‘Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları’ kitabıyla dünya çapında tanınan, on bir kitabı milyonlar satan John Perkins bu kez engellerle yüzleşmeyi, hayatı ve dünyayı değiştirmek için korkuları eyleme dönüştürmeyi anlatıyor. Perkins, Türkçede yayınlanan son kitabı “Jaguara Dokunmak” kitabını anlattı. // Sude PENTA
“Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları” serisiyle 40’tan fazla dilde çoksatan listelerine girdi. “Şirketokrasi”, “ekonomik tetikçi”, “ölüm ekonomisi” ifadeleri Türkçede kısa sürede yayıldı, yazdığı kitaplar politikacıların konuşmalarında, araştırmacıların çalışmalarında referans oldu. John Perkins bu kez ölüm ekonomisini odağına alarak engellerle yüzleşmeyi, hayatı ve dünyayı değiştirmek için korkuları eyleme dönüştürmeyi anlatıyor. Perkins, April Yayınları tarafında okurla buluşturulan “Jaguara Dokunmak” kitabını anlattı.
Son kitabınız “Jaguara Dokunmak” Türkçede. Kitabın fikri nasıl oluştu?
Her şey henüz yirmili yaşlarımda Barış Gönüllüleri’ne katılmamla başladı. Güney Amerika çalıştığım bölgelerin başında geliyordu. Zaman içinde gittiğim ülkelerde yıllar boyunca bana yaptırılanların yıkıcı etkisini gördüm. Yerli halkları kalkındırmak, onları ‘medeniyet’le tanıştırmak için görevlendirildiğim söylenmişti. Oysa yaptığımız yerli halkların yok oluşuna neden olmak, köleleşmesini sağlamaktı. Bu farkındalığı nasıl kazandığımı, korkularımla nasıl yüzleştiğimi ve ölüm ekonomisi misyoneri olmaktan yaşam ekonomisini savunan bir aktiviste nasıl dönüştüğümü anlatıyorum kitabımda. Ve jaguarlarımıza dokunarak nasıl kendimizi ve dünyayı değiştirebileceğimizi. Anlattığım her şey gerçek, çünkü hepsi gerçekten yaşandı ve ben başroldekilerden biriydim.
Bir ekonomik tetikçi olarak yaşadığınız şaşalı hayatın yerini doğayla iç içe daha mütevazı bir hayat aldı. Amerikan rüyasını terk etmek kolay bir karar mıydı?
Kolay bir karar değildi, hayır. Ama şunu da eklemeliyim, kendi neslim ve gelecek nesiller için daha iyi bir dünya hayal ettiğim için pişmanlık duyuyor muyum, elbette hayır. Bir ekonomik tetikçiyken Amerikan rüyasını yaşadığımı sanıyordum. Oysa kafein, alkol, yatıştırıcılar ve pişmanlıkla dolu uzun gecelerden başka bir şeye sahip değildim. Yanında da business class uçuşlar ve lüks otel odaları geliyordu, ne ödül ama! Ölüm ekonomisi yerine yaşam ekonomisini koyabileceğimizi anladığım an dönüşüme kendimden başladım. Gücümü fark ettim. Değişmeye başlayınca değiştirmeye de gücüm olduğunu gördüm. Değişimi anlatıyorum ve okurlardaki değişimi gördükçe doğru tarafta olduğumu daha iyi anlıyorum.
“Jaguara dokunmak korkularla yüzleşmek ve bariyerleri aşmak anlamına geliyor” diyorsunuz. Peki, nereden başlayacağız?
Her şey gerçeklik algımızı yeniden kurmakla başlıyor. İnsan gerçekliği, aslında insanın algıları ile şekillenir. Yeterince insan algıların kodlanabileceğini anlarsa ve bunu gerçekleştirmek için harekete geçerse, bunun gerçeklik üzerinde sıra dışı bir etkisi olur. Yıllardır üzerine sayısız metnin yazıldığı kuantum fiziğin de, kişisel gelişim değişim ve dönüşümün de temelinde bu gerçeklik var. Nereden mi başlayacağız? Hepimiz hayatımızın bundan sonrası için ne yapmak istediğimizi belirleyeceğiz. Sonrasında bunu yaparken başkalarına nasıl yardım edebileceğimizi düşüneceğiz. Yolumuzda hangi jaguarların bizi beklediğini, blokajlarımızın neler olduğunu tartışacağız. Kitabımda on dakika süren bir zihinsel egzersizden söz ediyorum. Yarattığı farkındalığı tecrübe edince ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız. Bireysel değişimin de toplumsal değişimin de özünde aynı cevher var.
