Türk Sanat Müziği'nde sıra dışı tarzı, olay açıklamaları ve duygusallığıyla tanıdığımız Yılmaz Morgül, 'Yalnızlık Makamı' adlı maxi single ile 5 yıl aradan sonra dönüş yaptı. Morgül'ün özel hayatını, çocukluğunu ve bilinmeyenlerini Karnaval için konuştuk...
Röportaj: Canan Danyıldız
Prodüksiyon: Begüm Baki
‘Yalnızlık Makamı’ 5 yıl sonra gelen maxi single...
Teknolojinin ilerlemesi, değerlerin sıfıra inmesiyle maalesef dünyada herkesin bir makamı var. Unutmamamız gereken şey de yalnız geldik yalnız gidiyoruz, ‘Yalnızlık Makamı’ bu yüzden adı.
Niye bu kadar ara verdiniz peki Yılmaz Morgül?
İyi bir şarkı bulana kadar bekledim açıkçası, ilk maxi single çalışmam oldu böylece, 5 şarkı var içinde. Aşk şarkısı, ölümün teğet geçtiği; ayrıca protest de bir duruşu var.
Protest?
Hayatı da sorgulayan sözleri var Canan, asgari ücret 980 küsür bu ülkede, geçinmeye çalışıyorlar insanlar, başka zor koşullar; yalnızlıklar. Benim de yalnızlığım var şarkıda tabii, hissederek söylediğim.
Siz kendinizi müthiş hissettiğiniz bir dönem var mı?
Var... 1997’de cilt kanserine yakalandığımı anladığım dönem. Hiç kimseyi görmek istemiyordum, kendimi gardıroplara kapatmak istiyordum, kimselerle olmak istemedim. Şimdi sağlığım çok iyi.
Sonra yeniden nasıl şen şakrak oldunuz fazlasıyla?
Tıbbi gelişmeler arttı, bilinçlendim; dahası Amerika’da psikolojik terapi aldım bu konuda. Şimdi başhekimlerden izin alıp hastalara hem dua hem terapi yoluyla yardım ediyorum. 228 Sosyal yardım vakfıyla birlikte çalışıyorum, gönüllü.
Var mı yaşadığınız olağanüstü bir şey?
Söylediklerim belki absürt gelecek ama enerji verdiğim bir hasta o sabah ameliyat masasından kalktı mesela.
Hisleriniz korkunç kuvvetli o halde?
Babamı 6 yaşında kaybettim Canan, ablalarımdan birini de babamın 40 mevlitini verirken. Çocukluğumdan beri rüya yollu ya da insanların yüzüne bakarak birçok şeyi görüyorum, hissediyorum.
Babanız ölünce ne değişti hayatınızda?
5.5 yaşında okula başlayan bir çocuğum, 3 ablam ve 3 ağabeyim vardı hepsi evli o zaman. Annemle bir başımıza kaldık, o fabrika işçisi ben de okuldan sonra çalışmak zorundaydım, eve 1 ekmek parası getirmek beni gururlandırıyordu.
Çok çabuk mu olgunlaştınız?
Çocukluğumu asla yaşayamadım evet, 6 yaşındaydım ama Allah bana belki 36 yaşın olgunluğunu verdi; okuma yazma bilmeyen fabrika işçisi annemin motivasyonu oldum, tek başıma.
Kıskanır mıydınız öteki çocukları?
Hayır asla! Zaten o yıllar o kadar çabuk geçti ki, bir oyuncağım bile olmadan...
Oyuncak eksiği sonra kapandı mı peki?
Aaaa tabii (gülüyoruz) şöhret olunca evimin salonunu oyuncaklarla doldurdum, her birine ayrı ayrı isimler verdim, yüzlerce; iyi geceler öpücüğü verdim. Sonra kamyon tutup bütün oyuncakları Çocuk Esirgeme Yurdu’ndaki çocuklara hediye ettim.
Bu dünyada bir misyonunuz var gibi geliyor mu? Elbette! İnsanlara dokunmak, iyilik yapmak ve mutlu etmek.
“Fanusta yaşamıyorum ama dejenere değilim”
Kolay ulaşılabilir bir ünlüsünüz... Evet, asla fanusta yaşamıyorum, ama dejenere olmayı da hiç sevmem. Diyelim beni arabalarında görür insanlar, konuşmak isterler hemen. Önce saygı saygı duyulacaksın, ben ailecek sevilen nadir sanatçılardan biriyim. Zeki Müren gibi.
Hırslarınız filan? Asla yok! Para kazanayımi yatırım yapayım dertlerim de yok. Ne otomobilim var, ne de evim, onu da baştan söyleleyim.
