FETÖ'deki kozmik kadınların görevi neydi?
FETÖ'nün devlet içindeki yapılanması ortaya çıksa da hala gizli kalmış yanları var. Onlardan biri FETÖ'nün 'kozmik kadınları'. 'Kozmik kadınlar' örgütün en önemli ayaklarından birini oluşturuyor
15 Temmuz darbe girişiminden sonra FETÖ'nün devletin içindeki devasa yapılanması ortaya çıktı. Emniyette, yargıda, TSK'da örgütlenen, tümgenerali, polis şefi, Yargıtay üyesi, valisi binlerce dişliden bir mekanizma kuran FETÖ'nün sırları yavaş yavaş aydınlanıyor. Ama halen karanlıkta kalanlar var: En başta da Cemaat'in kadınları... Binlerce üyesi olan FETÖ'nün kadın yapılanmasının kurulduğu 1967'den bugüne Cemaat'in kadınları hangi evrelerden geçti, örgüt hiyerarşisinde nasıl ve nereye kadar yükseldi, nasıl ve niçin evlendi? Peki en üst halkadaki 'kozmik kadınlar' kim?
Bu yapının işleyişine hakim isimlerle ve bu kadınların kendileriyle Hürriyet'ten Gülden Aydın konuştu. İşte Aydın'ın, FETÖ'nün 'kozmik kadınları'nı anlattığı o haber:
''Görüştüğüm isimlerden biri, Cemaat’le bağlarını 17-25 Aralık sonrası koparan, bir dönem Zaman Gazetesi yayın yönetmenliği, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı başkanlığı ve Zaman’daki köşesinde Fethullah Gülen’in sözcülüğünü yapan Hüseyin Gülerce’ydi. Görüşlerine başvurduğum bir başka kişiyse, Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Hadis Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Keleş. 1998’de Cemaat’ten ayrılana kadar, Keleş, bu yapıda önemli rol oynayan bir isim. Bilgisine başvurduğum kadınlara gelelim...
İkisi, FETÖ kadınlarının organizasyonunda en dışta yer alan ‘dost halkası’ndan. Bu halka, örgüte kabul edilmenin, diğer halkalara terfinin eşiği. Hiçbiri güvenlik kaygılarından dolayı isminin yazılmasını istemedi. En çok şaşırdığımsa görüştüğüm üçüncü kadının anlattıklarıydı. Bu kadın, benim de tanıdığım yöneticisinden bahsediyordu. Bu yönetici, darbe girişiminden dört gün sonra yurtdışına kaçmıştı ama o güne dek en ufak bir mimikle bile kendini ele vermemişti. Konuştuğum kişi de şaşkındı, ben de. Meğer yıllardır o yönetici bir ‘kozmik abla’ imiş ve biz de onunla saatlerce edebiyat üzerine kafa yorup sohbet etmişiz. Bu görüşmelerden çıkan notlarda FETÖ’nün kadınlara bakışını, Cemaat’teki proje evlilikleri ve çocuk yetiştirme usullerini bulacaksınız.
"FATİH'İN ANNESİ ÜNİVERSİTE Mİ OKUDU?"
FETÖ’nün kurulduğu 1967-1986 arasında, Cemaat’te kadının adı ve yeri yoktu. O dönemde cemaatin kadınları silik ve arka plandaydı. Gülen, kız çocuklarının okutulmasına, hatta imam-hatip liselerine bile gönderilmesine karşıydı. “İstanbul’un fatihinin annesi üniversite mezunu muydu” diyordu.
"GÖREV 'ÇAĞDAŞ SAHABE' DOĞURMAK"
Cemaat’in ilk dönemlerinde kadınların yüzünü, kaşını, elini göstermesi yasaktı. Tüm kadınlar eldiven giyiyordu. Gözleri görünmesin diye peçenin üzerine gözlük takıyordu. Gülen, kadının görevinin, ‘İkinci kutsileri’ yani ‘çağdaş sahabeler’i doğurmak olduğunu söylüyordu (‘Sahabe’ bir İslam terimi. Hz. Muhammet’i görmüş, onunla konuşmuş, arkadaşlık etmiş ve ona inanmış Müslümanlara verilen isim).
