Pazar Postası“Büyük aşk acıları çektim ve bu şarkıları yazabildim”
Paylaş
“Büyük aşk acıları çektim ve bu şarkıları yazabildim”

800'den fazla şarkı sözüne imza atan Sezen Cumhur Önal, bugün 77 yaşında ve hala dinç. Artık kimseye şarkı vermek istemeyen Önal, namaz kıldığını ve Kaan isimli bir oğlu olduğunu ilk kez Karnaval'a anlattı

Röportaj: Canan Danyıldız

Haberin Devamı

canan.danyildiz@posta.com.tr

* Niye çok kızgınsınız? Herkese ve her şeye?

Müzik eğlence değildir; kültür; müzik, ses bunlar ilahi şeyler; bizde bunu ciddiye almıyorlar. Nasıl sinirlenmem? Özel televizyonlar çıktı, TRT kendi özelliğini kaybetti ve bozulma başladı.

* Bunun için mi çok kilo verdiniz?

Kilo mu vermişim? Çökmüş müyüm? Evet, aslında gece gündüz bunları düşündüğüm için canım sıkılıyor Canan ve kilo verdim evet. İnsan yaşlandıkça daha fazla acı çekiyor.

* Neye deliriyorsunuz en çok?

Bizim zamanımız çok başkaydı, şimdi gerçek müzisyen de şarkıcı da yok. Eskiden beste yaptığımızda; senfoniden geliyorlardı düşün! Şimdi sokak çalgıcılarına bu işleri yaptırıyorlar! Böyle bir şey nasıl olur? Çıldırmamak mümkün değil!

Haberin Devamı

* Sizin modanız geçmiş olabilir mi?

Hayır efendim ne münasabet! Piyasayı sadece para kazanmak isteyen ve iş bilmeyen ‘prodüktör’ diye geçinen insanlar doldurdu. Mesele o.

* Dünya değişti, Doğu Bloğundaki ülkeler yıkıldı, Mars’ta hayat...

‘Demode oldun’ diyorsun? Nostalji dünyanın her yerinde kıymet verilen bir şey; modası geçmiş olamaz. Bak benim söz yazdığım şarkıların tıklanma miktarına.

* Sizin gibi bir ustadan kim yararlanmak istemez ki?

İsterler mi hanımefendi! İsterler mi beni! Ben bu işi biliyorum diye özellikle istemezler. Yoksa ilan verip albüm satmaya çalışırlar mı? Gazeteye ilan veriyorlar düşünsene!

* Versinler ne olmuş? Şartlar ve sunum değişmiş olabilir!

Olmaz efendim! Bir albüm iyiyse senin ilan vermene gerek var mı? O zaten kendi kendine yürür gider; bağır çağır ‘biz bunu yaptık, gidin koşun alın’ denmez.

* E ama satıyor... Mu?

Ya bak kendin sorup kendin yanıt veriyorsun, nerede satıyor? Hani satışlar? Yok öyle şey, bilmem kaç bin satsa seviniyor sanatçı! ‘Ben yaptım oldu’ diyemezsin!

* Çok satan çok iyi midir her zaman? Saçma!

Evet iyidir tabii ki! Halk aptal değil, neyi seçeceğini, neyi dinleyeceğini iyi bilir. Para verirken aklını çalıştırırsın, orada akıl ortaya çıkıyor. Ama bu kötü müzik piyasasını düzeltmek mümkün; yoksa benim konuşma hakkım olmazdı.

Haberin Devamı

* Arabesk de bir zaman milyon satıyordu, hatırlatırım!

Arabeski karıştırma, o biraz baskıdan, radyo sansüründen olan bir şeydi. Yani Türk radyolarında her müzik çalınmıyordu, e Arap coğrafyasına biz çok yakınız bu tip bir etkilenme çok normaldi.

* Kızıyor musunuz arabesk dinleyene?

Hayır, onların bileceği iş.

* Tamamen köşeye mi çekildiniz?

Hayır ne münasebet, hala işliyorum, beni fikir almak için her yere davet ediyorlar, ben de önemli bulduklarıma gidiyorum.

* Gençlerle iyi bir bağ kurabildiniz mi?

Bence kurdum, liselere müzik hakkında bir şeyler anlatmaya gittiğimde çocuklar heyecandan ölüyor; beni tanıyorlar.

* Dünya bizim müziğimize ne diyor?

