MERVE ÖZAYTEKİN

mozaytekin@posta.com.tr

Otelin SPA merkezi Six Senses Avrupa ve Asya’daki en iyi 10 otel SPA’sı arasında yer aldı. Bodrum Kempinski Hotel Barbaros Bay önceki yıllarda ‘Dünyanın en iyi sahil oteli’, ‘Dünyanın en seksi plajı’ ve ‘Dünyanın en iyi lüks sahil oteli’ seçilmişti. Ödüle doymayan bu oteli yaz bitmeden keşfe çıkmamak olmazdı.

Bodrum Kempinski Hotel Barbaros Bay adeta cennetten bir köşe. Nedenini yazıyı okuyunca anlayacak, fotoğraflara kış boyu bakarak iç geçireceksiniz. Ancak burada sezonun henüz bitmedi ini de hatırlatmakta fayda var... Yaz bitmeden huzurun adresine yolculuğa çıkmaya ne dersiniz?

Elinize bir koy fotoğrafı geçer, ‘Şimdi orada olmak vardı’ dersiniz ya... Denizin rengi turkuaz; kum pırıl pırıldır. Ağaçların çeşit çeşit yeşili sizi fotoğrafın içine çeker. “Burası cennet” dersiniz sadece... Karşımda duran manzara tam da bu. Bodrum Kempinski Hotel Barbaros Bay’deyim. Kızılağaç Koyu’nu tepeden görüyorum.

Denizin, gökyüzünün ve ağaçların rengi sadece bir photoshop harikası olabilir! Ya rüya görüyorum; ya da cennetteyim. Gerçek olamayacak kadar kusursuz! Dünyada bildiğim her yeri o an hafızamdan siliyorum. Gördüğüm kareyi zihnime kazımak, huzur bulmak istediğimde de her detayıyla hatırlamak istiyorum...

Tüm koy size ait

Sahili daha yakından görmek, manzaranın güzelliğine dahil olmak en güzeli. Plaja inmek üzere otel kapısına yöneliyorum. Görevliler hemen yanıma geliyor. Sahile golf arabasıyla götürebileceklerini söylüyorlar. İki yanı kızıl renkteki kayalardan oluşmuş dar yoldan sahile iniyorum. Her yer parfüm gibi çiçek kokuyor. Sahile varıyorum. Otelin iki plajı var. Biri çocuklu ailelerin giremediği Silent Beach (Sessiz plaj) diğeri ise herkese açık Center Beach (Ana plaj). Tercihimi Silent Beach’ten yana kullanıyorum.

Burada denizin şıkır şıkır sesi, ılık esen rüzgarla birleşiyor. Kulaklarım böylesi bir sessizliğe alışık değil. Sahildeki en büyük gürültüyü iskeleye yanaşan yatlar ve kuşlar yapıyor. Kendime iki zeytin ağacı arasında, hasır şemsiye gölgesinde şezlonglu, hamaklı bir köşe buluyorum. Ağaçlar arasından görünen denizi seyre dalıyorum. Sanki tüm koy bana ait.

Silent Beach’te sessizliği bozmaya kıyamıyorsunuz. Örneğin bir ihtiyacınız var ve otel görevlisini çağıracaksınız. Sesinizi yükseltip ‘Bakar mısınız?’ demiyorsunuz. Şemsiyelerin gövdesindeki demire bağlı düğmeye basmanız yeterli. Dünyada karşılaşabileceğiniz en nazik görevli isteğinizi öğrenmek için yanınıza geliyor...

Sessizliği bozmaya kıyamıyorsunuz

Kendimi Ege’nin mavi sularına bırakıyorum. Ayağımın altından binlerce balık geçiyor. Elimi atıyor, bir tanesini tutacak gibi oluyorum. Grup halinde geçişlerini, sudan çıkıp atlamalarını seyretmek bambaşka. Denizin dibine bakmaktan kendimi alamıyorum. Bu ne mavilik Allah’ım! Açılınca arkamı dönüyorum. Kızılağaç Koyu’na bu sefer de tam karşıdan bakıyorum. Doğanın içinde ufacık bir noktayım! Dağların farklı tonlardaki yeşilleri muhteşem bir kompozisyon.

Sevgiliyle gidilmeli

Bodrum Kempinski Hotel Barbaros Bay’de romantik bir hava hakim. İnsan sevgilisini istiyor yanında. Sahil boyu yürümek, manzaraya karşı içki içmek... Sahile inen patika yol romantik yürüyüşler için çok uygun. Otelin binasından önce havuz bölümüne iniyorsunuz. ‘Sonsuzluk Havuzu’ da koyu tepeden görüyor. Koyun ortasında suya giriyorsunuz hissi veriyor. Havuz bölümünden aşağı bir asansör iniyor. Otelin her köşesi gibi burası da deniz manzaralı. İskeleye yanaşan yatlar, denizin turkuaz rengiyle şahane bir tablo yaratıyor. Asansör, deniz manzaralı sakin bir alana açılıyor. Burası düğün yapmak için çok uygun bir alan.

