Gökhan Türkmen: Sosyal medya iletişim aracı olmaktan çıktı, psikoza neden oluyor
Pop müzik deyince akla ilk gelen isimlerden biri Gökhan Türkmen. Yıllardır gündemden düşmüyor, albümleri satıyor, şarkıları dinleniyor... Farklı tarzı, stili ve sesiyle dikkatleri üzerine topluyor. Sadık bir dinleyicisi kitlesi var. Ünlü müzisyen ile 10 şarkılık yeni albümü ‘Romantik’ üzerine konuştuk. Tabii gündemimiz sadece bununla sınırlı kalmadı. Buyurun… Alev Gürsoy Cimin / alev.gursoy@posta.com.tr
Pop müzik deyince akla ilk gelen isimlerden biri Gökhan Türkmen. Yıllardır gündemden düşmüyor, albümleri satıyor, şarkıları dinleniyor... Farklı tarzı, stili ve sesiyle dikkatleri üzerine topluyor. Sadık bir dinleyicisi kitlesi var. Ünlü müzisyen ile 10 şarkılık yeni albümü ‘Romantik’ üzerine konuştuk. Tabii gündemimiz sadece bununla sınırlı kalmadı. Buyurun…
Herkesin single çıkardığı bu devirde albüm yapmak büyük cesaret, tebrik ederim.
Bu albüm, Abbey Road Studios iş birliği ile plak severlere sunduğum arşiv niteliğinde bir format olacak. Artık hayatımızı dijital dünyada sürdürüyoruz. Müzikal anlamda dünyaya daha kolay ulaşabiliyoruz. Ben albümü her zaman daha değerli buluyorum.
Albümün oluşum süreci nasıl geçti?
Bu, bir yıllık bir projeydi. 2019 yılından bu yana her ay çıkardığım parçaların da yer aldığı bir çalışma oldu. Pandemi sebebiyle üzüntüler ve endişeler yaşadık ancak bu projenin planlamasını önceden yaptığımız için aksama olmadı. GTR Deneyevi stüdyomuzdaki gerekli ekipmanları evime taşıdım. Son rötuşları böylece tamamlayabildik. Sorunsuz bir şekilde de albüm çıkışımızı yaptık.
Albümünüz yurt dışındaki listelerde de yer aldı. Bundan sonraki hedefleriz neler?
Çok güzel dönüşler alıyoruz. Universal Music İngiltere ‘New Music Friday’ listesine albümün çıkış parçası olan ‘Derdim’i aldı. Hollanda ve Amerika merkezleri de sosyal medya hesaplarından albümümü tanıttı. Şimdi ‘Yalnızım Ulan’, ‘Alışamadım Masallara’ ve ‘Gökyüzünden’ parçalarına klip çekeceğiz. 2021’de yeni şarkılarla yoluma devam edeceğim. Sürpriz projelerimiz olacak. Zamanı geldiğinde öğreneceksiniz.
SARILMAYI, GÜVEN İÇİNDE SOKAKTA OLMAYI ÖZLEDİM
Pandemi süreci sizi nasıl etkiledi?
Fiziksel kısıtlamadan ziyade ruhlarımız daraldı. Sarılmayı, özgürce ve güven içinde sokakta olmayı özledim. Yine de umutlu olmanın yollarını arıyorum. Sağlığımız el verdiğince, güvende oldukça üretime devam edeceğim. Konserlerimizi erteledik ama müzik yapmayı hiç bırakmadık. Biz GTR Deneyevi olarak planlamalarımızı bir yıl öncesinden yaparız. 2021 için yeni projelerin adımlarını atmaya başladık bile. Bu süreçte dijital konserler yaptık. Bu konserlere sosyal sorumluluk projelerini dahil ettik. Ege Orman Vakfı ile ‘Melis Özsoysal Korusu’ projesine başladık. Sağlık çalışanları için dokuz saatlik rekor bir konser verdik. Tek yürek olup umutsuzluğa düşmemeliyiz.
Pandemi sürecinin ne zaman son bulacağını düşünüyorsunuz?
Pandemi tüm insanlık için üzüntü ve endişeyle geçiyor. Biz, her şeye dayanırız. İnsanoğlu her sürece, her koşula alışır. Elinizden gelen şeyleri yapıp gerisini hayata bırakmak durumundayız. Tabii ki zaman gösterecek ama 2021 bahar aylarından itibaren ufak ufak hareketlenmeye başlarız ümidindeyim.
BANA GÖRE ROMANTİZM, HER DUYGUYU HİSSETMEK VE İFADE ETMEKTİR
Albümde aşk, endişe, korku gibi tüm duyguları yaşatıyorsunuz. Sizin dünyanızda romantizmin tanımı nedir?
