'Cehennem'in şifresi Yerebatan Sarnıcı'nda!
Da Vinci Şifresi, Melekler ve Şeytanlar ve Kayıp Sembol gibi dünya çapında satış rekorları kıran başyapıtların yazarı Dan Brown'ın son romanı Inferno (Cehennem) Türkiye'nin de aralarında bulunduğu 12 ülkede dün satışa sunuldu. Saat farkı nedeniyle kitabın piyasaya çıktığı ilk ülke Türkiye oldu
Türkçe'ye İpek Demir ve Petek Demir’in kazandırdığı romanın çevrilme süreciyle ilgili haberler daha önce medyada yer almıştı. 11 ülkeden çevirmenler, İngiltere ve İtalya'da 45 gün boyunca yüksek güvenlikli mekânlarda çalışmış, romanla ilgili hiçbir bilgiyi paylaşmalarına izin verilmişti.
Peki, roman çıkmadan önce okumalarına izin verilen eleştirmenler ne yaptı? Kitap eleştirmenlere nasıl ulaştırıldı? Kitabı eline alan kritikler ne hissetti? İşte tüm bu soruların yanıtını Guardian'dan Steven Poole kısa ve etkili bir biçimde verdi.
İŞTE STEVEN POOLE'UN "CEHENNEM" MESAİSİ
Dan Brown'ın yeni romanı cumartesi sabahı kurye tarafından ulaştırıldı. Kitap, yaklaşmakta olan bir felaketi haber veren bir hukuk diliyle yazılı iki sayfalık bir gizlilik sözleşmesiyle geldi. Hafta sonu boyunca oylumlu kitabı okumama izin vardı, fakat eleştirim yayımlanana dek kimseye bir şey söyleyemeyecektim.
Hatta kitabı bir kafeye götürüp götürmeme ya da apokaliptik temalı kılıfı göstermenin, korkutucu ambargoyu delmek anlamına gelip gelmediği konularından emin değildim. Temkinli davrandım. Sırrı açığa vuran kılıfı çıkardım. Ve sonra, gergin bir şekilde etrafa bakınarak Hello dergisinin kapağına sardım.
ŞİFRELER YEREBATAN SARNICI'NDA!
Brown’ın “Cehennem”i, 369. sayfadan, sona erdiği 461. sayfaya kadar İstanbul’da geçiyor. Romanda Ayasofya’yı “tartışmasız şekilde dünyanın sekizinci harikası” olarak tanımlayan yazar, romandaki soruların yanıtlarını ise Yerebatan Sarnıcı’nda buluyor. Galata Kulesi, Mısır Çarşısı gibi birçok mekânın anlatıldığı romanda, uluslararası gizli bir teşkilatın biyolojik terör eylemini başlatmak için neden İstanbul’u seçtiğini “Çünkü İstanbul Doğu ile Batı’nın karşılaştığı yer. Dünyadaki bütün yolların tek kesişme noktası” sözleriyle anlatıyor.
LANGDON'A BİR SARIŞIN KATILIR...
Ünlü uydurma semboloji disiplini uzmanının kitabında, Robert Langdon, İtalyan şair Dante Alighieri'nin doğum yeri Floransa'da. Bu önemsiz bir rastlantı değil. Çünkü biyolojik bir araştırma yapan ünlü bir dahi, alçakça bir komplo tezgâhlar, bir yandan da komplonun, işlevsel olarak Dante'nin cehennem, "Cehennem" imgelemine anıştırmalar formundaki doğasına dair ipuçlarını etrafa saçar.
Langdon'a astronomik iq'lu sarışın bir doktor katılır. Ancak çokuluslu gizli bir örgüt de biyoloğun gizemli planıyla ilgilenmektedir ve örgütün seksi ajanları, çalınmış bir eseri ararken turistik yerlerde nazik bir çiftin peşine düşer. Düzenli aralıklarla, Langdon, Dante ve saygın Cehennem temalı resimler üzerine Harvard'da verdiği dersleri hatırlatır.