Peki ya değişim için geç kaldığını düşünenler? Değişime inanmayanlar?
76 yaşındayım, her gün yeni jaguarlar buluyorum. Amerika ve Çin üzerine düşünüyor ve yazıyorum bugünlerde, heyecanlı ve hevesliyim. Sürekli yeni engeller, yeni bariyerler, yeni meydan okumalarla karşılaşıyorum ve daha da cesaretleniyorum. Kısacası değişim için de, engelleri keşfedip onlarla yüzleşmek için de geç değil, hatta şimdi tam zamanı. Unutmayın, bir ekonomik tetikçi olarak uzun yıllar politikalar belirleyen, o politikaları üçüncü dünya ülkelerine anlaşmalarla, inşaat faaliyetleriyle, lobilerle taşıyan insanlardan biriydim. Sonsuz riski, şantaj ve tehdidi göze alarak kendimi yeniden tasarladım. Değişim mümkün, yeter ki harekete geçelim. Bir not daha, kitaplarımı 40’lı yaşlarımda yazmaya başladım, bugün on bir kitabım var, 40’ın üzerinde dile çevrildiler ve neredeyse iki milyon okura ulaştılar. New York Times çoksatan listelerinde bir buçuk yıl kaldım. Başlamak için asla geç deği
“Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları” da “Jaguara Dokunmak” da roman tadında ilerleyen kurgu dışı kitaplar. Peki, bir kurgu yazacak mısınız?
Neden olmasın? Gerçekler kurguyu her zaman yense de bir roman yazma fikri aklımda.
‘Hayatımda kadınlar hep başroldeydi’
Kadınlar hayatınızda ve dönüşümünüzde büyük rol oynamış. Kitapta Şamanizm’le tanışmanızda, barış tarafına geçmenizde kadın şamanların etkisini anlatıyorsunuz.
Doğru. Jaguara dokunmayı öğreten de onlardan biriydi. Gizli oklarımı bana gösteren de (okura not, sizin de gizli oklarınız var, keşfetmeniz için yönergeler kitabımda). Hayatımda kadınlar hep başroldeydi: Annem iyi bir şair ve yazardı, yazık ki kitaplarını yayınlama cesaretini gösteremedi ama beni kendi yolumda hep cesaretlendirdi. Kadınların gücünü önce ondan öğrendim. Kadınlara hayranlık duyuyorum, değişimin onlarla başlayacağını, yaratıcılığın ve cesaretin onlardan öğrenildiğini biliyorum. Mentorum olan şaman kadınlardan da bunu öğrendim, kendi kızımdan da. Eşim müthiş bir avukat, editörüm ve en sıkı eleştirmenim. Kitaplarımın hepsinde onun izi var. Hepimiz dişil ve eril enerji taşıyoruz. Yazık ki modern dünyada eril enerji ağır basmış durumda, oysa dişil enerji medeniyetin, yaratıcılığın, dengenin oluşması için gerekli. Bugün asıl önemli olan erkeklerin içlerindeki dişil enerjiyi keşfedip güçlendirmeleri.
- Kitap tutkunları kaçırmasın!
- Altın Baklava Film Akademisi IX. Uluslararası Öğrenci Film Festivali'ne rekor katılım... Ödüller sahiplerini buldu
- 2024 Notre-Dame de Sion Liseliler Edebiyat Ödülü’nü Laetitia Colombani kazandı
- “Yıldız Anneler” kitabı raflarda yerini aldı
- “Akıl Hastanesinde 5 Yıl” okuyucularını gerçek bir yaşam hikayesiyle buluşturuyor