Hayallere dalıyorum. Ardından zeytin ağaçları, zakkumlar arasındaki patika yol, kademe kademe manzarayı görüp ona ulaşmanızı sağlıyor. Ben parkurdaki yürüyüşü öğleden sonraya bırakıyorum. Çünkü önce yemek yemeliyim. Barbarossa Beach&Grill otelin sahile en yakın restoranı. Öğle yemeği, akşam yemeği ve atıştırmalıklar için ideal.

Menüde hamburgerden spagettiye, salata çeşitlerinden soğuk sandviçe kadar her şey var. Yemeklerin hepsine Kempinski’nin yorumu katılmış. Özellikle pide çeşitlerinin tadına doyum olmuyor. Bodrum otuyla harmanlanmış köy peynirli pide şahane. Bodrum’a geldiğinizi o an anlıyorsunuz.

SPA’sı dünyanın en iyilerinden

Otelde bir an bile sıkılmanıza imkan yok. Birçok spor aktivitesi, rahatlamak için SPA merkezi sizi bekliyor. Hem doğanın keyfini çıkarıyor hem de kendinizi çok çok iyi hissediyorsunuz. Bunun için her şey düşünülmüş. Golf, dağ bisikleti, voleybol, basketbol, plaj voleybolu, yoga, pilates, thai-chi otelde yapılabilecek sporların sadece birkaçı.

Otelin kütüphanesinde vakit geçirmek, bilgisayar oyunlarıyla oynamak istiyorsanız o da bir seçenek. Ama eşsiz güzellikteki Six Senses SPA merkezi Bodrum Kempinski Barbaros Bay’in mutlaka yapılması gereken aktivitesi. Orası da deniz manzaralı! Dünya sıralamasında derece almasına şaşmamalı. Lüks SPA merkezinde profesyoneller yardımıyla detoks programı, anti selülit masajı yaptırılabiliyor.

Tatildeyken yenileniyor, enerji topluyor, vücudunuza zindelik kazandırıyorsunuz. Çeşit çeşit vücut masajları, yüz bakımları otelin en keyif alacağınız tarafı. Dilerseniz masajları sahile yakın bir köşede, deniz kokusu ve kuş sesleri eşliğinde yaptırabilirsiniz.

Balayı çiftlerine özel ilgi

Oteldeki çiftleri görünce sevgiliyle gelmek için en doğru adresin Bodrum Kempinski olduğunu bir kez daha anlıyorum. Otelin İletişim ve Halkla İlişkiler Müdürü Gizem Oflazoğlu’na balayının Kempinski’de nasıl geçtiğini sormadan edemiyorum. Gizem Hanım muhteşem olduğunu söylüyor ve ekliyor; “Balayına gelen çiftler en hassas dönemlerinde oluyorlar.

Biz de ekip olarak onları rahat ettirebilmek, unutulmaz bir tatil geçirmelerini sağlamak için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. İlgi, havaalanına adım attıkları anda başlıyor. Çiftleri havaalanından alıp otele getiriyoruz. Oda balayı çiftleri için özel dekore ediliyor. Şampanya, çilek ikramı var.

Odada özel aroma banyosu, Six Senses SPA’dan odaya refleksoloji masajı ve daha birçok sürpriz var. Her gün yeni ikramlarla balayı çiftlerine en iyi tatili sunuyoruz”.

Geceyi müzikle sonlandırmak

Aslında çift olun olmayın otelde tek başına bile sıkılmaya fırsat yok. Akşam programı da dopdolu. La Luce Restaurant’da İtalyan şefler harikalar yaratıyor örneğin. Yemeklerin hazırlanışını seyredebiliyorsunuz. Koy, bu kez de mehtap manzarasıyla büyülüyor. Otelde yemek seçenekleri saymakla bitmiyor. Otelin gururu Saigon Club’a göz atmadan olmaz.

Burası Ege’nin taze ürünlerini Asya’nın mistik tatlarıyla harmanladığı şahane bir restoran. Thai, Vietnam, Bali ve Japon mutfaklarının modern birleşimini sunuyor. Restoranlar saat 23.00’e kadar hizmet veriyor. Ya sonra? Gece bitmiyor... Günü Chill Out Lounge’da sonlandırmak en iyisi. 22.00’den 01.00’e kadar eğlenceye şahane müziklerle veda ediyorum...

(18.09.2011 tarihli Pazar Postası'ndan alınmıştır.)