Haz peşinde koşmuyorum sakinleştim
Gürgen Öz, her zaman yüzümüzü güldüren isimlerden. Şimdiye kadar daha çok komedi işlerinde izledik onu ama “Ben komedyen değilim, oyuncuyum” diyor. Kendi kitabından uyarladığı ‘Kötü Bir Gün’le tiyatro sahnesinde. Merakla beklenen ‘Esas Oğlan’ dizisinde de çok sürpriz bir karakterle ekranda. Diyor ki: Tatlı bir olgunluk dönemindeyim; tam kıvama geldim.
Oya Çınar / Fotoğraflar: Ozan GÜZELCE
Sizi ekranda görmek hep çok güzel. Fragmanda, o kısacık anda bile kahkaha attım. ‘Esas Oğlan’ son günlerin en merakla beklenen dizilerinden biriydi. Seyirciyi tam olarak ne bekliyor?
Teşekkür ederim. ‘Esas Oğlan’, kadınların gözünden günümüz ilişkilerini sorguluyor. Kalbi kırık iki kadının, çeşitli adaylarla sürekli date’e çıkıp, doğru insanı arama macerasını işliyor temelde. Tabii bu buluşmalarda işler pek beklenen şekilde gitmiyor. Her seferinde sonu bir hüsran oluyor, senaryo da bunu trajikomik bir yerden ele alıyor.
Alex, nasıl bir karakter?
Alman bir tiyatro yönetmeni, o yüzden aksan çalışmam gerekiyordu. Haliyle bu bana çalışmak, kendimi kurcalamak için de imkan tanıyan bir rol oldu. Eşim Emily Alman. Ona sürekli evde Alman aksanıyla Türkçe konuşturdum. Onları kaydedip üzerine çalıştım. Oyuncular çok iyi, senaryo güzel, BKM ile çalışmak her zaman keyifli. Haliyle hepsi bir araya gelince ortaya lezzetli bir iş çıktı.
Seda Bakan ve Hadise’yle birliktesiniz. Onlarla çalışmak da epey eğlenceli olmuşa benziyor…
Kesinlikle öyle. Biz Seda’yla yıllar önce ‘Zaman Makinesi 1973’te oynamıştık, şimdi bunca zaman sonra bir araya gelmek ikimizi de mutlu etti. Hadise’nin enerjisi de çok güzel ve pozitif. Zaten onu da fragmanda kısacık bir anda bile görünce nasıl iyi iş çıkardığını hissediyorsunuz.
Sanki bir süre kendinizi bilinçli olarak ekrandan çektiniz, doğru mu?
Tam öyle değil aslında. Ben insanların gözünde ağırlıklı olarak komedi oyuncusu gibi kodlu olduğum için ve süreçte artık eskisi kadar komedi işi yapılmadığı için biraz böyle bir boşluk oluştu. Eskiden her kanalda komedi içeriği olurdu, aile komedileri olurdu. Tabii çok güzel işler de yapılıyor ama yüzde beşlik bir kısım. Bir de süreçte benim ritmim, kendimle ve hayatla ilişkim de değişti.
ARTIK ANTİ KAHRAMANLARI OYNAMAYI DAHA ÇOK İSTİYORUM
Bu değişimde baba olmanızın etkisi var mı?
Muhakkak var. Şimdi artık onlar büyüdüğünde beni biraz daha hikayelerin içinde görsünler istiyorum. Kendi içimde daha yavaşladım. Biraz yaşla da ilgili tabii. Artık yüzüme bakınca daha dramatik karakterlere bürünebildiğimi görüyorum. Şu bir gerçek; komedinin daha patlayıcı bir gücü var. Gençken, o enerjideyken ben hep o patlamanın peşindeydim. Şimdi hiç oralarda değilim. Yemeği yavaş yavaş yiyip lezzetini çıkarmak istediğim bir ruh haline geçtim. Bu yüzden anti karakterler daha çok ilgimi çeker oldu.
Siz hiç stand up için sahneye çıkmadınız değil mi?
Hayır, bu yüzden zaten altını çiziyorum, ben komedyen değilim, aktörüm. Biri birinden iyi anlamında söylemiyorum bunu. İkisinin lezzeti de farklı.
KAHRAMAN OLMAK GİBİ BİR MİSYONUM YOK
Sizi bazıları hep sivri buldu. Muhalif bulanlar da var. Bunu neye bağlıyorsunuz?
