Lale Belkıs'ı eski Türk filmlerindeki, kocası tarafından sevilmeyen, ama aşkı dışarıda bulan eşini de bırakmaya yanaşmayan sarışın salon kadını olarak biliyoruz.
Oysa Lale Belkıs, Türkiye’nin ilk mankenlerinden, tiyatro ve sinema sanatçısı, şarkıcı, yazar ve ressam. Zamanın ünlü komedi ikilisi Ateş Böcekleri’nden Yalçın’la (Otağ) 38 yıldır süren evliliği sanat camiasında gıpta ile izleniyor. Lale Belkıs’ın hayatı, bir dönem Türkiye’sinin mankenlik, oyunculuk ve sahne hayatı açısından da önemli...
RÖPORTAJ: SERAL CUMALI
Adım Belkıs Durmaz. Eyüp’te doğduğum (1940) ve çocukluğumun geçtiği ev, bahçe içinde öyle güzel bir evdi ki. Yıllar sonra o eve ‘Doğduğum Ev’ adlı bir şarkı yaptım. 12 yaşına kadar o evde yaşadık.
Sonra Moda’ya taşındık. Babam (İsmail Durmaz) Çanakkale gazisiydi. 6 kardeştik, en küçük bendim. Beyoğlu Olgunlaşma Enstitüsü’nde okuyordum. Olgunlaşma, Taksim Belediye Gazinosu’nda bir defileyle elbiselerini tanıtacaktı. Hocalarım “Senin fiziğin iyi, elbiseleri sen giy, tanıt” dedi. 14 yaşındaydım.
Kısa çoraplarımı çıkarıp ipek çorap giydim. Hiç tanımadığım, tuhaf duygular uyandıran, kandıran, baştan çıkaran, okşayan, beni bir yolun eşiğine getiren bir çift ipek çorap. Kıyafeti çok iyi göstermişim.
Ertesi gün gazetelerde fotoğrafım çıktı. Ardından hayatımı değiştiren o teklif geldi. Olgunlaşma’nın Amerika’da Türk motiflerini tanıtmak için bir defilesi olacaktı, bu kıyafetleri sergilemem için beni götürmek istediler. Ama 18 yaşını geçmiş olmam gerekiyordu. Yaşım nüfus kağıdımda 4 yaş büyütüldü, yani bir günde büyüdüm ben.
“Lale Belkıs adını Hakkı Devrim taktı”
1954’te Amerika’ya gemiyle gittik. Babamdan gizli kardeşlerimin yardımıyla yola çıktım. Gemide basın sözcüsü ve organizatör olarak Hakkı Devrim vardı. Belkıs diye bir hocamız da gemideydi.
“Belkıs” diye seslenilince ikimiz de “Efendim” diyorduk, Hakkı Devrim ve Olgunlaşma’nın müdiresi Refia Hanım, “Senin ismin Lale olsun, lale Olgunlaşma’nın sembolü hem de” dediler. İsmim o gün Lale Belkıs oldu.
Yıllardır kimlik kontrolünde, “Siz Lale Belkıs’sınız, bu kimlik başka bir isme ait” diyorlar. Ama adımı da, 4 yaş büyütülen yaşımı da değiştiremedim bir türlü. O seyahat 2 ay sürdü. York’ta Waldorf Astoria Otel’de Türk motiflerini tanıttık.
1960’tan sonra profesyonel mankenliğe başladım. 61’de yılın mankeni seçildim. İlk milli mankenlerdenim. Dönemin bütün önemli modacılarıyla çalıştım. İran Şahı Rıza Pehlevi, Prenses Süreyya, İngiltere Kraliçesi Elizabeth, dönemin ABD Başkanı Eisenhower Türkiye’ye geldiğinde defilelere ben çıkardım.
Boyum 1.74, ölçülerim 88-58-88’di. Çok güzel değildim, çok havalıydım. Türkiye’de mankenlik mesleğini ilk kuranlardanım. Mankenlik dersleri de verdim. Giysilerle, modayla fazla alakam yoktu ama şık giyinirdim. Kıyafetlerimi satın almaz kendim dikerdim.
Siyah pantolon giyerdim. Ama o günlerde pantolon giyen hanımlar hoş karşılanmazdı. Umurumda değildi. Kafamdaki “Elalem ne der” düğmesini geçici bir süre için değil, sonsuza dek kapatmıştım çünkü.
“Yaşar Kemal ve Atıf Yılmaz beni oyuncu yaptı”
İlk eşim tiyatro oyuncusu Pekcan Koşar’la evlendiğimde (1962), manken Lale Belkıs’tım. 1966 yılıydı. Atıf Yılmaz, Kilis’te Ölüm Tarlası adlı film çekecekti. Yaşar Kemal’in eseriydi ve Pekcan Koşar da oynayacaktı. O yıllarda sınırdan kaçak mal getirilirdi, mayına basıp ölenler olurdu.
