Bu türkü herkesin yüreğine yazıldı

Yılmaz Erdoğan’ın kaleme aldığı, Kanal D’nin reyting rekorları kıran dizisinde birbirinden farklı yetenekler öne çıkıyor. ‘Dağlara mı Yazdın’ şarkısı dizide çalındığı günden beri herkes o sesin sahibini merak ediyor. İşte o billur sesin sahibi Songül Güner huzurlarınızda.

TÜRKÜ BARLARDA HARCANIP GİDEN MUHTEŞEM SESLER VAR

‘İnci Taneleri’ dizisiyle hayatımıza girdin. Şahane sesinle milyonları etkiledin, ağlattın ve şimdi herkes seni merak ediyor…

İnanın ben de ağladım. Hem şarkı gerçekten güzel. Okurken de çok etkilenmiştim. Hem de güzel olan bir işin karşılık görmesi; beni onore etti. Şu an bile gözlerim dolu dolu.

Peki, bu hikaye nasıl gelişti?

Bu benim masalım ve hayalimdi aslında. Hep bir eserimin bir gün iyi bir dizide yer bulmasını dilerdim. Dua ederdim. Çünkü halk müziği biraz geride kalıyor, popüler olarak çok yükselişte değil. Çok kaliteli ama belirli bir kitlesi var. Dolayısıyla güzel seslerin keşfedilmesi biraz zor oluyor. Bana böyle bir fırsat verdiği için Yılmaz Erdoğan’a ve BKM’ye çok teşekkür ediyorum. Ayrıca bir büyük teşekkür de eserin sahibi güzel yürekli Melinay Melahat'e de gelsin. Çünkü çok güzel bir eser kaleme aldı.

Yılmaz Erdoğan ile tanışıklığınız nereden?

Ben kendisini çok seviyorum, çok da iyi bir takipçisiyim ama maalesef tanışmıyoruz. Muhtemelen şarkıya bir yerde denk geldi ve dinledi. Bir gün menajerimin telefonu çalıyor. O da hemen beni aradı. “Songül, hayalin nihayet gerçek oldu. Bil bakalım ne oldu?” dedi. Böyle bir şeyi hiç tahmin edememiştim.

Sonra neler oldu?

BKM’den aradılar ve Yılmaz Erdoğan ‘Dağlara mı Yazdın’ şarkını dizide kullanmak istiyormuş” dediler. Aşırı mutlu oldum, inanamadım, birkaç kez “Gerçekten mi?” diye sordum? Benimki o kadar iyi niyetle edilen bir dua ve dilekti ki bu Songül’ü muradına erdirdi. Yılmaz Beyle henüz tanışamadık ama çok gurur duydum. Dilerim yüz yüze teşekkür etme şansı da bulurum.

Bir anda tüm Türkiye’nin tanıdığı bir ses olmak hayatına nasıl yansıdı?

Bir kitlem ve sevenim zaten vardı ama popüler değildim elbette. Diziden sonra telefonlarım günlerce susmadı. Ailem, dostlarım çok onur duydu. Zaten milyonlara ulaşan şarkımız çok daha hit oldu ve bir anda Google’da herkesin aradığı, merak ettiği isim haline geldim. Eserin bilinirliği her gün katlanarak arttı. Ayrıca çok sayıda meslektaşım, “Songül nasıl yaptın bunu? Bizim de şarkımız dizilerde çalsın” diye rica ettiler. Ama ben hiçbir şey yapmamıştım. Kendiliğinden gelen bir mucizeydi. Bazıları inanmadı.

Şahane bir ses, muhteşem bir eser var ortada. Neden inanmadılar ki?

Hayır eseri güzel buluyorlar ama Yılmaz Erdoğan’ın beni keşfetme ihtimaline inanmıyorlar. Çok ilginç. Oysaki Yılmaz Erdoğan zaten şiir gibi bir adam. Konuşması bile öyle. Bu kadar iyi bir eseri fark etmesi çok da zor olmamıştır. Ona buradan binlerce kez teşekkür ediyorum. Şükran doluyum. Dilerim tanışırız ve hayalimdeki gibi şarkıyı bir gün birlikte okuruz.

