Kozmetik ürünleri bilinçli seçin!
Teknoloji gelişti, eskinin doğal güzellik ürünleri yerini laboratuvarlarda üretilen sentetiklere bıraktı. Bu durum, bize sınırsız seçenek sunarken kozmetik ürünlerinin içine zararlı kimyasalların da girmesine neden oluyor. İşte bu noktada, kozmetik dünyasının albenisine kapılmadan bilinçli ürün seçmek ve kullanmak için uzman görüşlerini dikkate almamız gerekiyor
SGS (Supervise Gözetleme Etüd Kontrol AŞ) 1978 yılından beri 140’tan fazla ülkede hizmet veren bir kuruluş. Dünyanın en büyük bağımsız gözlem kuruluşu. Türkiye’de 1933 yılında hizmete açılan SGS Türkiye Tüketici Ürünleri Bölümü’nden Gıda Dışı Satış Müdürü Özge Ergun ile organikkozmetik arasındaki ilişkiyi konuştuk. Özge Ergun söze şöyle başladı: “Kozmetik ürünleri seçerken olası alerjik reaksiyonları dikkate almak gerek. Bu riski önlemek için sadece cilt tipine uygun ürün seçmek yetmez.
Ürün içeriğinin basit ve doğal olmasına da özen göstermek gerekir. Tüketiciler, kozmetik ürünün ambalajındaki etiketlere dikkat etmeli. Ürün bileşenleri, kullanım şartları ve uyarıları iyi okumalı: Ambalajda raf ömrü, son kullanım tarihi gibi bilgiler mutlaka yer almalı. Ama unutulmamalı ki bu süre, üreticinin öngördüğü koşullarda muhafaza edildiği sürece geçerli. Ayrıca raf ömrü uzun olan ürünlerin daha fazla koruyucu kimyasal içerdiği de hesaplanmalı.” Özge Ergun’a “Hangi ürünlerde hangi kimyasallara dikkat edilmeli?” diye sorduk.İşte Özge Hanım’ın cevabı: “Kozmetik yönetmeliğinde, yasal olarak kısıtlanmış bazı kimyasallar var. Örneğin; likit el sabunlarında triklosan/triklorokarbon, tırnak ürünlerinde formaldehit, DBP veya toluen, traş kremlerinde ve saç jölelerinde nanifenol gibi zararlı kimyasallara dikkat edilmeli. Bunları içeren ürünler alınmamalı.
Bazı kozmetik ürünler, kanser riskini artıran zararlı kimyasallar içerir. Örneğin; bio-mutajenler adı verilen kimyasallara uzun süre maruz kalmak sağlık açısından zararlıdır. Birçok parfüm ve tırnak cilasında yaygın kullanılan fitalatlar da hormon bozucu olduğu için, bu maddeyi içeren ürünleri sık kullanan kadınların doğurganlık sorunları yaşaması olasıdır. Yine pek çok uçucu kimyasal içeren aroma ve kokular da sağlık açısından risk yaratabilir. Kozmetiklerin içerdiği fitalat, akrilamid, paraben ve formaldehit gibi kimyasallar, alerjik özellik taşır.
Bağışıklık sistemi, tehlikeli veya yabancı bulduğu bu maddelere karşı alerjik reaksiyon oluşturabilir. Bazen kişiler, ciddi tedavi gerektiren cilt sorunları ile karşılaşabilir.” Özge Ergun organik kozmetik ürününü nasıl anlayacağımızı da şöyle anlatıyor: “Organik kozmetik ürünlerini teşhis edebilmek için ambalajın üzerindeki sertifika işaretlerine bakmalısınız. Uluslararası bir kuruluştan sertifikalandırılmış olması, ürünün organik olduğunu gösterir. Bu sertifikaları veren uluslararası kuruluşlar, belirli kurallar çerçevesinde üretici firmaları denetler. Tüketici dikkat etsin! Pazarlama taktiği olarak bazı ambalajların üzerinde ‘organik’ ya da ‘doğal’ sözcükleri geçebilir. Ve bunlar yanıltıcı olabilir; ambalaj yazısında ‘organik’ kelimesi geçebilir ancak ürünün içeriğinde pek çok kimyasal kullanılmış olabilir.”
‘Organik ürün de alerji yapabilir’
Dermatolog Uzm. Dr. Ahu Çiler Çıkım ise, cilt bakımı açısından organik ürünleri değerlendirdi. İşte sorularımız, işte uzmanın cevapları:
Organik ürünler her cilt tipi için uygun mudur?
