Hak aramayı bırakırsak yanlışları normalleştiririz
Şöhreti Türkiye sınırlarını aşan bir oyuncu. Özel hayatında çekingen ve utangaç olduğunu söylüyor, ’35 yaşındayım, hâlâ atamadım o mahcubiyeti’ diyor ama işini yaparken deyim yerindeyse meydan okuyor. Bunu da kamera önünde kendi kimliğinden sıyrılmasına bağlıyor. ‘Yalan’ dizisinde adalet arayan Savcı Yaman rolüyle izlediğimiz Gökberk Demirci’yle buluştuk.
Oya Çınar Röportajı
Yalan’ dizisinde Savcı Yaman olarak ekrandasınız. Yaman’la aranız nasıl? Canlandırması keyifli mi?
Ben daha senaryoyu okurken, hikayenin kafamda canlanmasını seviyorum. Her karakterde ya da hikayede bu olmuyor maalesef. Beni Yaman’a ısıtan şey de o en başta gözümde canlanma kısmıydı. Bu da karakterin gerçekliğiyle ilgili bence. İnandım yani Yaman’a.
Adalet her dönem sorgulaması yapılan bir kavram. Sizin adalet anlayışınız ne?
Tanımlaması zor ama elimden geldiğince her konuda, hem çevreme hem kendime karşı adaletli olmaya çalışan biriyim. Tabir yerindeyse her şey olması gerektiği gibiyse orada adalet vardır. Haklı olanı ve haksız olanı ayırt ettiğinizde zaten adalet sağlanır. Ben böyle yorumluyorum.
O an haksızlık yaptığınızı sonradan fark ettiğiniz durumlar olur mu?
Çok kontrollü biriyim ben. O yüzden çok olmuyor bu. Genelde üç kere düşünüp bir hareket eden bir insanım. Herhangi bir durumda kendi doğrularımı değil ortak doğruları öncelerim. Kendime yontmam yani olayları, durumları.
Bazen kendi adaletini arama konusunda bile insanlarda bir bezginlik olabiliyor. “Amaan, kim uğraşacak?” deyip hakkından vazgeçen insanlar tanıyorum. Siz bu konuda nasılsınız?
Öyle dönemlerden geçtim ama şu an hiç o noktada değilim. Eskiden haklı olduğum konularda ‘aman yanlış anlaşılmayayım, bunu yaparsam şöyle düşünürler’ gibi bir bakışla hareket ettiğim olurdu. Artık biliyorum ki sen ne yaparsan yap insanlar yine sadece inanmak istediğine inanacak, görmek istediğini görecek. ‘Boş ver, uğraşmayalım’ dediğimiz her noktada aslında o yanlışı normalleştiriyoruz farkında olmadan.
İNSANLAR BENİ KARDEŞİ KUZENİ GİBİ SEVİYOR
Sosyal medyada ciddi bir takipçiniz var ama her ünlü oyuncu o derece takip edilmiyor. Sizce insanların sizde gördükleri o alameti farika ne?
O kadar ucu açık bir konu ki bu, şudur diyeceğim çok net bir açıklaması yok ama bunun farkındayım ve tabii ki çok onore edici. Çok sevildiğimi hissediyorum. Gerçekten sanki birinin kuzeniyim, birinin arkadaşıyım… Yüz yüze karşılaştığımızda da bunu hissettiriyorlar. Çok mutluyum o yüzden.
Tam aksini, linç kısmını da yaşadığınız oluyor mu?
O da var, olmaz mı! İlk bakışta hayranınız zannettiğiniz kişiler bazen öyle şeyler yazabiliyor ki ve tamamen durduk yere. Ben, ölmüş anneme laf edildiğini bile biliyorum. Anlamak imkansız gerçekten. Nasıl bir psikolojiyle gerçekte hiç tanımadığınız bir insan için bu derece amacını aşan yorumlar yapabilirsiniz mesela? Çok tuhaf.
Bazen biriyle sevgili olup ayrıldığınızda bu kez karşı tarafın fanlarının gazabına uğradığınız da oluyor galiba?
Tabii canım, gerçekten neler neler… (Gülüyor) O yüzden sosyal medyayla mesafemi de hep korumaya çalışıyorum çünkü gerçekten sırf kötülük yaymak için bununla uğraşanlar var. Eskiden daha çok etkileniyordum. Şimdi artık bunun önünü almanın neredeyse imkansız olduğunun farkındayım. O yüzden sağlık olsun deyip geçiyorum.
Dış görüntünüzü biraz sert, hatta hafif maço bulanlar var. Var mıdır maço özellikleriniz?