Dünya bize gülüyor Canan, alay ediyorlar bizimle, ne yapacaklar başka? Bak benim dönemimde şarkılarını Türkçeleştirdiğimiz sanatçılar gelip bir de o şarkıyı Türkiye’de Türkçe okuyordu; öyle bir gücümüz vardı.

* Bazen sizinle ilgili esprili videolar da kurgulanıyor...

Alay edildiğimi düşünmüyorum; kızmıyorum. Kimse benimle alay edemez.

"70 yıldır ruh temizliği yapıyorum"

Haberin Devamı

* Şanslı mısınızdır?

Allah istedi benim bir yerde olmamı. Ben öyle düşünüyorum; ahlaklıysan, iyiysen bir yerelere geliyorsun. Geçmişe bakınca kendimi şanslı hissediyorum; ama şansını kendi yaratanlardanım.

* Söz yazarlığı yapmak nereden aklınıza geldi?

Ben aslında Türkçe dilini, sözcükleri seven bir adamdım; edebiyatı kuvvetli olanlardan... Tercüman ve Son Havadis gibi gazetelerde de yazarlık yaptım; derken şarkı sözlerine kadar gitti iş.

* İlham aldığınız biri var mı?

‘Şöyle olmalıyım!’ dediğiniz? Hayır, ustaların ustası olmaz Canan’cım. Ama sana tüyo vereyim; kendine iyi bir rakip seçmelisin; eğer rakibin varsa ve iyiyse onu geçmek için her şeyi yaparsın. Benim rakibim Fecri Ebcioğlu’ydu.

* Hırslısınız vay vay vay!

Aaaa adama ot yoldururum! Sen ne diyorsun! Aşırı hırslıyımdır!

* Dönüp geriye bakınca, nasıl bir sorumluluktu sizinki?

İnsanların ruhu aç, ruhlarını temizliyorum, ben bir temizlik işçisiyim 70 yıldır ruhları temizliyorum, öyle görüyorum kendimi.

* Çok para kazandınız mı söz yazarlığından?

Haberin Devamı

Aslına bakarsan kazanmadım; çünkü şarkı verdiğim isimler, Berkant, Özdemir Erdoğan gibi mesela, çok meşhur oldu ve iyi paralar kazandı. Benim durumum ise farklıydı. Mesela yaptığım şarkılar o dönem çok önemli bir Türk filminde oynuyormuş, haber bile vermiyorlar. Kızılay gibiydim yani, fazla para kazanamadım.

* Aileniz peki? Destekler miydi sizi?

Aaa desteklemez mi? Babam Anadolu’da nutuk söylerdi, kaymakamdı aynı zamanda. Annemse hep arkamızda. İki kardeşiz biz.

“Ajda müthiş yetenek ama hâlâ farkında değil!”

“Büyük aşk acıları çektim ve bu şarkıları yazabildim”

* Siyasetle aranız nasıl?

Kültür Bakanlığı siyaset yapamaz, kültür başka bir şeydir; öyle politikaya filan karıştırılmaz. Sayın Cumhurbaşkanı’yla çok eskiden tanışmıştım, yanımızda Sakıp Sabancı da vardı. Nereden bilebilirdim bu kadar yükseleceğini.

* Politikasını doğru buluyor musunuz?

Beğendiğim yerler var, ama açığını söylemek gerekirse o yaptırdığı saraya ihtiyacı yoktu.

* Önemli isimlerle hep iç içe olmuşsunuz...

Evet, Simaviler, Koç Ailesi, Sabancılar... Ve daha birçok tanınmış aile hem sosyete dünyasından hem de farklı alanlardan.

* Bugünkü sosyeteyi nasıl buluyorsunuz?

Orda yedim, böyle pahalı giyindim, şöyle zenginim diye gezmekle sosyete olunmaz; Demet Sabancı’nın çok iyi piyano çaldığını biliyor musun sen? Ya, olacaksan öyle olacaksın.

* Ajda Pekkan ile hala küs müsünüz?

Yok barıştık, onu Fikret Şeneş’in cenazesinde istemeyip yolladığında insanlar, üzüldüm ve yanına giderek onu öptüm, yani barıştık. Ama onun da 70 yaşında sahnede öyle kıyafetler giymesine, halktan uzak yaşayıp saklanmasına gerek yok. Ajda müthiş bir yetenek, ama farkında değil hâlâ.

