Aslıhan Güner: Kendimi yeniden keşfediyorum
Aslıhan Güner, yaşadığı içsel değişimi anlattı: Kendimi her anlamda yeniden keşfettiğim bir dönemdeyim.
Aslıhan Güner, ekranın güzel, yetenekli ve başarılı isimlerinden. Bugüne kadar birçok dizide rol aldı. Şimdilerde değiştirdiği imajıyla yeni bir projede seyirci karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Milliyet'ten Senem Aydın'ın haberi...
“Çalışıyorsam tek derdim mesleğimi en iyi şekilde yapmaktır” diyen oyuncu, kendisini iş odaklı, prensipli ve detaycı olarak tanımlıyor. Güner’le Ataşehir’deki Wynhouse Istanbul’da buluştuk, kariyer yolculuğunu, hayatını ve eşi Mert Kılıç’la mutlu evliliğini konuştuk.
- Yıllardır sektördesiniz, birçok projede rol aldınız. Geriye baktığınızda bu yolculuğu nasıl özetlersiniz?
Kendimi geliştirdiğim, büyüttüğüm ve öğrenmeye devam ettiğim bir yolculuk oldu. 16 yaşımdan itibaren birçok tecrübeye sahip oldum, gözlemledim, öğrendim ve öğrenmeye de devam edeceğim. Aşık olduğum, kendimi bildim bileli kalbimde olan, tutkuyla bağlı olduğum işimi yapabilmek en büyük şükürlerimden...
- Zorlandığınız zamanlar olmadı mı?
Elbette zorluk olmadan güzel olana ulaşılmaz, bugün şükrettiğim her şey hep zor zamanlar sonrası olmuştur. Hayatımda hiçbir şey kolay olmadı ama kolayı da çok sevmem zaten, emek ve çaba verdiğimi severim.
- En sevdiğiniz proje hangisiydi?
Her projem benim için öğrendiğim ve tecrübe ettiğim yeni deneyimler demek aslında. Hepsi elbette kıymetli ama son projemde canlandırdığım Yıldız, bana en keyif veren karakterlerden biri oldu.
- İşiniz dışında pek göz önünde değilsiniz. İstanbul’da da Anadolu Yakası’nda yaşıyorsunuz. Gözlerden uzak olmayı mı tercih ediyorsunuz?
Küçük yaşlarda dahil olduğum bu camiada en başından karar verdiğim bir durumdu bu. Ev hayatını ve evde olmayı çok seven biriyim. Kendime ait bir dünyam var ve açıkçası bu dünya göz önünde olmaması gereken bir sakinlik ve dinginlikte.
- Saç renginizi değiştirdiniz. Her projeden önce değişikliğe gitmek nasıl hissettiriyor?
Şahane! Rolüm için değişmeyi ve dönüşmeyi o kadar çok seviyorum ki... ‘Keşke her projemde benden değişiklik istense’ diyorum. Çünkü her karakter Aslıhan’dan farklı, o yüzden normal halimden ne kadar farklılaşırsam kamera karşısında o kadar özgür hissediyorum.
- Ordu’dan sonra Kars’ta yeni dizi maceranız başlayacak. Çekimlerin şehir dışında olması zorluyor mu? Nasıl adapte oluyorsunuz?
Yıllardır şehir dışı birçok projede yer aldım ve sanırım Yay burcu olmam bulunduğum yeri evime çevirmeye yardımcı oluyor. Göçebe bir ruhum var ve yeni yerler, yeni insanlar keşfetmeyi seviyorum. Bunu işimle birleştirdiğimdeyse karın ağrısı ve kalp atışlarımın hızlanmasıyla sürekli bitmeyen bir heyecan oluyor.
- Kariyerinizde yeni bir dönemde olduğunuzu düşünüyor musunuz?
Aslında evet. Her yeni karakter hem kariyerimde hem de kendimde yeni adımlar atmama vesile oluyor.
- Hayatınızın bu dönemini nasıl anlatırsınız?
Sanıyorum kendimi her anlamda yeniden keşfettiğim bir dönemdeyim. Fazla olan her şeyden arındığım, sadeleşmeyi tercih ettiğimden beri daha da mutlu hissettiğim... Kendimi daha çok sevdiğim ve takdir ettiğim... Daha huzurlu, daha sakin ve daha dengeli hissettiğim bir dönem.
- Koronavirüs süreci size neler öğretti?
Sarılmanın, birlikte olmanın, sevdiklerini özgürce görebilmenin, çalışabilmenin, özgürlüğün ve birçok küçük detayın ne kadar kıymetli olduğunu...
- Pandemi yasakları kalktı. Bayram nasıl geçiyor?
Küçük bir tatil programının ardından bayramı evimde, İstanbul’da geçiriyorum. Çünkü sonra Kars yolculuğum başlıyor.
