Hira Koyuncuoğlu: 20 saat de çalışsam enerjim bitmiyor
‘Akıncı’ dizisinin kadrosuna giren Hira Koyuncuoğlu’nun enerjisi bitmiyor. Bale eğitimine sahip olan oyuncu açtığı dans okulunu kapatmış olsa da çalışmalarına evde devam ediyor. Birçok meslektaşının aksine setin yorucu çalışma temposundan şikayet etmeyen Hira Koyuncuoğlu sevdiği işi yaptığı için yorulmadığını söylüyor. Uğur Alkapar / ugur.alkapar@posta.com.tr
Kahraman dizisinde oynuyorsun?
Dünyada Süpermenler, Batman’ler varken neden bizim de bir tane olmasın değil mi? ‘Akıncı’nın büyük bir kanal açtığını düşünüyorum ben de sektörde. Çünkü yapılması zor bir şey. Bizden sonra da bence bu tarz işler çekilecek. Sadece şu anda halkımız biraz alışık değil. Gerçek olmayan şeylere kendini adapte edemiyor. Neden biz de yurt dışındakiler gibi işler yapmayalım? Emek o kadar fazla ki. Sabahlara kadar çalışılıyor. Aksiyon çekmek gerçekten zormuş
Önceki işin biter bitmez bu diziye geçtin. Şanslı mısın?
İşin içinde şans da var emek ve başarı da. O yüzden sadece şanslıyım diyemiyorum. İyi bir iş yapmak ve orada da iyi performans göstermek önemli. Her iki dizide de NTC Medya ile çalışıyorum. Yaptığın işle saygı duyulan bir oyuncu olursan iş geliyor.
Kısa bir süren vardı. Nasıl hazırlandın?
Oyunculuk benim mesleğim. Yeni bir karaktere geçmek de aslında hayatla çok bağlantılı. Hayatınızda ani bir değişiklik sizi bambaşka biri yapabiliyor. Allah korusun mesela annenizi kaybediyorsunuz. Fakir insan bir anda çok zengin olabiliyor. İnsanın içinde olan şeyleri oynuyoruz. Abartmadan, gerçek bir yerden baktığımız için karakterlere yoğun bir hazırlık ihtiyacı duymuyoruz. Bu duygular zaten içimizde var.
Bazı diziler şimdi yıllar sürerken bazıları da sezon sonunu göremiyor. İşin içinde olan biri olarak, bunları ne belirliyor?
Tabii tek bir faktör yok. Senaryo, yönetmen, kast. Hepsinin bütünüyle iyi olması gerekiyor. Şu an tutan işlerde hayata dair gerçek ilişkiler, gerçek diyaloglar var. İzleyici “Bunu ben de yaşamıştım” hissini istiyor.
Bale eğitimi aldın. Bale okulun var...
Okul şu an kapalı. Daha sonra tekrar açmayı planlıyorum. Baleye de evde devam ediyorum, evde barım var. Çocukluğumdan beri bale ve oyunculukla iç içe büyüdüm. Hayalimi yaşıyorum. Hem dans hem oyunculuğu birlikte yürütmek istemiştim. Şu anda elimden geldiğince yapmaya çalışıyorum.
Oyunculuk nasıl başladı?
Kendimi bildiğimden beri hep oyuncu olmak istiyordum. Televizyondaki karakterlere bakıp “Anne bunu ben oynayacağım, beni orada göreceksiniz büyüyünce” diyordum. Tek söylediğim şey buydu. Aynanın karşısında izlediğim karakterleri canlandırırdım. Gelen misafirlere skeçler oynardım. Üniversitede de zaten eğitimini aldım. Menajerlerle çalışmaya başladım ve sektöre girdim.
Peki şarkı da söylüyor musun?
Evet seviyorum ve söylüyorum. Şan dersi de aldım. Kendimi şu an yeterli hissetmiyorum ama bununla ilgili çalışmak istiyorum. Geliştirmek istiyorum kendimi.
Müzikalde oynamak istemez misin?
Bu konuda hayallerim var. Burada olmazsa artık arkadaşlarımı toplayıp kendim yapacağım.
Hangi diziyle başladın?