Söylediğiniz gibi, albüm tüm duyguları barındıran sözlere ve müzikal alt yapıya sahip parçalardan oluşuyor. İsteğimiz; aşk, endişe, korku gibi hislerin dışarı taşmasına vesile olmaktı. Romantizmin tüm bu duyguların bütünü olduğunu düşünüyorum. Bunlar yalnızca aşka dair ve aşkın getirdiği hisler değil. Doğanın sesleri ve renkleri de romantizmi barındırıyor. Ölüm, trajedi, hayret duygusu da! Bu anlamda düşünürsek, benim romantizmim de her türlü duyguyu hissetmek ve bunları ifade edebilmek.
SİNEM, HEM ESKİ DOSTUM HEM EŞİM HEM DE İŞ ARKADAŞIM
Evlilik nasıl gidiyor? Evliliğin hayatı düzene soktuğu doğru mu?
Evlilik yapısal olarak bir düzen. Burada hayatınızı paylaştığınız partnerinizle nasıl yürüdüğünüz önemli. Eşim Sinem’le liseden beri tanışıyoruz. Hem eski dostum hem eşim hem de iş arkadaşım. Bu kadar çeşitliliğin olduğu ve birbirimizi tanıdığımız bir evlilikte kendimize alanlar açabiliyoruz. Bu nedenle o sıkılma raddesine gelmiyor.
Bu kadar duygusal şarkı yazan bir adam melankoli taşır mı içinde?
Sürekliliği yok ama taşırım tabii. Her insanda biraz melankoli vardır bence.
BİREY VE ÖZGÜRLÜK HAKKINIZI KORUDUĞUNUZ SÜRECE EBEVEYN OLMAK HARİKA BİR ŞEY
Çocuklarınızla ilişkiniz nasıl?
Çocuk, sorumluluk gerektiriyor. Birey ve özgürlük hakkınızı koruduğunuz sürece ebeveyn olmak harika bir şey. Doğduğunda sizin savunmanızda ve korumanızda olan bir çocuk, büyüdüğünde de aynı eli sırtında hissetmeli. Biz nasıl ailelerimizin hâlâ bizler için endişe duymasına şahit oluyorsak çocuklarımızın da bunu hissetmesi gerekir. Nil Rona ve Leyla Ada her babanın evlatları için söyleyeceği gibi kıymetlilerim. Onlarla her zaman vakit geçiriyorum. Müzik yapıyoruz, resim yapıyoruz, film seyrediyoruz, sohbet ediyoruz... Kendilerini ifade etmelerine bayılıyorum. Onlarla hayat daha da güzel.
Klipleriniz her daim dikkatimi çekiyor. Her biri hikaye anlatıyor ve siz de bu kliplerdeki oyunculuğunuzla dikkat çekiyorsunuz. Sizi sinema ve dizilerde görecek miyiz?
Müzik yapmaktan ve bir aracı olarak kliplerimde rol almaktan keyif duyuyorum. O bütünlük bana yetiyor. Diğer yandan hayat bu, ne getireceği belli olmaz.
ENSTRÜMANLARINI SATAN ARKADAŞLARIMIZ VAR, BU KRİZ DEĞİL DE NE?
Müzik sektörü şu an ne durumda?
Olmaz olur mu? Hem sektörden hem de haberlerden takip ettiğiniz üzere tabii ki şu an zor bir dönemden geçiyoruz. Yalnızca müzik değil tüm sanat sektörü global anlamda bir sıkıntı yaşıyor, yara alıyor. COVID-19 müzik sektörüne çok zarar verdi. Mekanlar kapandı, müzisyenler geçim sıkıntısı yaşıyor. Online dersler vererek kazancını sağlamaya çalışıyorlar. Geçinmek için enstrümanını satan arkadaşlarımız var. Ne yazık ki bu çaresizlikte o güzel canına kıyan insanlar bile var. Bu, kriz değil de ne?
Sanatçılar arasında birbirine destek var mı?
Elbette. Örneğin; POPSAV dijital konserinden elde edilen gelirleri ihtiyaç sahibi müzisyen arkadaşlarımızla paylaştık. Dernekler ellerinden geleni yapmak için uğraşıyor. Bu bir süreç ve hepimiz bu süreçte birbirimizin acısını hissediyoruz. Tıpkı tiyatrolarda olduğu gibi… Tiyatrolar kapandı ancak oyuncuları ayakta tutmak adına dijital oyunlara yer veriyorlar. Destek hesapları açıyorlar. Hepimiz biriz.
