Konya Cinayet Büro Amirliği iz peşinde
Konya Cinayet Büro Amirliği ekipleri, aldığı önlem ve uyguladığı yöntemler sayesinde kent merkezinde faili meçhul cinayet bırakmadığı gibi, iki yıldır kayıp başvurularından yola çıkarak 8 cinayeti de aydınlatmayı başardı.
Konya Emniyet Müdürü Hüseyin Namal, iki yıl önce Asayiş Şube Müdürü Zafer Tuncay Bozkurt’tan kayıp başvurularıyla ilgili bir çalışma yapmalarını istedi.
Bozkurt, kayıp başvurularıyla ilgilenmesi için özel bir ekip oluşturdu.
Cinayet Büro Amiri Talat Arslan ve komiser yardımcısı Ali Akan ile oluşturulan ekip, adeta iğneyle kuyu kazar gibi gece gündüz hedefe ulaşmaya çalışıyor.
Dedektifler, bu çalışmalarda sunulan bütün fikirleri önemsiyor ve ekip çalışmasıyla yapılan başarılı operasyonların sonunda, aydınlatılan her cinayet ile moral buluyor, motivasyonu yükseliyor.
Alınan önlemler ve aydınlatmada gösterilen başarı sayesinde Konya kent merkezinde faili meçhul cinayet olmadığı gibi kayıp başvurularından yola çıkılarak 8 cinayet aydınlatıldı. Kayıp başvurularında öncelik kişinin resmi kurumlarla yapılan yazışmalar sonunda hayatta olup olmadığı yönünde çalışma yapan ekipler, sonra izleyecekleri yol haritasını belirliyor.
En küçük delili bile göz ardı etmeden çalışmalarına yöne veren cinayet dedektifleri, cinayetle ilgili adalete intikal etmeyen tek bir şüphelinin kalmaması için çaba gösteriyor.
-KAYIP BAŞVURUSUNDA BULUNAN KADIN ZANLI ÇIKTI-
Konya’da geçen yıl 19 Mayıs’ta, polise giden Sevim Y, tır şoförü kocası Kadir Y’nin (47) iki gündür eve gelmediğini belirterek, kayıp başvurusunda bulundu. Genç kadının çelişkili ifadeler vermesi ve şoför olan eşinin kendisinden fotoğraf isteyen dedektiflere ehliyetini getirmesi üzerine soruşturmayı derinleştiren ekipler, Sevim Y’nin sürekli eve bir erkek aldığını tespit etti.
Olayla ilgili üç çocuk annesi Sevim Y. ile arkadaşları Kazım Y. ve Ahmet B. yakalandı. Suçlarını itiraf eden zanlıların ifadeleri doğrultusunda Kadir Y’nin öldürüldükten sonra Konya-Ereğli karayolundaki atık su kanalına atıldığını belirlendi.
Dedektifler, kayıp kişilerin bulunması yönünde başlattığı çalışma kapsamında 3 yıl önce Seydişehir ilçesinde babası Dursun B, tarafından kayıp başvurusunda bulunulan Fatih B’nin (32) akıbetini araştırdı.
Çalışmada, Fatih B’nin kaybolduktan sonra telefon görüşmesi yapıp yapmadığı, su, hastane, banka kayıtları, özel ve resmi kurumlarla iletişime geçip geçmediğine bakıldı.
Dedektiflerin yaptığı araştırmada ve yapılan 100’ün üzerindeki görüşmelerde Fatih B’nin öldüğüne kesin gözüyle bakılınca çalışma bu yönde yoğunlaştı. Kayıp kişinin eşi Gülhan B. ile kayınpederi Veysel C’nin sürekli çelişkili ifadeler vermesi ve Fatih B’nin bulunması için çok fazla çaba sarf etmediklerini fark eden dedektifler, şüphelileri takibe aldı.
Polis, Gülhan B’nin çalıştığı fabrikada tanıştığı ve gönül ilişkisi bulunduğu belirlenen Fatih Ö.(31) ile de görüştü.
Bir yıldır toplanan delillerin ardından dedektifler, Gülhan B’nin 6 yıldır evli olduğu ve ailevi sorunlar nedeniyle boşanmak istediği Fatih B’nin bu karara pek yanaşmaması üzerine öldürülmüş olabileceği üzerinde yoğunlaştı. Yapılan inceleme ve çalışmaların ardından harekete geçen ekipler, İstanbul’da Fatih Ö’yü gözaltına aldı.