''GÜLEN’İN YANINA HİÇBİR KADIN GİREMEZDİ''
Kadınlar, doğurduğu ‘sahabeleri’ yetiştiriyor, geri planda duruyor, harem-selamlık toplantılara katılıyordu. Gülen bu dönemde kadınlarla görüşmüyor, konuşmuyor, asla hayatına bir kadının girmesine izin vermiyordu.
''ÜNİVERSİTEYE GİRİN VE BAŞINIZI AÇIN!''
Gülen, 1986 sonrası Necmettin Erbakan’ın etrafındaki kadınları görünce kadınların okumasına izin verdi. Bunun üzerine erkek öğrencilerin kaldığı ‘ışık evleri’ gibi Anadolu’dan toplanan kız öğrenciler için de ‘hanım evleri’ açıldı. Öğrenci kızlar önce ilahiyat, 1990’ların başından itibaren de hukuk ve eğitim fakültelerine gönderildiler.
28 Şubat sürecinde Gülen, ‘hanım evlerinde’ ve cemaatin özel şirketlerinde çalışan tüm kadınlara “Başınızı açın” emri verdi. Kamuda çalışan cemaat mensuplarının eşleri, evlerinde de başlarını açtılar. O gün Cemaat’e mensup olan ve emirle başını açan çalışan kadın sayısı 10 binin üzerindeydi.
1998’den sonra yeniden örtünenler oldu ama kritik mevkidekilerin eşleri bir daha örtünmedi. Askeriye, adliye ve emniyette hiçbir üst düzey Cemaatçi, başı örtülü bir kadınla evlenmedi. Emir kesindi. AKP iktidarıyla birlikte kendi isteğiyle örtünenler oldu.
KOZMİK GELİN VE DAMATLAR 20 YILDIR BÖYLE EVLENİYORHaberin devamı için ikinci sayfaya geçiniz
İTİRAZ MÜMKÜN DEĞİL!
FETÖ içindeki bir kadının, kendisine ‘uygun’ görülen erkeğe “Hayır, ben başkasını seviyorum” demesi asla mümkün değil. ‘Hizmet’ ahlakında ‘Hoca’ya rağmen’ itiraz etmek hainlik demek.
20 YILDIR KATALOG EVLİLİK
FETÖ, hızla artan eleman nüfusu karşısında son 20 yıldır evlilikleri katalogdan yapıyor. Kadın ve erkekler için ayrı hazırlanan katalogda, fotoğraf ve meslek bilgileri yer alıyor. Kimin kimle evleneceğini ‘büyük abiler’ belirliyor. Münasip görülen kadını erkeğe, erkeği de kadına katalogdan gösteriyorlar. Sonra görüştürüyorlar. İlk görüştürüldüğüyle evlenen, evlenmeyen olduğu gibi ikinci üçüncü adayla görüştükten sonra evlenenler de oluyor.
EN ZORU KOZMİK SEÇİM
Evlilikleri belirleyen ‘büyük abiler’ için en zoru, kozmik erkeklere kozmik kadın seçmek. Çünkü erkek egemen hiyerarşide kozmik kadın sayısı az. Bu nedenle kozmik erkekleri kontrol altında tutacak Cemaat’e en bağlı ablalar eş seçiliyor ve kozmik kocasından sorumlu tutuluyor. Çünkü kozmik erkeğin ufacık bir hatası, FETÖ’ye büyük zarar verebilir.
