Kurban Bayramı'na sadece birkaç gün kaldı.. Ailemizle, sevdiklerimizle güzel vakit geçirmenin en iyi yollarından biri mangal keyfi olacak yine...
Ancak uzmanlar uyarıyor: Türkiye’de kolon kanseri oranı giderek artıyor ve bunun en önemli sebeplerinden biri yüksek ısıda pişirilen etleri bolca tüketmek. Bilim Üniversitesi’nden Prof. Dr. Gökhan Demir’le kolon kanserini artıran sebepleri ve önlemenin yollarını konuştuk. Bu alanda çok önemli yenilikler olduğunu öğrendik...
(Yandaki fotoğraf: Prof. Dr. Gökhan Demir)
Türkiye’de kolon kanseri neden artıyor?
Son yıllarda ülkemizde kanser profili, kanser resmi değişiyor ve mide kanseri sıklığı giderek azalıyor buna karşılık kolon kanseri artıyor. Beslenme, yaşam tarzımız, şehir hayatı, katkı maddeli gıdaların tüketilmesi dünyanın her yerinde aynı sonuca yol açıyor. Kolon kanseri görülme sıklığı artıyor. Ama bir de avantajı var; bu kanser türü taramayla erken tanının mümkün olduğu bir tür. Ve erken tanı halinde ameliyata, kemoterapiye gerek kalmadan şifaya kavuşabilen bir kanser.
Bu taramaların ideal sıklığı 10 yıl mı?
Evet araştırmalar, basit bir polipten kanser tümörüne geçiş süresinin 10 yıl kadar olduğunu gösteriyor. Ailede hiçbir risk faktörü yoksa, yani akrabaları arasında kolon kanseri görülmemişse herkes 50 yaşından itibaren 10 yılda bir bu taramayı mutlaka yaptırmalı.
Ya 50 yaş öncesi görülme ihtimali?
Diğer kanserlerde olduğu gibi kolon kanserlerinin de yüzde 5 ila 10’u genetik kanser. Orada bir şeyi ayırmak lazım. Bütün kanserlerin oluşumu genlerdeki bozukluklardan meydana geliyor ama ‘genetik’ kanser dediğimiz zaman ailevi kanserlerden söz ediyoruz.
Bu grubun içine girenler ne yapmalı?
Çok basit bir altın kural var: 50 yaşın altında, birden fazla birinci derece akrabanızda kolon kanseri varsa sizde ailevi kolon kanseri olma riski var demektir. Bu nedenle genetik tarama yapılması gerekir. Kolonoskopik tarama zamanı da şöyle belirleniyor: Ailede en erken yaşta görülen kolon kanseri vakasının görülme yaşından 10 sene önce tarama başlamalı. Yani diyelim ki babanızda bu hastalık 40 yaşında görüldü. Sizin 30 yaşında tarama yaptırmaya başlamanız lazım. Hatta bazı ailevi kolon kanserlerinde tarama bile yapılmadan koruyucu ameliyatların yapılması öneriliyor.
Mangaldan ve sigaradan uzak durun!
Korunmak için ne yapmalıyız?
Beslenme ve yaşam tarzımız kolon kanseri oluşumunu etkileyebiliyor. Bu açıdan şanslı bir coğrafyada yaşıyoruz. Kolon kanserinden koruyucu olduğu tüm dünyada kabul edilen beslenme Akdeniz tipi beslenme. Bol sebze- meyve, zeytinyağlı yiyecek, balık tüketilmesi, az hayvansal yağ tüketilmesi, işlenmişyüksek ısıya maruz kalmış gıdalardan uzak durmak, egzersiz yapmak ve ideal kiloyu korumak riski azaltıyor.
Bunları yaptık diyelim, ne kadar azaltacak riski?
Yüzde 10 ila yüzde 15 oranında azaltıyor. Bir başka altını çizmek gereken şey şu fetişizmden uzak durmak: Düzgün beslenirsem, egzersiz yaparsam bu hastalık bende olmaz. Öyle bir şey yok! Genetik yüzde 5 -10 etkili, doğru yaşamla yüzde 10- 15 risk azalıyor. Geriye kalan yüksek oranı belirliyor? Kimse bilmiyor! Yalnız tabii Akdeniz Diyeti’nin bütün iyi yanları dışında iki tane de kötü tarafı var. Birincisi çok sevdiğimiz mangal kültürü. Yüksek ısıda pişen et kalın bağırsak ve mide kanseri riskini ciddi oranda artırıyor. İkincisi hala çok sigara içilen bir toplum olmamız.
Ya stres?