‘AY YAŞLIYMIŞ, ÇİRKİNMİŞ’ DİYEREK PSİKOLOJİMİ BOZDULAR

Şarkının bir hikayesi var mı?

Stüdyoya girdiğimde üç eser okuyacaktım, ikisi Mahsuni Şerif’e aitti. Stüdyodaki arkadaşlar bana, “Böyle bir eser var, okur musun?” dediler. Ben de “Okurum” dedim. Eseri hiç dinlemedim, bilmiyorum. Gece yarısı stüdyoya girdim, klip de o an çekildi ve ben o kliple de yerle bir edildim. Beni çok küstürdüler ve üzdüler.

Neden, kim ne yaptı?

İşte diziden sonra daha da patladı ya hani şarkı ve bir gecede milyonlar o klibe koştu ve alta yorumlar gelmiş. insan okuyunca kahroluyor. “Ay çok yaşlıymış, ay güzel değilmiş, ay bu ses bu kadından mı çıkıyor?” şeklinde garip yorumlar vardı ve hiç alışkın olmadığım bir durum. “Nereye düştüm ben?” dedim. Ve bir de onlardan sahneye çıktığım mekana gelen, bu kez de “Ay kamerada çok yaşlı çıkmış ama manken gibiymiş, ay ne güzelmiş” diyenler… Kadına şiddetin en dik alasını yaşadım. Gerçekten psikolojim bozuldu o an. Çok çok üzüldüm gerçekten. Aynaya bakıp, “Ah yaşlı mıyım?” falan demeye, kendimi çirkin bulmaya başlamıştım. O mükemmellik baskısı üzerime oturdu. Keşke vücudum ve tipimle değil de sesimle ilgilenselerdi.

Kaç yaşındasın?

82’liyim ben.

Özel hayatın nasıl? Evli misin?

Bekarım. Özel hayatım hiç yok. Çok yoğun çalışıyorum. Bir de herkes böyle güzel bir kadının elbette hayatında biri vardır mantığıyla bakınca, sizin hayatınızda da kimse olmuyor doğal olarak.

Songül Güner aslında kimdir?

Aslen Tuncelliyim. Mutlu bir çocukluk geçirdim. Kalabalık bir ailede büyüdüm. 6 kardeşin 5 numarasıyım. Sazın, sözün hiç bitmediği bir çatı. Annemin, babamın ve 7 kardeşimin de hepsinin sesi şahane. Konservatuvar okudum. Hatta yüksek lisans yaptım.

ŞARKIYI YORUMLADIĞIMDA BABAMI YENİ KAYBETMİŞTİM

Hem şarkıyı çok duygulu okumuşsun hem de klipte gerçekten çok acı çeken bir halin var. Sende farklı bir hikayesi var mı bu durumun?

Babamı yeni kaybetmiştim o zamanlar. Onu düşünüyordum sanırım ve çok duygusaldım. Zaten anlık gelişti klip çekme olayı da… Hazırlıksız yakalandım. Ama benim sadece ‘Dağlara mı Yazdın’ değil, bir de ‘Yalan Dünya’ eserim var ki 40 milyon izlemede şu an.

KIRGINLIKLARIMI UNUTTUM

Eğitimli bir müzisyensin. Sesin gerçekten çok güçlü. Bir diziyle patlaman seni üzdü mü?

Bu beni hem üzdü hem de çok mutlu etti. Çünkü birçok insan bunu da yaşayamıyor. Ne sesler var harcanıp giden; bir küçük türkü bar, kafe gibi yerlerde yok olup giden. Onlar bu aşamaya da gelemiyor. Bu açıdan mutluyum ve “Hiçbir şey için geç kalınmış değil” bu hayatta diyorum. İnsan kalbiyle ne istiyorsa onu yaşıyor. Kırılganlıklarım çok vardı ama onları da unutturdu tüm gelişmeler.

Neydi o kırgınlıklar?

Ne yazık ki sosyal medyadaki linç kültürü. Bir diziyle ünlü oldunuz diyenler oldu. Ama ben yurt dışında bilinen ve sevilen bir sesim aslında. Sürekli Avrupa konserlerine davet edilen biriyim. 40 milyona ulaşmış eserim var.