Helin Kandemir: Temizlik takıntım yorucu boyutta

Oyuncu Helin Kandemir, tam bir temizlik hastası olduğunu söylüyor. Kandemir, "Bir yere gidilmesi gerekiyorsa ve hazırlanmam için bir saate ihtiyacım varsa iki saat derim. Çünkü çıkmadan önce mutlaka evimi temizlemem gerekiyor. Bu da sadece zaman ve enerji kaybı" diyor.
Oya Çınar röportajı / Fotoğraflar: EGE İŞLEK
Çocuk yaşlardan beri ekranda. 2019’da ‘Kız Kardeşler’ filmiyle En İyi Kadın Oyuncu ödülünü kucakladı. 20 yaşında ama çok daha uzun sürmüş bir yolculuğu var sanki. Ne istediğini de ne istemediğini de çok iyi bilen bir hali var. Şu sıra Sümbül karakteriyle hayranlık uyandıran bir performans sergiliyor. Helin Kandemir’le biraz Sümbül’ün biraz da Helin’in dünyasında gezindik.
SAHİP OLDUĞUM HER ŞEYDE TIRNAK İZİM VAR BEN MÜCADELEYİ SEVERİM
Helin, 20 yaşındasın ve takdir edilesi bir kariyerin var. Az zamanda çok iş başarmışsın resmen. Sen de böyle hissediyor musun?
Çok teşekkür ederim, çok mutlu oldum… Belli başlı insanlarla yollarım kesişmeseydi ya da ben o kesişmeleri iyi değerlendiremeseydim böyle olmazdı. Bu hikayeden bir parça eksildiğinde bile bir sürü şey bambaşka oluyor ve ben var olan hikayeyle çok mutluyum. Yenileri için de heyecan doluyum.
MÜKEMMELİYETÇİLİK YÜZÜNDEN KENDİ KALBİMİ ÇOK KIRDIM
Çocuk oyuncu olarak tanışmışsın ekranlarla. Bu seni çok zorladı mı?
Artısı da eksisi de çok hissedildi hayatımda. Ama şimdi yirmili yaşlarımın başında, bu deneyimin beni mesleğin o tutarsız, şaşalı rüzgarlarından ya da sarp yerlerinden koruduğunu düşünüyorum.
Çok erken alınan sorumluluk hissi bugünkü Helin’e nasıl yansıyor?
Bir şeyleri doğru yapmakla ilgili bir panik hissi oluştu bende. Doğru saatte sete giden, ezberini yapan, düzenli çalışan bir kız çocuğundan yetişkin bir kadına dönerken, tam o dönüş evresinde yapılan hatalara tahammülüm çok düşük. Helin’in kalbini çok kırdım bu mükemmeliyetçilik yüzünden.
Çok çalışkan, dakik, sorumluluk duygusu yüksek… Bunları yan yana koyunca bazılarına çok sıkıcı bir insan hissi geçebilir…
Genel olarak hayatı yaşamaktan her an çok keyif alan biriyim. Aksine, çok sıkıcı bir anı bile kendim ve çevrem için keyifli bir hale getirmeyi seviyorum. Ama programım dağınık ve düzensizse enerjimi çok kaybediyorum. Düzen değil, düzensizlik beni sıkıcı biri haline getiriyor bence.
AŞK, BÜYÜLÜ BİR TESADÜF
Aşkın hayattaki en güçlü duygu olduğuna inanıyor musun yoksa fazla mı anlam yüklüyoruz sence?
Ben, yoğun yaşanan her duyguyu seviyorum ve aslında tam olarak bu yüzden bu işi yapıyorum. Hele ki dikkatimizin bu kadar dağınık olduğu, insanların tahammülünün bu kadar düştüğü bir dönemde birini sevmek, onu her gün, hep aynı ilgiyle, tutarlı bir şekilde sevmek bence çok büyük bir şans. Bu büyülü tesadüf başına geldiğinde de onu yaşamaktan başka şansın kalmıyor zaten.
‘Şakir Paşa Ailesi: Mucizeler ve Skandallar’ son dönemin en dikkat çeken dizilerinden. Bu işe girerken bu kadar dikkat çekeceğini tahmin ediyor muydun?
Kostümünden dekoruna, oyuncu yönetiminden rejisine kadar titizlikle çalışılan bir beş ay geçirdik. Bu hummalı çalışmanın sonunda ne derece büyülü bir şeyin içinde olabileceğimi tahmin etmiştim; çok şükür ki yanılmadım.
TEMİZLİK TAKINTIM YORUCU BOYUTTA
Takıntıların var mıdır?
Var, olmaz olur mu! Temizlik mesela… Eğer o gün evim temiz değilse, kendimi bütün gün çok kötü hissediyorum. Bir yere gidilmesi gerekiyorsa, 1 saate ihtiyacım varsa 2 saat derim çünkü çıkmadan önce mutlaka evimi temizlemem gerekiyor. Bu boyut sadece zaman ve enerji kaybı.
