'Kusursuz cinayet yoktur'
Amerikalı Prof. Dr. Reena Roy, 30 yıllık kriminal uzmanı. Suçluların bıraktığı delillerden yola çıkarak raporlar hazırlıyor, duruşmalarda tanıklık ediyor. 'Erkekler Ağlamaz' adlı filme konu olan 'üçlü cinayet' vakasındaki gibi birçok olayda, Prof. Dr. Roy'un analizleri ve tanıklığı kritik rol oynamış. Onlarca kişinin ceza almasını sağlarken pek çoğunun da masum olduğunu ıspatlamış. Bu ilginç mesleğin ünlü temsilcisi, Üsküdar Üniversitesi'nde 'Katil Kim?' konulu bir seminer vermek için Türkiye'deydi. Elbette kapısını çalmamak olmazdı
Röportaj: Nar Güneş KILIÇ
- Cinayetler ne zaman girdi hayatınıza?
İlk kez 1983’te bir cesetle karşılaştım. Nebraska Eyalet Devriyesi’ne adli bilimci olarak katıldığım zaman.
- Çocukluğunuzda da meraklı mıydınız polisiye örgülere?
Hayır. Adli bilimci olduktan sonra başladım çalışmaya ve ilgilenmeye.
- Hilary Swank’ın başrolünde olduğu ‘Erkekler Ağlamaz’ filminin konusu üçlü bir cinayetti. Olay gerçekti. Hatta Swank, oradaki Teena Brandon rolüyle En İyi Kadın Oyuncu Oscarı’nı almıştı. O cinayeti siz çözdünüz değil mi?
Teena Brandon erkek olarak yaşayan genç bir kadındı. İki erkek arkadaşı bunu fark edince onu katletmişlerdi. Teena ile birlikte o anda evde olan başka iki kişiyi daha öldürdüler. Ama vakayı çözdüğümü söylemem doğru olmaz. Ben vücut sıvısı lekelerini analiz ettim ve tanıklığımı içeren bir kitap yazıldı. Film, o kitabın beyazperde uyarlaması.
- Tanıklığınız nasıl bir rol oynadı?
Olayda kullanılan silahların belirlenmesine yaradı. Ayrıca delillerin hangilerinin kurbanların vücut sıvılarını içerdiğini belirledi.
“Hiç vicdan azabı çekmedim”
- Teena, kendisine tecavüz eden iki kişiyi şikayet etti. Ama polis ilgilenmedi. Kısa süre sonra da o iki kişi, Teena’yı ve evdeki diğer iki kişiyi katletti. Bu sonuç, vicdan azabı çekmenize neden oldu mu?
Hayır. Teena’nın polise şikayet etmesinden sonra inceleme yapmıştım. Sonuçlarını da yasal mercilere bildirmiştim. O iki adamı tutuklayabilirlerdi. Ama polis geç davrandı ve aynı iki adam kısa süre sonra üç kişiyi öldürdü. Duygularımı işimden uzak tutmak ve tarafsız kalmak için elimden geleni yapıyorum. Sonuçları göndermekte gecikirsem ve bu sırada kurbana ya da şüpheliye bir şey olursa canım sıkılır. Neyse ki böyle bir durumda hiç kalmadım.
- Sizce kusursuz cinayet var mı?
Hayır. Sadece çözülmemiş ve kapanmayan vakalar vardır.
-Sizi bile şaşırtan, çok uğraştıran, içinden çıkılmaz bir vaka vardır mutlaka. Anlatır mısınız?
Beatrice Six olarak bilinen vaka ilginçtir. Beş kişilik bir grup, bir cinayet işlediklerini iddia etti. Hatta suçlu olduklarına dair kağıt imzaladılar. Aralarında altıncı bir kişinin daha olduğunu söylediler, aleyhine ifade bile verdiler. Ama altıncı kişi ifade vermeyi reddetti, “Suçsuzum” dedi. Altısı da hapse girdi ve neredeyse 20 yıl içerde kaldı. Benim hazırladığım rapor sayesinde hepsinin suçsuz olduğu anlaşıldı. Şiddet görüp tehdit edildikleri için suçu üstlenmişlerdi. Hepsi salıverildi.
