Hayvanlar öldürülürken aşk acısı çok boş geliyor
Onu hep çok güzel, hep zarif, hep ‘kendi yolunda’ bulmuşumdur. Tuhaf polemiklere girmez, gereksiz yere hiç sesini yükseltmez, mütemadiyen güzel şarkılarını söyler ve parıldar! İlk kez sesinin bu kadar isyanla ve deyim yerindeyse 10 kaplan gücünde çıktığını gördüm. Meğerse konunun doğaya, hayvanlara, dünyada yaşanan türlü haksızlıklara gelmesi gerekiyormuş. Yeni şarkısı ‘Yıllar Sonra’ vesilesiyle buluştuk ama sohbetimiz müziğin dışına taştı tabii.
Oya Çınar Röportajı
Yeni şarkınız ‘Yıllar Sonra’yla yaza çok duygusal bir selam verdiniz. Yazın herkes ‘eller havaya’ modu kovalarken neden böyle bir şarkı?
‘Yıllar Sonra’ çok romantik bir aşk şarkısı. Yazın da, kıpır kıpır aşkların olduğu bir dönem olduğu için, hepimizin iç dünyasına çok hitap edeceğini düşündüm.
Artık aşka da aşk acısına da gülüp geçenler, komik bulanlar var. Siz hâlâ eski aşklar gibi aşklara inanıyor musunuz?
Aşk acısı, herkesin yaşadığı ve yaşaması gereken bir duygu. Komik bulanlara bir anlam veremiyorum. Hayatımızı renklendiren en önemli duygu. Sonsuz aşk olmadığı için, elbette bir gün acısı olacak. Biz de gerçek hayattaki hikayeleri anlattığımız için, şarkılarla aşkı anlatıyoruz. Eski aşklara inanmak istiyorum ben.
Biten ilişkinin ardından yas tutuyor musunuz mesela?
Eskiden yasın da yasını tutardım. (Gülüyor) Şimdi o günlere gülüyorum… Ne kadar saçma vakit harcamışım diye düşünüyorum. Elbette ki ayrılıklar üzücü ancak bu olgunlukla yas tutacak kadar birini önemseyeceğimi düşünmüyorum. Hayatta çok daha önemli konular var üzülmemiz gereken. Katledilen doğa gibi, katledilen hayvanlar gibi… Bu tür konular boş geliyor bana.
Özel hayatınızla bir kez bile gündeme geldiğinizi hatırlamıyorum. Bu bir seçim mi?
Aslında hayat tercihlerinizle ilgili; göz önünde yaşamak, ikili ilişkiler üzerinden başkalarının yorumlarıyla gündeme gelmek çok hoşuma giden konular değil. Bu konuları yakın çevremle bile sınırlı ölçüde paylaşırım… Ayrıca işimin yeterince haber değeri olduğunu düşünüyorum. En azından beni mutlu edecek ölçüde.
SİGARA İÇENE SAYGI DUYAMAM
Geçen hafta sizi sahilde çöp toplarken gördüm. Görünürde hepimiz bu konularda hassasız ama bunu yapan az insana denk geliyoruz…
Her sabah altıda uyanıp yürüyüş yapıyorum ve hemen hemen her gün o plastikleri, cam şişeleri topluyorum. Yangınlara sebep olan, denizlerdeki hayvanları zehirleyen bu çöplerden ama en çok da sigara izmaritlerinden tiksiniyorum. Doğada en zor çözülebilen atıkların plastik ve sigara izmariti olduğunu bilseler, bu kadar fütursuzca sağa sola fırlatabilirler miydi, bilmiyorum. Sigara içen insanların, kendisini sevmediğini, dolayısıyla hayatta hiç kimseyi, yaşadıkları dünyayı da sevmediklerini sevemeyeceklerini düşünüyorum… Kendine bunu yapan birisine saygı duymam. Bilerek bir insan kendini nasıl zehirleyebilir? Haberlerde görmüştüm, adamın birinin bacağını kesmişler, hâlâ sigara içiyor. Bu sağlıklı bir ruh hali olamaz!
Eskiden, “Ne olacak bu memleketin hali?” denirken artık, “Ne olacak dünyanın bu hali?” moduna geçtik. Gündeme bakınca ne hissediyorsunuz?
Öyle çok konu var ki… Dün akşam bir balina belgeseli izledim. Kilolarca plastik çıktı karnından ve insanların bunları izleyip, görüp bu kadar duyarsızca yaşamalarına tahammülsüzüm. Dünyaya bakarsanız da savaş, ölen insanlar, çocuklar, kadınlar, adamlar… Yok olan binlerce hayat! Haber izleyemiyorum artık, psikolojim kaldırmıyor. Rahatsızlık duyduğum konular her gün değişiyor ve her gün artıyor, çok üzücü…
ROMANTİKLER SANDIĞIMDAN ÇOKMUŞ HÂLÂ
Şarkıya dönüşlerden memnun musunuz?