İlk işim ‘O Hayat Benim’. Google’da ‘Adını Feriha Koydum’ yazıyor ama ben o dizide yoktum! İnsanlara da bunu asla anlatamıyorum. Kime benzettiler acaba? Sonra ‘İstanbullu Gelin’de iki buçuk sene oynadım.
Ünlü olduğunu ne zaman hissettin?
‘İstanbullu Gelin’ çok sevildi gerçekten. Hayatımda bir diziyi gerçekten herkesin izlediğini gördüm. Orada gerçekten ünlü olduğumu hissettim. Senin oynadığın karakteri o kadar sevip içselleştiriyorlar ki o bölüm üzüldüysem teyzeler bana gelip sarılıyorlardı ne olur ağlama, üzülme diye. Tabii o zaman pandemi yoktu.
Reyting kriteri teyzeler zaten. Onların beğendiği diziler tutuyor.
Evet kesinlikle önemliler. Onlar izliyorsa tamam.
Setlerde yoğun bir çalışma temposu var. Sektörün içinden biri olarak etkileniyor musun bundan?
Ben işimi çok seviyorum. Benimle çalışanlar bilir. 15 saat de çalışsam 20 saat de çalışsam enerjim bitmiyor. Çok keyif alıyorum ve hiç yorulmuyorum. Hiç de şikayetçi olmuyorum. İnsan sevdiği işi yaptığında şikayet etmiyor. Bu yüzden uzun saatler gözüme görünmüyor. Bir yaşam tarzı benim için sete gitmek. Orayı evim gibi hissediyorum.
Mesleğinle ilgili koyduğun hedeflerin var mı?
Tabii ki de çok fazla hedefim var. Ama hayallerimi kendime saklamayı seviyorum. Her oynadığım karakteri karşı tarafa en iyi şekilde geçirmeyi amaçlıyorum.
Sosyal medyada çok güzel karelerin var. Hayatının ne kadarını gösteriyorsun?
Ben sosyal medyayı tamamen iş odaklı kullanıyorum. Özel hayatımı kendi içimde yaşamayı seviyorum. Zaten göz önünde bir meslek yapıyoruz. Özel hayatımız da bize kalsın. Sosyal medya kariyer vitrini benim için.
Kimseyi stalk etmiyor musun?
Nefret ediyorum öyle şeylerden. İşim olmaz. O kadar sevmiyorum ki sosyal medyayı. Fotoğrafı koyup, hikayeyi atıp çıkıyorum. Sosyal medyadan uzaklaşmak için yorumlara kapalı beş yıldır Instagram’ım. Çok huzurlu bir şey.
Çok ortalarda görünmüyorsun. Bu bilinçli bir seçim mi?
Değil ama yaşam tarzım magazini çeken bir durum değil. Çok evcimenim. Evde arkadaşlarımı ağırlamayı seviyorum. Sosyal hayatım magazin muhabirlerinin olduğu yerlerde değil. Dışarı çıktığımda da piyasa ortamlarına girmekten hoşlanmıyorum.
Popüler dizilerde yer alan oyuncuların, “Sadece işimle konuşulmak istiyorum” demesi gerçekçi mi? Ünlüler muhabirlere sıcak davransa daha iyi olmaz mı?
Kesinlikle. Onlar da o işten para kazanıyor. Bu durum karşılıklı saygı çerçevesinde ilerlemeli diye düşünüyorum.
- Kaşık kaşık yiyoruz ama metabolizmayı alt üst ediyor! Her kahvaltı sofrasında var, ömrü 10 yıl kısaltıyor, diyabete davetiye çıkartıyor
- Karaciğeri resmen yeniden doğmuş gibi yapıyor! Her sabah aç karnına 1 kaşık yutmak yetiyor: Bağırsakları fokur fokur çalıştırıp ömre 10 yıl ekliyor!
- Göz altı morluklarını tarihe karıştırıyor! 3 malzemeyle evde hazırlanıyor: Kan dolaşımını hızlandırarak cilt tonunu eşitliyor
- 3 hafta uygulayınca iğne ipliğe çeviriyor! Vücuttaki yağları eritiyor: Metabolizmayı çalıştırıp forma sokuyor
- En asil burçlar onlarmış! Çevrelerindekileri auraları ile büyülüyorlar