KUTSAL HEDİYE, TERLİ GÖMLEK VE FANİLA
Abiler, kadın ve erkeğe “Hocaefendi’nin bilgisiyle geldik. Durumunuzu arz ettik. Sizden fedakârlık bekliyor. İnşallah ahiretinizi de kazanmış oluyorsunuz böylelikle. Belki bazı sıkıntılarınız olacak ama ebedi saadet kazanacaksınız. Hocaefendi size dua ediyor. Hediye olarak da şunu gönderdi” diye geliyor. Cemaat içinde gelin ve damada Gülen’in hediyesi çok önemli. Damat ‘kozmik’ ise bu hediye Gülen’in kullandığı, sırtından çıkardığı ceket ya da gömlek. Damat daha alt kademeden biriyse terinin bulunduğu, yıkanmamış fanila. Örgüt hiyerarşisinde iç halkaya yakınlık durumuna göre kadına başörtüsü, altın yüzük ya da kolye gönderiliyor. Ayrıca Kozmik gelin ve damatlara içinde Gülen’in imzası olan birer saat de gönderiliyor.
FETÖ KADINLARININ TERFİ HALKALARI
Haberin devamı için üçüncü sayfaya geçiniz
FETÖ’de, erkekler gibi kadınları da yeteneklerine göre istihdam eden profesyonel bir mekanizma var. Bir genç kadının hayatıyla ilgili ayrıntılı bilgiler, öğrenciliğinden itibaren, davranışları, ‘fedakârlıkları’ ve çalışmaları, ‘rehberlik’ adı verilen bir sisteme kaydediliyor. Kadına verilecek örgütsel göreve, ‘İstişare Heyeti’ karar veriyor.
FETÖ’nün kadınlarının hiyerarşi mekanizması şöyle işliyor:
BİRİNCİ HALKA: DOSTLAR
Cemaat’in el attığı ve çoğunluğu oluşturan kadınlar, Dost Halkası’nda. Düzenlenen kermeslere katılıyorlar. Kermes onlar için bir nevi ibadet. Dini sohbetlerde Kur’an okuyorlar, burs ücreti toplayıp Cemaat’in kız öğrencileri için ‘Hanım Evi’ açıyorlar. Seçilen kadının himmet derecesi, vereceği bursla ve maddi durumuyla orantılı. Eğer kadın önemli ya da zengin bir erkeğin eşi değilse ya da kermeslere düzenli gelmiyorsa Cemaat onunla ilgilenmiyor.
İKİNCİ HALKA: ÖĞRETMENLER
Dershane, kolej, anaokulu ya da sınıf öğretmeni kadınlar. Bu halkayı oluşturanlar, Cemaat okullarında çalışanlarla doğrudan MEB’e bağlı okullarda çalışanlar olarak iki gruba ayrılıyor.
ÜÇÜNCÜ HALKA: MÜTEVELLİLER
Merkeze daha yakın görevlendirilmeye ‘layık görülenler’ bu halkada. ‘Ablalık’ bu aşamadan itibaren başlıyor. Bu halka kendi içinde iki gruba ayrılıyor.
İl ablaları: Kadın hizmetlerinin bir ‘il ablası’ oluyor. İl ablası, eşiyle birlikte ‘il imamı’yla düzenli görüşüyor. Türkiye erkekler açısından yedi coğrafi bölgeye ayrılmış ancak kadınlarda yedi ayrı bölgeden sorumlu birer abla yok. İller, büyüklüğüne göre birkaç bölgeye ayrılıyor. Mesela İstanbul, dört büyük bölgeye, bu bölgeler de semtlere ayrılıyor.
Ünite mütevellileri: Meslek gruplarına göre yapılan bir ayrım. Doktor, mühendis, öğretmen, ev hanımı, öğretim üyeleri gibi üniteler bunlar.
