Akşener'den 6'lı masaya sert sözler: Koltuktan başka bir şey düşünmediler
Büyük Taarruz'un başlangıç noktası Afyonkarahisar'da açıklamalarda bulunan İYİ Parti lideri Meral Akşener, Millet İttifakı'nı sert sözlerle eleştirerek, "Sadece iktidar mensuplarına karşı değil bu seçimin kaybedilmesine çalışanlarla da mücadele ettik. Meselemiz Türkiye olduğu için nefislerimizi kör odalara hapsettik. Ne yazık ki önce şahsın önce ben diyenlerle uğraştık. Koltuktan başka bir şey düşünmediler" ifadelerini kullandı.
İYİ Parti lideri Meral Akşener, partisinin Afyonkarahisar'daki 'Büyük Buluşması'nda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na sert sözlerle yüklendi.
Akşener'in açıklamalarından satır başları:
Meselemiz, Türkiye olduğu için; nefislerimizi kör odalara hapsettik. Ama ne yazık ki, nefsinin esiri olanlarla uğraştık. Biz, “önce millet, önce memleket” dedik. Ama ne yazık ki, “önce şahsım, önce ben” diyenlerle uğraştık.
Biz, milletimizin geleceği için, kendi çıkarlarımızdan vazgeçtik. Ama ne yazık ki, Koltuğundan başka hiçbir şeyi düşünmeyenlerle uğraştık. Ve en nihayetinde, maalesef olmadı, olamadı, olduramadık. Tüm çabalarımıza rağmen, 2023 seçimlerindeki yenilgiye, maalesef engel olamadık.
Milletimizin; geçmiş kavgaları tartışmaya, değerleri yarıştırmaya veya düşmanlıkları beslemeye değil; Yeni şeyler duymaya, icraatleri konuşmaya, ve en nihayetinde de, kazanma umuduna odaklı olduklarını, defalarca dile getirdik.
Ancak; açık yüreklilikle ifade edebilirim ki; ne söylersek söyleyelim, kendimizi dinletemedik. Çünkü Türk siyaseti, belli başlı, yankı odalarına hapsedildi.
Biz, milletin çağrısını dile getirdiğimiz için, O yankı odalarında, ihanetle suçlandık! Biz, milletin iradesini savunduğumuz için,
O yankı odalarında, işbirlikçilikle suçlandık! Biz, milletin itirazının sesi olduğumuz için, O yankı odalarında, iktidara “yanlamakla” suçlandık! Peki tüm bunların sonunda ne oldu?
Tüm bu sürecin içerisinden;
* En küçük pazarlık yapmadan çıkan kim oldu?
* Gizli kapaklı, tek bir işbirliğine girişmeyen kim oldu?
* En ufak kâr sağlamayan kim oldu?
Allah’ıma hamdolsun, şükürler olsun ki, bizler olduk, İYİ Parti oldu. Zaten başka türlüsü mümkün müydü? Belli ki unutanlar var; ben o yüzden kendilerine tekrar hatırlatayım.
Eğer ki ben ve arkadaşlarım; Makam, mevki peşine düşecek olsaydık; bize, saraylar vadedilirken, elektriği kesilen salonlarda, “Hayır!” diye haykırmazdık!
Eğer ki biz; zalim güçlü diye, boyun eğecek olsaydık, nice “adamlar” dal gibi eğilirken, fidan gibi, dimdik durmazdık!
Eğer ki biz; milletin sesine kulak tıkayıp, pazarlık yapacak olsaydık; Herkesin tir tir titrediği, suspus kesildiği bir dönemde, çıkıp, aslanlar gibi, İYİ Parti’yi kurmazdık!
Bizim için siyaset, hiçbir zaman, yapmayacağını söyleyen, tutmayacağı sözü veren, ödemeyeceği bedele, kefil olan, bir ilkesizliğin mecrası da olmadı. Biz siyaseti, spor olsun diye yapanlardan değiliz. Biz siyaseti, milleti için, milletiyle beraber yapanlarız.
Dolayısıyla; sonuç alınamayacak işlerin, şakşakçılığını yapmak, bizim tabiatımızda yok. Gördüğümüz doğruyu da, yanlışı da söylemeyi, milletimize bir borç biliriz. Faydasız ilimden, Hakk’a sığındığımız gibi, faydasız siyasetten de, milletimizin affına sığınırız.
Bu yüzden İYİ Parti olarak; Sözümüz, ilk günden beri netti, hâlâ net. İtirazımız, ilk günden beri netti, hâlâ net. Dayatmalara karşı tavrımız da, ilk günden beri netti, hâlâ net. Çünkü; 7 gün de, 7 ay da, 7 yıl da sürse, Gerçeklerin, mutlaka ortaya çıkmak gibi, güzel bir huyu olduğunu çok iyi biliyoruz! Bizim bu netliğimiz, şimdiye kadar, hep sinir bozdu. Ama üzgünüm, bozmaya devam edeceğiz!
