MagazinBir memur ile bir voleybolcu dizide buluştu

Bir memur ile bir voleybolcu dizide buluştu

Paylaş
Bir memur ile bir voleybolcu dizide buluştu

Merve Kansu, üniversitede okurken ailesinin isteği üzerine KPSS'yi kazanıp devlet memuru olarak atanmış. Melih Özkaya ise profesyonel voleybol oynarken bir menajerin kendisine kartını vermesiyle hayatını değiştirmiş.

İkisi de bambaşka yollardan yürüyüp gelmiş ve kendini setlerde bulmuş iki oyuncu. Melih Özkaya eski voleybolcu, Merve Kansu ailesini mutlu etmek için önce devlet memuru olmuş. ‘Bir Yemin Ettim’de Ecrin ve Kerim olarak izlediğimiz iki yetenekli oyuncuyla hem diziyi hem de ilginç hikayelerini konuştuk.

Haberin Devamı

ÇOK KONUŞAN VE SADAKATSİZ BİRİYLE OLMAZ

‘Bir Yemin Ettim’le, hafta içi her gün ekrandasınız. Alıştınız mı o tempoya, çok yorucu değil mi?

MERVE KANSU: Yorucu ama çok zevkli. Bazen günlük 20 sayfayı sadece Melih’le ikimizin çektiği de oluyor. Haftanın altı günü setteyiz ama insan severek yaptığı hiçbir şeyden çok yorulmuyor.

MELIH ÖZKAYA: Bambaşka bir matematik tabii. Tempo olarak çok yorucu ama bir şekilde pratikleştiriyoruz. Çok sevdiğim için galiba beni hiç rahatsız etmiyor.

Kendinizi izlerken ne hisle izliyorsunuz?

M.Ö.: Eskiden çok eleştirirdim, şimdi daha rahat izliyorum. Tecrübe arttıkça insan esniyor ama hâlâ bir sürü şeye takıldığım da oluyor tabii.

M.K.: Melih benden daha tecrübeli tabii. Ben izlerken hâlâ çok uğraşıyorum kendimle.

Haberin Devamı

Bir memur ile bir voleybolcu dizide buluştu

Güzellik kaygısı yaşıyor musun kendini izlerken?

M.K.: Oynarken hiç aklıma gelmiyor, her zaman o anki duyguma odaklıyım ama başlarda izlerken yaşıyordum onu biraz. Şimdi o da hiç kalmadı. Zaten Ecrin dizide de güzellik kaygısı olan bir kız değil. Çok sade, maddi durumu iyi değil. Nasıl göründüğü hiç umurunda değil. Kalbinde hiç kötülük yok.

Bir de duygularını hiç gizleyemiyor Ecrin. Sen gerçek hayatta nasılsın bu konuda? Gerektiğinde gerçek hayatta rol yapabiliyor musun?

M.K.: Çok benziyoruz o konuda. Aynı ben… Ben de duygularımı hiç gizleyemem. Zaten bir şeye üzüleyim, hemen gözlerim dolar. Tutamam kendimi.

Kerim de insanda merak uyandıran bir karakter. Kerim’e hayat vermek zevkli mi?

M.Ö.: Ben karakter olarak bana yakın rolleri oynarken daha çok zevk alıyorum. Kerim de güçlü ve özgürlüğüne düşkün bir karakter. Ne istediğini bilen, net biri. Ben de çok netimdir. Bakalım bu kadar özgürlükçü bir adam taşın altına elini koyunca hayatına nasıl devam edecek, içindeki aşkı nasıl yaşayacak, ben de meraktayım…

Bir memur ile bir voleybolcu dizide buluştu

MERVE: AŞIK OLUNCA KÖRÜ KÖRÜNE İNANIRIM

MELİH: HAYATIMI AŞIK OLDUĞUM İNSANA ADARIM

Kerim şimdilik aşka kendini bırakmıyor. Siz aşkı nasıl yaşıyorsunuz, size ne ifade ediyor?

M.Ö.: Ben aşık olduğumu hissettiğimde işin çok ayrıntısına düşmem. Tüm hayatımı ona göre ayarlayabilirim. Bugüne kadar hep uzun ilişkilerim oldu zaten. Bir kez evlendim, ayrıldım. Şimdi dört yıldır devam eden bir ilişkim var.

Haberin Devamı

M.K.: Benim için aşk yanında hem çok heyecanlandığım hem de huzur ve güven bulduğum kişi.

Kolay güvenebilen biri misin Merve? Yoksa kontrollü müsündür?

MERVE KANSU: HER DUYGUYU TATMAK İSTERİM

MELİH ÖZKAYA: BİR ‘YANCI’ KARAKTERİ OYNAMAK ZEVK VERMEZ

‘Duygusuna girmekte zorlanırım’ dediğiniz rol var mı?

