20'lerimde evlensem beş çocuk doğururdum ama kimseyi çocuklarımın babası olmaya layık görmedim

Zeynep Mansur, daha önce Aşkın Nur Yengi’den dinlediğimiz 'Hadi Git' şarkısını yeniden yorumladı. Buluştuk şarkıyı da aşkı da konuştuk. Sadece sevgili olarak değil, her türlü ilişkide aldatıldığını söyleyen sanatçı, sekiz yılını harcadığı toksik ilişkisini de anlattı.

SEKİZ YIL BOYUNCA TOKSİK BİR İLİŞKİYİ AŞK SANMIŞIM

İnsanların zaman zaman ruhu parlar ve bu dış gözle görülür. Sizden de böyle bir his geçiyor şu ara bana. Sadece yeni şarkınızın enerjisi mi bu hissettiğim?

Yeni bir iş yaptığımda ve her şey istediğim gibi olduğunda gerçekten ruhum parlıyor; tespitin çok doğru. Müzik şirketimi değiştirdim, yeni şarkıyla birlikte DMC’ye transfer oldum. Çok güzel bir ekiple çalışıyorum, çok mutluyum ve bu yapılan işe de çok yansıdı.

Ben acaba yeni bir aşkın habercisi mi bu haller diye de düşünmüştüm, değil mi o zaman?

Ah keşke! (Gülüyor) Ama umarım ilerleyen zamanda o da olur.

Daha önce Aşkın Nur Yengi’den dinlediğimiz ‘Hadi Git’ şarkısını çıkardınız sandıktan. Neden bu şarkı?

Ben 17 yaşında sahneye çıkmaya başladığımda bu şarkı çok popülerdi. O zaman da sahnede çok söylerdim bunu ve çok güzel dönüş alırdım. Sezen Aksu şarkılarını uzun yıllardır severek okuyorum. Hepsi pop müziğe yön veren şarkılar, bu da onlardan biriydi. Yepyeni bir şarkı okumayı çok istedim aslında ama hiç istediğim, “İşte bu” dediğim bir yeni şarkıya denk gelemedim. Dön, dolaş yine kalbimde olana, Sezen’e gittim.

Şarkıdaki, “Hadi git, hadi kendini ellere ver” sözlerinin belli bir adresi var mı?

Daha önce söylediğim yıllarda olmuş olabilir. (Gülüyor) Ondan da etkilenip bu şarkıyı almış olabilirim. Çok küçüktüm o zaman. Çok platonik aşık olurdum o yıllarda. Vardır etkisi muhtemelen.

Çok sevdiğiniz, aşık olduğunuz birine, hangi durumda “Hadi kendini ellere ver” diyebilirsiniz?

Ay kendini ellere ver diyemem tabii. Üzülmüşsem, kırılmışsam, hadi git derim de ellere ver demem.

Müzikte ve aslında her alanda sürekli 90’ların, 2000’lerin ruhunu aramayı nasıl yorumluyorsunuz? Siz arıyor musunuz?

Dostlukları çok arıyorum her şeyden önce. Müzikalite olarak da çok arıyorum. En basitinden güncel müzikler arasında aradığım şarkıyı, o duyguyu asla bulamadım. 90’ların üretimi o kadar başka ki. Yaşam kültürü de çok değişti. Teknoloji hepimizi birbirimizden uzaklaştırdı. İnsan ilişkilerinde de ‘fast food’a geçildi resmen.

Yaşadığınız hayata bakınca, geldiğiniz noktada kendinizden razı mısınız?

Kesinlikle razıyım. İnsani ilişkileri çok güzel yürüten bir insan olduğumu düşünüyorum, her şeyden önce bunun için razıyım. O kadar iyi dostlar biriktirmişim ki. Bir iş yapacağım mesela, en yakın çevremden 30 kişi birden, “Nasıl, ne yapabiliriz?” diye koşturuyor. Daha ne isterim.

BENİ ÇÖZEBİLEN İNSANA ÇOK KOLAYIM

Zor bir insan mısınız?

Aslında kolay bir insanım ama çözebilen insana karşı kolayım. Her şeyden önce karşımdakine her zaman çok açık bir insanım.

Çözülmeniz kolay mı?

Kolay güvenmem. Çok zor güvenirim ama güvendiğim noktadan sonra çözülmem üç saniye. (Gülüyor)

Şu an için, “Hayatımda aşk yok” dediniz. Peki, olduğunda nasıl anlıyorsunuz aşık olduğunuzu?

