Azra Akın: Bu baskıya dayanmak kolay olmasa da hep genç ve güzel kalmaya çalışan bir masal kahramanı değilim
Azra Akın deyince, insanın aklına önce dünya güzeli unvanı ve beraberinde çok nahif betimlemeler geliyor ama o, “Birine haksızlık yapıldığını gördüğümde içimden bir ejderha çıkar” diyor. Bir süredir de ‘Umudum Olur Musun Derneği Yönetim Kurulu Başkanı’ olarak pandemide hayatını kaybeden sağlık çalışanlarının çocukları için yardım faaliyetleri yürütüyor. Ama onu yakalamışken hakkında merak ettiğimiz her şeyi konuştuk. Oya Çınar / oya.cinar@posta.com.tr
Sosyal sorumluluk konusunda duyarlı pek çok ünlü isim var ama takip ettiğim kadarıyla, sizin bu konuda ekstra bir hassasiyetiniz var. Bu konuda sizi tetikleyen temel konular neler?
Ben, kişilik olarak çevremde olan bitenlere duyarlı biriyim. Yapabildiğim bir iyilikle, yüzünü güldürdüğüm her insan benim yaşama sevincim olur. “Ben” değil, “Biz” diyebilen, empati kurabilen, duyarlı, imkanları çerçevesinde elini taşın altına koymaya hazır olan herkesi tetikleyecek o kadar çok olay var ki… Son zamanlarda daha da fazla sorumluluk hissediyorum.
HAKSIZLIK KARŞISINDA İÇİMDEN BİR EJDERHA ÇIKAR
Bir süredir de ‘Umudum Olur Musun Derneği Yönetim Kurulu Başkanı’ olarak çalışmalar yürütüyorsunuz…
Çocukluğumdan beri yardıma ihtiyacı olanlara karşı sorumluluk hissediyorum. Yakınlarım çok iyi bilir; birine bir haksızlık yapıldığında içimden bir ejderha çıkar. 2019 yılında, yollarımız gerçek bir yardımsever olan Erdoğan Uludağ ile kesişti. O dönem, cezaevinde anneleriyle birlikte kalan yavrularımız için bir farkındalık projesi gerçekleştirdik. Bu derneği de Erdoğan Bey kurdu. Sağlık çalışanlarına borcumuz var ve onların çocukları bizim emanetimiz. Bu nedenle başlattık bu kampanyayı.
Tam olarak nasıl çalışmalar yapıyorsunuz?
Gerçekten desteğe ihtiyacı olan insanlara ulaşıyoruz. 150 çocuk ve gencimize eğitim bursu veriyoruz. 30 kadar çocuk istismarı davasına avukatlarımızla müdahiliz. Gönüllü avukat, psikolog, doktor, sanatçı, pedagog ve psikiyatrlarımız var. Evlerinden çıkamayan yaşlılarımıza ve ihtiyacı olan ailelere erzak desteği sağlıyoruz. Yeşilçam emekçilerine destek veriyoruz.
Pandemi sürecini nasıl geçiriyorsunuz? Sizi ne yönde etkiledi?
Bana sorarsanız bu virüs, insanlığın birbirine bağlı yaşadığını ve aslında kimsenin kimseden farklı olmadığını gösterdi. Sevginin ve saygının da bulaşıcı olabileceğini ve bunun farkına varırsak ne kadar güzel bir dünyada yaşayabileceğimizi anlattı.
DÜNYA GÜZELİ SORUMLULUĞUNU TAŞIMAKTA HİÇ ZORLANMADIM
Azra Akın deyince, insanın aklına beraberinde ‘dünya güzeli’ tanımı geliyor. Bunun yük olduğu oluyor mu?
Hayat yolculuğumdaki amacımı biliyorum galiba. Dünya güzeli olmanın sorumluluğunu taşırken hiç zorlanmadım çünkü dünya güzelliğinin tek bir misyonu var bence o da sessizlerin sesi olmak. Bu unvanın da bana bu nedenle geldiğine inanıyorum. Asıl güzellik ünvanlarda, başa takılan taçlarda değil, yüreklerimizde…
KARŞILAŞTIĞIM ÖN YARGILAR KARİYER YOLCULUĞUMDA BANA ENGEL DEĞİL
Adını güzellik yarışmasıyla duyuran isimler, başka işler yaptığında bir önyargı oluyor. Siz, oyunculuğa başlarken benzer bir tutumla karşılaştınız mı?
Dünya güzeliyle iş birliği yapmanın ticari çekiciliği olduğunu anlıyorum. Bana kapılar da açmış olabilir ama ben her zaman Azra olarak kendi özelliklerimle var olmak istedim. Bir iş ne olursa olsun, o işi başarmak ve en iyi şekilde yapmak için gereken ne ise yerine getirmeye çalışıyorum. Her ne sebeple olursa olsun, kariyerimde, hayal ettiğim projeleri hayata geçirmeye çalışırken karşılaştığım önyargılar bana engel değil.
Genel olarak insanların hakkınızda ne düşündüğü sizin için önemli midir?
Tabii ki önem veririm. İnsanların düşüncelerine saygım var. Herkesten önce kendimi eleştiren biriyim. Aklına güvendiğim, eleştirirken ortaya öneri koyabilen insanlara fikirlerini sorarım.
SADECE KADINA YÜKLENEN KISITLAYICI TUTUMU İNSANLIK AYIBI OLARAK GÖRÜYORUM
Özellikle anne olduktan sonra, toplumda kadına yüklenen roller artıyor. Herhangi bir seçimi yüzünden “Bir anneye bu yakışır mı?” gibi ifadeler kullanılıyor. Bir anne olarak, bu tip yaklaşımlar size ne hissettiriyor?
