'Yeni albümüm ruhumun aynası'
'Aşkın en az bir kere girdiği kalp, başka hiçbir şeyi aşk sanmaz' diyor Keremcem. 'Aşk en güzel aptallık' diyor ardından
Eh, romantik şarkıların yakışıklı ve efendi sesi Keremcem’den de böylesi cümleler beklenirdi zaten. Adını verdiği yeni albümüyle başladık söyleşimize. Biraz hayattan, biraz yemekten, biraz ilk filminden, biraz Cimbom’dan dem vurduk. Hatta biraz İstanbul’dan da...
Röportaj: Çiğdem ÖZDEN
Yeni albümde ilham perileriyle aran nasıldı?
İyiydi, üretken bir dönem geçirdim. Albümdeki birkaç şarkı bana ait. Başkalarının ilham perileriyle ürettiği şarkıları da söylemeyi tercih ettim. Şarkı seçerken sözlerini içselleştirmem gerekiyor. Hepimiz aşka tek taraftan bakıyoruz. Aşka nereden bakarsanız bakın görünen şey, yine sadece aşk. Eğer bir aşk yaşandıysa ve gerçekse, ona inanmama ihtimaliniz yok. Aşkın en az bir kere girdiği kalp, başka hiçbir şeyi aşk sanmaz. Her yeni albüm yeni bir hikaye mi? Albümün bütünlüğü olmasına önem veriyor, onu bir hayat gibi düşünüyorum. O bütünü tamamlayacak şarkıları bir araya koyduğunuzda albümünüz seçilmiş şarkılardan oluşuyor. Her albüm; hayatımın bir bölümünü, farklılıklarımı, yeni keşfedişlerimi, duygu halimi anlatıyor aslında.
Peki dünya bu aralar sana nasıl görünüyor?
Hayat gibi, yeni şarkılarımdaki ben gibi, albüm kapağı gibi, bugünkü giyim tarzım gibi...
Senden “efendi” ve “yakışıklı” diye bahsedilmesinden bıkmadın mı? Efendi olmak, yakışıklılık kötü bir şey değil ama tek başına yeterli mi?
Mesela “Albüm kapağında niye takım elbiseli değilsin?” diyorlar, çünkü öyle hissettim. Hayatın getirdiklerine daha hoşgörüyle bakmaya, beni yönlendirmesine izin vererek yaşamaya başladım.
Yeni albümünü, ruhunu düzgün gösteren bir lunapark aynasına benzetiyorsun. Lunapark aynaları yamuk yumuk göstermez mi?
Benim de ruhum herkes gibi yaralı, düzgün olmayan yanları var. Bu albümse, ruhumu eğrisiyle doğrusuyla olduğu gibi gösteren bir ayna.
Albüme isim vermek zor mu oldu ki kendi adını verdin?
Adını sadece bir albümüne verebilirsin ve bu da adımı vermekten çekinmediğim, zevk aldığım bir albüm oldu. Albümle beni yan yana koyduğunda şu anki beni görebiliyorsun.
Yeni şarkıların ilk habercisi ‘Aptal Aşık’ oldu.
Albümü hazırlarken ortaya çıktı bu şarkı, beklemeden bir kliple paylaşmak istedik. Bu şarkıya çok inandım. Aşk en güzel aptallık. Aşık olup aptal olmamak mümkün değil. Sonra geriye baktığında anlıyorsun; ben bunu nasıl yapmışım, nasıl anlamamışım...
“Gezi olayları tatsızdı”
İlk kliple albümün çıkışının arası niye bu kadar uzun oldu?
Albüm daha erken çıkacaktı ama ülkemizde yaşanan tatsız olaylar yüzünden beklettik. Onları göz ardı etmiş gibi görünmemek için.
‘Tatsız olay’dan kastın Gezi direnişi mi?
Yaşanan şeyler tatsızdı sonuçta. Müzik böyle durumlarda biraz lüks gibi algılanıyor. Uluslararası ilişkiler okudum, dünyanın ve ülkenin durumunun dışında kalmak, farkında değilmiş gibi davranmak bana göre değil. Her tür şiddete karşıyım, daha fazla konuşmak gereksiz.
Uğruna şampiyonluk şarkısı yapacak kadar Galatasaray aşığı mısın?
Ailemde babam dahil takım tutan yok. Bense on senedir futbol seyretmeye bayılıyorum ama o fanatikliğe sahip olamıyorum. Galatasaray şampiyon olduğunda ‘Aptal Aşık’ın sözlerini stüdyoda hemen şampiyonluğa uyarladım, kaydettik. Galatasaray’a armağanımız oldu.
Şarkıdaki gibi “tam dişine göre taraftar” olmasan Cimbom’a şarkı yazmazdın.
Değilim ama Galatasaraylıların, tam takımlarının dişine göre taraftarlar olduğunu gördüm. Kayıtta gerçek tribünden taraftarlar vardı, biri de menajerim Mustafa’ydı. Hakikaten şiddet içermeyen o taraftarlığa, heyecana ve aidiyet duygusuna çok özeniyorum. Bu şampiyona yapılmış bir şarkı, bir hediye. Fenerbahçe şampiyon olsa onun için de yapardım.
