'Kıskanç kadınlar açığımı kolluyor'
Giyimi kuşamı, boyu posuyla Eda Taşpınar'a rakip gösterilen Beşiktaşlı kaleci Rüştü Reçber'in eşi ve iki çocuk annesi Işıl Reçber “İkoncan olmak gibi bir derdim yok. Para karşılığında değil, istediğim için davetlere gidiyorum, şık giyinmeyi seviyorum. Rüştü'nün izin vermediği hiçbir şeyi yapmıyorum. Beni çekemeyenler önce aynaya baksınlar, kusuru kendilerinde bulsunlar” diyor. Işıl Reçber ile Beşiktaş'taki Four Seasons Otel'de buluştuk
Röportaj: Halil Kalmuk
halil.kalmuk@posta.com.tr
14 Mayıs Pazartesi akşamı sokak çocukları yararına sahnelenecek ‘Çaba Gala’ adlı oyunda ‘Öyle Bir Geçer Zaman ki’nin ‘Caroline’i Wilma Elles’i canlandıracaksınız. Rolünüze nasıl hazırlandınız?
Aslında diziyi fazla seyretmiyordum. Bu rol teklif edilince, ‘Caroline’i göz hapsine aldım. Dizideki mimiklerini, konuşma tarzını, davranışlarını inceledim. Evde kızım Tuana (12) ve Mehmet Burak’ın (5) karşısında da rolümü çalıştım.
Partnerlerinizden biri sosyetik güzel Güliz Onursal. ‘Cemile’ rolünde. Daha önce Kadir İnanır ile dizide oynamıştı. Provalarda size yardımcı oldu mu?
Tam tersine ben ona yardımcı oldum. Şöyle ki; Güliz çok güzel oynuyor ama bir o kadar da heyecanlı. Sürekli motive edip onu sakinleştirmeye çalıştım.
Bundan sonra da oyunculuk teklifleri gelirse kabul eder misiniz? Rüştü izin verir mi?
Oyunun yönetmeni Ali Sunal performansımı çok beğendiğini söyledi. ‘Caroline’i canlandırmaktan da keyif aldım. Hoşuma gitti. Ama profesyonel anlamda oyunculuğu düşünmüyorum. Bu teklifi de sosyal yardım projesi olduğu için kabul ettim, sokak çocuklarına katkıda bulunmak istedim. Zaten birçok reklam filminden teklif geliyor ama Rüştü hiç sıcak bakmıyor.
‘Ölene kadar Beşiktaşlıyım’
Peki, Acun Ilıcalı ‘Yok Böyle Dans’ta yarışmanızı isterse...
O işlere girmem. Tamam Acun’u severim, ailece arkadaşımız. Çok da başarılı. Ancak yarışma programlarının içeriği bana uygun değil. Öncelik, her zaman için eşim ve çocuklarımın. Mutluluğuma gölge düşürtmem.
Kızınız Tuana’nın oyuncu, manken ya da şarkıcı olmasını ister misiniz?
Tuana sanatçı ruhlu bir çocuk. 5 yaşından beri piyano çalıyor. Yazıya da kabiliyeti var. Hayali ise Amerika’da oyunculuk eğitimi almak. Babası da ben de arkasındayız. Yeter ki başarılı ve mutlu olsun.
Ya oğlunuz Mehmet Burak?..
O babasının izinden gitmek, kaleci olmak istiyor. Fanatik Beşiktaşlı. Rüştü antrenmandan dönünce evimizin bahçesinde Mehmet Burak’ı çalıştırıyor. Bana sorarsanız; futbolcu olsun ama kaleci değil. Santrafor mevkiinde oynasın. Çünkü kaleciler hep yalnızdır!
Rüştü ile tanıştığınızda Galatasaray’ı tutuyormuşsunuz. Nasıl Fenerli oldunuz?
Henüz 17 yaşındaydım. Gözümü Galatasaray ile açmıştım. Bir gün Galatasaray-Fenerbahçe maçı vardı. Rüştü’ye dedim ki; “Galatasay’ı farklı yenerseniz Fenerli olurum. Ama senin hiç gol yememen şart. Yoksa unut...” Sonuç; Fener, Cim Bom’a 4 attı. Kalede Rüştü vardı, gol yemedi ve iddiayı kazandı.
Şimdi Beşiktaşlı mısınız?
Hem de nasıl. Bunda ‘Çarşı’nın payı büyük. Barcelona’nın bile böyle taraftarı yok. Zaten eşimin, Fenerbahçe’den Beşiktaş’a transfer olması benim sayemde gerçekleşti. Artık takımım belli, ölene kadar Beşiktaşlıyım.
‘Rüştü maç kaybedince inzivaya çekilir’
17 yaşından beri ünlü bir kaleci ile birliktesiniz. Ofsaytın ne olduğunu öğrenebildiniz mi?
Öğrenmez miyim? Birçok erkekten iyi bilirim. Üstelik sadece ofsaytı değil, diğer kuralları, hatta kale direğinin eni boyunu bile bilirim.
Kadın arkadaşlarınıza ofsaytı anlatıyor musunuz?
