Bir oyuncu rol seçmez ben bir atı bile oynarım
Yalçın Hafızoğlu, bir oyuncunun rol seçme lüksünün olmaması gerektiğini belirtiyor. Ben bir şeyi kutsamaktan nefret ederim. Kötü adamı, mafyayı, eşcinseli oynamam dersem, peki neyi oynayacağım?" diyor ve ekliyor: "Bir gün Atatürk'ü canlandırmak isterim."
RÖPORTAJ: ALEV GÜRSOY CİMİN
Çok genç, yetenekli, yakışıklı ve işine aşık bir oyuncu. Geçtiğimiz günlerde vizyona giren ‘Arap Kadri’ filminin başrol oyuncularından Yalçın Hafızoğlu’yla buluştuk. Diyor ki “Bir gün Atatürk rolünde oynamayı çok isterim.”
KİMSEYİ KUTSAMIYORUM KİMSE DE BENİ KUTSAMASIN
Nasılsın, her şey yolunda mı?
Epeyce yoğun. Bir yanda tiyatro diğer yanda müzik, sinema filmi derken zaman hızlı akıp geçiyor. Huzurlu bir dönemimdeyim. En önemlisi de sağlığım yerinde.
Hem müzik, hem tiyatro hem de diziler… Nasıl yetişiyorsun hepsine?
Sanırım çok borcum var. (Gülüyor) Şaka bir yana çalışmak beni besliyor. Durmayı çok sevmiyorum. Bir de hepsi çok sevdiğim ve kendimi çok ait hissettiğim işler. Hiçbirine de, “Aman yarın yine iş var” diye kalkıp gitmiyorum. Bence hiçbir insan da sevmediği işi yapmamalı.
Çok genç ve yetenekli bir oyuncusun, tiyatroya da özel bir tutkun var, değil mi?
Manevi olarak çok doyuruyor beni. Maddi olarak evet, belki dizilerden daha az kazançlı ama o sahneye çıkmak ne para ne de başka bir maddi şey ile ölçülebilir. Çok seviyorum. Ama bu demek değil ki diziler benim için ikinci planda. İkisini de seviyorum.
Çevre mühendisliği okumuşsun, oyunculuğa ilgin sonradan mı gelişti?
Aslında oyunculuk okudum ama sonrasında okudum. Ben 8-9 yaşında İstanbul Devlet Konservatuvarı bünyesinde davul eğitimi almaya başladım. 16 -17 yaşlarında lisedeyken de tiyatro ile tanıştım ve bir süre sonra müzik de oyunculuk da benim için okul haricinde dersane gibi eğitimini aldığım bir şeye dönüştüğü için ben bunu meslek olarak görmedim o dönem. Üniversite zamanı geldiğinde kimse de bana, “Oğlum bu işin bir okulu var, konservatuvar oku” demedi. Ben sayısalcıydım o yüzden mühendislik okudum, daha olgunlaşınca bu işin de okulunu okudum, yüksek lisansını yaptım.
KİM, BİR BÖLÜMLE ÜNLÜ OLUR Kİ? BEN OLDUM AMA İNANAMAMIŞTIM
‘Kiralık Aşk’, ‘Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz’ gibi çok reytingli dizilerde oynadın. Bu şansın mıydı, iyi seçiminin sonucu mu?
İyi bir seçiciyim ama şansım da çok yaver gitti ve denk geldi. Arka arkaya çok iyi işler denk geldi. Benim için ‘Kiralık Aşk’ çok önemliydi. Elçin Sangu’nun eski sevgilisini oynamıştım ve çok dramatik bir karakterdi. İnsanları çok etkiledi. Açıkçası ben o dizinin bu kadar izlendiğini de bilmiyordum. Sokağa çıkınca anladım ve şoke oldum.
Ünlü olduğunu o zaman mı hissettin?
Ya sorma. Bununla ilgili bir anım da var. Diziye girdim, birinci bölümümdü daha, sonrasında Moda Çay Bahçesi’ne gittik arkadaşımla çay içmeye. Ama bir bölüm oynamışım daha, kim bir bölümle ünlü olur? Ben buna da inanmıyorum zaten. Ama bir gariplik vardı o gün. Yıllarca çay içtiğim yerde insanlar garip garip bakıyor. Ben de ne olduğunu anlamadım, kendimde bir gariplik arıyor, üstüme başıma bakıyordum, abuk bir durum var mı diye.
Peki ya sonra?
Oradan çıktık, bir parka geçtik. Bir dayı geldi yanıma ve bir şeyler söylemeye başladı. Ama tavırları garipti, silahını falan gösterdi. “Seni dizide izliyorum” dedi ama ben ‘Kiralık Aşk’ gibi romantik bir dizi ile bu dayıyı pek özdeşleştiremedim. Meğer ‘Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz’daki Yunus Emre Yıldırımer zannetmiş çünkü çok benziyoruz. Ama dayı evrene galiba enerji gönderdi. hemen sonrasında ben o diziye geçtim. Oktay Kaynarca’nın oğlu rolünde oynamaya başladım.
