Kadınlar gerçekten üniformalı erkekleri seviyormuş
Kanal D'deki 'Arka Sokaklar'ın 'Komiser Emre'si Oğuz Peçe, kendisini gerçekten polis sananlar olduğunu belirtip ekliyor: "Yolda insanlar ailesinin bir çocuğuymuşum gibi sevgiyle samimiyetle kucaklıyor. Bir de kadınlar gerçekten üniformalı erkek seviyormuş."
RÖPORTAJ: ALEV GÜRSOY CİMİN
O, ‘Arka Sokaklar’ın yakışıklı ve çevik Komiser Emre’si. Neredeyse üç yıldır ailemizden biri gibi oldu. Başarılı oyuncuyla buluştum; hem ‘Arka Sokaklar’ın hayatındaki yerini konuştuk hem de onu daha yakından tanıma fırsatı buldum. Diyor ki: Artık insanlar beni ciddi ciddi polis sanıyor. Bir de kızlar gerçekten üniformalı erkek seviyormuş.
ZOR AŞIK OLURUM AMA AŞIK OLUNCA DA SIRILSIKLAM OLURUM
Neredeyse bir hayatın çeyreği… Yani koca bir nesil ‘Arka Sokaklar’ ile büyüdük. Bu kadar uzun soluklu bir dizide olmak nasıl bir his?
20 yıldan bahsediyoruz. Türk televizyon tarihinin unutulmayacaklar listesine girmiş bir projede olmak, kariyerim için çok özel bir tecrübe. Çocukken televizyonda izlediğim insanların bugün birer usta olarak hayatıma dahil olmaları büyük şans.
ARKA SOKAKLAR HİÇ BİTMEYECEK
Sizce daha kaç yıl devam edecek? İnsanlar sıkılmadan uzun süredir bu diziyi neden izliyor?
‘Arka Sokaklar’ hep devam edecek, sadece yüzler değişecek gibi hissediyorum bazen. Güncel konuların işleniyor olması ve samimiyet. İzleyiciyi ekrana bağlamasındaki sihir bu bence.
Sokakta nasıl tepkiler alıyorsunuz?
Rıza Baba’nın ekibindeki kahraman bir polisi canlandırmak insanlara güven duygusu hissettiriyor. Yolda insanlar ailesinin bir çocuğuymuşum gibi sevgiyle samimiyetle kucaklıyorlar. Bir de kızlar, gerçekten üniformalı erkek seviyormuş (Gülüyor)
Gerçek hayatta da sizi polis sananlar oluyor mu? Zafer Ergin ile konuştuğumuzda, “Sokakta insanlar beni artık gerçekten başkomiser sanıyor” demişti.
Olmaz olur mu? İnsanlara güven veriyoruz derken tam da bundan bahsediyorum. Başı derde giren komşular yüzünden, bir gün kendimi gerçek bir operasyonun ortasına bulacağım diye ödüm kopuyor (Gülüyor)
Polislerin size tepkisi nasıl?
Karşılaştığımızda ‘devrem’ veya ‘komiserim’ diye sesleniyorlar. Bazı polis arkadaşlar başlarından geçen olayları anlatıyorlar. Gerçekten çok zor ve kıymetli bir meslek.
Komiser Emre ile aranız nasıl? Seviyor musunuz, var mı gerçek hayatta benzerlikleriniz?
Korkusuz, samimi, harbi bir çocuk. Ama en büyük benzerliğimiz yemeğe düşkünlüğümüz. Emre’nin de benim de her durumda aklımız yemekte.
AŞKI YAKALADIYSAN ONA TESLİM OLMALISIN
Aşk ne anlam ifade ediyor sizin için?
Yakalanması zor ve hiçbir anının boş geçirilmemesi gereken süreç. İnsanın karnında kelebekler uçması. Acısını, endişesini, korkusunu, sevincini, hazzını hissettirdiği her anın savaşmadan tadını çıkarmalı. Yakalanmışsın bir kere, teslim ol tadını çıkar.
Nasıl bir kadına aşık olursunuz?
Kesinlikle zeki ve vicdanlı olmalı. Her şeyden önce iyi arkadaş olabilmeliyiz, güzel sohbet edebileceğim biri olmalı yani. Mizahımız da uyuyorsa ne ala.
Kadında ilk nereye bakarsınız?
Gözlerine, gülüşüne ve kokusuna. Sonra tavırlarına.
Peki aşık olunca nasıl bir adama dönüşürsünüz?