Bir futbol aşığı olarak anlatıyorum ama anlamıyorlar. Zaten futbolcu eşlerinin çoğu maç bile seyretmez. Ben de tam tersine, Rüştü ile birlikte açarım spor kanallarını, Avrupa futbolunu takip ederim.
Beşiktaş yenilince evde nasıl bir hava oluyor? Eşinize nasıl moral veriyorsunuz?
Rüştü maç kaybedince sinirlenmez ama çok üzülür. İçine kapanır, kimseyle konuşmak istemez. Böyle durumlarda çocuklar evdeyse, formülüm hazır. Hemen Tuana ile Mehmet Burak’ı yanına gönderirim, 10 dakikada babalarını sakinleştirirler. Onlar evde yoksa, play-station oynar.
Maçlarda herhangi bir uğurunuz var mı?
Ayağım uğurlu, elim bereketlidir. Girdiğim kuaför salonu dolup taşar. Gittiğim maçlarda yüzde doksan Beşiktaş kazanır. Maçtan bir gece evvel, deyim yerindeyse, hatim indirmeye başlarım.
‘Kocamı üzecek bir şey yapmam’
Rüştü mü daha kıskanç siz mi?
Benim kıskanç olduğum söylenemez. Yanlış anlamayın; eşimi kimseyle paylaşamam. Zaten o da beni kıskandıracak bir şey yapmaz. Rüştü’ye gelince: Alıştım artık. Huyunu, suyunu, neye kızacağını iyi biliyorum. Kıskanmasına, üzülmesine yol açacak her türlü ortamdan uzak duruyorum. Eşimin bana güveni tam.
Kapıdan çıkmadan önce giydiklerinize karışır mı?
İtiraf etmeliyim ki, evet. Kapıda şöyle bir süzgeçten geçiriyor. Rahatsız olduğu ya da beğenmediği bir kıyafet varsa üzerimde, söylüyor. İkiletmeden değiştiriyorum, sorun çıkmıyor. Aksine hoşuma bile gidiyor.
Rüştü en çok hangi yemekleri sever?
Japon mutfağına bayılır. Bir de benim yaptıklarıma... Mesela evlenmeden önce enginar, kereviz ve karnabaharı ağzına sürmezmiş. “Hayatım, ben pişirdim” deyince dayanamıyor ve afiyetle yiyor. Ayrıca benim yaptığım yaprak sarmasının üstüne tanımaz.
Siz Gazianteplisiniz. Kebap yapmayı bilir misiniz?
Antep mutfağı çok geniş. Rüştü’nün canı Antep yemeği isterse, hemen anneme söylerim. Sağolsun kırmaz, yapar.
Romantik bir erkek midir, size sürprizler yapar mı, çocuklarla ilgilenir mi?
Romantiktir. Ama burada çok özel şeyleri anlatamam. Yine de bir örnek vereyim; antrenmana gider, arkasından 5 dakika sonra kapı çalar. Bir açarım ki, renk renk güller... Bilir çünkü gülleri çok sevdiğimi. Çocuklarıyla yakından ilgilenir. Meyve saatlerini de ders notlarını da ezbere bilir. Ayrıca çok yumuşak kalplidir.
Bakımına önem verir mi?
Kişisel bakımına fazla vakit bulamıyor. Onunla da ben ilgileniyorum. Kullandığı şampuandan yüz kremine kadar ben alıyorum. Gardırobunu da ben hazırlıyorum.
Evde son sözü kim söyler?
Dışarıdan bakılınca baskın bir karakter gibi görülüyorum belki ama bu sizi yanıltmasın. Rüştü beni her konuda dinlemesine rağmen son kararı kendi verir. Bakarım ki kesin kararlı, üstüne gitmem. Bana, söylediklerini uygulamak düşer.
Rüştü’nün emeklilik planları var mı? Mesela Hakan Şükür gibi siyasete girmeyi düşünüyor mu?
Siyasete girip girmeyeceğini bilemem. Ancak futboldan kopmaz. Ya yorumcu ya da antrenör olarak futbolun içinde kalır.
‘HAFTADA EN AZ 15 DAVET GELIR’
Sizin için ‘Yeni İkoncan’ diyorlar. Eda Taşpınar’a da rakip gösteriyorlar...
Arkadaşlarım da böyle takılıyor. Herkes rahat olsun ki ikoncan olmak gibi ne amacım var, ne de iddiam. Sadece modayı takip etmeyi ve şık giyinmeyi seviyorum, o kadar.
Siren Ertan’dan daha çok davete katılıyorsunuz, gazetelerde Deniz Akkaya’dan daha fazla fotoğrafınız yayınlanıyor. Haftada kaç davet alıyorsunuz?
Ha ha ha! Dedim ya, kimseyle yarışmıyorum. Haftada en az 15 davet geliyor. Seçici davranıyorum, hepsine gitmiyorum. Akşam olunca da doğru eve... Gece davetlerine eşim olmadan katılmam.
Yarın, öbür gün davetlere katılmanız için para da teklif ederler...