DÖRDÜNCÜ HALKA: KOZMİK ABLALAR
Sayıları, diğer halkalardaki kadınlardan az. Ablaların FETÖ’nün beynine giden yoldaki son durağı bu halka. Daha fazla yükselemiyorlar. Kozmik halkadaki ablalar, Fethullah Gülen ile doğrudan ilişkili bir ‘Abi’ ile muhatap oluyor. Bu kadınlar, sadece ‘kozmik erkekler’in yani generallerin, HSYK üyelerinin, valilerin, vali yardımcılarının, emniyet müdürlerinin eşleriyle ilgileniyorlar. Bu mevkilerdeki erkeklerin eşleri de ‘kozmik’ statüsünde. Özel olarak seçilmiş, bir nevi proje evlilikler. Bu eş durumundan ‘kozmik’ kadınlar, başı açık, kocasına karşı itaatkâr ama o koca Gülen’e itaatsizlik ederse Gülen’i tutacağından emin olunan insanlar arasından seçiliyor. Bu tür ‘kozmik eşler’le kendisi de kozmik olan ‘ablalar’ ilgileniyor. Her bir kozmik ablanın iki ya da üç kişiden oluşan ünitesi oluyor. Hiçbiri, diğerini bilmiyor, tanımıyor. Kozmik ablalar, kadın hizmetinde çok gizli bilgilere vâkıf ve sistemin hiyerarşik yapısında operasyonel birim olarak yer alıyor.
CEMAAT’İN ÇOCUKLARI
Haberin devamı için dördüncü sayfaya geçiniz
ÇOCUKLARA İSİM KOYMA RİTÜELİ
Baba adayları ya da çocuğu henüz dünyaya gelenler, Pensilvanya’ya müracaat ediyor. Gülen’in sağ kolu ve kasası pozisyonundaki, ‘süper imam’ Cevdet Türkoğlu da doğacak çocuğun cinsiyeti, baba ve annenin isimleri, meslek bilgilerinin yer aldığı bir liste hazırlıyor ve bu listeyi yüksek sesle okuyor. Gülen de bebeğe uygun gördüğü ismi söylüyor. Eğer anne-baba yargı, emniyet ya da TSK mensubu ise Türkoğlu, okuduğu isimden sonra Gülen’e dönerek “Resmî” diyor. Gülen de örgüt mensuplarını ele vermeyecek ‘Tolga, Hakan, Kerem, Irmak, Yasemin’ gibi ‘modern’ isimler söylüyor. Esnaf babaların çocuklarınaysa ‘Muhammet, Furkan, Enes, Büşra’ gibi İslami referanslı isimler koyuyor.
ÇOCUK YAPMAK ERTELENEBİLİR!
FETÖ’de dünyaya getirilecek çocuk sayısı teşvik ediliyor. Ancak anne-babanın örgütsel görevi kritikse, faaliyetlerini engellemesin diye çocuk yapmayı ‘bir süreliğine’ ertelemeleri isteniyor.
REHBER ABLA NE YAPAR?
FETÖ mensubu ebeveyn, yeterli zaman ayırıp ilgilenemediği için çocukları problemli. Örgüt de bu duruma ‘rehber abla’ çözümünü bulmuş. Örgüt için ‘saha’ çalışmasında olan anne-babalar yerine rehber ablalar çocuklarla ilgileniyor.
MÜBAREK BİR ZAT OLACAKSIN!
Çocuklar henüz çok küçükken dini telkinler veriliyor ve bu telkinlerde Fethullah Gülen ön plana çıkarılıyor. Gülen’in video vaazları seyrettiriliyor. “Senin ismini o koydu. Sen mübarek bir zat olacaksın” diyerek seçilmiş ve önemli insan duygusu yerleştiriliyor. Çocuk da ‘Benim özel misyonum var’ düşüncesiyle büyüyor. Çocuklar okul çağına geldiğinde örgütün okullarına gönderiliyor. Özel yetenekleri olanlar seçilip ailelerinden alınıyor; daha iddialı ve daha özel okullara gönderiliyorlar. Üniversitede yönlendirildikleri fakültelerden bilgi birikimi, psikoloji ve örgütsel bağ açısından ‘kalifiye’ eleman olarak mezun oluyorlar.