Evet. Ürünleri seçerken cilt tipini ve yaş aralığını dikkate almak gerekir. Ancak alerjik veya çok hassas cilt tipi olan kişiler ve hamileler, cilt doktoruna danıştıktan sonra bu ürünleri kullanmalı.
Son dönemde organik ürünlere ilginin artmasının altında yatan sebep sizce nedir?
Birçok bilim adamı tarafından kabul edilen ‘zararlı kozmetik tanımı’ çeşitli ürünlerin günlük kullanımı sonrası ortaya çıkan sonuçlarını ifade eder. Bu sonuçlar arasında pek çok örneği saymak mümkün: İçerdiği boyalar veya kokular nedeniyle bazı kişilerde gözde sulanma, kızarıklık, deride hassasiyet gibi alerjik reaksiyonların yanı sıra kanser gibi daha ciddi boyutta seyreden hastalıklar... Bazı kozmetik ürünlerindeki kimyasalların gittikçe artış gösteren etkileri, zamanla ortaya çıkabilir. Bu nedenle kozmetik dünyasında organik ürünlere olan ilgi her geçen gün artıyor.
Organik ürünler de alerji yapabiliyor mu?
Olabilir. Alerji, kişinin cilt yapısıyla ilgili bir durumdur. Bu yüzden kaliteli ürünler de alerjiye yol açabilir. Cilt, kozmetik ürünün içindeki bitkisele ya da ürünün koruyucusuna alerjik tepki gösterebilir.
Organik ürünler genelde renksiz-kokusuz, hatta kökü kokuludur. Bu durumda; ‘organik’ denen ürünlerde renk ve koku varsa üründen şüphe mi duymalıyız?
Organik ürüne katılan maddenin kendine has bir kokusu olabilir. Bu nedenle ürünün kokması ya da kokusuz olması, onun yanlış ürün olduğu anlamına gelmez. Kimi zaman ürünün daha hoş kokması için az miktarda esans katılabilir. Ne de olsa organik ürünleri yüzde 100 bitkisel olarak tanımlamak doğru değil.
Organik ürünlerin cilde sağladığı fayda kısa sürede etkisini gösteriyor mu yoksa daha mı yavaş etki ediyor?
Bu, ürünün içeriği ile ilişkili. Örneğin; üründen cilt gençleştirici bir etki bekleniyorsa, en az 6 ay düzenli kullanmak gerekir. Etki süresi açısından diğer kozmetik ürünlerle kıyaslandığında, organik olanlar da çok farklı değil. Cildi koruması ve kimyasal içeriğin az olması nedeniyle organik ürünler tercih edilmeli. Ama daha hızlı etki gösterdiğini düşünmemeliyiz.
Ailesinde cilt kanseri hikâyesi olan kişilerin organik ürün kullanması bu riski ortadan kaldırır mı?
Hayır. Çünkü cilt kanserini kolaylaştıran faktörler, sadece ürünlerdeki kanser yapıcı koruyucular değil. Güneşe maruz kalmak, güneş yanığı gibi çevresel faktörler de önemli rol oynar. Bu yüzden her koşulda güneşten koruyucu ürünleri düzenli kullanın, beslenmenize dikkat edin ve ciltte geçmişte mevcut olan benlerdeki en ufak değişikliğin ya da olmayan bir lekenin fark edilmesi durumunda dermatoloğa danışın. Bu sayede cilt kanseri riskini en aza indirebilirsiniz.
( 25.08.2012 tarihli Cumartesi Postası'ndan alınmıştır )
- Günlük burç yorumları! Filiz Özkol yazdı: Yay, Koç, İkizler ve diğer burç yorumları
- 1 hafta boyunca için! 7 günde 7 kilo verdiriyor, aç kalmadan zayıflatıyor, kaşık kaşık yiyince yağları cayır cayır yakıyor
- Botoksa para dökmeye hiç gerek yok! Uyumadan 1 damla süren sabah 10 yaş gençleşiyor
- 40 yıllık yoğurtçunun sırrı! Taş gibi yoğurt yapmak için içerisine 15 adet ekleyin: Hem lezzetli hem şifalı, probiyotik etkisiyle vücuda iyi geliyor
- Kelle paçaya büyük rakip! Ruslar kaşık kaşık tüketiyor: Bağışıklığı çelik gibi güçlendiriyor, damar daralmasını önlüyor, lezzetli ve şifalı