Asla. Kimse böyle bir şeye cesaret edemez. İstemediğim davete para için hayatta gitmem.
Sosyetede “Çok havalandı” diye arkanızdan dedikodu yapıyorlarmış. Çekemiyorlar mı sizi?
20 yıl önce nasılsam şimdi de öyleyim. İçim dışım birdir, ki lütfen aynaya baksınlar. Ki kusuru kendilerinde görsünler! Benim bir açığımı kolluyorlar, bulamayınca da boşa konuşuyorlar.
Yüzünüzde botoks, gözünüzde lens varmış, burnunuz da estetikliymiş...
Ne diyeyim ki şimdi. Yüzümde botoks olduğunu ıspatlasınlar, ne isterlerse yapmaya hazırım. Üzgünüm ama estetik harikası değilim. Kadınlar güzel birini görünce “Allah yaratmış, sahibine bağışlasın” diyeceklerine, “Her tarafı yapmacık” diye çamur atıp kendi kendilerine seviniyorlar. Artık aşsınlar kendilerini.
Formunuzu nasıl koruyorsunuz? Spor yapıyor musunuz?
Bir ara Uzakdoğu sporlarına merak sarmıştım; kick boks ve karate yapıyordum. Abartmış olmalıyım ki boynumdan sakatlandım. 2-3 ay fizik tedavi gördüm. Doktorum yasakladı. Şimdi tenis oynuyor, pilates yapıyor ve yüzüyorum.
Güzellik sırlarınız var mı?
En pahalı markaların ürünleri kullandım, cildim mahvoldu. Öncelikle, asla makyajla uyumuyorum. Her sabah ılık maydanoz ve limon suyu içiyorum. Bazen yüzüme buz kompresi uygularım. Bir de Japonya’dan aldığım at kılı fırçayla, bacaklarıma masaj yapıyorum, selülit için birebir. Kadınlara tavsiyem; tuz ve şekeri azaltsınlar, asitli içeceklerden uzak dursunlar.
‘Gözüm başkasını göremez’
Rüştü için Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi’ni bıraktınız. İçinizde ukde kalan bir şey var mı?
Hayır, keşkelerim yok. Aldığım hiçbir karardan şimdiye kadar pişman olmadım.
Siz de birçok kadın gibi ayakkabı ve çanta hastası mısınız?
Ayakkabı konusunda hastayım, evet. Sayısını bilmiyorum artık. Evde bir odadan fazla ayakkabım var.
Eski kıyafetlerinizi ne yapıyorsunuz?
Çok özel parçaları, kızım Tuana için saklıyorum. Diğerlerini de ihtiyacı olanlara ya da eşe-dosta dağıtıyorum.
Alışverişte limitiniz var mı?
Olmaz mı? Ama dediğim gibi söz konusu ayakkabıysa, dayanamıyorum.
Tek gecelik ihaneti affeder misiniz?
Kabus gibi bir soru. Büyük konuşmak, bu soruyu da duymak istemiyorum. Allah korusun.
Moda dünyasına girmeyi ya da takı tasarımı yapmayı düşünür müsünüz?
Bir şeyler yapmak istiyorum ama zamanı var. Sürpriz olsun. Sadece şunu söyleyim; ünlü mücevher markalarından koleksiyon hazırlamam için teklif aldım. Her an her şey olabilir.
Eşinize hâlâ aşık mısınız?
Evleneli 15 yıl oldu. İlk gün olduğunda daha fazla aşığım Rüştü’ye. Ona olan aşkımın ve sevgimin limiti yok. Gözüm Rüştü’den başkasını görmedi, görmüyor, göremez. Böyle bir ihtimal bile söz konusu değil.
Kendinizi nasıl tanımlarsınız? A- Saf ve duygusal B- Zeki ve çekici
Kendimin çekici olduğunu söylemek, çok doğru gelmiyor. Bunu başkaları söylesin. Ben duygusal ve zekiyim. Görüntüm Batı’ya yönelik, modern bir imajım var. Bu imaj insanları fazla yanıltmasın, muhafazakar biriyim. Değer yargılarına bağlıyım, katı kurallarımdan taviz vermem. Çocuklarıma da önce insan olmayı, erdemli olmayı öğretiyorum.
( 12.05.2012 tarihli Cumartesi Postası'ndan alınmıştır. )
- Yıllardır yanlış biliyormuşuz! Sarı mı beyaz mı? Gerçek rengini öğrenince şaşıracaksınız
- Nar, zencefil ve zerdeçalı eksik etmeyin! Vücuttaki mikrobu saniyesinde öldürüyor: 1 bardak içenler 10 yıl doktor yüzü görmüyor, en pahalı vitaminlerden daha etkili
- Söke'de yetişiyor, Japonlar tonlarca alıyor! Dünyanın en sevilen doğal lif kaynağı, milyonlarca insan her alanda kullanıyor
- Lokman Hekim'in tavsiyesi! Yıllardır kullanılan şifalı besin: İltihabı söküp atıyor, bağırsak hareketlerini düzenliyor
- Samsun’da masalsı sonbahar: Tablo gibi görüntüler