Stresin kanseri artırıcı etkisi olduğunu gösteren bir çalışma yok. Ama bağışıklık sistemi baskılananlarda kanser riski artıyor, stres de bağışıklık sistemini baskılıyor gibi bir yaklaşım var. Mesela depresif hastalar üzerinde yapılmış çalışmalar var. Bunlar o hastalarda kanser riskinin artmadığını ortaya koyuyor.
Alkol?
Az miktarda kullanılan alkolün kanser riskini artırmadığı biliniyor. Bu ölçü de meme kanseri hariç bütün kanser türlerinde aynı: Erkek için günde iki kadeh, kadın için günde bir kadeh alkollü içkiye izin verilebilir. Fazla miktarda tüketilen alkolün kanser türleri üzerinde etkili olduğu biliniyor. Meme kanserinde azı bile etkili...
Genetik test artık çok kolay ve ulaşılabilir!
Kanser konusunda gelişmeler neler?
Kolon kanseriyle ilgili önemli gelişmeler var. Bugüne kadar genetik faktörleri kullanarak kanser tedavisi yapmayı bilmiyorduk. Hasta geldiği zaman genetik özelliğine bakmadan standart yöntemlerle tedavi ediyorduk. Halbuki son 10 yıldır kemoterapi dışındaki tedavilerin devreye girmesiyle, yani hasta hücrelerin hedef alınıp tedavi uygulanmasıyla yeni kavramları öğrenmeye başladık.
Ne gibi?
Artık kişinin genetik, moleküler özelliklerine bakarak, onun resmini çekerek hastalığını tedavi etme dönemine girdik. Bu yöntemde kişinin genetik özelliklerine en uygun tedavi ve ilaç kullanımı imkanı var. Ve bu çok önemli sonuçlar getirdi. Birincisi doğru hastaya doğru tedavi uygulanarak maliyet ciddi olarak azaltılıyor. Şimdiye kadar elde ne imkan varsa uygulanıyordu ama kullanılan ilacın o hastaya bir faydası olmayabiliyordu. Boşa para ve gereksiz yan etkiler gibi olumsuz sonuçlar çıkıyordu. Artık genetik özelliklerine uygun olarak hastaya yeni ve daha etkili, yani doğru ilaçlar verilebiliyor.
Sadece kolon kanserinde mi uygulanıyor?
Hayır akciğer, meme gibi diğer kanser türlerinde de kullanıyoruz artık bu yöntemi. Son olarak geçtiğimiz günlerde yapılan onkoloji kongresinde bir yenilik açıklandı. Özellikle kolon kanseri tedavisinde etkili bir yenilik bu. Biz bugüne kadar bu kanser türüne yol açan bir tane gen var sanıyorduk. Tedavide herkese aynı ilaçları veriyorduk. Fakat her hastanın vücudunun tedaviye cevap verişi aynı olmuyordu. Şimdi görüldü ki; başka genetik faktörler de var ve artık bu yeni akıllı ilaçlarla kanserli hücre hedeflenerek kişiye göre bir tedavi uygulamak mümkün. Doğru hastaya doğru ilaç dediğimiz bu yeni yaklaşımla yaşam süresi de iki kat arttı.
10 sene sonra kanserle mücadelede nerede olacağız?
Bu alandaki gelişmeler katlanarak ilerliyor. Kanser yakın gelecekte kemoterapi gerekmeden sadece akıllı ilaçları kullanarak kronik bir hastalık haline getirilecek. Şu andaki gelişmeler bize bunu gösteriyor.
Bunun için genetik testler mi yapılıyor?
Bu genetik analizler Türkiye’de sanılandan çok daha rahat ve kolay uygulanabiliyor artık. Gelişmiş ülkelerle neredeyse aynı düzeyde yapılabiliyor. Bunun sonucunda hastanın moleküler özellikleri belirleniyor ve doğru ilaç veriliyor. Böylece hem yaşam süresi uzuyor hem de hasta gereksiz ve çok zorlayıcı olan yan etkilerden kurtulmuş oluyor.
Genetik taramanın fiyatları nasıl?
Aşağı yukarı 150 euro gibi bir ücreti var.
(13 Ekim tarihli Posta Gazetesi'nin Karnaval Ekinden alınmıştır)
- Siirt'te satışa çıktı! Kilosu 350 TL: Yağışlı ve karlı havalarda tüketin, uzun süre tok tutuyor
- Siyah noktaları tek seferde bitiriyor! Lekeleri 3 ton birden açıyor: Ciltte biriken yağı silip süpürüyor
- Bağırsak kurtlarını patır patır döküyor! Sabah aç karna tüketin: Parazitlerin kökünü kazıyor
- Tarçın alırken 2 kere düşünün! Kokusundan kendini ele veriyor: Toz mu alınmalı çubuk mu?
- Evdeki gizli tehlike! Sakın bulaşık makinesine koymayın: Tahta kaşıklar nasıl temizlenir?