Mal mülk edinmiş sanatçılara laf mı var? Ben halk üzerinden para kazanıp, sonra şu otomobilim, bu evim, bu buzdolabımın içi diye gösterenlere sesleniyorum, siz sanatçı mısınız? Hiçbirinize sanatçı demiyorum. Ebru Gündeş, bir iyilik yapıyor reklam yapıyor; olacak iş değil! Hayır yapacaksan, saklayacaksın. Ben de yaptırdığım şeylere kendi adımı mı vereyim? Çok ayıp!
Geliyor bombalar! Hayır soruyorum hayattakilere, Emel Sayın, Gönül Yazar, Muazzez Abacı ve yaşayan diğer efsaneler...
Siz ne yaptınız, herkesin önünde soruyorum? Türk sanat müziğine seslendirmeniz dışında siz ne verdiniz? En büyük kazançları siz yaptınız, bir insanı mı yetiştirdiniz? Okul mu açtınız? Nasıl bir ego?
“Sevdiğim kızın babası York’ta yönetici olmamı istedi”
Ya özel hayatınız, işte soru!
Sen hiç Benardeteleri, Koçları özel hayatlarıyla gündemde gördün mü Canan? Özel hayatımı çarşaf çarşaf açmam.
Hiç mi birlikteliğiniz olmadı?
Oldu olmaz mı? 9 sene bir birliktelik yaşadım, evliliğe gidemedi.
9 sene sonra ne oldu?
Musevi bir aileye mensuptu evleneceğim kişi. Onlar York’ta imparator gibi bir aile. Her şeyden vazgeçmem gerekecekti.
Ödün vermeyi mi kast ediyorsunuz?
Evet, dinimden, işimden, buradaki hayatımdan. Babası her şeyi bırakıp orada yönetici olmamı istedi. Olmazdı. O zaman babası evlenmemize izin vermedi.
E, birlikte olduğunuz kız karşı çıkmadı mı?
Hayır, o da ailesiyle aynı fikirdeydi açıkçası, bir ailenin tek kızı düşünsene. Aile sevgisi ağır bastı.
Evlenme teklifi aldınız mı hiç?
Evet, çok aldım Canan, ve ayrıldığım Musevi kız benim ayağıma kapananları gördü. Ablamlar ‘bu kız çok kıskanç, seni kedi gibi yırtar dediler’ ama dinlemedim. Hala dostuz.
E bir daha aşık olmayacak mısınız?
Vallahi 2 yıldır, kendimi daha fazla tasavvufa verdim; benim hayatımda hayırlısı olacaksa gelsin diye bekliyorum. 2 kızım 1 oğlum olmasını çok isterim.
Bekar, bakir mi kalacaksınız?
Ben sanat dünyasının ‘bakir haritasıyım’. Net!
“İbrahim Tatlıses’e MASAJ YAPTIM”
Metroseksüel biri misiniz?
Bakım anlamındaysa evet, manikür-pedikürümü kendim yaparım, sana da yaparım. Orkideli sularda masaj eğitimi aldım.
Yok, yok! Aklımı kaçıracağım!
Orkideli sularda masaj yaparım Canan. Masaj eğitimimi İbrahim Tatlıses’in kafasını uyguladım, ona ne masajlar, enerjiler verdim.
Tatlıses ailesine çok yakınsınız
Evet, İdo insanlığımdan çok şey öğrendi dedesinden sonra ben vardım; İbrahim Bey her zaman yanlarında olamıyordu. İdo ne öğrendiyse benden öğrendi.
Var mı başka bilmediğimiz farklı yanlarınız?
Gusül abdesti, normal abdest almadan dışarı çıkmam mesela asla! Her an öleceğimizi bilirim, hazırlıklı olmak isterim.
Neden hep siyah güneş gözlüğiniz var?
Kanserden sonra kaldı öyle karanlıklarda kalmak istedim, gözlerim biraz da hassas açıkçası.
Estetiğiniz var mı çok?
Hayır hiç yok! Ön dişlerimde var bir tek! Dudağımı kastediyorsan abimde bir dudak var ‘at dudak’ diyoruz ona, güzel bir krem kullanıyorum, hücre yeniliyici. Çok güzelimdir normalde Canan, annem de öyle, güzel genlerimiz var.
''ZEKİ MÜREN’in ruhu bende yaşıyor onunla konuşuyorum”
Zeki Müren’e ayrı bir zaafınız var mı?
Anneannem ben 4 yaşındayken anneme ‘ Bak bu oğluna el verilmiş, bu çocuk Zeki Müren’ gibi olacak demiş. Ben Zeki Müren’in ruhunu taşıyorum Canan. Onun ruhu bende yaşıyor. Onunla zaman zaman gece konuşuyorum rüyalarımda. Ruh buluşmaları yaşıyorum.
Ay anneciğim ya! Kimin ruhu kimin cebinde!