Çok mutlu oluyorum aşık olunca. Bambaşka görünüyor her şey. Gözüm parlıyor. Enerjim çok yükseliyor. Etrafa mutluluk saçıyorum resmen. Ama şu an işime, yeni şarkıya o kadar odaklıyım ki. Gözümü parlatan o.

Zor bir sevgili misiniz sizce kolay mı?

Karşımdaki kişiye göre değişiyor galiba. Güven veriyorsa kolayımdır. Değilse çok zor olabilirim.

SEKİZ YIL BOYUNCA TOKSİK BİR İLİŞKİYİ AŞK SANMIŞIM

“Ailemden başka hiçbir şeye bağımlılığım yok, beni üzen, zarar veren her şeyi bir anda söküp atabilirim” demişsiniz. Hiç toksik ilişki yaşamadınız mı mesela? Ayrılbarış, gel-git durumları olmadı mı?

Olmaz mı! Yaşadım tabii. Sekiz yıl süren bir ilişkiydi. Hiç basına yansımadı, iyi ki de yansımamış. (Gülüyor) Şimdi bakınca ne gereksizmiş diyorum. O sekiz seneme çok üzülüyorum. Sürekli küs, barış… Hayatıma başka kimseyi almıyordum ve çok gençtim o yıllarda. Üzülüyorum gerçekten o zamana.

Sekiz yıl ciddi bir zaman. Çok aşıktınız demek ki?

Aşığım sanıyordum, gözüme perde inmişti. Şimdi, o aşk değilmiş, ben kendi kendimi doldurmuşum diyorum. Çok saçma buluyorum. Hiçbir ortak noktamız yokmuş. Siyah ve beyaz kadar farklıymışız. Senin söylediğin o toksikliği orada yaşadım işte. (Gülüyor)

AŞK ACISINI ATLATMAK İÇİN UYKUYA KAÇARIM

Aşk acısını atlatma yönteminiz ne?

Depresyon hırkası devrede oluyor tabii. (Gülüyor) Çok uyurum ben. Uykuya kaçarım. Uyuyunca unutacakmışım gibi gelir. Kendimi eve kapatır uyurum.

Tercihen mi hiç evlenmediniz, o kafaya hiç mi geçmediniz?

Hep o kafadaydım aslında ben. Çocukken, büyüyünce şarkıcı olmak kadar evlenip çocuk yapmayı da çok hayal ederdim. Biz dört kardeşiz. Ben herhalde 20’lerimde evlensem beş tane doğururdum. (Gülüyor) Çocukları o kadar çok seviyorum. Ama belki ayrılmış anne ve babanın çocuğu olmaktan kaynaklı, kimseyi çocuklarımın babası olmaya layık göremedim. Ya da belki kader, öyle biriyle karşılaşmadım.

70 yaşında nasıl bir Zeynep hayal ediyorsunuz?

Çok uzun vadeli hayaller kuramıyorum ben. 19 yaşında ciddi bir trafik kazası geçirdim. Hâlâ ruhen izlerini taşıyorum o kazanın. Ondan sonra sanki hayal kurma hissim elimden alınmış gibi hissediyorum. Hep daha yakın gelecek için plan yapıyorum sadece.

KISA KISA…

HER TÜRLÜ İLİŞKİDE ÇOK ALDATILDIM

Fiziksel olarak bir erkekte ilk neye bakarsınız?

Ellerinin güzel olmasını isterim. Tırnağını yiyen biriyle falan mümkün değil. Bir de güzel bakmasını önemserim.

Sizi tavlamak kolay mıdır zor mu?

Çok etkilenmişsem, beğenmişsem kolay tabii.

Hiç aldatıldınız mı?

Yalnızca sevgili olarak değil, her türlü ilişkide çok aldatıldım.

Birinden sizi direkt soğutacak iki neden ne olur?

Yalan ve samimiyetsiz davranışlar beni direkt soğutur.

Bugüne kadar kaç kez gerçekten aşık oldunuz?

Bir kez galiba…

Bir dünya starıyla düet yapacak olsanız kimi isterdiniz?

Çocukluk aşkım Julio Iglesias’tı. Hatta büyüyence onunla evlenmeyi hayal ediyordum. Onu çok isterdim. Bir de Madonna’yla yapmayı çok isterdim.