Bir dönemin en aranan top modellerinden Deniz Akkaya, şimdi 30'lu yaşlarının tadını çıkarıyor. Kendini eskisinden daha seksi ve cazibeli bulan Akkaya, 'zevki erteleyerek' daha garantili bir hayat sürmenin peşinde...
Mankenlikle tanıdığımız biriydin, şimdi tiyatro yapıyorsun?
Oyunculuk hikayem aslında hep tiyatro üzerinden gitti. Popüler kültür, tiyatroyla çok ilgilenmediği, ‘seks satar’ mevzu hep gündemde olduğu için birçok insan bununla ilgilenmez. Dönem, televizyonlarda dizi dönemi, ama dünyada da böyle, hatta siyasetle iç içe geçmiş durumda.
Şimdi galiba mankenler başka başka işlere pazarlanıyor, ne diyorsun?
Eskiden biri için manken yazarlardı. Halbuki hiç tanımadığın biri. Her dönem, pompalanan şeyin sıfatı değişiyor. O zaman mankendi, bugün oyuncu. Bir işi olmayan mankendi, bugün oyuncu oldu!
RÖPORTAJ: Canan DANYILDIZ
Dizi teklifi almıyor musun peki, içinde olabileceğin çok yapım var?
Evet, iyi diziler var, fakat benim içinde olmam için çok iyi bir yapım şirketi olması lazım. Her şeyi geçiyorum kast, senaryo... Ayakları yere basan projeler olmadığı için kabul etmiyorum.
Bu biraz da ‘Deniz Akkaya’nın dizisi tutmadı’ gibi çünkü...
Herkes iyi bilir ki; dizinin tutmama nedeni aslında en son başrol oyuncusunu ilgilendirir. Ama insanlara hep böyle gösterilir, bugün Muhteşem Yüzyıl tutmamış olsaydı magazin sayfalarında Meryem Uzerli’nin fotoğrafını görecektik sebebi bu insan diye. Ayrıca da her gün teklif de gelmiyor.
Sen de durumu ‘top’ olduğun dönemde sezdin, çocuk mağazası açarak devam ediyorsun.
Ya, ortalama zekası olan herkes bunu hesap eder. Yaptığın iş güzelliğin ve bedeninle ilgiliyse geleceğini garantilemen şart! Ben de tekstil üzerinden ilerledim, ticarete açılıp Chic Frog mağazasını açtım.
Yatırım yapan akıllı bir kadınsın! Başka arkadaşların yapamadı ama?
Ben ayakları yere basan bir kadınım. Her zaman böyleydim diyemeyeceğim, ama 30’larına yaklaşırken daha başka bir düşünce biçimin oluyor. Günü birlik zevkle, zevki erteleme diye bir şey vardır. Bunu erteleyenler zaten hayatta başarılı olur.
Sen zevki ertleyen kadın mısın yani?
Evet, zevki ertelemeyi öğreniyorsun. Yaşın seni buraya getiriyor. Aksi halde fiziksel ve ruhsal olarak komik bir görüntü ortaya çıkar. Yaşının gerektirdiği gibi yaşamazsan, insan mekaniğine ters bir şey yaparsın.
Bütün bu değişimi 30’unda mı yaşadın?
Kadınlarda 30’lara doğru; erkeklerde ise 35 sanırım bu yaş. Harcamaktan, biriktirmeye döndüm. Çünkü ileriki yaşlarını düşünüyorsun ve tedbir alıyorsun. Ben şu an doğru olan şeyi yapıyorum.
Şimdi bunlara ek olarak, modellik yapmıyor musun?
Yok hayır, artık modellik yapmıyorum. En son Cengiz Abazoğlu’nun bir defilesine arkadaşım olduğu için çıktım o kadar.
Bu kadar kesin bir karar neden aldın ki?
Hala çok fitsin... Keskin dönüşüm çok yıllar önce oldu. Dışarıdan çok mantıklı gelmiyor biliyorum. Duygusal olarak beni tatmin etmiyordu mankenlik. Artık makas değiştirmem gerektiğine inanıyordum. Kimseyi ya da ortamı suçlamıyorum. Başka bir şey yapmayı arzuladım ve kendimi dinledim.
Başka yeteneklerinin peşinden gitmek mi?
Evet, öyle diyelim. Ben korkularıyla yaşayan bir kadın değilim, ama şuursuz da değilim. Ağzımla beynim arasında bir köprü kurdum ve kararımı aldım. Ayrılmak ve ticarete atılmak için. Mankenlikten edindiğim bir çevre var, ama ticarette dengeler başka Canan. Risk almaktan korkmuyorum.
