'Gemide', 'Takva', 'Dar Alanda Kısa Paslaşmalar' ve çok daha fazlası... 'Karakter oyuncusu' denince akla gelen ilk isimlerden. Ve şimdi de henüz vizyona giren 'Sevgili Komşum' filmindeki 'sıra dışı kapıcı' rolüyle seyirci karşısına çıkıyor. Erkan Can'la yeni filminin galası öncesinde bir araya geldik
Gözde Hatunoğlu
Fotoğraflar: Şafak Güven
Filmin adı merak uyandırıcı! ‘Sevgili Komşum’u anlatsanıza bize...
Filmde hem heyecan hem de gerilim var. Şimdiye kadar pek denenmemiş bir hikaye anlatıyoruz. Apartmanlar, mahalleler ve komşuluk, Türkiye Sineması’nın özünde olan şeyler; çok filmimiz var bunları anlatan. ‘Sevgili Komşum’ da komşuluk kavramını ele alan ama bu kavrama biraz tersten bakan bir film.
Sizin rolünüz için ‘sıra dışı’ tanımlaması yapılıyor...
Merak ettiren, gizemli bir kapıcı. Ama sürprizini bozmayalım.
Kısa bir süre içinde arka arkaya üç filminiz girecek gösterime...
Ben saydım, sekiz.
Nasıl yoğun bir program bu böyle!
Mesele işim olunca bambaşka oluyor, aşk gibi. Kafam hep bunlarla meşgul.
Nasıl hazırlanıyorsunuz rollerinize?
İşim söz konusu olunca zamanı unuturum. Başka türlü yapılmaz zaten bu iş. Ben anı yaşamayı severim. Gelecek için büyük planlarım yok. Hayatı akışına bırakırım, geleni göğüslerim.
Zor değil mi plansız?
Ben paradan puldan anlamam. O işlere hanım bakıyor, ben oynuyorum. Her şeyi ona bıraktım, ben işimi yapıyorum. Zaten arta kalan zamanım sadece aileme ait.
Rol hayatın içinde mi?
Ben bir role çalışıyorsam eğer o hep kafamın içindedir. Mesela arkadaşlarımla buluşmak için sözleşirim, o arada yolda bir şey görürüm, birini ya da, o bana rolümle ilgili çağrışım yaparsa buluşmaya üç saat geç giderim. Role çalışmak böyle benim için.
Arkadaşlarınız ne diyor bu geç kalmalara?
Dokuz tarakta dokuz bezim vardır benim, arkadaşlarım da bilirler. “Geliyorum” derim, beni bekliyorlardır orada. Ben orada bir şey bulursam role katarım. Benimkisi biraz topu gelişine vurmak gibi. Gol olursa olur, olmazsa auta çıkar.
Senaryosunu Selcan Özgür ve Onur Ünlü’nün birlikte yazdığı, yönetmenliğini A. Taner Elhan’ın yaptığı kalabalık kadrolu kara komedi ‘Sevgili Komşum’, cuma günü gösterime girdi.
SANAT ÇÖZÜMÜ BİLİR AMA SÖYLEMEZ
Sanat politik olmalı mı?
Sanat adaletsizlikten bahseder. Sanatın kendisi karşı duruştur, eleştiridir. Kimsenin yanında değildir, ortada durur gösterir. Ama gösterdiğini de eleştirir.
Peki nasıl çözeceğiz adaletsizliği?
Çözümü sanat getirmez. Sanat çözümü bilir belki ama söylemez. İşaret eder. Parmağıyla gösterir izleyene. Sanat iyi niyetlidir zaten... Savaştan değil barıştan yanadır. Sanat kimseye düşman değildir. Ortadan konuşmak ister, her yere dokunabilmek ister. Özünü görmek isteyene, özünü gösterir. Özü iyidir sanatın.
'MANKENDEN OYUNCU OLUR MU?' TARTIŞMASI BİTTİ
'SOSYAL MEDYA FENOMENİNDEN OYUNCU OLUR MU?' BAŞLADI
Genç sinemacıları destekliyorsunuz...
Çok akıllı, parlak fikirleri olanlar var. Vizyonları bizden ileride. Onları hiç kıramıyorum. Kısa filmler, bitirme projeleri, tezler... Elimden geleni yapıyorum. Başımı belalara da soktum bu yüzden ama şikayetçi değilim. Gençleri seviyorum.
Sinemaya el atan ‘Youtuber’lar, oyuncu olan sosyal medya fenomenleri hakkında ne diyorsunuz?
Eskiden ‘Mankenden oyuncu olur mu?’ tartışması vardı; şimdi onun yerini ‘Sosyal medya fenomeninden oyuncu olur mu?’ aldı. Oyunculuk kimsenin tekelinde değil. Gerçekten seven herkes yapar.
Destekliyor musunuz onları da?
Üç çocuk var. Meğer bunların milyonlarca izleyicisi varmış, sonradan öğrendim. Onlardan bir senaryo geldi. Aksiyonlu, uçmalı kaçmalı bir film. Birlikte birkaç gün geçirdik, çalıştık. Onları anlamaya çalışıyorum, başka bir dünyaları var, kafaları değişik çalışıyor, uyanıklar.
Herkes oyunculuk yapabilir diyenlerdensiniz...
Konservatuarda bile bir sınıftan çıkan herkes oyuncu olmaz. Ya da olur da dereceleri olur. Hepsi ayrı yere gider. Yapsınlar, öğrensinler. Ama her şeyin temeli okumak. Altyapı yoksa o bina yıkılır. Üç rol olur, dört rol olur, sonrası çıkmaz.
Günümüzde sanatçı olmak zor mu gerçekten? Sanat ne kadar anlamlı bunca derdin tasanın içinde?
Dünya kötü durumda. Doğanın dengesini bozdun mu insanın dengesi de bozulur. Dünyada adaletsizlik var. Her yerde var. Ama hepsinin içinde de, her yerde de sanat var. Sanat hep var olacak.
Ya sanatçılar?
Biz sanatın işçisiyiz; her şeye rağmen işimizi yaparız. Emekçiyiz. Hayat bazen “İki koy beş al” diyor. Bazen de hiç vermeden beş alıyor. Fırdöndüyü döndürüyorsun ne gelirse onu yaşıyorsun. Benim elimden gelen şu: Tüm olanlara rağmen her şeye karşı durarak, güçlü kalarak sanatımı yapmaya devam etmek.
- Canan Karatay açıkladı: Yıllarca sağlıksız diye yedirmediler! Kaşık kaşık tüketin, insülin hormonunu baskılayan en önemli besin...
- Tahinin içine kaşık kaşık ekleyin: Tıkalı damarları yağ çözücü gibi açıyor! Kemikleri beton gibi güçlendirip demir depolarını fullüyor!
- Pekmezin içine ekleyip kaşık kaşık yiyin! Kemikleri beton gibi yapıyor, demir depolarını fulleyip bağırsakları fokur fokur çalıştırıyor!
- Son hasadı yapıldı, Türkiye'nin en kalitelisi seçildi! En güçlü antioksidan: Kalbe giden damarlarda yağ çözücü etkisi yaratıyor
- 1 kaşık yiyen 30 yıl öksürmüyor! Zencefille karıştırmak yetiyor: Balgam, hırıltı ve kuru öksürüğü kesiyor