O hakimden bir bomba karar daha!
Denizli'de Gezi eylemlerine katıldıkları için haklarında 1.5 ile 3 yıl arasında hapis cezası istemiyle açılan davada 9 sanığın beraatine karar veren hakim Haki Öncü'nün, ders niteliğinde bir karara daha imza attığı ortaya çıktı
Dwnizli'de Gezi eylemlerine katıldıkları için haklarında 1.5 ile 3 yıl arasında hapis cezası istemiyle açılan davada 9 sanığın beraatine karar veren, "Farklı düşünen bir avuç genç, devlet için tehlike görülmemesi gerekir. El ele, kol kola, göstericimiz ve polisimizle, sağcısı, solcusuyla, inananı, inanmayanıyla bir halay çeker gibi aydınlık geleceği yol almamız gerekiyor" diyerek ’manifesto’ gibi gerekçe açıklayan hakim Haki Öncü’nün, ders niteliğinde bir karara daha imza attığı ortaya çıktı. Hakim Öncü, Denizli’de bir komutanın odasında Beşiktaş forması, flama, çıkartma ve bayraklarının yer aldığı görüntülerin sosyal paylaşım sitelerinde, ’Komutan odası mı, çiftlik mi?’, ’Burası kulüp binası mı?’ gibi yorumlarla yayınlanmasını engelledi. Kendisi de Beşiktaş taraftarı olan Öncü, gerekçesinde ise "Türk Silahlı Kuvvetleri ve Beşiktaş’ı rencide edici bir yayın olduğu için bu karar alındı" dedi.
Denizli’de yaşayan F.D, 2013 yılı Ekim ayında, Denizli’deki bir askeri birliğin komutanın odasında Beşiktaş kulübüyle ilgili bayrak, flama, kartal heykeli, forması ve çıkartmaların videosunu sosyal paylaşım sitesinde yayınladı. Görüntülerin 'Komutan odası mı çiftlik mi?’, ’Burası Beşiktaş kulüp binası mı?’ yorumlarıyla sosyal paylaşım sitelerinde yer alması üzerine, komutan, Denizli 4’üncü Sulh Ceza Mahkemesi’ne başvurdu.
Mahkeme, görüntülerin erişiminin engellenmesine karar verdi. Videoyu yayınlayan F.D. karara itiraz etti. F.D.’nin itirazı 12 Aralık 2013 tarihinde, Denizli 7’nci Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Kendisi de koyu bir Beşiktaş taraftarı olan hakim Haki Öncü, itirazı reddetti.
Hakim Öncü, karanın gerekçesinde şu ifadelere yer verdi:
"İçerikler incelendiğinde videoyu yükleyen kişi Türk Silahlı Kuvvetleri ve Beşiktaş Kulübü ile sorunu olduğu görüldü. Henüz Türkiye Cumhuriyeti kurulmadan 1903 yılında kırmızı- beyaz renklerle kurulan ama Balkan Savaşı’nın kaybı ile kırmızının yerine siyahı alan, ambleminde Türk bayrağı olan ülkemizin güzide kulübü ile sorunu olduğu görülmekte. Kendisini Fenerbahçeli ya da Galatasaraylı olarak tanıtan bu şahsın gerçek taraftar olmadığı belirlenmekte. Ülkemizin her yerindeki askeri birliklerde (Hava Kuvvetleri’ne ait birlik olmasa bile) kara kartalın özgürlüğün ve gökyüzünün sembolü olduğu bilinmekte. Bağımsız Türk yargısı olarak yapılan yayının yanlı, saldırgan ve kötü niyetli Türk Silahlı Kuvvetleri’ni ve Beşiktaş Kulübü’nü rencide etmeyi amaçladığı sonucuna varılmıştır. Yayından kaldırma kararı hukuka uygundur ve itirazın reddine karar verilmiştir."