“Birbirimize uygun olmadığımızı anladığımda hamile kaldım”
Cesaret... Evlenmeden, tek başına bir çocuk doğurdun!
Hayatım boyunca samimi duygulara inandım, o ilişki de öyle başlamıştı. Bu duygularla en radikal kararlar bile alınabilir. Çocuğumun babasıyla, bebek sahibi olma isteğimiz hep vardı. Ama bir süre sonra birbirimize uygun olmadığımızı gördük. Ben tam o sırada hamile kaldım. Karşılıklı aldığımız bir karardı bu.
Ama bize pek öyle yansımadı... Sen zorla bir çocuk doğur gibiydin?
Evet, birtakım yakın medya ilişkileri durumun farklı yansımasına sebep oldu. Ben iyilerin kazanacağına inanırım Kızım Ayşe’ye de bunu öğretiyorum.
Herkesle nasıl baş ettin?
Sokaktaki normal insanla, babasız bir çocuk doğurduğum için hiç sorun yaşamadım. Bugün geriye dönüp bakınca kendi verdiğim ve aldığım bu sorumluluğun yükünü kimseye yüklememem gerektiğini de görüyorum.
“Kendimi eskisinden seksi buluyorum”
Erkeklerin arzuladığı bir kadın olmak nasıl bir şey?
Kendimi eskisinden seksi ve cazibeli buluyorum. Erkeklerin bu arzusundan memnun olmamak mümkün mü? Aksi olsa, mutlu olur muydum? Anne olmakla bu durum değişmiyor!
Hayatına girecek adam da böyle seksi olmalı mı?
Benim seksi anlayışım biraz değişik, ama olmalı! Bana hoş gelmeli.
Hiç lezbiyen birinden teklif aldın mı? Her iki cinse de seksi geliyor musun?
(Kahkaha atıyor) Yok, olduysa da bunu ben bilmiyorum! Bana bulaşmadı!
“Kadının vücudu tapınağıdır”
Yine olsa, tek başına bir çocuk doğurur musun?
O günkünden daha fazla cesaretliyim; Bugün senin radikal dediğin şeyden daha fazlasını yapabilecek bir gücüm var. Sabırlı durabilirsem tabii!
Sabırlı mısındır peki?
Eskiden değildim, ama kızımı dünyaya getirme sürecinde yaşadıklarım beni çok sabırlı yaptı. Şimdi hiçbir şeye sinirlenmiyorum Canan, inanamazsın!
O gün nefret ettiğin insanlar vardı...
Şimdi dönüp baktığımda, üzüldüğüm ya da sinirlendiğim kişilere gülümseyerek bakıyorum. Benim pozisyonumda olsan hayatta yüzüne bakmayacağın insanlarla, gün geldi iş bile yaptım. Yaşanmışlıkların bana hep olumlu bir katkısı oldu.
Taşlaştın mı yani?
Yok, herkesin içinde hem iyi hem de kötü bir taraf var. Kim annesinin karnından kötü doğuyor ki? Bana kötülük yapan herkesi affediyor muyum? Hayır! Ama bir nedeni olduğuna inanıyorum ve Allah’a bırakıyorum.
Meryem Uzerli geldi aklıma. Baba adayı ‘hayır, ben istemiyorum’ dese bile kadının doğurma hakkı var mı?
Ben Meryem adına konuşamam, kendi adıma şunu söyleyebilirim: Eğer baba adayı (Efe Önbilgin’i kastediyor) sürekli ‘neden bizim çocuğumuz olmuyor, neden hamile kalamıyorsun’ diye söyleyip sonra kadın hamile kalınca ‘yok’ diyorsa; hakkı olamaz. Kadının vücudu kendi tapınağı ve mahremidir.
Aslında karşındakinin karakterini anlaman için de fırsat olmuş...
Bazı şeyler olur, bunlar ortaya çıkar. Ben çocuğumun babasının genel karakterinin de bugün böyle olduğunu görüyorum. İş ciddiye binene kadar ‘yaparız’, iş oraya gelince ‘bakarız’ diyen bir adamdı, yolu da açık olsun.
Şimdi baba kız ve anne ilişkisi nasıl?
Üzerime açılmış birçok dava vardı, hepsi sonuçlandı. Kızımın velayeti bende ve mahkeme Ayşe ile babasının görüşmesine kısıtlama getirdi.
Skandal! İşte burası mevzu... Kızla babayı bu hale getirmek de senin verdiğin o karar değil mi işte!