BİR MARANGOZ ORTALARDA ‘MARANGOZUM BEN’ DİYE GEZMİYORSA OYUNCU DA ‘BEN OYUNCUYUM’ HAVALARINDA OLMAMALI
Kendini şimdi ünlü gibi hissediyor musun?
Hiç umurumda değil şan şöhret. Mesela iyi bir marangoz olsam bir bakkala gittiğimde “Merhaba ben iyi bir marangozum demezdim.” Oyunculuk da böyle bir şey. Ünlüyüm diye ortalarda gezilmez. Ama insanların ilgi alakası güzel ve her yerde kendimi evimde gibi hissettiriyor bu duygu.
Peki, bu işin en güzel yanı ne?
Bir kez sevdiğin işi yapıyorsun. Sevenin de sevmeyenin de çok oluyor. Ama herkes tamamen oyunculuğuna bakıyor. Mesela hayran olduğun oyuncularla arkadaş oluyorsun. Oktay Kaynarca, Hümeyra, Zerrin Tekindor, Ahmet Mümtaz Taylan gibi iyi oyuncularla oynadım. Kamera ‘stop’ deyince de ağabey, kardeş hepsi.
Neye çok dikkat edersin?
İşimi yapıyorum ve kimseyi kutsamıyorum, kimse de beni kutsamasın isterim.
‘O ROLÜ OYNAMAM, BUNU OYNAMAM’ DEMEMELİ BEN BİR ATI BİLE OYNARIM
Kırmızı çizgilerin neler?
Hep diyorlar ki, “Kadına şiddeti, mafyayı, zararlı alışkanlıkları gösteren filmlerde oynamam.” Hayır, bu tamamıyla yalan. Filmlerin çoğu bundan ibaret ve herkes de oynuyor. Tüm bunlar bir filmde elbette işlenebilir ve aktörün görevi de bunları oynamaktır ama bizim nasıl işlediğimiz önemli. Özendirici olmamalı. Tam tersi caydırıcı olmalı. Ben bir şeyi kutsamaktan nefret ederim. Kötü adamı, mafyayı, eşcinseli oynamam dersem, peki neyi oynayacağım? Kamu spotunda mı oynayacağım? Bir işin sanatsal değeri varsa, bunda benim aktörlüğüme ihtiyaç varsa ve bu benim aktörlüğüme bir şey katacaksa her şeyi oynarım. Bir atı bile oynarım.
En son ‘Arap Kadri’ filminde oynadın, nasıl bir deneyimdi?
Çok keyifli bir işti ve ekip de şahaneydi. Zaten komediye de bayılırım, içinde yer aldığım için mutluyum.
KIZ ARKADAŞIMDAN ‘BENİM HANIM’ DİYE BAHSEDERİM
İnternette evli olduğun yazıyor ama sen bekar olduğunu söyledin röportaj öncesi…
Evli değilim ama bekar da değilim. 9 yıllık bir beraberliğim var. Bir tek belediyeye haber vermedik, onun dışında herkes biliyor. Bir imzamız yok, onu da atarız herhalde. “Asla evlenmem” gibi bir bakışım yok, zaten her yerde benim hanım diye bahsediyorum kız arkadaşımdan.
Çocuk ister misin ileride?
Hem de çok isterim baba olmayı.
Var mı hayalinde çok oynamak istediğin biri?
Atatürk’ü çok isterdim. Mesela Aras’ı çok kıskandım. Çok da başarılı oynamış. Aziz Yıldırım’ın hayatı film olacakmış. Mesela Fenerbahçe tarihi ile ilgili bir işte olmayı isterdim. En iyisi şimdiden r’leri söylememeyi öğreneyim. Aziz başkanı oynamayı isterdim.
- 1 hafta boyunca için! 7 günde 7 kilo verdiriyor, aç kalmadan zayıflatıyor, kaşık kaşık yiyince yağları cayır cayır yakıyor
- Botoksa para dökmeye hiç gerek yok! Uyumadan 1 damla süren sabah 10 yaş gençleşiyor
- 40 yıllık yoğurtçunun sırrı! Taş gibi yoğurt yapmak için içerisine 15 adet ekleyin: Hem lezzetli hem şifalı, probiyotik etkisiyle vücuda iyi geliyor
- Kelle paçaya büyük rakip! Ruslar kaşık kaşık tüketiyor: Bağışıklığı çelik gibi güçlendiriyor, damar daralmasını önlüyor, lezzetli ve şifalı
- Kadir Ezildi tarifini verdi! Yağmura çamura meydan okuyor: Temizlik suyuna 1 çay bardağı ekleyin