Bana sahnede nasıl durmam gerektiği konusunda salıklar veriyor. Ya Canan bazen kendimi sonra seyrediyorum, o ben değilim; Zeki Müren, gençliği özellikle! Zeki beyin yeğeni beni aradı ve onlar da söyledi. ‘Güzelliğin, gençliğin, sesin, duruşunla’ dayım karşımdaydı dedi.
Vefalı mısınız? Yani her sanatçı için...
Moskovo’ya bir konsere gittim, uçaktan indim, bir yerlere gezmeye götüreceklerdi beni, hava -23 derece, dedim ki boşverin oraları beni Nazım Hikmet’in mezarına götürün, çok değer bilirim Canan çok.
Gözyaşınız da eksik olmuyor maşallah!
Evet, ama önemli değil; Okan Bayülgen her hafta dalga geçti ama önemli değil, giderim programa; Okan milyonların önünde benden özür diledi.
Ve... Tarzınız... Bir Türk Sanat Müziği sanatçısı için fazla mı?
Zeki Müren’in modacısı Muzaffer Çaha ile çalışıyorum. Tarzı ve modacısı olan benden başka star yok.
Sıra dışılığınızı benzetiyor musunuz?
O da yazardı, şairdi, çok yönlü bir sanatçıydı; bende benzer özellikler var, stlistim onun gibi, hat sanatıyla ilgileniyorum vs.
Kendinizi aşırı zeki buluyor musunuz?
Aşırı Zeki Müren değil heralde, aşırı akıllı buluyor musun? Evet, pratik zekalıyım da aynı zamanda; o yüzden hep kendi seviyemdekilerle bir arada olmak istiyorum, değilsem mutsuz oluyorum.
Makyaj ve parıltılı kıyafetler...
Şov için yapılabilir Canan, bu başka manaya gelmez! Bakımlı olmasın, bu bir sorumluluk. Bak ben yanlış bir şey yaparsam ailem beni Ayder
“Annemin SÜT tereyağı SAF kaymağıyım”
Çocukluğunuza dair acayip özlediğiniz bir şey var mı?
Babamı Canan; onunla hiç vakit geçiremedim, deniz işletmesinde çalışıyordu, senede 1 kez eve gelirmiş, bir iki fotoğrafın dışında pek bir anı yok. Beykoz’da ‘Bol Kepçe’ lokantasında yemediğimiz yemekleri yediren, balık tutmayı öğreten bir baba.
Annenize kızgın mısınız?
Annem cahildi, sevgisini gösteremedi, kızgın değilim. Ona bir gün sordum ‘niye sevgini göstermedin’ diye, ‘bizim zamanımızda böyleydi, gösterilmez’ dedi, anladım.
En küçük çocuk olmanın özel bir tarafı var mı?
Annem için evet, geçenlerde bir aile yemeğimde annem bir konuşma yaptı ve orada, doğurduklarının içinde, ailemde yani bir tek benim saflığımı, temizliğimi koruduğumu dile getirdi.
Öteki kardeşleriniz kıskançlık krizi geçirmedi mi? (Gülüyoruz)
Abimler annemle 8 ay küs kaldı, annem beni ‘süt tereyağım, saf kaymağım’ diye sever, onun için başkayım tabii.
Çok bağlı mısınızdır peki birbirinize ailece?
Aaa tabii! Sen ne diyorsun! Her şeyi ama her şeyi konuşuruz, cinsellik de dahil!
Korkmalı mıyım sizden? (Kahkaha atıyoruz)
Canan, ben bu dünyada bir görevle bulunduğumu biliyorum, modern zamanların Robinhood’uyum, külkedisiyim, Polyanna’sıyım, Edison’uyum, ışığımla herkesi aydınlatıyorum, Madame Curie’siyim.
Maşallah bilmediğiniz de yok!
Çok okuyorum ben Canan, kocaman bir kütüphanem var, okuduğum kitabı da imzalayıp başkasına veririm, boş zamanlarımda tıp ve hukuk kitapları, ansiklopedileri okuyorum, büyük ilgim var.
- Günlük burç yorumları! Filiz Özkol yazdı: Yay, Koç, İkizler ve diğer burç yorumları
- 1 hafta boyunca için! 7 günde 7 kilo verdiriyor, aç kalmadan zayıflatıyor, kaşık kaşık yiyince yağları cayır cayır yakıyor
- Botoksa para dökmeye hiç gerek yok! Uyumadan 1 damla süren sabah 10 yaş gençleşiyor
- 40 yıllık yoğurtçunun sırrı! Taş gibi yoğurt yapmak için içerisine 15 adet ekleyin: Hem lezzetli hem şifalı, probiyotik etkisiyle vücuda iyi geliyor
- Kelle paçaya büyük rakip! Ruslar kaşık kaşık tüketiyor: Bağışıklığı çelik gibi güçlendiriyor, damar daralmasını önlüyor, lezzetli ve şifalı