KATIR SIRTINDA KÖY KÖY IQ TESTİ
FETÖ, sadece kendi çocuklarını değil, ‘başkalarının çocuklarını’ da seçip yetiştirdikten sonra devlet içine sızdırıyor. Bunun ilk adımı olarak Cemaat’in özel görevlileri, rutin aralıklarla Anadolu ve Türk cumhuriyetlerini karış karış hatta katır sırtında dolaşıyor. Yoksul köy çocuklarını IQ testinden geçiriyor, en zekilerini seçip kendi okullarında, evlerinde ücretsiz okutup barındırıyorlar.
4-1’LİK VE 4-4’LÜK ÇOCUKLAR
Anadolu’dan getirilen bu ‘başkalarının çocukları’, ortaokula başladıktan sonra örgütün özel kıskacına alınıyor. Bu çocuklar özelliklerine göre dört
kategoriye ayrılıyor:
4-1’lik: Temas kurulur, ilgilenilir.
4-2’lik: Sohbete, faaliyete çağrılır, Cemaat anlatılır.
4-3’lük: Faaliyete katılır, Hocaefendi’den bahseder, namaza başlar.
4-4’lük: Kendisine güven duyulur, söyleneni yapar, sınıfı ve öğretmeni hakkında bilgi alınır.
FETHULLAHÇI ASKER EŞLERİNİN SOSYAL PROFİLLERİHaberin devamı için beşinci sayfaya geçiniz
Darbe girişiminde yer aldıkları gerekçesiyle TSK’dan atılan general ve subayların eşleri nasıl bir profil çiziyor? Eşlerinin mensup olduğu Cemaat’in dünya görüşü doğrultusunda bulundukları sosyal ortamlarda muhafazakâr kimliklerle mi ortaya çıkıyorlar? Yoksa bunun aksi bir kimlik mi çiziyorlar?
Bu soruyu uzun yıllar TSK’da önemli görevlerde bulunmuş, bugün emekli konumda olan bir komutana sorduk:
“Görev yaptığım kuvvette 15 Temmuz’dan sonra Fethullahçı oldukları için ilişiği kesilen subayların çoğunu tanıyorum. Bir bölümünün komutanlığını da yaptım. Eşlerimizle birlikte pek çok sosyal ortamda bulunduk bu subaylarla. Hiçbirinin eşlerinin başı kapalı değildir. Hepsi başı açık ve modern görünümlü kadınlardır. Zaten Cemaatçi subayların çoğu bu tür sosyal ortamlarda alkol de kullanır. Eşleri konusunda söylenebilecek tek şey, belki kendilerini biraz daha geri plana çektikleridir. Örneğin, bir yemekte çiftler nasıl tanıştıklarına dair anılarını anlatıyorlarsa, Cemaatçi çiftlerin bu gibi konulara girdiklerine pek tanık olunmaz.”
FETHULLAH GÜLEN’İN KENDİ KALEMİNDEN KADINLARA BAKIŞI
(...) Bugün feministlerin teklif ettikleri kadın hakları, esasen kadını muallâ mevkiinden alıp ayaklar altında hor ve hakîr hale getirmek demektir. Kışın üryan, yazın ise palto ve yünlülere sarılıp sarmalanıp gezmek ne ise, kadını erkekleştirme gayreti de aynı hamakat örneğidir. Kadın yerinde kaldığı müddetçe sultandır, büyüktür ve Kadın Efendidir. Erkek de sınırını aşmadığı sürece, hürmete layık bir azîzdir. Bu şekildeki yerlerini değiştirmek isteyenleri Allah Rasûlü onları lanetler, çünkü fıtratla çatışmaya girmişlerdir. İnsanı meydana getiren uzuvlara yer değiştirterek, kulağı diz kapağına, burnu karnın ortasına veya gözleri ayakların altına yerleştirmek insanı ne hale getirirse kadın ve erkeğe böyle yer değiştirme gayreti de erkek ve kadını o hale getirecektir. Kadın, kadın olduğu, erkek de kendi yerini koruduğu müddetçe güzeldir ve fıtrîdir. Aksine gayretler ise, fıtrat ve tabiata karşı harp ilân etmek gibidir.
Asrın Getirdiği Tereddütler - 3, 1997