Brown'ın düzyası stili pek beğenilen özgünlüğünü korurken (güçlü yaratılan bir kadın çaba göstermeden BMW motoruna biniyor), hikâye mucizevi tesir, yüksek kültür ve heyecansız maceradan oluşan lezzetli bir kokteyliyle oluşturulmuş. Sayfalar su gibi akıp gidiyor. Sadece meczuplar, satış rekorları kıran ozanın büyük İtalyan şiirini popülerleştirme azmini yadsıyacaktır.
BİYOTERÖRİST BAŞARIYA ULAŞTIYSA...
Bizim sanat tarihi komplo teorileri baş tedarikçimiz, Brown'ın eserlerini kültürel sahicilik umuduyla destekler. Girizgâhı da şöyle olur: "Gerçek: Bu romandaki tüm sanat eserleri, edebiyat, bilim ve tarihi referanslar gerçektir." Umarım ki bu bütünüyle doğru değildir, zaten biyoterörist kötü adamın komplosu başarıya ulaşmışsa hepimiz bir dereceye kadar hapı yutmuşuz demektir.
Bizim sanat tarihi komplo teorileri baş tedarikçimiz, Brown'ın eserlerinin arkasında kültürel sahicilik taahhütüyle duruyor. Girizgâhı da şöyle: "Gerçek: Bu romandaki tüm sanat eserleri, edebiyat, bilim ve tarihi referanslar gerçektir."
Umarım ki bu bütünüyle doğru değildir, zaten biyoterörist kötü adamın komplosu çoktan başarıya ulaştıysa hepimiz bir dereceye kadar hapı yutmuşuz demektir.
TELEGRAPH’TAN JANE KERRIDGE’IN YORUMU
Dan Brown'ın 12 ülkeyle aynı anda yayımlanan "Cehennem" (Inferno) romanını ilk okuyanlardan biri olan Jake Kerridge de düşüncelerini paylaştı.
Kerridge, Brown'ın önceki eserlerinin üzerine koyduğu "yeni bir şeyler" olarak yorumladığı kitabın kendisine The Office dizisindeki David Brent karakterini anımsattığını söyledi.
Cehennem, Brown'ın "Melekler ve Şeytanlar", "Da Vinci Şifresi" ve "Kayıp Sembol" kitaplarından sonra Robert Langdon serisindeki dördüncü romanı.
DAVİD BRENT'İ HATIRLATIYOR...
Floransa'da geçen "Cehennem", Dante'nin "İlahi Komedya"sındaki gizemleri araştırıyor. Ki İlahi Komedya'daki gizemler, Dan Brown'ın sembolizm yolculuğunda başat konu.
Romanı Telegraph için yorumlayan Kerridge, "Dante'nin bilimsel biyografilerini okursanız eğer, Dan Brown romanları gibi gelirler, çünkü şiir metninin içine gizlenmiş birçok kod vardır" dedi.
"Cehennem'deki metin kalitesi, Dan Brown'ın önceki kitaplarına göre biraz daha gelişkin" diyen Kerridge, ünlü yazarın romana birçok gerçek sığdırdığını da sözlerine ekledi.
"Eğer roman bana birilerini anımsatacaksa bu The Office'de bir randevu sırasındaki David Brent olur" diyen Kerridge, "Brent, flörtüyle konuşmak yerine sürekli önemsiz şeyleri tekrarlayıp duruyor. Dan Brown'ın macera yazını dünyasının David Brent'i olduğunu hissediyorsunuz. Baş harfleri bile aynı, Dan'in bize söylediği gibi, bunlar tesadüf olamaz" şeklinde konuştu.
- 'Bugün ne pişirsem' diyenlere günün menüsü (17 Aralık 2024)
- Günlük burç yorumları! Filiz Özkol yazdı: Terazi, Boğa, Koç ve diğer burç yorumları
- Temizlik suyuna 1 kaşık eklemek yetiyor! Parkeleri ve fayansları ışıl ışıl yapıyor
- Yeni yıla girmeden iğne ipliğe döndürüyor! Her gün 1 kaşık yetiyor: Metabolizmayı makine gibi çalıştırıyor, adeta yağları akıtıyor
- Tahini yıllarca yanlış yemişiz! Kalsiyum ve demir deposu karışım: Kemikleri taş gibi yapıyor, bağırsakları makine gibi çalıştırıyor