GündemAFAD müdürü ilk kez bu ifadeyi kullandı: Tam yıkımın bir önceki aşaması!

AFAD müdürü ilk kez bu ifadeyi kullandı: Tam yıkımın bir önceki aşaması!

Paylaş
AFAD müdürü ilk kez bu ifadeyi kullandı: Tam yıkımın bir önceki aşaması!

AFAD Deprem ve Risk Azaltma Genel Müdürü Orhan Tatar, AFAD Genel Merkezinde açıklamalarda bulundu. Tatar, '6 Şubat’ta yaşadığımız depremin şiddeti 11’dir. Yani 12 olan bizim tam yıkım olarak adlandırdığımız şiddetin bir önceki aşamasıdır. 6-7 büyüklüğündeki ikinci depremin şiddeti ise 10 şiddetine karşılık gelmektedir.' dedi. Tatar ayrıca, 'Hasarlı binalardan uzak durulması, girilmemesi son derece büyük önem taşıyor. Biz burada deprem izleme yapıyoruz. ' ifadelerini kullandı.

AFAD Deprem ve Risk Azaltma Genel Müdürü Orhan Tatar, Kahramanmaraş merkezli 11 ili etkileyen depremlerle ilgili başkanlıkta basın toplantısı düzenledi. Tatar, sahadan gelen verileri değerlendirdiklerini ve depremin etkileri ile artçı sarsıntıların takibini yaptıklarını söyledi.

Haberin Devamı

Şu ana kadar her 2 depremin oluşturduğu artçı sarsıntı sayısının 6 bini geçtiğini ifade eden Tatar, "Şu anda toplam artçı sarsıntı sayısı, 6 bin 40'a ulaştı. Bunlar arasında 3-4 arası büyüklükte olanlar 1628, 4-5 arası büyüklükte olanlar 436 ve 5-6 arası büyüklükte olan artçı sarsıntı sayısı 40 adet olarak ölçüldü. 1 adet de 6.6 büyüklüğünde bir sarsıntı var. Bu büyüklükteki depremler sonrasında artçı sarsıntılar daha uzun bir süre devam edecek. Bir bölümünde büyüklüğü 5 ve üzerine çıkabilir. Hasarlı binalardan uzak durulması ve girilmemesi, son derece büyük önem taşıyor" dedi.

'EN YÜKSEK YER DEĞİŞTİRME MİKTARI 7,3 METRE'

Yıl içinde 4 ayda kaydettikleri deprem sayısını 13 günde kaydettikleri vurgulayan Tatar, "Her 3-4 dakikada bir artçı sarsıntının meydana geldiğini söyleyebiliriz. Depremde şiddet ölçüsüne baktığımızda en büyük ölçü 12'dir. Yani 12 olan bizim tam yıkım olarak adlandırdığımız şiddetin bir önceki aşamasıdır. 6 Şubat'ta yaşadığımız 7.7 büyüklüğündeki depremin şiddeti 11'dir. Bu aşırı olarak değerlendirilir. 7.6 büyüklüğündeki ikinci depremin şiddeti de 10 şiddetine karşılık gelmektedir. Her 2 deprem sonucunda Doğu Anadolu Fay Zonu'nun 5 ayrı segmentinin kırıldığını biliyoruz. Bu kırılan segmentlerin yanı sıra özellikle Malatya'nın Doğanşehir ilçesinde yaklaşık 25 kilometrelik hat boyunca kırılmaların meydana geldiğini biliyoruz. Bu depremler sonucunda sahada ölçülen en yüksek yer değiştirme miktarı 7,3 metreye karşılık geliyor. Yer kabuğu 8-9 kilometrelik derinlik boyunca yüzeyde yaklaşık 7,3 metrelik bir yer değiştirmeye maruz kalıyor. Bu depremler sonucunda açığa çıkan enerji miktarı, 30 katrilyon jule kadar çıkmış durumda. Bir atom bombasının yarattığı enerji 15 trilyon jul iken; bu depremlerin yarattığı enerjinin değeri 30 katrilyon jule kadar çıkıyor" diye konuştu.

Haberin Devamı

'DEPREMLERİN 110 BİN KİLOMETRE ETKİ ALANI VAR'

Depremin gece meydana geldiğinde gökyüzünde şimşek çakmasına benzer oluşan görüntülerin de olağan görüntüler olduğunu belirten Tatar, "8-9 kilometre derinlikte yer kabuğu bir fay boyunca kırılıyor ve bu kırılma bir sürtünme düzlemi boyunca meydana geliyor. Dolayısıyla bu kadar büyük bir sürtünme etkisiyle bu fayın kırıldığı hat boyunca çok şiddetli şekilde şimşek çakmasına benzer yoğun bir ışık kütlesinin oluşması son derece olağandır. Deprem 10 tane ilde doğrudan yıkım yarattı. 110 bin kilometre etki alanını ifade ettik. Sahadan gelen bilgileri değerlendirdiğimizde, özellikle depremin merkez üssüne yakın illerin değişik yerleşim alanlarında yine bir takım hasarlı yapıların olduğunu biliyoruz. Bu depremin etkilediği alan, bu 10 ilin de dışında kalan ikinci halkanın içindeki illerde de belli ölçüde hasar yaptığını biliyoruz" dedi.

Haberin Devamı

'HEYELAN VE KAYA DÜŞMESİ BEKLENENİN ALTINDA'

Deprem sonrası birtakım ikincil afetlerin de oluşabildiğini söyleyen Tatar, "Özellikle değişik bölgelerde heyelanların ve kaya düşmelerinin olduğunu biliyoruz. Bunların yer yer yolları kapattığını, yer yer yerleşim alanları yakınına kadar ulaştığını biliyoruz. Şu ana kadar heyelan ve kaya düşmesi anlamında yerleşim alanlarını doğrudan tehdit eden bir tehlikenin bulunmadığını söyleyebiliriz. Bu kadar büyük depremlerden sonra beklenenin daha altında bir heyelan ve kaya düşmesi olayının gerçekleştiğini söyleyebiliriz. Deprem sırasında bizim sıvılaşma dediğimiz olay, çok yaygın şekilde karşımıza çıkan bir durum. Özellikle gevşek kumlu zeminlerin bulunduğu alanlarda bu tür sıvılaşmanın olduğunu görüyoruz. Özellikle İskenderun, Gölbaşı ve Türkoğlu civarında sıvılaşmanın etkisiyle birtakım hasarların meydana geldiğini söyleyebiliriz" dedi.

Haberin Devamı

Tatar ayrıca depremin ilk gününde hafif hasar gören Erkenek Tüneli'nin tamir edildiğini belirterek, bölgede 600'ün üzerinde araştırmacı ve akademisyenin de saha araştırmasında bulunduğunu söyledi.