Ben; kadın, erkek, anne, baba diye ayırmıyorum. Herkesin kendine yakıştırdığı şeyler farklıdır, kendisi karar verir. Üzerinde durulması gereken en önemli konu, insanların sorumluluklarının farkında olmadan dünyaya bir başka insan getirmeleri. Kadına da erkeğe de anne ve baba olduktan sonra yakışmayan tek şey, dünyaya getirdikleri insana saygısızlık etmeleridir bence.
Sizin de kalıplarınız var mı?
Anne olsun olmasın, sadece kadına yüklenen kısıtlayıcı ve ötekileştirici anlamları insanlık ayıbı olarak görüyorum. Benim kalıplarım var evet; çocukları istismar etmek, kabalık, saygısızlık, şiddet, hayvanlara eziyet etmek, yalancılık, hırs, kıskançlık gibi insanlara yakıştıramadığım davranışlar var ve bunun cinsiyeti yok.
AŞKIN FORMÜLÜNÜ BİLMİYORUM TEK BİLDİĞİM ŞEY; İLİŞKİNİN KEYİFLİ YANLARI KADAR ZOR YANLARINI DA EŞİMLE BİRLİKTE YAŞAMAK
Bebek olunca evliliğin bir süre sekteye uğradığını düşünen çok insan var. Siz, benzer bir bocalama yaşadınız mı?
Biz bebeğimiz olmasına eşimle birlikte karar verdik. Bilinçli bir karar olduğu için de bizi nelerin beklediğini tahmin ediyorduk. Bu yeni süreç herkes için farklıdır. Biz yorgun düştüğümüzde birbirimize destek olduk ve süreci kabul ederek tadını çıkartmaya çalıştık.
Eşiniz Atakan Koru ile dışarıdan çok aşık görünüyorsunuz. Aşkı korumak için özel bir çabanız var mı?
Her ilişkinin dinamiği farklıdır. “Biz böyle yapıyoruz siz de yapın” demek doğru değil. Ben, aşkın formülünü bilmiyorum; tek bildiğim şey ilişkinin keyifli yanları kadar zor taraflarını da eşimle yaşamak istediğim.
DÜNKÜ AZRA İLE BUGÜNKÜ ARASINDA BİLE FARKLILIKLAR VAR
10 yıl önce aynaya baktığınızda gördüğünüz Azra ile bugünkü Azra arasında çok büyük farklar var mı?
Dünkü Azra ile bile farklılık var çünkü eğer farkında olursak yaşam bize her gün bir şey öğretiyor. 10 yıl önceki Azra’daki değişikliklerin aynadaki, yani fiziksel yansımalarından çok içimdeki Azra’nın gelişimi ile ilgileniyorum.
Kadınlar üzerinde hep genç ve güzel görünme baskısı yaratıldığı fikrine katılıyor musunuz? Siz, böyle bir baskı hissediyor musunuz?
Evet, dünyada böyle bir şey var ve her kültürde, coğrafyada, oranın güzellik algısına göre farklı baskılar yapılıyor. Bu baskılara dayanmak çok kolay olmasa da ben, her daim güzel ve genç kalmaya çalışan bir masal kahramanı değilim. Yaptıklarımla, deneyimlediklerimle, öğrendiklerimle, ürettiklerimle yaşamaya odaklanmak istiyorum.
KENDİYLE BARIŞIK OLAN SEKSİDİR
Sosyal medyada hakkınızda okuduğum tüm yorumlarda; sempatik, tatlı, iyi huylu tanımlamaları var. Bu ifadeler gerçek Azra’yı ne kadar yansıtıyor?
Beni böyle gördükleri için teşekkür ederim. İnsanları seviyorum ve iletişim kurmak, konuşmak hoşuma gidiyor. Her insan eşsiz ve çok değerli benim için. Sanırım bu duygularım dışarıya da yansıyor.
Bu ifadelerin arasında neden seksi tanımlaması yer almıyor sizce? Olmaması için özellikle çaba gösteriyor olabilir misiniz?
Benim için kendisiyle barışık olan insan seksidir, orada bir çaba yok. Çünkü kendisidir.
Azra Akın ‘Umudum Olur Musun Derneği’ kurucusu Erdoğan Uludağ ile...
Kısa kısa…
“Anne olunca anladım” dediğiniz bir şey?
Zamanı daha iyi yönetmeyi öğrendim.
Hayattaki en büyük önceliğiniz ne?
Ailem.
“Olmasa da olur” dediğiniz bir şey?
Mal varlığı.
Siz, hiç tanımayan birine Azra Akın’dan nasıl bahsederdiniz?
“Çok merhametli” derim.
“Asla yapamam” dediğiniz bir şey?
Evde tatlı varken yememek.
- Günlük burç yorumları! Filiz Özkol yazdı: Yay, Koç, İkizler ve diğer burç yorumları
- 1 hafta boyunca için! 7 günde 7 kilo verdiriyor, aç kalmadan zayıflatıyor, kaşık kaşık yiyince yağları cayır cayır yakıyor
- Botoksa para dökmeye hiç gerek yok! Uyumadan 1 damla süren sabah 10 yaş gençleşiyor
- 40 yıllık yoğurtçunun sırrı! Taş gibi yoğurt yapmak için içerisine 15 adet ekleyin: Hem lezzetli hem şifalı, probiyotik etkisiyle vücuda iyi geliyor
- Kelle paçaya büyük rakip! Ruslar kaşık kaşık tüketiyor: Bağışıklığı çelik gibi güçlendiriyor, damar daralmasını önlüyor, lezzetli ve şifalı