Şüphelinin ifadesi doğrultusunda, Gülhan B, babası Veysel C, annesi Emine C. (52), kız kardeşi Nilgün C. (32) ve evin gelini Şerife C’yi yakaladı.
Suçu birbirlerinin üzerine atan zanlıların, Veysel C. ilçe merkezinde bulunan evde Fatih B’yi tabancayla öldürdükten sonra, cesedi battaniyeye sararak emanet aldıkları bir araçla kuyuya attıklarını belirtmesi üzerine yapılan aramada, Fatih B’nin 3 Aralık 2010’da cesedine ulaşıldı.
Devamı 2. sayfada...
-YASAK İLİŞKİLERLE ORTAYA ÇIKAN OLAYLAR-
31 Mart 2010’da ortadan kaybolmasının ardından kayıp başvurusunda bulunulan Ayşe Demir’in gideceği yerler araştırıldı, resmi kurumlarla yazışmalar yapıldı. Cinayet dedektifleri, her yerde aranan ve bir sonuç alınamayan Demir’in banka hesaplarında da herhangi bir hareketlilik olmadığını tespit edince genç kadının öldürülmüş olabileceği ihtimali üzerinde durmaya başladı.
Ayşe Demir’in yıllardır birlikte yaşadığı ve başka bir kadınla resmi nikahı bulunan Yaşar K. (43), takibe alındı.
Ayşe Demir ile birlikteliğinden üç çocuğu olan Yaşar K’nın, genç kadının kaybolmasının hemen ardından çocukları resmi nikahlı eşine bıraktığı belirlendi.
Yapılan çalışmalarla şüpheler üzerinde yoğunlaşan Yaşar K’nın Konya-Beyşehir karayolu Kızılören civarındaki dedesine ait araziye de sık sık gitmesi polisin dikkatini çekti.
Ayşe Demir ile karavanda bazen geceleyen Yaşar K’nın genç kadının kaybolmasının ardından hiçbir girişimde bulunmaması üzerine polis harekete geçti. Yaşar K’nın hiç birşey anlatmaması üzerine, Ayşe Demir’in karavanın bulunduğu alanda öldürüldükten sonra gömülmüş olabileceği ihtimali üzerinde duran ekipler, Konya’ya kokuya duyarlı ceset arama köpeği getirdi. 26 Nisan’da yapılan aramada cesedin bulunduğunu öğrenince suçunu itiraf eden Yaşar K’nın ifadesinde, çocuklarıyla ve kendisiyle ilgilenmeyen Demir ile olay günü dedesine ait arazide tartıştıklarını, kavgaya dönüşen olayda bıçakla öldürdüğü genç kadını, toprağa daha kolay gömmek için 10 parçaya ayırdığını söylediği öğrenildi.
-YASAK AŞK SONUCU DÜNYAYA GELEN BEBEKLER-
Hacer K’nın (24), 2009 yılında dünyaya getirdiği ve kan uyuşmazlığı olan bebeğini kontrol için verilen tarihte doğum yaptığı hastaneye götürmemesi üzerine olay savcılığa intikal etti.
Cinayet dedektifleri, Konya’da, 4 çocuk babası evli Zekeriya K’nin (40), tarlasında işçi olarak çalışan Hacer K. (24) ile yasak ilişkisinden dünyaya gelen bebeği, olayın duyulmaması için doğduğu gün boğduğunu ortaya çıkardı.
Bir başka olayda ise, Dr. Faruk Sükan Doğum ve Çocuk Hastanesinde doğum yapan Arzu D’nin bebeği düzenli kontrollere götürmemesi üzerine Konya Sağlık Müdürlüğü yetkililerine haber verildi.
Yapılan kontrollerde genç kadının bekar olduğunun anlaşılması ve evde bebeğe rastlanmaması üzerine cumhuriyet başsavcılığına olayla ilgili bilgi verildi.
Yapılan soruşturmada, 15 Mart 2009’da yakalanan genç kadının gayrimeşru ilişki sonucu dünyaya getirdiği kız bebeğini 2008 yılında doğduğu gün elleriyle boğduktan sonra, merkez Karatay ilçesindeki Aslım Çöplüğü’ne gömdüğü öne sürüldü.
Polis her iki cinayeti de, her seferinde çelişkili ifade veren sanık kadınların bekar olması ve sürekli iletişim kurduğu kişilerden yola çıkarak aydınlattı.
Ayşegül Kardaş 6 Ocak 2010’da eşi Ahmet Kardaşın (37) eve gelmemesi üzerine polise kayıp başvurusunda bulundu.