Değerli dava arkadaşlarım; 2023 seçimlerine girerken, Sayın Erdoğan karşısında, açık farkla seçimi kazanacak, iki aday çıkardık. 20 senede ilk kez. Evet, 20 senede ilk kez. Milletimizin sevgisini kazanıp, Sayın Erdoğan’a karşı, belirgin şekilde üstünlük kuran, iki adayımız oldu.
Yaptığımız tüm kamuoyu araştırmalarında, ki buna, Türkiye’nin en köklü, en itibarlı araştırma şirketleri dahildir, bu iki arkadaşımızın, rahatlıkla Cumhurbaşkanı seçileceğini gördük. İstisnasız, tüm araştırmalarda, bu sonucu gördük. Bunun da ötesinde, 3 sene boyunca, il il, ilçe ilçe yaptığımız ziyaretlerde, milletimizin bize açıkça söyledikleri de, bu sonucu doğruladı.
Ve bunun üzerine, ben de, milletimize bir söz verdim. “13’üncü Cumhurbaşkanı, Millet İttifakı’nın adayı olacak.” dedim. Hatta bunun için, samimiyetimden şüphe duyulmasın diye, kendi adaylığımdan feragat ettim. Çünkü ben, seçimleri kazanmak, Türkiye’yi düze çıkarmak için, iktidarı sandıkta yenmenin, yeterli olacağını düşündüm.
Ama asıl sorunun, kendi saflarımızda olduğunu göremedim. Bu nedenle, yüce Türk Milleti’nden, özür diliyorum. Ben, bu iki arkadaşımızın yolunu açmak için, elimden gelen her şeyi yaptım. Hiçbir kişisel beklentim olmadan, onları destekledim. Ama onların yolunu kapatanlara, maalesef engel olamadım.
Özür dilerim! Önleri kesilmek istendiğinde, yardımlarına koştum, yanlarında durdum. Ama onları paçalarından tutup, aşağı çekenlere engel olamadım.
Özür dilerim! Ben, milletimizin, omuzlarında taşıdığı, umudunu bağladığı, bu iki arkadaşımızın, milletimizin bu tarihi çağrısına, kulak vereceklerini düşündüm. Ama maalesef yanıldım.
Onlara, bu ateşten gömleği giydiremediğim için, özür dilerim!
Allah şahittir ki; Ne yaptıysam, seçimleri kazanmak için yaptım. Ne yaptıysam; Önümüzdeki tarihi yol ayrımında, milletimiz kazanabilsin diye yaptım.
Ne yaptıysam; Umut yaşasın, milletin iradesi, sonuca yansısın diye yaptım. Ve ne yaptıysam, bugün de arkasındayım. Keşke herkes, bizler kadar fedakar, bizler kadar yürekli olabilseydi. Ama maalesef olamadılar. Onlar adına da özür dilerim!
Önümüzdeki yerel seçimlerde ise, İYİ Parti olarak, elbette kendi kadrolarımızla, milletimizin huzuruna çıkacağız. Ve göreve talip olacağız. Yerel seçimi, bir genel seçim rekabeti çerçevesinde okumadan, yerel özellikleri, dikkate alarak, milletimizin iradesinin tecellisine, imkân sağlayacağız.
Bu vesileyle; Buradan, tüm siyasi partilere de, açık ve net bir çağrıda bulunmak istiyorum: Gelin, hep birlikte; Vatandaşlarımızın, siyasi tercihlerini, ve yerel özelliklerini yansıtacağı, bir rekabet ortamı oluşturalım.
Gelin, hep birlikte; Türk siyasetinin, bugün içinde bulunduğu, ve milletimizin aleyhine çalışan, siyasi pragmatizm sarmalından, çıkmasını sağlayalım.
Gelin; tüm siyasi partiler, hep birlikte, ayrı ayrı seçimlere girelim, ve milletimize hizmet için yarışalım. Yerel özellikler ve talepler doğrultusunda, elbette işbirlikleri olabilir.
- Asgari ücrette sona geliniyor! İşte konuşulan son rakamlar
- Memur ve emeklilerin gözü maaş zammında! İşte beklenen oranlar
- Memurlar için en kritik hafta! 2024 yılı bitmeden bunları yapın
- 100 milyon euroluk turizm yatırımı
- LC Waikiki, iki cesur kararla global marka yolculuğunun rotasını çizdi! Zeytinburnu’ndaki bir atölyeden 61 ülkeye