Marmara'da deprem tartışması! Şener Üşümezsoy bir noktaya işaret etti
Son günlerde önce Ereğli'de sonra Bursa'nın Karacabey açıklarında meydana gelen ve İstanbul'un da hissettiği depremlerin ardından endişeler büyürken, yapılan tahminlerin aksine Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, 'Endişeye gerek yok' dedi. Ancak uzman isim Marmara'da risk taşıyan bir bölgeye dikkat çekti.
Büşra Özbelli / Posta.com.tr 8 Mart'ta Marmara adası açıklarında Ereğli'den hissedilen 3.9'luk depremin ardından dün Bursa 'nın Karacabey açıklarında aynı büyüklükte bir deprem daha meydana geldi. İstanbul'da da hissedilen deprem sonrası sosyal medyada birçok vatandaş "Büyük depremin habercisi mi?" sorusuyla endişesini dile getirdi. Yaşanan son deprem facialarının ardından algıda seçicilik mi oluştu yoksa Marmara'da tehlikeye yol açacak bir hareketlilik mi var? Marmara'da son günlerde deprem olan bu noktalar kırılmasını beklediğimiz faylara yakın mı? Prof. Dr. Şener Üşümezsoy merak edilenleri Posta.com'tr'ye yanıtladı.
Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, "Marmara adası açıklarında 8 Mart'ta Ereğli'den hissedilen 3.9'luk deprem oldu. Bunlar çizgi gibi bir düzen üzerine çizilmişti. Bu da 'Acaba büyük Marmara depremini tetikler mi?' sorusunu gündeme getiriyor. Gönlünüz çok rahat olsun. 1912'de Tekirdağ - Silivri fayı 60 km kırıldı ve Marmara'da kırılmayan yalnızca 50 kilometrelik bir fay kaldı. 1912'de kırılan bu fayların üzerinde stres birikir mi? sorusu gündeme geldi" dedi.
Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, Tekirdağ-Silivri için faylarda birikmiş bir stresin olmadığını belirtti.
"Yamamoto ve diğerleri Japonya'dan gelip bunlar üzerine kriptometre dedikleri bir alet koyuyorlar. Kripto dediğimiz olay; sürünme, deprem yapmadan fayın ilerlemesi, kayıp gitmesi. Ve orada ortaya çıktı ki; Tekirdağ Silivri'de 1912'de kırılan fay 1912'den beri yılda 10 milimetre kadar deprem yapmadan hareket ediyor. Krip deniyor buna. Ve bu da çizgisel depremsellik yapıyor. 99'dan sonra riskli gördüğüm fay buydu. Ben korkuyordum Tekirdağ'da Silivri'de yedi büyüklüğünde bir deprem olabilir diye. 1912'de kırılmış olduğu için bu fay üzerinde birikmiş bir stres yok."
Tek korkulacak fayın Silivri-Büyükçekmece arasında olduğunu söyleyen Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, "Özetle söylersem Tekirdağ fayı açıklarındaki bu fay; sürekli depremlerin olduğu bir fay ama bu deprem büyümüş bir stresin boşalması tarzında değil ya da dolmuş bir bardağın taşması gibi değil. Tam tersi bardağın dibi delik ve yarısını hep boşaltıyor. Yukarıdan taştığı zaman hepsi taşabilir, deprem yapabilir. Ama bardakta sızıntı varsa o bardak su doldurup stres dolduramıyor.1912 depremi bu fay üzerinde oldu. Ama 1912'den beri kriple stres biriktirdiği için Tekirdağlılar için korkulacak hiçbir şey yok. Tek korkulacak fay; Kumburgaz çukurunda 2005'ten beri söylediğim gibi Silivri ile Büyükçekmece arasındaki faydır. O fay Kuzey Anadolu fayı gibi değil, ters fay olarak davranan bir sistemdir. Yani kuzey Anadolu fayının bir parçası değildir" açıklamasını yaptı.
Ereğli açıklarındaki depremi değerlendirdikten sonra dün Bursa Karacabey açıklarındaki depremden bahseden Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, "Ulubat Gölü'nün Orhaneli'ne doğru giden bir kesiminde stresli bir bölge var. Orası bir deprem yaratabilir ama Ereğli açıklarındaki kesinlikle deprem yaratmaz. Bugünkü depremde hiçbir risk yok ama orası belki deprem yaratabilir. Çünkü kırılmamış bir fayda olan artçı depremler. Marmara'daki kırılmış fayda olan depremler sizi korkutmasın. Bu anlamda endişeniz olmasın ama Karacabey'deki fay risk taşıyan bir fay olabilir" diye konuştu.