Hayır! Ben Ayşe ile babasının görüşmesine hiç engel olmadım. Kısıtlamayı mahkeme getirdi. İlk günden beri Efe’nin kızını her istediği zaman görebileceğini düşünüyorum.
E sorun ne peki?
Sağlıklı, düzgün koşul ve ortamda olmalı ama bu. Fanusunda koruman gerekiyor çocuğu. Ayşe benim evimde daha bir içki kadehi görmüş değil! Yeri gelince içecek mi? İçecek, ama yaşından önce tanımaması gerek.
Annelik babalık sence ne yani, korumak mı?
Evet, benim annelik babalıktan anladığım şey, bir çocuğu zamanı gelene kadar korumak.
Efe Beyle de en tartışmalı olduğunuz şey galiba buydu!
Kızımın Efe’nin değişen ilişkilerinin adlarına kadar bilmesi, o ilişkiler içinde olması benim tek haykırışımdı... Birlikte geçirilen zaman önemlidir. Benim işten attığım, ruh sağlığı yerinde olmayan bir dadının tutulması çocuğum için iyi olabilir mi? Mahkeme çocuğumla babasının görüşmesine kısıtlama getirdi, evde şartlar düzelirse görebilir.
Bir evlilik planın var mı? Aşk hayatın nasıl gidiyor?
Zaman zaman denediğim insanlar var, ortak zevklerim olduğunu düşündüğüm erkekler oluyor, ama sonra zaman içinde birbirimize uygun olmadığımızı görüyorum. Kimse dört dörtlük değil onu da biliyorum, biraz istekleri törpülemek gerek.
Sen törpülüyor musun?
Ben de törpüleyebildiğim kadar yapıyorum, ama olmazsa olmazlarım da var. Onların da karşı tarafı mutsuz edeceğini düşünüyorum, kimsenin vaktini almak istemiyorum.
Olmazsa olmazların neler?
Benim için Ayşe ile göz göze getireceğim insanın, Ayşe’ye ayıracağım zamana hiç karışmaması gerekiyor, sonra iş hayatım çok yoğun. Geriye de çok kısıtlı bir zaman kalıyor. Buna tamam diyecek erkek lazım. Ayrıca bu erkeğin sadakate inancı olmalı. Sadakate inancı olmayan, samimiyetsiz insandır. Ve bu erkek ekonomik anlamda benimle yarışmamalı, kariyeri olmalı. Davul bile dengi dengine.
Ha deyince sokaktan biriyle birlikte olmazsın o zaman?
Ya tam olarak para değil mesele, kariyerinde çok iyi olabilir ama aşağılık kompleksi vardır; gene idare edemez beni. İçinde ego işlerini çözmüş olmalı. Kendi ufak çöplüğünde yaşamamalı o erkek. Bunların hepsi de öyle kolay bulunan özellikler değil! Böylesi bir erkek beni cezbeder.
İçinde hiç aşk saymadın ya...
Evet! Farkettiysen ‘çok aşık olacağım bir adam’ demedim... Bunlara sahip olmayan bir adama zaten aşık olmam. İlk görüşte aşk kocaman bir yalan, o küçükken oluyor.
“Asla başka çocuk doğurmayacağım!”
Bir daha çocuk sahibi olmak var mı aklında?
Evli ya da değil; asla başka çocuk doğurmak istemiyorum.
Sen özel ilişkilerinde başarılı bir kadın mısın? Hataların oluyor mu?
Deli misin! Tabii ki oluyor! Her ikili ilişkide her iki tarafta da başarısızlıklar vardır ve karşındaki değiştikçe hikaye de değişir. Benim de hatalı olduğum çok yer var ilişkilerimde.
Adamlar ‘salak ve kolay’ idare edilir kadınlardan mı hoşlanıyor sence?
Ya bunun kadını erkeği yok bence. Kolay ya da sorunsuz ilişkiyi tercih eden kadınlar ve erkekler var. Onlar birbirlerini buluyor. Bu bir seçim ve karakter meselesi.
“Aralarında aşk olan insanlar arkadaş olamaz”
Ayşe için ‘Keşke yapmasaydım!’ dediğin oldu mu?
Kızım Efe’nin evine gittiği zaman gördüğü kızların adını telaffuz ettiği gün, dayanamayıp Twitter’dan çıldırarak bir şeyler yazmıştım, işte o gereksizdi! Günün sonunda kendi içimde çözebilirdim. Ama öyle bir an geliyor ki Canan, koruma içgüdün ağır basıyor.
Hem anne hem baba olmak senin sorumluluğunda, ondan belki de?