Bu yılın kelimelerinden biri ‘manifest’ seçilmiş. Enerji vs gibi konularla aran nasıl?
Kendimize söylediğimiz şeylerin temiz içerikli olması gerektiğini düşünüyorum ama bu toksik pozitiflik rüzgârına kapılıp kendimi de yanıltmamaya gayret ediyorum. Hep ne olabilecegimi bildiğim kadar ne olduğumu da bilmeye dikkat ettim. Bir şeyi çok arzu ediyorum, onun için dua ediyorum ve gereken her şeyi yapıp gerisini hayata bırakıyorum.
YAŞADIĞIM HAYAT İÇİN ŞÜKÜR DOLUYUM
Hikayenin sorguladığı şeylerden biri de; insan aslında özünde neye aşık olur? Sende bunun cevabı var mı?
Ben aşk gibi, yas tutmak gibi, dönüşmek gibi komplike duygu ve durumların tanımlanabilecek şeyler olduğunu düşünmüyorum. Herkes farklı bir şekilde aşık olur, bazen aynı insan bile farklı şekilde aşık olur.
Gerçek hayatta bir şeyin zor olması seni ona karşı daha mı çok kamçılar yoksa iter mi?
Ben hemen hemen hayatta sahip olduğum her şeyin üzerinde mutlaka kendi tırnak izini bulmuş biriyim. Bu yüzden çabasızlıkla ilgili olan kaslarım hiç gelişmiş değil. Mücadele etmeyi çok seviyorum. Duygusal, fiziksel her türlü mücadelemin sonunda sahip olduğum, hayatıma gelen her şeye de şükür doluyum.
Kendini rahat izleyebilen oyunculardan mısın?
Çoğu oyuncu kendini izlemekten hoşlanmaz. Ben de açıkçası bayılarak izlemiyorum ama izlemeyi yararlı buluyorum kendim için. Bölümün ve karakterlerin bütününü görmek, hatta çektiğim sahnelerin müziğini duymak bile verdiğim karakter mücadelesine destek oluyor.
Ben izlerken o dönemin ruhunun beni çok çektiğini hissediyorum. Sen ister miydin o dönemi yaşamayı?
Kesinlikle deneyimlemek isterdim. Şu anda da mesela, içinde bulunduğum zamanın dışında bir yerlerdeki Helin’i merak ediyorum. Eminim bambaşka versiyonlarda, bambaşka hikayelerin parçası olurdum.
Kariyerin için bir dönüm noktası olarak görüyor musun bu hikayeyi?
Tabii ki ama ben yaptığım her işe kariyerimde bir kırılma noktası olarak bakıyorum. Her sette, her hikayede yepyeni insanlara temas ediyorum. Bu yolculuk benim için hâlâ devam ediyor. O yüzden buradaki kırılmam ne, tam olarak karar vermiş değilim.
Ben izlerken Sümbül’e bazen çok kızıyorum. Senin de sinirlerini bozuyor mu bazen?
Açıkçası karakterimin her hareketiyle ilgili mutlaka negatif, pozitif hislerim oluşuyor. Bu soruya net bir cevap vermekte zorlanıyorum. Ama Sümbül hiyerarşik tabakanın en alt kısmında ve en üstüne hizmet eden bir iş yapıyor. Bu insanların ‘gençlik hatası’ diyebileceğimiz hataları yapmak gibi bir lüksleri yok çünkü bunun bedelini kovulmakla, işlerinden hatta bazen canlarından olmakla ödüyorlar. Bir süre sonra da hayatta kalmak için kronik bir bencillik geliştiriyorlar. Bu kısmı nedenselleştirmek isterim.
Sence Sümbül’ün Aniese’ye karşı eylemleri devam edecek mi?
Edecek, edecek tabii. Sümbül biri tarafından sevilmenin nedensiz olduğunu ve başka bir kadının varlığına bağlı olarak değişmediğini anlayana kadar böyle sürecek.
Kaşık kaşık yiyince kolesterolü damardan kazıyor! Demir, magnezyum ve çinko depolarını fulleyip kemikleri beton gibi yapıyor
İftardan sonra bir şişe içince hazmı kolaylaştırıyor! Uzmanından kan şekerini dengeleyen öneri
Ayıla bayıla yiyoruz ama böbrekleri diyalize sürüklüyor! Her sofrada var, ömrü 10 yıl kısaltıyor, organ yetmezliğine kadar götürüyor
Buzdolabının sebzelik kısmına 1 parça koymak yetiyor! Sebze meyvelerin çürümesini önlüyor, 1 hafta tazelik sağlıyor!
Kimse kokusunu sevmiyor ama etkisi inanılmaz! Kilo vermenin en hızlı yolu deniyor: Göbek bölgesindeki yağları cayır cayır yakıyor