Bu hem bir karakter özelliği, hem biraz benim hayatı algılayışımla ve komediye bakışımla da alakalı. Misal, beş yıla yakın süre sosyal medyada, taşlama dediğimiz tarzda içerikler paylaştım. Tamamen sosyolojik durumları komik bir yerden ele aldım. Benim komediye bakışım da bu çünkü. “Bakın işte burada bu var” demeli. Bir şeyleri işaret etmeli. Ama süreçte Türkiye o kadar politize oldu ki artık onu da bıraktım çünkü yaptığınız şey asıl amacına hizmet etmez hale geliyor bu durumda. Bunu sahnede yaptığınız zaman yerini buluyor ama sosyal medya gerçekten tuhaf bir yere dönüşmüş halde.
Kendinizi cesur buluyor musunuz?
Bazen evet, bazen hayır. Bazen kaçmışım… Konfora alıştırmışım kendimi, bazen tam tersi üstüne gitmişim, kimsenin göze almadığı şeyi yapmışım. Bazen herkesin göze aldığı şeylerden ben kaçınmışım. Hayat gibi aslında. Hepimiz biraz böyle değil miyiz?
Defolarınız var mı?
Çok vardı, yonttum. Şu an kendimle gerçekten iyi bir kontak halindeyim. Profesyonellik de budur zaten. Bu noktaya gelmektir. Zihnimi güzel eğittim. Şöhrete alışmak ve onu doğru bir şekilde yönetmek zaman alıyor. Herkesin süreci farklıdır ama şöhret olmakla, profesyonel olmak arasında büyük farklar var. Benim de bunu zihnimde oturtmam zaman aldı ama şu anki disiplinimle ilgili çok mutluyum.
OLGUNLAŞTIM TAM KIVAMA GELDİM
Yolculuğunuzun en baskın duygusu ne?
Sakinleşmem diyebilirim. Daha ayakları yere basan, hayatla ve kendiyle barışık, tatlı bir olgunluk yaşıyorum. Bu halim huzur veriyor. Ben hep bunun peşindeymişim meğer. Mesleğimde daha dramaların peşine düşmem de bununla alakalı. Bu noktaya gelince haz peşinde koşmuyorsunuz.
Çoğu insan hayatta en çok bunu kovalıyor…
Hazdan vazgeçelim demiyorum zaten ama onun esiri olmayalım. Şahsi olarak daha popüler olmak, daha çok para kazanmak gibi heveslerim yok. Daha özgür bir yerden bakıyorum artık. Tam kıvama geldim anlayacağınız.
KISA KISA…
Sabırlı mısınız yoksa ‘her şey hemen olsun’ diyenlerden mi?
Artık sabırlı olmayı öğrendim, eskiden çok sabırsızdım.
Size çok geri zekalıca gelen bir davranış şekli?
Gösteriş kültürünün esiri davranışlar.
En çabuk neye sinirlenirsiniz?
Sokakta kural tanımaz insan çok fazla artık, bu beni gerçekten sinirlendiriyor.
En masum küfrünüz ne?
Allah kahretsin!
İyi bir kadın yalanı?
Mesajını görmemişim.
İyi bir erkek yalanı?
Mesajını görmemişim.
Başlayınca durması zor olan bir şey?
İyi bir cheesecake.
- Günlük burç yorumları! Filiz Özkol yazdı: Başak, Akrep, Balık ve diğer burç yorumları
- İncirin üstüne 1 bardak ekleyin! Aç karnına içen 100 yaşına kadar yaşıyor: Kemikleri beton gibi yapıyor, kolesterol seviyelerini yere çakıyor, iç organları da temizliyor
- Kilosu 5 TL'ye düştü! Kapış kapış satılıyor: Kolesterolü yere çakıyor, yağları cayır cayır yakıp kemikleri beton gibi yapıyor
- Nasırın kökünü kurutuyor! Mantar ve egzamayı 1 günde geçiriyor, 10 dakika bekletince ayakları pamuk gibi yapıyor, sadece 2 malzemeyle yapılıyor
- Kahvaltıda kaşık kaşık yiyin! Kilosu 125 TL: Doğadaki en güçlü antioksidan, yağlanmış karaciğeri yeniden doğmuş gibi yapıyor!