öneriyoruz. Burada çocuğun ayı önemli. İlk 6 ay sadece anne sütü öneriyoruz. Bu aylarda çocukların başka sıvı tüketmesine gerek yok. Özellikle 2 yaştan sonra yaz döneminde yarım litre kadar suyun artırılması her zaman çok daha iyi olacaktır. Burada kafa karıştıran nokta çocukların çorba içmesi, meyve tüketmesi sıvı tüketiminden sayılıyor. Kesinlikle bu besinler su tüketiminin yerine konulamaz. Bunda da dikkatli olunmalıdır" şeklinde konuştu.
"MEYVE TÜKETİMİNDE DİKKAT EDİLMELİ"
Yaz döneminde iştahsızlık sorununun arttığını söyleyen Öztürk, "Yaz döneminde bebeklerde beslenme bizdeki gibidir. İştahsızlığı, bir miktar beslenme bozukluğunu olağan kabul etmek gerekir. Ter, çiş, kaka gibi hissetmeden oluşan sıvı kayıpları artacağı için beslenme daha kolaydır. Kısa öğünlere bölünerek tüketilmesi çok daha etkin olacaktır. Yaz döneminde çok zengin bir sebze ve meyve çeşidimiz var ama burada yapmamamız gereken asıl önemli konu meyve tüketiminde dikkat edilmeli. Meyve şekeri tokluk hissi vereceği için diğer öğünleri azaltacaktır. Önemli olan 3 ana öğünün olması ara öğünlerde de daha çok sıvı tarzda beslenmenin artırılmasıdır. Burada mevsim sebze ve meyvelerini kullanmak çok önemlidir. Karpuz, kavun verilebilir dönemsel olarak çıkan meyvelerden de takviye yapmak beslenmeleri artıracaktır" ifadelerini kullandı.
"ÇOK SANCILI SEYREDEBİLEN VE BİLİNEN TEDAVİSİ OLMAYAN HASTALIK"
Enfeksiyon neticesinde ortaya çıkan 'el ayak ağız' hastalığına karşı anne ve babaları uyaran Öztürk, sözlerini şöyle noktaladı: "Yaz mevsiminde çocuklarda en çok ishal, bulantı, kusma, el ayak ağız hastalığı, suçiçeği gibi kolaylıkla birbirine bulaştırabildiği enfeksiyonlar ortaya çıkar. El ayak ağız hastalığını vurgulamak lazım. Çocuklarda ilk 3 gün dirençli, yüksek ateşli sonrasında beslenmeyi bozacak kadar ağız içinde yaralar, ellerde ve ayaklarda döküntüler ile kendini gösteren ve bazen suçiçeği ile karıştırılan bir hastalık. Ailelere 'aman' diyelim. Özellikle denize, havuza, kumsala ya da kapalı oyun alanlarına gidiyorsak bebeklerin, çocukların hijyenlerine çok dikkat etmeliyiz. Çok sancılı seyredebilen ve bilinen tedavisi olmayan, destek tedavisi verdiğimiz bir hastalıktır. Her zaman dediğimiz gibi, korkmuyoruz önlem alıyoruz."