* Otobüs durağında beklerken görüntülendiniz.‘Parası bitti’ ‘düşmüş’ diye haber yaptılar.

Niye öyle bir haber yaptılar anlamadım! O gün bir yere gitmek için taksi bekliyorduk; hava sıcak; gelmeyince yardımcım Hatice, güneş diye orada oturmamı söyledi; o arada çekmişler. Yoksa çok şükür durumum iyi.

* Biner misiniz toplu taşıma araçlarına?

Binerim tabii, otobüse de metroya da binerim. Hatta geçen gün bir dolmuş yanaştı ‘Sezen Bey istediğiniz yere kadar götürelim’ dedi, düşün özel araba gibi.

“40 yaşında bir oğlum var ama pek görüşmeyiz”

* Özel hayatınızı pek bilmiyoruz...

Çok ön planda olmasına gerek var mıydı? Ama 3 kere evledim.

* Çok istikrarlıymışsınız gerçekten!

(Gülüyoruz) Yürümedi. Zorlamanın manası yoktu...

* Ama 3 evlilikle sınırlı kalmamıştır kadın mevzu?

Çapkındım evet; fingirdemeyi, flört etmeyi severim. Ama sevgilimi hiç kıskanmam. Hayatımdaki kadın gidip başka biriyle birlikte olabilir; ama bana asla dönmeyecek!

* Şimdi biri var mı hayatınızda?

Var evet, uzun zamandır birlikteyiz.

* En fazla aşk acısı çektiğiniz zaman ne zamandı?

‘Hatırlıyor musun?’ diye mi soruyorsun; hepsinde çok çektim; iyi ki de öyle olmuş yoksa nasıl bu şarkı sözlerini yazardım? Büyük aşk acıları çektim ve bu şarkıları yazabildim.

* Çocuk sahibi olmayı düşünmediniz mi?

2. evliliğimden 1 oğlum var, adı Kaan, şimdi 40 yaşında; ticaretle uğraşıyor, tam ne iş yaptığını bilmiyorum.

* Hiç görmedik, bilmiyoruz? Sık görüşüyor musunuz?

Pek görüşemiyoruz; zor iş baba olmak Canan, öyle dışarıdan göründüğü gibi değil; o kadar oldu işte.

* Çok evlenme teklifi alır mıydınız?

Üff hem de ne çok! Kadınlar bana hasta oluyordu.

* Amerikan Koleji’nde çok güzel kızlara ders verirmişsiniz...

Ne kadar zordu Canan! Liseye her girdiğim zaman o kadar güzel kızın arasına, ‘Allah’ım yardım et burdan namusla çıkayım, ne olur!’ derdim. Çok zordu kendini tutmak!

“Büyük aşk acıları çektim ve bu şarkıları yazabildim”

“Bizde müzik detone ve dekolteden ibaret”

* Yok mu popüler müzikte elle tutulur bir şey yahu?

Var, olmaz mı?Sezen Aksu mesela, çok uyanık bir kızdır; kocaman bir boşluğu dolduruyor; o da olmasa ne yapacağız biz? Ha mesela Şebnem Ferah var, müthiş bir ses; ama kendine Müslüman! Candan Erçetin, ödül alıyor; bende de var o ödülden, yeter mi yetmez? Onun da sesi güzel ama; iyi şarkılar mı söylüyor?

* Başka? Başka?

Hadise... Düzgün söylüyor şarkıları ama bu kadar açılmasına, bu kadar dekolte vermesine gerek var mı? Açmasan da dinlenirsin! İnsanlar etek altı görmekten bıkmış! Kimse artık ilgilenmiyor, yemiyor böyle şeyleri.

* Görsellik olmasın mı?

Hayır, hayır; bu işte elbette estetik de olacak; ama müzik matematik işidir; kafa işidir.

* Deniz Seki’yi hapishanede ziyarete gittiniz...

Evet, nasihat vermek için gittim; çok üzüldüm haline. Ama onu da uyarmıştım; o da fazla dekolte veriyordu; hata yaptı. Türk müziği dekolte ve detoneden ibaret.

* Yeniden söz yazıp vermeyi düşündüğünüz şarkıcı var mı?

Hayır, ki ben her zaman iyi sese uygun şarkı verdim ve Berkant, Kamuran Akkor, Nilüfer gibi isimler o şarkılarla meşhur oldu. Şimdi öyle bir ses yok!