Floramızı nasıl koruruz?
Prebiyotikler floramızın sağlıklı çoğalmasını sağlıyor
Hayata ilk adımımızda acil durumlar dışında normal doğum tercih edilmesinin önemine değinen Doç. Dr. Mehtap Kılıç, “Beslenmenin anne sütü olarak sağlanması bebeğin sağlıklı bir flora ile başlaması için çok önemlidir” dedi. Diyet, bağırsak mikrobiyotası içeriğini belirleyen en önemli çevresel faktördür diye ekleyen Kılıç şu açıklamayı yaptı: “Sağlıklı ve dengeli beslenme florayı korumanın ilk şartıdır. Prebiyotik dediğimiz floramızın sağlıklı çoğalmasını sağlayan besinlerden zengin beslenme mutlaka sağlanmalıdır. Temel prebiyotik içeren besinler yaban mersini, ahududu, armut, elma, muz, karpuz, ıspanak, pazı, brokoli, bezelye, pırasa, enginar, kuşkonmaz ve tam tahıllardır (buğday, arpa, bulgur, yulaf). Beslenmedeki lif miktarı da pırasa, enginar, muz, elma gibi yiyeceklerle artırılmalıdır. Yine yoğurt, kefir, turşu gibi fermente ürünlerin tüketimi desteklenmelidir.
Kimyasal içeriklerden uzak kalınmalı!
Kimyasal içeriği yüksek ürünlerden uzak kalınması gerektiğine dikkat çeken Doç. Dr. Mehtap Kılıç, özellikle kozmetikler, antibakteriyeller, sabunlar, şampuanlar, parfüm ve deodorant gibi günlük hayatımızda sıkça kullandığımız ürünler de floramızın dengesini bozduğundan bu tarz ürünlerden sakınılmasına özen gösterilmelidir” dedi.
Günümüzde sağlıklı florayı en fazla bozan faktörlerden birinin antibiyotik kullanımı olduğuna değinen Doç. Dr. Kılıç, hastalık yapıcı ve floramızdaki sağlıklı bakterilerin ayrımını yapamayan antibiyotikler dost bakterilerimizde ciddi kayba neden olacağı için mutlak gerekli durumlarda antibiyotik kullanılırken beraberinde probiyotik kullanılmasını önerdi.
Doç. Dr. Kılıç, “Mide asiditesini değiştirerek etki eden pek çok mide ilacı da sağlıklı floramızın yaşam koşullarını zorlaştırıp patojen olanların artmasına zemin hazırlayabileceğinden bu tarz ilaçların gerekli durumlarda ve dikkatli kullanılması önemsenmelidir” diye konuştu.