Ahmet Kardaş’ın son görüştüğü kişileri takibe alan cinayet dedektifleri, Kardaş’ın "birlikte olduğu" eski sevgilisi Gürser K. (32) üzerinde yoğunlaştı.
Bu sırada polis, 6 gün önce Belenbaşı mevkisinde asayiş uygulaması yaparken, yırtıcı hayvanların ortaya çıkardığı toprağa yarı gömülü halde bir erkek cesedi buldu.
Konya Numune Hastanesinde yapılan otopside cesedin kayıp ihbarı yapılan Ahmet Kardaş’a ait olduğu ve bıçaklanarak öldürüldüğü belirlendi.
Geniş çaplı soruşturmada, 3 çocuk babası Ahmet K’yı, öldürdükten sonra cesedi toprağa gömdüğü öne sürülen eski sevgilisi Gürser K, ile bir hafta önce evlendiği Başar K, yakalandı.
Gürser K’nın polisteki ifadesinde, Başar K. ile nişanlandığı halde bir süre birliktelik yaşadığı maktulün peşini bırakmadığını iddia etti.
-CESEDE PERUK TAKIP MAKYAJ YAPTILAR-
Dağlık alanda geçen yıl vücudu tamamen yanmış halde bulunan Fatma Yazan’ı (37) ilişkiye girdiği Halil T. (32) ile Ramazan A’nın (37) 31 Mart 2011’de birlikte öldürdüğü iddia edildi. İki zanlının, kendileri dışında başkalarıyla da beraber olduğu için kadını kemerle boğdukları ve benzin döküp yaktıkları belirtildi.
Polis ise olayı çok ilginç bir yöntemle aydınlattı. Merkez Selçuklu ilçesine bağlı Ardıçlı köyünde ceset bulunduktan sonra kimlik bilgilerine ulaşmak isteyen cinayet dedektifleri, yanmış cesedin başına peruk takıp, makyaj yaparak vesikalık fotoğrafını çekti.
Kadının fotoğraftaki solgun yüzüne bilgisayarda renk verilip, kapalı gözlerin yerine göz ilave edildi. Daha sonra bu fotoğraf üzerinden tehdit, şiddet, hayat kadını ve 5 yıl içinde kadın kayıp başvuruları gibi poliste kaydı bulunan yaklaşık bin kadın üzerinde araştırma yapıldı.
2008 yılında kocasından boşanmaya karar verdikten sonra evden ayrılan ve kayıp müracaatı yapıldıktan 4 ay sonra bulunan Fatma Yazan’ın (37) vesikalık fotoğrafıyla, bilgisayarda yapılan çalışmayla elde edilen fotoğrafın birbirine benzediği fark edildi.
Dedektifler, resmi kayıtlardan kadının en son oturduğu eve gitti. Taşındığı belirlenen Yazan’ın çalıştığı kafeteryaya giden ekipler, cesedin ortalıklarda görünmeyen kadına ait olduğu fikri üzerine yoğunlaştı.
Fatma Yazan’ın birçok erkekle bağlantısı olduğunu ancak sürekli iki erkekle görüştüğünü tespit eden ekipler, söz konusu iki kişinin ceset bulunduktan 10 gün sonra kenti terk ettiğini belirledi.
Oluşturulan özel ekip, İzmir’deki Halil T. (32) ile Ankara’daki Ramazan A’yı (37) takibe aldı.
Gözaltına alındıktan sonra suçun itiraf eden zanlıların ifadelerinde, Fatma Yazan’ın birçok erkekle ilişkisi olduğu için bu durumu hazmedemediklerini, olay günü bir araçta ilişkiye girdikleri genç kadını daha sonra kemerle boğduklarını, ardından da benzin dökerek yaktıklarını söyledikleri öğrenildi.
Konya’nın Seydişehir ilçesinde iki yıl önce kayıp başvurusunda bulunulan 23 yaşındaki Ebru Erdoğan’ı (23), sevgilisi Abdullah O’nun (25) suda boğarak öldürdükten sonra gömdüğü öne sürüldü.
Metin Bolat - AA
2- Asgari ücrette sona geliniyor! İşte konuşulan son rakamlar
- Memur ve emeklilerin gözü maaş zammında! İşte beklenen oranlar
- Memurlar için en kritik hafta! 2024 yılı bitmeden bunları yapın
- 100 milyon euroluk turizm yatırımı
- LC Waikiki, iki cesur kararla global marka yolculuğunun rotasını çizdi! Zeytinburnu’ndaki bir atölyeden 61 ülkeye