Bunun cevabı çok karmaşık. Çünkü aşk herkesle farklı yaşanıyor ve her evresinin farklı bir tarifi var. Ama değişmeyen bir şey var ki; her koşulda hayatımı kontrol altında tutmaya çalışırım. Aşık olunca bu denge biraz şaşıyor, bu da beni aşık olmadan önce daha temkinli hale getiriyor. Yani kolay aşık olamayanlardan ama olduğumda da sırılsıklam olanlardanım.
OYUNCU OLMASAM MARANGOZ OLURDUM
Oyuncu olmasaydınız hangi mesleği yapmak isterdiniz?
Mutfakta olmak isterdim, yemek yapmayı çok severim. Veya marangozluk da olabilir. Ürettiğim bir meslek seçerdim mutlaka. Elektronik Mühendisliği okudum. O alanda da bir şeyler üretebilirdim belki.
“Arka Sokaklar öncesi ve sonrası” diye hayatınızı ikiye ayırsak, neler değişti en çok?
Çok izlenen bir proje olduğu için tanınırlığımı arttırdı. Her yeni işte kendimi daha öğrenmiş ve gelişmiş buluyorum. Bu gelişimin sonu yok, bu işi yaptığım sürece yeni tecrübeler edineceğim.
Nasıl bir ailede büyüdünüz, nasıl bir çocukluk geçirdiniz?
Karadenizli, üç çocuklu bir ailenin en küçük çocuğuyum. Küçükler hep ailenin kıymetlisidir, bunu bana hissettiren değerli bir ailem var. Sokakta oynayarak büyüyen son jenerasyon olarak tadını çıkarttığım bir çocukluk geçirdim. Haylazdım, çok hareketliydim, ebeveynlerimi biraz zorlamış olabilirim bu konuda. Karadeniz’i de ayrı severim, tam bir doğa düşkünüyüm. Vaktim oldukça aile topraklarına kaçıp özüme dönmeye çalışıyorum.
Aileniz oyuncu olmanızı destekledi mi?
Hayatımın her anında, her kararımda olduğu gibi bu konuda da en büyük destekçim onlar oldular. Bilmedikleri, alışık olmadıkları bir sektör olsa da hayallerimi gerçekleştirmemde, onların gücünü hissetmemin payı büyüktür.
Sizce oyuncu olmak için bir erkekte yakışıklılık ve kaslı olmak önemli mi?
Bazı karakterlerde iyi bir vücuda sahip olmak, yakışıklı olmak, o karakteri tanımlayan bir özellikse, bu aranan bir kriter olabilir. Ama benim oyunculuk mesleğine bakış açımda bu ayırt edici bir özellik değil. Karakteri yaşatacak, izleyici hikayesine inandıracak gerçekçilik gerekli. Bunun yolu da hayattaki gerçek karakterleri iyi gözlemlemekten, iyi yorumlamaktan geçiyor.
ÇOK GEZEN, ÇOK PARTİLEYEN BİRİ DEĞİLİMDİR...
Günlük hayatta nasıl birisiniz?
Rutin bir hayatım var aslında. Öyle çok gezip tozan, partileyen biri değilim. Set zaten günümün büyük bir vaktini alıyor, kalan zamanlarda spor yapıyorum ve fırsat buldukça bir şeyler izliyorum. Sevdiklerimle vakit geçiriyorum.
Hayatta ‘olmazsa olmaz’ dediğiniz şeyler neler?
Sevdiğim insanlar. Onlar olmadan hiçbir şeyin anlamı yok. Birlikte yaşandığında güzelleşiyor her şey.
İleride kendinizi nerede hayal ediyorsunuz?
Umarım her koşulda sevdiklerimle yan yana olmaya devam edebilirim. Çünkü şu an onlarla çok huzurluyum ve olduğum yerden mutluyum. Ben çalışkan, şükürcü ve kaderci bir insanım. Hayat ne getirirse başımın üstüne.
- Kuru kuru öksürüğe son veriyor! Babaannelerimizin yaptığı tarif: Meğer böyle 100 yaşına kadar yaşıyorlarmış
- Pekmezin içine 1 kaşık ekleyin! Kemikleri beton gibi yapıyor, kolesterolün kökünü kurutuyor, vücuda demir yüklüyor
- Yağlara mıknatıs gibi yapışıyor! 1 haftada 3 kilo verdiriyor: Hindistan cevizi suyu ile karıştırın
- Deste deste para saçmaya gerek yok! 1 damlası cildi bebek gibi yapıyor: Lekeleri açıp cilt tonunu eşitliyor
- Uzmanı anlattı: Doğal ve laboratuvar pırlantaları arasındaki farklar