Müzik sektöründe yıllardır kendine yer edinmiş başarılı bir müzisyen olarak yeni nesil müzisyenleri nasıl buluyorsunuz?
Yeni ya da eski nesil olmak fark etmez. Önemli olan değişime açık olmak, dünyayı takip etmek, disiplinli olmak ve durmaksızın üretmekir. Üretirken fikir almak paylaşıma açık olmak da çok önemli. Çok başarılı genç müzisyen arkadaşlarımız var. Yeni adaylar var. Müzik türünün ne olduğu önemli değil, özünde yatan bir yetenek varsa bunu işlemeyi bilen ve iyi müzik yapan arkadaşlarımızın yolu açık olsun isterim.
OLDUĞUM GİBİ BİR ADAMIM, İÇİM DE DIŞIM DA BİRDİR
Gençler sizi çok seviyor. Neredeyse tüm şarkılarınızı ezbere biliyorlar. Nedir bu ilginin sırrı?
Ben olduğum gibi bir adamım, içim de dışım da birdir. Şarkılarım da nettir aslında, duyguyu alır, müziği hissedersiniz. Dinleyen ve takip eden tüm müzikseverlere teşekkür ederim. Ne mutlu bana ki aynı duyguyu paylaşıyoruz demek ki.
YENİLİKLERE AÇIK OLUŞUM SÜREKLİ GELİŞMEME SEBEP OLUYOR
Linç kültürü nedeniyle sosyal medya bazıları için ürkütücü olmaya başladı. Siz bu konuya nasıl bakıyorsunuz?
Sosyal medya bir iletişim aracı olmaktan çıktı ve psikoza neden olmaya başladı. Hele ki pandemiyle gelen kısıtlamalar, sosyal ilişkileri de ortadan kaldırınca insanların dostu ve paylaşım alanı sadece sosyal medya oldu. Ego tatmini ve beğenilme arzusu bu işin karanlık tarafı… Ne yazık ki insanların direkt fiziksel iletişim kuramadığı bu platformlarda bir konu yanlış anlaşılıyor: “Yazı yazmakta özgürüm ve sosyal medyada görülmediğime göre dilediğimi söyleyebilirim” düşüncesiyle saygısız ve bilinçsiz adımlar atılıyor. Bunu tasvip etmemekle birlikte, yorum yaparak aşağılama duygusunu tatmin etmeye çalışan insanlara üzülüyorum.
Sizi tanıdım tanıyalı müziğinizi sürekli geliştiriyorsunuz ama diğer yandan da özünüzde aynısınız. Bunun bir formülü var mı?
Değişime açık olmak insan olmanın getirdiği bir durum. Ben bunu hayatımda durmaksızın yaşıyorum. Yeni müzikler, sesler, tonlar, tarzlar, kitaplar, kıyafetler keşfediyorum. Yeniliklere açık oluşum sürekli gelişmeme sebep oluyor. Ben de herkes gibiyim. Hayatın getirdiği değişime ayak uyduruyorum, hepsi bu. Eğer ki hayatıma katabileceğim bir değişiklik varsa, özümde bunu kabul ediyorum ve evrilerek ilerliyorum.
Kendinize iyi bakıyor musunuz? Sizce bir müzisyenin en çok neye dikkat kesilmesi gerekiyor?
Elimden geldiğince kendime bakmaya çalışıyorum. Hem bedenime, hem zihnime hem de ruhuma iyi gelecek şeyleri seçiyorum. Her insan bunu yapmalı, ancak bir sanatçı olarak soruyorsanız dış görünüşünüzün sizi ve doğallığınızı yansıtması, kişisel bakımlarınız son derece önemli. Siz sağlıklı ve zinde olursanız hem işlerinize hem ilişkilerinize hem de dinleyenlerinize yansır.
- Aydın'dan Japonya'ya kilo kilo satılıyor! 1 ay kuyuda bekletiliyor: Soğuk kış günlerinin vazgeçilmezi, Uzakdoğu sofralarını süslüyor
- Yemeklerin lezzetini 2 kat artırıyor! Zengin besin içeriğine sahip: Bakliyatların gazını alıyor, sindirim sistemini çalıştırıyor
- İkisini bir araya getirince etkisi 20 katına çıkıyor! Yağları şıpır şıpır eritip metabolizmayı fişekliyor! Kabızlık, gaz ve şişkinliğe son verip karnı dümdüz yapıyor
- Baş ağrısını şıp diye kesiyor! 1 parça kullanmak yetiyor: Migren ataklarını durduruyor, geçmeyen baş ağrısından kurtarıyor!
- Felç geçirdi hayatı değişti! Doktorları şaşkına çeviren gelişme: Kendi sesini tanıyamadı