Senin için sahne nasıl bir adrenalin?
Müziğin iki er meydanı var; sahne ve albüm. Albümde bir şarkıyı ne kadar güzel okursanız okuyun, sahnede aynı duyguyu yaşatamazsanız kimse ona inanmaz.
“Arkadaş olmadan sevgili olamıyorum”
Yeni albüm, TV programı, film, dizi... Bunca koşturmacada oyuncu Seda Güven’le ilişkiniz nasıl gidiyor?
Aşk kendine yer açıyor! Güzel bir ilişki, sürüyor. Biz önce arkadaştık, ‘Merhaba Hayat’ dizisinde beraber oynuyorduk. ‘İksir’de de öyle. Güzel ve uzun sürer ilişkilerim ama hep arkadaşlıkla başlamıştır. Tanımadan bir şey yaşayamıyorum. Önce arkadaş olacağım, oturup konuşmaktan keyif alacağım.
Peki biten ilişkiler neden bitti?
İlişki iki kişi tarafından yaşanıyor. Çıkışında olduğu gibi inişindeki davranışınız, birbirinize yaklaşımınız önemli bence. Doğru etkileşim inişte de varsa her şeyi o belirliyor; süresini, derinliğini...
Evlilik yok mu aklında?
En kurgulamadığım dönemdeyim. Bir gün evlenebilirim, bu düşünceye kapalı değilim. Doğru zamanda, doğru yerde, doğru kişiyle her şey olur. Kalbinizi temiz tuttuktan sonra hayat her şeyi getiriyor.
"Romantik karakterlerden şikayetçi değilim"
Geçen sezon ‘Akustik Söyleşi’ adlı televizyon programını yaptın. Bu yıl kaldığı yerden devam mı?
Evet. İnanılmaz keyif alıyorum, bana çok şey kattı program. Moderatörlüğün, konukları ağırlamanın, gerçekten merak etmenin ne demek olduğunu anladım. Sanat, spor, iş dünyasından konuklar ağırladım ve çokça yeni dostluklar kazandım.
Bu yıl bir dizide izleyecek miyiz seni?
Aynı şirketin iki dizisi üzerine konuşuyoruz, netleşmedi. Biri farklı karakter olduğu için beni daha çok heyecanlandırıyor. Bana yapışan karakterler zengin, romantik ama bundan çok şikayetçi değilim.
Oyunculuk için destek aldın mı?
Tabii. Hiç aklımda yokken deli cesaretiyle girdim oyunculuğa. Hocam, aynı zamanda da oyunculuk koçum. Bu yaz çektiğimiz ‘İksir’ isimli film için rol bazlı çalışma yapmıştık mesela.
İlk sinema filmin ‘İksir’i ne zaman izleyeceğiz?
Önümüzdeki sene. Türkiye’nin hem yarı animasyon hem de gerçek mekanlarda çekilen ilk sinema filmi. Animasyon sahneler; olmayan karakterlerle konuşmamız, onlarla eğlenmemiz gerektiği için biraz zordu. Kerem Güney isminde bir popstarı canlandırıyorum. Hayvanlarla konuşabilen biri...
“Şöhreti sindirdim”
Şöhretin nesi tatlı, nesi tatsız?
İlk albümüm çıktığında 26 yaşındaydım, ergen dönemim geçmişti. Şöhretin hayatımı nasıl etkileyeceğini ayırt edebilecek yaştaydım. Bunca yıldan sonra şöhrete alıştım, hatta sindirdim. Sadece şöhreti değil, aşkı, ayrılığı, üzüntüleri de sindirmeyi seviyorum.
Yemek yapmayı da seviyorsun. En iyi yaptığın yemek?
Malzemeleri uydurmayı seviyorum daha ziyade. Güzel yemek yemeyi çok severim. Güzel yemek yapan kadına da bayılırım. Kalbim biraz midemdedir!.. Koku ve lezzet duygum gelişmiştir. Her şeyin kokusu özel.
Peki sence İstanbul’un kokusu nasıl? Müthiş bir şehir değil mi?
Benim için İstanbul lezzet, güzellik ve koku demek. İstanbul, Boğaz kokuyor. Deniz kokusuyla karıştırma ama.
(28.09.2013 tarihli Cumartesi Postası ekinden alınmıştır.)
- 1 hafta boyunca için! 7 günde 7 kilo verdiriyor, aç kalmadan zayıflatıyor, kaşık kaşık yiyince yağları cayır cayır yakıyor
- Botoksa para dökmeye hiç gerek yok! Uyumadan 1 damla süren sabah 10 yaş gençleşiyor
- 40 yıllık yoğurtçunun sırrı! Taş gibi yoğurt yapmak için içerisine 15 adet ekleyin: Hem lezzetli hem şifalı, probiyotik etkisiyle vücuda iyi geliyor
- Kelle paçaya büyük rakip! Ruslar kaşık kaşık tüketiyor: Bağışıklığı çelik gibi güçlendiriyor, damar daralmasını önlüyor, lezzetli ve şifalı
- Kadir Ezildi tarifini verdi! Yağmura çamura meydan okuyor: Temizlik suyuna 1 çay bardağı ekleyin