Çok mutluyum, çoğu müzik otoritesi olan insanlardan ne kadar güzel bir şarkı olduğuna dair yorumlar alıyorum, bu da beni çok mutlu ediyor. İnanılmaz çokmuş hâlâ azılı romantikler… Düşündüğümden de çokmuş. Bu arada şarkının 90’lar havası olduğu için, insanlar çok sıcak, kendine çok yakın buldu. Hepimiz 90’larla olan bağımızı bir türlü koparamıyoruz, sanırım biraz bununla da ilgili şarkımın çok sevilmesi.
Genel olarak nasıl hissediyorsunuz? Nasıl bir döneminizdesiniz?
Son günlerde çok inişli çıkışlı bir ruh halindeyim hepimiz gibi. Ülkede yaşananlar, dünyadaki savaşlar, sokakta herkesin mutsuz olması, ekonomik kriz, hayvanlarla ilgili yasa ve daha saymakla bitiremeyeceğim birçok konuyla ilgili herkes mutsuz. Eskiden bir iş yaptığımda çok mutlu hissederdim ama bazen yaşanan olaylardan ötürü sevinmeye bile utanıyorum. Ne kadar acı ki sokakta yüzü gülen insan görmemiz çok zorlaştı. Ve bunların gölgesinde sanatla uğraşmak dünyanın en zor işi…
ETRAFIMDAKİ HERKESİN GÜZEL OLMASINI İSTERİM
Sizin hiç değişmeyen model vücudunuza ne demeli? Demek çok dikkat ediyorsunuz gerçekten?
Genetik konusunda çok şanslıyım ancak bunun için çok emek veriyorum. Her gün sabah altıda kalkıp yürüyüş yapıyorum. Her gün 10.000 adım atmak için uğraşıyorum. Ayrıca bir süredir de sağlıklı beslenmek adına bir diyetisyenle çalışıyorum. Kilo benim hayattaki en büyük takıntılarımdan birisi. Hiçbir zaman kilo sorunum olmadı ancak olursa diye hep tetikteyim. Estetik kaygılarım elbette var. Sahneye çıktığım için dikkatliyim. Ancak bu işi yapmasam da yine böyle bir kadın olurdum. Ben hayata güzel bakarım ve her şeyi, herkesi, başta kendimi, güzel görmek isterim. Arkadaşlarıma da sürekli makyaj yapmasını, saçını fönletmesini, bakımlı olmasını söyler, uyarırım… Etrafımdaki herkes güzel olsun isterim.
BÜYÜK KONUŞUYORUM 20 YAŞ FARK DA ÇOK FAZLA...
Büyük yaş farkları ilişkileri nasıl etkiliyor sizce? İlişkilerde yaş farkını önemsiyor musunuz?
Ben yaşıtım biriyle olmayı tercih ederim, hayata aynı olgunlukla bakabileceğim, sohbet edebileceğim bir insanla olmak isterim ama aşk işin içine hesaplar girerek yaşanan bir duygu değil. O yüzden, büyük konuşmamak lazım.
Mesela sizi kendinizden 15-20 yaş küçük ya da büyük biriyle görebilir miyiz?
20 mi? Galiba büyük konuşacağım. (Gülüyor) Hiç sanmıyorum.
BİR KİLO ALSAM HAYATIM DURUR KARŞIMDAKİNDEN DE AYNI ÖZENİ BEKLERİM
Sizce nasıl biriyle asla olmaz?
Ukala, merhametsiz, sevgisiz, sevgisini göstermeyi bilmeyen, küstah bir insanla asla olamam.
Fiziksel kriterleriniz var mı? Mesela ‘kel erkek seksi olur’ diyenler, ‘göbekli adam güven veriyor’ diyenler var…
Bu kriterler bana hiç uymaz. Ben, kendime çok iyi bakan bir insanım. Spor yaparım, diyet yaparım. 1 kg alsam, hayatım durur. Birlikte olacağım insan da kendine aynı özeni göstermeli!
- Günlük burç yorumları! Filiz Özkol yazdı: Başak, Akrep, Balık ve diğer burç yorumları
- İncirin üstüne 1 bardak ekleyin! Aç karnına içen 100 yaşına kadar yaşıyor: Kemikleri beton gibi yapıyor, kolesterol seviyelerini yere çakıyor, iç organları da temizliyor
- Kilosu 5 TL'ye düştü! Kapış kapış satılıyor: Kolesterolü yere çakıyor, yağları cayır cayır yakıp kemikleri beton gibi yapıyor
- Nasırın kökünü kurutuyor! Mantar ve egzamayı 1 günde geçiriyor, 10 dakika bekletince ayakları pamuk gibi yapıyor, sadece 2 malzemeyle yapılıyor
- Kahvaltıda kaşık kaşık yiyin! Kilosu 125 TL: Doğadaki en güçlü antioksidan, yağlanmış karaciğeri yeniden doğmuş gibi yapıyor!