Tam olarak ondan da değil; ama keşke Efe ile o zamanlar da o kadar diyaloğa girmeseydik daha iyi olurdu. Ama bundan da insan ilişkileri konusunda analiz yapma yeteneği kazandım. Zamanla her şey düzelir mi? Bakmayı öğrenirsen her şeyin bir nedeni olduğunu görürsün.
Zamanla her şey düzelir mi dersin?
Aşk yaşayan, aşk ilişkisi yaşamış olan insanlar sonradan arkadaş falan olamaz. Ben buna inanamıyorum. Bu benim anladığım bir şey değil.
Ayşe ve kendin için psikoloğa gidiyor musun?
Psikolojik yardım aldım, ama psikolog artık arkadaşım ve gelme diyor. Ama zaman zaman kızım için yardım alıyorum, ben pedagog değilim çünkü.
‘Ya bunu yapmasaydım, utanıyorum!’ dediğin bir iş var mı?
Bu benim için manasız bir korku, kendi kendini doldurmaktan başka bir şey değil. Devletimi satmadığım sürece, vatanıma ihanet etmediğim sürece yaptığım ve yaşadığım hiçbir şeyden pişman değilim! Kızıma da bu konuda verecek hesabım yok.
“Ayşe’yi özel ilişkilerimden uzak tutuyorum”
Kendi büyük dünyanda yeri var mı Ayşe’nin?
Hayır! Ben Paper Moon’da, Nusret’te yemek yerim diyelim, ama Ayşe ile oralara gitmem. Sadece 1. yaş doğumgünü, annelerin büyük görgüsüzlük yaptıkları zamandır. Onu kendimiz için yaptık, ama sonra Ayşe’ye fikrini sordum hep yaş günlerinde.
Bu yüzden mi seni ve Ayşe’yi orda burda, diğer sosyetik, ünlü anneler gibi görmüyoruz?
Başkalarına görgüsüzlük yapıyorlar diyemem, herkesin kendi kararı. Ama Ayşe, kadın olarak beni; erkek olarak babayı görüyor. Aile büyükleri arasında olması daha iyi.
Özel ilişkilerin de buna dahil mi? Yani Ayşe onları görüyor mu?
Onu kendi özel ilişkilerimden uzak tutuyorum. Şimdi onun karşısına başka bir erkek figürü çıkartıp kafasını karıştırmaya gerek yok. Bunun aksini yapanı da kınamıyorum
"Kendimi kaybettiğim dönemler oldu"
Kadın ve erkekte en çok neye katlanamıyorsun?
Riyakarlık! Bu hiç tahammül edeceğim bir şey değil! Böyle insanları hayatıma bir daha asla sokmam. Ama yalan söyleme konusunda, insanları anlamaya çalışıyorum.
Erkekler mi kadınlar mı daha tehlikeli sence Deniz?
Kadınlarrr! Doğa gereği daha tehlikeli! Komplike varlıklar oldukları için!
Bu iki cinste en nefret ettiğin şey ne?
Erkeklerin bir araya gelince kadın kız muhabbeti yapmalarına; kadınların da ‘ah ilişki yaşayacak adam yok!’ laflarına tahammül edemiyorum! Bana çok sığ geliyor.
Seni yönlendirmek isteyen insanlar var mı?
Kadın ve erkek arkadaşlarım var. Ama ben kimseyi dinlemem. Kendi iç sesine göre hareket eden biriyim.
Kendini kaybettiğin zamanlar oldu mu?
Vardır, ama bir gün duvara toslar kendine gelirsin. Bir sabah uyanırsın, bir şeyler seni tatmin etmez, kendine gelirsin. Benim de var kendime geldiğim böyle zamanlar.
- Günlük burç yorumları! Filiz Özkol yazdı: Yay, Kova, Başak ve diğer burç yorumları
- Pekmezi yıllarca yanlış yemişiz! Kalsiyum ve demir deposu karışım: Kemikleri taş gibi yapıyor, bağırsakları makine gibi çalıştırıyor
- Gece 1 damla süren sabah genç uyanıyor! İnce çizgileri santim santim dolduruyor: Yüzde 100 doğal nemlendirici, kolajen üretimini hızlandırıyor
- İbrahim Saraçoğlu işaret etti: B12 eksikliğini tarihe gömüyor, kabızlığı bitiriyor! Yiyen gün boyu acıkmıyor, karnı dümdüz yapıyor
- Fondötenin adını unutturan maske! Cildiniz kar gibi beyazlatıyor: Pirinç unu ile birleştirin