- İş odaklı ve disiplinli olduğunuz söyleniyor. Sizi tanımlayan başka özellikler neler?
Evet kesinlikle böyleyim. Prensipliyimdir, her şeyi doğru yerde yapmayı seven biriyim. Çalışıyorsam tek derdim işimi en iyi şekilde yapmaktır ama normal hayatımda elbette arkadaşlarımla eğlenmeyi severim. Detaycıyımdır, küçük mutlulukları keşfederim ve bu beni mutlu eder. Seçiciyim ama hayatıma aldığım insanlara kalbimi sonuna kadar açarım. Çizgilerim vardır, bir de çok duygusalım, her an her şey ağlatabilir beni... Okuduğum bir haber, televizyonda gördüğüm bir manzara ya da bir fotoğraf bile.
- En son ne zaman ağladınız?
Bu sabah... Okuduğum bir yazıydı. Babamı özletti.
‘Büyük hedeflerim olmadı’
- Moda ile aranız nasıl?
Modayı takip ediyorum, ancak iş yoğunluğu nedeniyle gün geçtikçe rahatlığa daha çok önem vermeye başladım. Dolabımı o kadar azalttım ki ruhuma çok iyi geldi ve bu şekilde devam etmek niyetindeyim. Onun dışında zaten davet, çekim gibi durumlarda güvendiğim isimlerden styling yardımı alıyorum.
- Bu aralar ünlü isimler marka çıkarıyor. Sizin böyle bir düşünceniz var mı?
Marka çıkarmayı şu an düşünmüyorum ama ileride her şey olabilir.
- Hedeflerinizde neler var?
Hiçbir zaman büyük hedeflerim olmadı, bir adım sonrasını düşünen biriyim. Bu yüzden genel olarak iyi bir insan olmak, faydalı bir birey olmak benim için yeterli.
- Projelerden dolayı eşinizle farklı şehirlerde yaşamak ilişkinizi nasıl etkiliyor?
İkimiz de oyuncuyuz, bu birçok detayda büyük avantaj fakat onun dışında Mert benim hayat arkadaşım, ruh eşim. Tamamlanma hissiyatını yaşadığınız biriyle hayat yolculuğunda el ele, omuz omuza yol almak Allah’ın bir lütfu. Tüm zorluklarda, sıkıntılarımızda, iyi gün ve kötü günlerde 10 yıldır el eleyiz. Desteği üzerimden hiç eksik olmaz. Başardığımız her şeyin sebebi bir olmamızdır.
- Birbirinizden uzak kalmak zor olmuyor mu?
Elbette oluyor çünkü birbirimize çok bağlıyız, ayrı kaldığımız her an özlüyoruz... Bu yüzden olabildiğince her boşluk anında birbirimizin yanında olmaya çalışıyoruz.
- Geçtiğimiz günlerde evlilik yıl dönümünüzü kutladınız. Eşinize aşkınızı nasıl anlatırsınız?
Bir olmak, tamamlanmak hissi diyebilirim. Eşimin bir sözü var: ‘Önemli olan tene değil, cana değmektir.’ Gerçekten cana can katan çok somut bir his. Sanki bu dünyada bana verilmiş bir hediye gibi. Her anına, her günümüze şükrettiğim gerçekten hep daha çok artan bir bağ bu.
- Mutlu ilişkinin sırrı ne sizce?
Önce temelde güven, ardından elbette aşk. Güven olduğu yerde huzur, dinginlik ve sakinlik oluyor. Aşk zaten duyguların en güzeli. Güzel olan ne varsa çekiyor.
- Evlilik ve kariyeri bir arada yürütmek için verebileceğiniz tüyolar neler?
Her zaman söylediğim şey; en yakın arkadaşınızla evlenin (gülüyor). Güzel olan her şey ikiye katlansın, kötü olan ne varsa ikiye bölünsün.
- Çocuk istiyor musunuz?
Evet istiyoruz, önümüzdeki 1-2 yıl içinde Allah da nasip ederse artık düşünüyorum.
- İbrahim Saraçoğlu'nun favorisi! Kaşık kaşık tüketince vücuda enerji veriyor, kan şekerini dengeliyor, vücudu dipçik gibi yapıp yüze renk katıyor!
- Türkiye'de kendiliğinden yetişiyor! Kanı saniyesinde temizliyor, safra kesesi ve karaciğerdeki toksinleri temizliyor, vücudu dipçik gibi yapan bitki
- Ihlamuru sakın böyle tüketmeyin! Böbrekleri bitiriyor...
- Aydın Dağları’nda son yılların en verimli hasadı yapıldı! En güçlü antioksidan: Kalbe giden damarlarda yağ çözücü etkisi yaratıyor
- Karlı ve yağmurlu havalarda tabak tabak için! Vücudu soba gibi ısıtıyor: Böbrek ve karaciğere kalkan oluyor