'Takıntılı değil tutkulu aşığım'

Hem annesi hem babası İngiliz olmasına rağmen Türkiye’ye geldi ve oyunculuğa başladı. Şimdi ‘Merhamet’te oynuyor ve güzelliği kadar oyun gücüyle de adından söz ettiriyor. Form Sante Dergisi sordu, Yasemin Kay Allen cevapladı.

Oyunculuk serüveniniz nasıl başladı?

Küçüklüğümden beri film izlemekten çok hoşlanırım. Hayal dünyamda vakit geçirmeyi seviyordum, filmler de hayal dünyamı zenginleştiriyordu. Jim Carrey’nin hayranıyımdır.

Tabii oyuncu olan annemin de filmlerini izliyordum. Görsel sanatlar ilgimi çekti, önce kamera arkasına yöneldim. Okulda drama eğitimi de alıyordum. Okuldaki eğitmenlerim de teşvik edince oyunculuğa yöneldim.

Kamera arkasından vazgeçtiniz mi?

Düşünüyorum aslında. Kısa filmle başlayıp kendimi test etmek isterim. Ama bunun için erken.

Daha önce de dizilerde rol aldınız ama yıldızınız ‘Merhamet’ ile parladı, değil mi?

Bu dizide yan karakterleri daha boyutlu görüyoruz, sanırım onun etkisi var. Hikayeyi birden fazla karakter üzerine kurduğunuz zaman zenginlik oluyor.

Sizin canlandırdığınız Irmak nasıl biri?

Kendi halinde bir kızdı; işine gücüne giden, sevgilisi olan, başarılı... Sevgilisinin eski sevgilisi ortaya çıktı, başka insanlar müdahale etti, hırslarına yenik düştü. Irmak sorunlu olduğu için yanlış tepkiler vermeye başladı. Önümüzdeki sezon daha da kötü bir karakter olacak. Yine de seyirci onu anlıyor, sonuçta aldatılmış bir kadın.

Bir de sinema filminde rol alacaksınız. Anlatır mısınız?

Özcan Deniz’in yönettiği filmdeyim. Çekimleri devam ediyor, Türkiye bitti, Londra’da çalışacağız. Bu sene içinde vizyona girecek. Çok keyif alıyorum. Sinema oyunculuğu ayrı disiplin. Sinema oyunculuğunda iç enerjini hep yüksek tutmak zorundasın ve nokta atışı yapmalısın.

Özcan Deniz’le ilgili “Aradığı sarışını buldu” haberi çıktı.

Türkiye’de çok sarışın var aslında ama benim şansım oldu galiba. Bu başlık tabii ki ulaşmak istediğimiz noktayı sığlaştırıyor. Sadece saç rengim değil, yüzümün verdiği ifade de seçilmemde çok önemli.

‘Yedi tane kedim var’

Hayvanlarla aranızın iyi olduğunu biliyoruz.

10 kedimiz vardı. Biri öldü, ikisi kayboldu. Şu an yedi kediyle birlikte yaşıyoruz. Onlar, ailemizin parçası. Diyelim ki annemle tartıştık, havada gerginlik var; kedi geldiği anda ortam yumuşuyor.

İsimleri ne? Karıştırmıyor musunuz?

İsimlerini özelliklerine göre koyduk. Çok güzel olan birinin adı Pretty (sevimli). Diğerinin adı, tüyleri eldivene benzediği için Glove (eldiven). Hırlama sesi yüksek birine Rumble (gürültü), şişko olan diğerine Fat Tabby (şişman tekir) adını koyduk.

‘Haftada üç gün spor yapıyorum’

Yediklerinize dikkat ediyor olmalısınız.

Zaman bulamayıp zorlansam da spora mutlaka gidiyorum. Şu an 24 yaşındayım, metabolizmam hızlı çalıştığı için kilo sorunum yok. Buna rağmen yediğime ve içtiğime dikkat ederim. Abarttığım zaman telafi ediyorum. İleriye yatırım yapmak gerek.

Hangi sporları yapıyorsunuz?

Kişisel eğitmenle çalıştığım bir dönem oldu. Şimdi haftada üç gün spor salonuna gidiyorum, arada pilates yapıyorum. Farklı egzersiz türlerini yapmayı seviyorum.

Hep aynı egzersizleri yapınca vücut alışıyor, yağ yakmamaya başlıyor. Omuzlarımı genişletmek ve bacak kaslarımı çalıştırmak istiyorum, buna özel plan hazırladılar.

Kişisel bakımınızda nelere özen gösteriyorsunuz?

Su bazlı nemlendiriciler kullanıyor, cildimi temiz tutmaya özen gösterdiğim için haftada bir-iki kere peeling yapıyorum. Yüzümü soğuk suyla yıkarım ki gözenekler kapansın.

Saçım için argan yağı içeren bir ürün kullanıyorum ve sık şampuan değiştiriyorum. Çok beyaz tenliyim, güneşten her zaman korunmaya dikkat ederim. Avustralya’da yaşarken uzun süre güneş ışınlarına maruz kalmıştım, çillerim çıkmıştı.

‘Duygularımı dolu dolu yaşarım’

Avustralya gibi rahat bir ülkeden sonra Türkiye nasıl geldi size?

Orada üst düzey bir kişiyi bile parmak arası terlikle sokakta görebilirsiniz. İstanbul’a gelince insanların söylediği şeylere alınmamayı öğrendiğim için zorlanmadım.

Dizideki karakteriniz tutkulu. Siz nasıl bir aşıksınız?

Irmak, takıntılı bir aşık. Ben ise tutkulu bir insanım. Tüm duygularımı yüksek, dolu dolu yaşarım. Ama insanlara bu durumu belli etmiyorum, bu yüzden soğukmuşum gibi algılanıyorum.

İlişkilerde özgüvenin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Hepimizin zaafları olabilir, önemli olan birbirinin eksiğini tamamlayabilmek. Hem ben anlayışlı olmaya çalışıyorum hem bunu karşımdakinden bekliyorum.

Birlikte olduğum kişinin küçük, saçma espriler karşısında bile gülebilmesini isterim.

(17.08.2013 tarihli Cumartesi Postası ekinden alınmıştır.)