Bu haber ve hakim Haki Öncü ile röportaj, Beşiktaş Dergisi’nin Aralık sayısında ve BJK TV’de yayınlandı. Hakim Önce bu konuda görüştüğü DHA muhabirlerine yorum yapmak istemediğini söyledi, "Dosya ben nöbetçi olduğum için önüme geldi. Ben de içeriğini değerlendirdim ve reddine karar verdim. Hakimler kararlarıyla konuşurlar" dedi.
MANİFESTO GİBİ KARAR VERMİŞTİ
Hakim Öncü, daha önce de Denizli’de gezi eylemlerine katıldıkları için Ali Şimşek, Kerem Yıldırım, Güldane Pekdoğan, Recai Altuntaş, Cem Dikmen, Cüneyt Çelik, Süleyman Can Bayram ve Mustafa Kayhan hakkında 2013 yılında ’Kanuna Aykırı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Düzenleme, Yönetme ve Bunların Hareketlerine Katılma’ suçlamasıyla 1.5- 3 yıl hapis cezası istemiyle açılan davada manifesto gibi bir karar vermişti. Denizli 7’nci Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın duruşmasında sanıkların tümü hakkında beraat kararı veren Öncü gerekçeli kararında şu ifadelere ver vermişti:
"Ülke tarihimize baktığımızda, daima farklı düşünen değerlerin ağırlıklı olarak ölümleri sonrasında zenginlik olarak kabul edildikleri, yaşarken tehlike olarak görülen bu kişilerin ölümü ile birlikte iadeyi, itibarlarının verilmesine çalışıldığı, hatta ülkemiz dışında olan bazı mezarların getirilmesine çabalandığı görülmektedir. Yaşanan darbe sonrasında ’farklı düşünüyor’ diye 17 yaşında asılan Erdal Eren’in ardından yazılan ’Son bakıştaki o gözler kaldı aklımızda’ şarkısını dinler, rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun Mamak Cezaevi’nde yapılan işkenceleri anlatan ’Üşüyorum’ şiirini okudukça yapılan zulümlere yanar, farklı düşünüyor diye yazar Sabahattin Ali’yi Istıranca Dağları’nda öldürdüğümüze yanar, farklı düşündüğü için ülkemizden kaçmak zorunda kalan Nazım Hikmet’leri, Ahmet Kaya’ları başka ülkelerindeki mezarlarında ziyaret eder, çiçek bırakır, Fatiha okur, son olarak da gezi parkı protestoları sırasında polis memurları tarafından atılan gaz bombasının başına isabet etmesi sonucu 268 gün komada kalan 15 yaşındaki Berkin Elvan’ın ölümüne yanar dururuz. Anadolu’nun kilimi gibi, motiflerdeki renkler gibi farklılıklardan güzellik doğar. Ülkemizde son 30 yıldır yaşanan terör sonrası terörü destekleyen bir etnik gruba dahi olgunluk ile el uzatan kucak açan devletimizin, aynı olgunluğu farklı düşüncelere de göstermesi gerekir. Bu cennet vatan hepimizindir. Doğu’suyla, batısıyla, kuzeyiyle, güneyiyle, hangi etnik kimliği olursa olsun, hangi inanca hizmet ederse etsin, farklılığı, zenginlik olarak görüp kabul etmek gerekir. Ayakta duranı, oturanı, yürüyeni, tencere tava çalanı, ışık yakıp söndüreni, tehdit, tehlike olarak görmek, sesini kesmek için mücadele etmek, bırakın ilerisini demokrasi ile bağdaşmaz. Şiddet unsuru taşıyamayan, sadece etkiye tepki ölçüsü doğrultusunda tepki gösteren, bu sanıkların suç işleme kastı ile hareket etmediklerinin düşünülmesi gerekir. El ele, kol kola, göstericimizle, polisimizle, askerimizle, sağcısıyla, solcusuyla, inananıyla, inanmayanıyla, bir halay çeker gibi aydınlık geleceğe yol olmamız gerekir."
DHA