Maalesef bu algının farkındayım, özellikle yeni bir işe başladığımda çok hissediyorum onu. Setteki arkadaşlarımdan da duyuyorum ama iki dakika geçince hemen kırılıyor o genelde. Aksine, benim çocuk ruhlu bir tarafım da vardır. O belki biraz fiziksel özelliklerimin ya da oynadığım karakterlerin yarattığı bir yanılsama sanırım.
GERÇEK HAYATIMDA ÇEKİNGEN VE UTANGACIM
Dizide oyuncuların duygularında sık sık gelgitler oluyor. Siz, Gökberk olarak duygunuzu nasıl tarif edersiniz?
Ben çok netimdir genelde. Tabii ki üzerine düşündüğüm şeyler olur ama gelgit olarak yansıtmam bunu karşımdakine.
Yılmaz Erdoğan’dan ‘oyunculuk, utangaç insanın intikamıdır aslında’ diye bir cümle duydum. Çok ilgimi çekti. Katıldığınız bir ifade mi?
Çok doğru bir tespit bence. Kendi adıma düşününce özellikle, ben 35 yaşındayım ve hâlâ kıramadım onu. Gerçek hayatımda çekingenimdir ama mesleğimi icra ederken orada bana dair bir şey kalmıyor. İlk anda ilginç buluyoruz bunu ama bir doktorun utangaç olmasından farkı yok. Ona insanlık hali deyip geçiyoruz. Oyunculuğa yüklenen anlamla ilgili galiba.
AŞIK OLDUĞUMDA RUHUM GÜZELLEŞİR
Motivasyon ya da ilham kaynağı deyince birçok insandan aşk cevabını alıyorum. Aşkın sizdeki yansıması ne? Sizi başka bir insan haline getirir mi mesela?
Karakter olarak bir değişiklik yaratmaz, başka biri olmam ama elbette bende de değişiklikler olur. Hayatıma aşk dahil olduğunda renkler daha belirginleşir mesela. Yüzümde o sebepsiz gülümsemeyi hissederim. Ruhumun güzelleştiğini hissederim.
Onun bir süresi var mı peki? Bu söyledikleriniz çok kısa süre yaşanıyor sanki?
Bakış açısıyla alakalı, artık aşk da o kadar farklı yorumlanan bir şey haline geldi ki… Herkesin aşk ve ilişki anlayışına bağlı. O süreyi de bence o iki kişi belirliyor.
Romantik bulur musunuz kendinizi?
Romantik olduğumu söylerler.
Antikaya özel bir merakınız olduğunu öğrendim. Nereden geliyor?
En azından benim bildiğim direkt bir sebebi yok ama beş yıl önce annemi kaybettim. Onun vefatından sonra başladığını söyleyebilirim. Önceleri tamamen hobi gibiydi ama ilgilendikçe merakım arttı. Merakım arttıkça daha çok bilgi sahibi oldum ve daha anlam kazandı. Zamanla bir tutkuya döndü benim için.
...KISA KISA…
Bir özelliğinizi değiştirme şansınız olsa, neyi değiştirirdiniz?
Çekingenliğimi. Daha rahat, hatta bazen daha kolay boş verebilen bir insan olmak isterdim.
Uyandığınızda eliniz ilk neye gider?
Köpeğim yanımdaysa önce onunla ‘günaydın’laşırım. Telefona en az iki saat dokunmam, o gün özel bir durum yoksa. Kahvemi yapar, kitabımı okurum. Sabah ritüelim genelde böyle.
Kendinize bir iltifat etseniz ne söylersiniz?
Kendi değerimin farkında olmak derim. Herkese de önce bunu görmesini tavsiye ederim. Etrafa verdiğin değer de önce kendinle başlar bence.
İyi bir erkek yalanı?
Çok güzelsin.
İyi bir kadın yalanı?
Hep dürüst kadınlarla çevrili etrafım galiba (Gülüyor). Bir şey gelmedi aklıma.
- Deneyenler komşusuna bile öneriyor! Karaciğeri temizleyip karnı dümdüz yapıyor, şipşak hazırlanıyor: Yağları yaktırıp kalori açığı yaratıyor
- 1 parça eklemek yetiyor! Turşunun ömrünü uzatıp kütür kütür olmasını sağlıyor, sebzelerin erimesini engelliyor!
- Türk çipurası Yunan çipurasını solda sıfır bıraktı! Tanesi 170 TL: Bağışıklık sistemini güçlendiriyor, omega üç depolarını dolduruyor
- Magnezyum ve potasyum depolarını fullüyor! Kemikleri betona çevirip kabızlığı tarihe gömüyor, C vitamini kralı!
- Kilosu 25 TL'den satılıyor: Bağırsakları makine gibi çalıştırıp vücudu C vitamini ve demire boğuyor