Film bunu işliyordu. Ben de kumaş falan alırım diye Pekcan’la birlikte Kilis’e gittim. Dönemin ünlü terzisi Lütfiye Arıbal’ın gelinlik defilesi için anlaşmam vardı; “Biraz kumaş alıp dönerim” diye düşünüyordum.
Ama bakıyorum Atıf Yılmaz’la Yaşar Kemal etrafımda dolaşıyor. “Niye?” diyorum, sonunda Atıf Yılmaz bana, “Falcı Emine rolünü sen oyna” dedi. Olurdu olmazdı, “Peki” dedim. Ne İstanbul’a hemen dönebildim, ne de anlaşmam olan defileye gidebildim.
İlk kez sözümde duramadım. Çekim bir ay sürdü. Sonra da Atıf Bey’le 5 film daha yaptım. Genellikle rol aldığım filmlerde kocamla aram bozuluyor, araya başka bir kadın giriyordu, ben de direniyordum.
Hep kötü karakter olarak görüldüm ama aslında kocası elinden alınan ben, dayağı yiyen ben, bunun neresi kötü karakter? Filmlerimde kötülük yaptıysam aşk için yaptım. Bu arada 1967’de müziğe başladım.
‘Playboy’ gibi İstanbul’un en seçkin gece kulüplerinde çıktım. İngilizce, Fransızca şarkılar söyledim. Türkçe şarkılarımın sözlerini kendim yazdım. Hepsinde yaşanmışlık vardır.
“Yalçın’la işkembeci açılışında tanıştık”
Arnavutköy’de oturduğum yalının tam karşısında Maksim Gazinosu’nun şef garsonlarından Kamil Bey işkembeci açtı, adı da Lale İşkembecisi. Açılışına davetliydim, Yalçın da oradaydı. O gün tanıştık.
Ertesi gün doğum günümdü, oradaki tanıdıklarımı çağırırken Yalçın’a “Siz de buyurun” dedim. Rahat bir kadındım, herkes arkadaşımdı, onu da arkadaş olarak davet ettim. Bir çiçekle geldi. Birkaç ay görüştük. İzmir Efes Oteli’nde sahneye çıkıyordum, telefonla evlenme teklif etti.
Ertesi gün İzmir’e geldi ve evlenmeye karar verdik. 1975 yılıydı, evlendik. Uzun ve mutlu evliliğin bir formülü yok; en önemlisi karşılıklı anlayış. Çok çocuklu bir aileden geliyorum, zorlukları gördüm.
Yaşantım kolay değildi, halen öyle, zorluklar içindeyiz. Yarını yaşamak için hep çalıştım. Şimdiki oyuncular gibi para kazanmadık, kullanıldık. Ama hep dimdik durmaya çalıştım.
Yılların sanatçısıyız, gelecekle ilgili acabalar içinde yaşıyoruz. 7 aylık hamileyken karnımda ölen çocuğumuzdan sonra bir daha çocuk sahibi olmayı düşünmedik. Yalçın’la kışın Moda’da, yazın Datça- Ak Tur’daki evimizde sakin bir yaşamımız var.
Resim yapıyorum. Sergi açmak istediğimde galeriler, “Dolu, seneye” dediler. Ben de “Hadi canım, ben evimde açarım sergimi, isteyen gelir, istemeyen gelmez” dedim. Estetik yaptırmayı düşünmüyorum.
Mimikler gidince herkes başka biri oldu. Ben bana benzemezsem çok kötü olur. Ben buyum. Önemli olan rahatlıkla kendi yüzünüze bakabiliyor musunuz?
(16.06.2013 tarihli Posta Karnaval ekinden alınmıştır.)
- 1 hafta boyunca için! 7 günde 7 kilo verdiriyor, aç kalmadan zayıflatıyor, kaşık kaşık yiyince yağları cayır cayır yakıyor
- Botoksa para dökmeye hiç gerek yok! Uyumadan 1 damla süren sabah 10 yaş gençleşiyor
- 40 yıllık yoğurtçunun sırrı! Taş gibi yoğurt yapmak için içerisine 15 adet ekleyin: Hem lezzetli hem şifalı, probiyotik etkisiyle vücuda iyi geliyor
- Kelle paçaya büyük rakip! Ruslar kaşık kaşık tüketiyor: Bağışıklığı çelik gibi güçlendiriyor, damar daralmasını önlüyor, lezzetli ve şifalı
- Kadir Ezildi tarifini verdi! Yağmura çamura meydan okuyor: Temizlik suyuna 1 çay bardağı ekleyin