Boşanma davalarıyla ilgili Anayasa Mahkemesi'nden yeni karar! 'Özel hayatın gizliliğine aykırı'
Boşanma davaları ile ilgili, aile kurumunu korumaya yönelik koyulan şart, 'özel hayata müdahale' olduğu ve anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildi.
Büşra Özbelli Gürsoy / Posta.com.tr Boşanma davaları ile ilgili yaşanan son gelişmeye göre, "Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak 3 yıl geçmesi hâlinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir." maddesinin Anayasa'ya aykırı olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi tarafından iptaline karar verildi. Karar, 19.04.2024 tarihli Resmi Gazete'de yayımlandı. Yayımlandıktan 9 ay sonra yürürlüğe girecek.
Avukat Ayşe Hüseyinoğlu, "Ayrı yaşamanın üzerinden 3 yıl geçmesi halinde taraflar ortak hayatı kuramamışsa evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılıyordu. Ve kişilerden birinin istegi üzerine boşanma kararı veriliyordu. Fakat buradaki 3 yıl çok uzun sayıldı. Ankara 18. Aile Mahkemesi bu maddenin anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali için başvuruda bulundu. Anayasa Mahkemesi ilgili maddenin, Anayasa'nın özel hayatın gizliliği ilkesine ve aile hayatına saygıya aykırı olması sebebiyle iptaline karar verdi. Taraflar boşanma sebeplerinden herhangi biriyle mahkemeye başvurduğunda, boşanma sebebini ispat edememe durumunda davanın reddine karar verilebilmektedir." dedi.
"Davanın reddine karar verildikten sonra, tarafların 3 yıl boyunca ortak hayatı kuramamaları durumunda boşanmalarına karar verilebiliyordu." diyen Avukat Ayşe Hüseyinoğlu, "Buradaki üç yılın uzun bir süre olduğu kanaatine varıldı. Öncelikle 3 yıl, aile kurumunu korumaya yönelik getirilmiş bir düzenleme olsa da, sürenin uzun oluşu orantılılık ve ölçülülük ilkesine aykırı bulunmuştur. Sürenin uzun oluşu, kişilerin evlilik dışı ilişki yaşamalarına sebebiyet verdiği ve resmi kurumların özel hayata ve aile hayatına müdahalesi olarak değerlendirilmiştir." ifadelerini kullandı.
Çekişmeli bir boşanma olduğunda yargılama sürelerinin çok uzun sürebildiğini anlatan Hüseyinoğlu, kararın yerinde olduğunu belirtti.
Diyelim ki taraflar herhangi bir boşanma sebebiyle mahkemeye başvurdular. Bu davanın reddine karar verildikten sonra 3 yıl daha beklemek taraflar için orantılılık ve ölçülük ilkesini ihlal edebilecek nitelikte olduğundan ve özel hayatın gizliliği ve aile hayatına saygıya aykırı olduğundan bu 3 yılın iptaline karar verildi. Günümüzde bir boşanma davasında yargılanmanın sonuçlanması zaten 3-4 yıl sürüyor. Ve taraflar boşanma sebebini ispat edemezlerse davanın reddine karar verilebiliyor. Zaten 3 yıl ayrı yaşayan bir çiftin mahkemeye başvurup ret kararı aldıktan sonra bir 3 yıl daha boşanma davası açmak için beklemesi taraflar açısından süreci çekilmez hale getirebilir. 3 yıllık bekleme süresi, ilgili kişilerin yeni bir hayat kurabilmelerine engel olabilecek bir süre. Dolayısıyla verilen kararın yerine olduğunu düşünüyorum.
"3 yıl maddesi çıkarıldığına göre, ayrı yaşayan çiftlerden biri hangi süre zarfında boşanma davası açabilecek?" sorusuna yanıt veren Avukat Hüseyinoğlu, "3 yıllık sürenin düşürülüp düşürülmeyeceği yahut hangi süreye düşürüleceği, başka bir duruma revize edilip edilmeyeceği hususları henüz belirli değildir." dedi.
Avukat Ayşe Hüseyinoğlu son olarak, "3 yıl ayrı yaşayan çift, anlaşmalı olsa da boşanamıyor mu?" sorusuna ise, "Çiftler, evlilik tarihlerinin üzerinden 1 yıl geçtikten sonra, diledikleri tarihte anlaşmalı olarak boşanabilirler." şeklinde yanıt verdi.