“Masumları hapse göndermek beni korkutur”
-Yanlış karar verdiğiniz oldu mu?
Tüm raporlarım ve tanıklığım bilimsel veri analizine dayanır. Eminim ki ben de hata yapmışımdır. Raporumda veya tanıklığımda bir hata bulsaydım bunu rapor ederdim. Ben bir bilim insanıyım, yargılamayı kafama göre yapamam. Karar vermek jürinin, mahkumiyet de yargıcın işi.
-En çok ne korkutur sizi?
Raporlarda yanlış sonuçlar vermek veya masum insanların hapse gönderilmesi.
- Bir katili gözüne bakarak tanıyabilir misiniz? En belirgin özellikler nedir?
Tanıklık ederken asla kimseye bakmam. Ben sosyal bilimci değilim. Zaten kimsenin bakarak bir katili teşhis edebileceğine inanmam. Böyle bir konu genelleştirilmemeli. Tehlikeli olabilir.
“Sadece DNA’ya güvenemezsiniz”
- Amerikan kriminal laboratuarlarında DNA’nın delil olarak kullanılmasını sağlayan önderlerden birisiniz. Sizce DNA’ya nereye kadar güvenilebilir? DNA çok güçlü bir araçtır ama bir cinayeti çözmek için sadece DNA’ya güvenmemeli. Her tahkikat yap-bozun bir parçası gibidir ve mükemmel resmi oluşturmak için bu parçaların birbirine uyması gerekir.
- Parmak izinden insanlar asılıyor. Sadece bir parmak izi, cinayeti onun işlediğini kanıtlar mı? Teknolojinin tek belirleyebildiği; olay yerinde kimin olduğudur. Bu kadar. ‘Bu iz oraya nasıl gitti ve neden oradaydı’ gibi sorular ancak bilimsel yollarla açıklanabilir. Hiç kimse böyle bir kanıt buldu diye, parmak izi sahibinin suçu işlediğini iddia edemez. Şüphelinin parmak izinin neden orada bulunduğunun gayet masum bir açıklaması olabilir.
“Çocuklarınızı güvende tutun”
- Polis her an her yerde olamaz. Siz yaşadığımız çevreye karşı duyarlı, dikkatli olmamız konusunda neler önerirsiniz?
Suçu önlemek için, özellikle de kişisel vahşi suçları önlemek için, toplumun birlikte çalışması gerektiğini düşünüyorum. Aile üyelerinin birlikte olması ve ihtiyatlı davranması önemli. Mesela herkes; her an, nerede olduğuyla ilgili birbirlerine bilgi vermeli. Bir önerim daha var: Çocuklarınızı sevin ve onları güvende tutun.
- Çocuğunuz var mı? Onu nelere karşı dikkatli olması konusunda uyarıyorsunuz?
Çocuklarım artık büyüdü ama ben hala endişeliyim. Amerika’da çok sayıda katliam yapıldı, biliyorsunuz. Buna rağmen önlem alınmadı. Silah kullanımı çok yaygın.
- Günlük burç yorumları! Filiz Özkol yazdı: Yay, Koç, İkizler ve diğer burç yorumları
- 1 hafta boyunca için! 7 günde 7 kilo verdiriyor, aç kalmadan zayıflatıyor, kaşık kaşık yiyince yağları cayır cayır yakıyor
- Botoksa para dökmeye hiç gerek yok! Uyumadan 1 damla süren sabah 10 yaş gençleşiyor
- 40 yıllık yoğurtçunun sırrı! Taş gibi yoğurt yapmak için içerisine 15 adet ekleyin: Hem lezzetli hem şifalı, probiyotik etkisiyle vücuda iyi geliyor
- Kelle paçaya büyük rakip! Ruslar kaşık kaşık tüketiyor: Bağışıklığı çelik gibi güçlendiriyor, damar daralmasını önlüyor, lezzetli ve şifalı