14 yıl sonra üçüncü beraat

Amerikan Boston Üniversitesi’nden mezun olan Nazlı Sinem Erköseoğlu (24), 26 Eylül 2010’da İstanbul Beyoğlu’nda Paksoy Holding’in veliahtları Mahmut Emre Paksoy ile kardeşi Can Paksoy’un dairesinin bulunduğu 10 katlı apartmanın havalandırma boşluğunda ölü bulunmuştu. Müebbet hapis istemiyle dava açılan kardeşler, delil yetersizliğinden 2014’te beraat etmişti. Nazlı Sinem’in ailesi kararı temyize götürmüştü. Yargıtay, kovuşturma evresinde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na duruşmaların bildirilmediği gerekçesiyle 23 Mayıs 2018’de beraat kararının bozulmasına karar vermişti. Yeniden görülen davada 5 Şubat 2020’de her iki sanığın yine beraatine karar verilmişti.

‘VİCDANIM ÇOK RAHAT’

Yargıtay bu kez Can Paksoy hakkındaki beraat kararını bozmuş, Mahmut Emre Paksoy hakkındaki beraat kararını ise onamıştı. Dün İstanbul 19.Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen karar duruşmasına tutuksuz yargılanan Can Paksoy’un yanı sıra beraati onanan Emre Paksoy da izleyici olarak katıldı. Can Paksoy “Karşı tarafın acısını anlıyorum ama ben suçsuzum. 14 yıldır üzerime yapışan bu leke ile yaşıyorum. Vicdanım çok rahat” dedi. Erköseoğlu Ailesi’nin avukatı Rezan Epözdemir “Can Paksoy, Nazlı Sinem Erköseoğlu’nu tanımadığını söylemiş ama telefonunda yurt içi ve yurt dışı telefonları kayıtlı. ‘Dokunmadık’ diyorlar ama Nazlı’nın vücudunda sanığa ait DNA çıktı” dedi.

‘BEYANLARI ÇELİŞKİLİ’

Avukat Epözdemir “Sanığın bütün beyanları çelişkili. Penceredeki parmak izleri Mahmut Emre’ye ait. Maktule ait parmak izi yok. Kendisinin intihar etmediği çok açık” diyerek sanığın tutuklanmasını talep etti. Mahkeme, Yargıtay’ın bozma kararına uymayarak Can Paksoy’un delil yetersizliğinden beraatine karar verdi. Acılı baba Ergun Erköseoğlu duruşma çıkışında “14 senedir şu Adalet Sarayı’nda bir netice çıkaramadık. Bugün katiller ellerini kollarını sallaya sallaya bu binadan dışarı çıktı. Canım acıyor” dedi. Aile, davayı tekrar temyize götüreceklerini açıkladı. Özden ATİK/DHA