M.Ö.: Ben kötü karakter de oynadım. Askerlere işkence yapan bir karakteri de oynadım. Zorlanırım demeyeyim de tercih etmeyeceğim roller olur. Genelde güçlü karakterleri oynamayı sevdiğim için mesela pasif bir ‘yancı’ karakteri oynamak istemem. Ama gerekirse onu da oynarım.

M.K.: Ben her duyguyu tatmak isterim bir oyuncu olarak. Kendime benzemeyen birilerini daha zevkle oynarım hatta. Olmadığım biri gibi görünme şansı beni heyecanlandırır aksine.

Bir memur ile bir voleybolcu dizide buluştu

MELİH ÖZKAYA: HAYATIMIN MERKEZİNDE HEP İŞİM VAR

Hayatınızın merkezinde işiniz mi var yoksa çok öncelikli başka dertleriniz var mı?

Haberin Devamı

M.Ö.: Bu bende çocukluktan gelen bir şey neredeyse. 14 yaşımdan beri kendi paramı kazanıyorum. Yapmadığım iş kalmamıştır. Zaten eski voleybolcuyum. İşim hayatımın merkezinde ve hep öyle olmak zorunda benim için.

M.K.: Ben 18 yaşında devlet memuru olarak başladım çalışma hayatına. Daha üniversitede okurken KPSS ile atandım ve çalışmaya başladım. Ama oyunculuk hep içimde olan bir şeydi. Sadece küçük bir yerden geldiğim için, ‘ben oyuncu olacağım’ demeye cesaret bile edemiyordum.

Neden cesaret edemiyordun?

M.K.: Bir gün sınıf öğretmenimiz ‘gelecek hayaliniz ne?’ diye sormuştu. Ben uzun süre cevap veremedim. Öğretmenin ısrarıyla ‘oyuncu olacağım’ deyince tüm sınıf gülüp dalga geçmişti. Rehberlik hocası da annemi çağırıp, ‘Kızınıza söyleyin lütfen, daha gerçekçi hayaller kursun’ demişti.

Ne kadar tuhaf bir bakış açısıymış bu. Nerede geçiyor bu hikaye?

M.K.: Osmaniye’de. Küçük bir yer orası ve ben ne tepki alacağımı bildiğim için söylemek istememiştim zaten. O yüzden üniversiteyi bitirince İstanbul’da kalmak için hemen çalışmaya başladım. Kazandığım parayı da oyunculuk eğitimlerine yatırdım. (Gülüyor)

Haberin Devamı

Melih, sen de profesyonel voleybolcuymuşsun eskiden. Senin oyunculuğa başlama hikayen nasıl?

Hiçbir zaman oyunculuk hayalim yoktu. Zaten voleybolda iyi bir kariyerim vardı. Aynı zamanda bir sürü farklı işte çalışıyordum. Bir yandan da evliydim ve eşim oyuncuydu. O bu konuda beni sürekli yönlendirmeye çalışıyordu ama ben istemiyordum. Bir gün çalıştığım restoranda Aslı İmamoğlu, ‘Seni oyuncu yapacağım’ deyip kartını verdi. O kadar ilgilenmedim ki kartı bir kenara attım. O zaman Aslı İmamoğlu’nun kim olduğunu da bilmiyorum tabii. (Gülüyor) Sonra bir şekilde bu yöne evrildi.

Bir memur ile bir voleybolcu dizide buluştu

KISA... KISA…

Kendinizde en sevdiğiniz özellik ne?

M.Ö.: Netim her konuda. Ne düşünüyorsam söylerim. Bir de fiziksel olarak hep güçlü olmak ve kusursuz görünmek isterim. İki merdiven çıkınca ben asla nefes nefese kalmamalıyım.

M.K.: Vicdanlı ve çok mücadeleciyim. Asla pes etmem. Hiçbir zaman ‘mahvoldum, bittim’ demem. Her halükarda kalkar devam ederim. Ailem de bunu bilir ve hep ‘Merve bir yolunu bulur’ derler. Bana göre hiçbir şey imkansız değil hayatta.

En sevmediğiniz özelliğiniz ne?

M.K.: Gereksiz nezaket. Bir mağazada giydiğim bir şeyi sırf çalışanlara o an ayıp olmasın diye alır çıkarım.

M.Ö.: Bazen çok gereksizce para harcayabiliyorum. Bu huyumu sevmiyorum pek.

Kendinizle sevgili ya da evli olsaydınız, kendinizden ayrılma sebebiniz ne olurdu?

M.K.: Ay çok konuşuyorum, bir sus yani be kadın! Her şeyi anlatma. Hiç gizemim, sürprizim de kalmıyor bu yüzden.

M.Ö.: Geçmişte sadık olmadığım ilişkilerim oldu. Aldattığını öğrenirsem ayrılırdım kendimden.